Yazar "Burak, Yakup" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Başarılı Kaynaştırma Uygulamalarına Yönelik Farklı Eğitim Kademelerindeki Öğretmenlerin Görüşlerinin Belirlenmesi(2021) Burak, Yakup; Türköz, Halime Kübra; Taşdere, Fatma Kübra; Sert, CihanBu araştırmada başarılı kaynaştırma uygulamalarına yönelik farklı eğitimkademelerinde çalışan öğretmenlerin görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.Araştırma 2018-2019 eğitim-öğretim yılı Ağrı ilinde araştırmaya gönüllü olarakkatılmayı kabul eden 12 okul öncesi, 73 ilkokul, 94 ortaokul ve 22 lise kademesindegörev yapan toplam 201 öğretmen ile yürütülmüştür. Araştırmada veri toplamaaracı olarak yarı yapılandırılmış görüş formu ve kaynaştırma uygulamalarınınbaşarısını etkileyen etmenler ölçeği kullanılmıştır. Araştırmada karma metotkullanılmıştır. Nitel verilerin analizi için farklı eğitim kademelerindekiöğretmenlerin yarı yapılandırılmış görüş formuna vermiş oldukları yanıtlarınçözümlenmesi için içerik analiz tekniği, nicel verilerin analizi için SPSS-25istatistik programı kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda öğretmenlerinbaşarılı kaynaştırmayı tanımlama konusunda oldukça yeterli bilgiye sahipoldukları ancak başarılı kaynaştırmayı etkileyen etmenlere yönelik görüşlerininoldukça farklı olduğu, birbirinde farklı görüşler belirttikleri tespit edilmiştir.Ayrıca farklı kademelerdeki öğretmenlerin en az kısıtlayıcı ortamda, normalgelişim gösteren öğrencilerle birlikte eğitim alan özel gereksinimli öğrenciningelişimini destekleyerek, toplumda bir yer edinmesinin sağlanmasını daha fazlaönemsedikleri sonucuna ulaşılmıştır.Öğe BİLGİSAYAR OYUNLARININ ÇOCUKLARIN SALDIRGANLIK DÜZEYLERINE ETKİSİNİN İNCELENMESİ(2015) Ahmetoğlu, Emine; Burak, YakupBu araştırmada bilgisayar oyunlarının ilkokul ve ortaokul düzeylerine öğrencilerinin amaçlanmıştır. İlişkisel tarama modeli niteliğinde olan araştırmanın örneklemini Edirne'de bulunan farklı sosyo-ekonomik düzeyi temsil eden, dokuz resmi ilkokul ve ortaokulda öğrenim gören 4. sınıf ve 5. sınıfta olmak üzere toplam 484 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada öğrenciler, aileler ve öğrencilerin bilgisayar oyunu oynamaya ilişkin durumları hakkındaki bazı genel bilgileri elde etmek amacıyla araştırmacılar tarafından hazırlanan "Genel Bilgi Formu" ve öğrencilerin saldırganlık düzeyini belirlemek amacıyla Buss ve Perry (2000) tarafından hazırlanan ve Can (2002) tarafından Türkçe'ye uyarlanan "Saldırganlık Düzey Ölçeği" kullanılmıştır. Araştırmada, öğrencierin %37,8'inin şiddet içerikli bilgisayar oyunu oynadıklarını, %62,2'sinin şiddet içerikli bilgisayar oyunu oynamadıkları belirlenmiştir. Ancak öğrencilere şiddet içerikli olan/olmayan bilgisayar oyunlarının isimleri sunulup, oynadıkları oyunları işaretlemeleri istendiğinde, öğrencilerin %35,75'inin şiddet içerikli bilgisayar oyunu oynamadığı, %64,25'inin ise şiddet içerikli bilgisayar oyunu oynadığı saptanmıştır. Yani öğrencilerin belirttiklerinin aksine oynadıkları bilgisayar oyunlarının şiddet içerikli olup olmadığının farkında olmadıkları saptanmıştır. Bunun yanı sıra öğrencilerin %90,1'i ebeveynlerinin bilgisayar oyunu oynama konusunda kural koyduklarını, %9,9'u da ebeveynlerinin bilgisayar oyunu oynama konusunda kural koymadıklarını ifade etmişlerdir. da yüksek olduğu, sadece sözel saldırganlık boyutunda anlamlı bir farklılık olmadığı bulunmuşturÖğe Bilgisayar oyunlarının ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin saldırganlık düzeylerine etkisinin incelenmesi(Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2013) Burak, Yakup; Ahmetoğlu, EmineBu araştırmada bilgisayar oyunlarının ilköğretim birinci kademe öğrencilerinin saldırganlık düzeylerine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştır. İlişkisel tarama modeli niteliğinde olan araştırmanın örneklemi Edirne İl Müdürlüğü’ne bağlı farklı sosyo-ekonomik düzeyi temsil eden 9 resmi ilköğretim okulunda öğrenim gören 4. sınıf ve 5. sınıf olmak üzere toplam 484 öğrenci oluşturmuştur. Araştırmada öğrenciler, aileler ve bilgisayar oyunu oynamaya ilişkin durumları hakkındaki bazı genel bilgileri elde etmek amacıyla araştırmacılar tarafından hazırlanan “Genel Bilgi Formu” ve öğrencilerin saldırganlık düzeyini belirlemek amacıyla “Buss ve Perry tarafından hazırlanan (2000) ve Can (2002) tarafından Türkçe’ye uyarlanan “Saldırganlık Düzey Ölçeği” kullanılmıştır. Araştırma kapsamında kullanılan Genel Bilgi Formu ile toplanan verilere ilişkin frekans, yüzdelik ve ortalama dağılımları bulunmuş, veri analizinde; Pearson Momentler Çarpımı Korelasyon Tekniği, Tek Yönlü Varyans Analizi (ANOVA) ve Bağımsız Grup t-Testi, tekniklerinden yararlanılmıştır. Varyans analizi sonucunda, farkların kaynağını belirlemek amacıyla LSD testi kullanılmıştır. Verilerin normal dağılıma uygunluğu Levene Testi ile kontrol edilmiş ve normal dağılıma uygun olduğu belirlenmiştir. Araştırma sonuçlarına göre; ilköğretim birinci kademedeki öğrencilerin saldırganlık düzeyleri; yaş, sınıf düzeyi, kardeş sayısı, doğum sırası, ebeveynlerinin birlikte yaşama ve/veya hayatta olma durumlarına, anne ve baba öğrenim durumlarına göre anlamlı düzeyde farklılık bulunmazken, öğrencilerin cinsiyetlerine göre anlamlı düzeyde farklılık saptanmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, ilköğretim öğrencilerinin şiddet içerikli bilgisayar oyunları oynama düzeyleri yükseldikçe saldırganlık düzeylerinin de arttığı belirlenmiştir. Ayrıca ilköğretim birinci kademedeki öğrencilerin saldırganlık düzeylerinde; şiddet içerikli olan /olmayan bilgisayar oyunu oynama ilişkisi anlamlı düzeyde bir ilişki belirlenirken, günlük bilgisayar oyunu oynama sürelerine, bilgisayarı öğrencilerin bilgisayarı oyun amaçlı kullanma düzeylerine, bilgisayar oyunlarına ulaşma mekânına bilgisayar oyunu oynama yıllarına ve şiddet içerikli bilgisayar oyunu oynayıp oynamamalarına göre anlamlı düzeyde bir farklılık olduğu, ancak ebeveynlerin bilgisayar oyunu oynama konusunda kural koyup/koymamalarına göre anlamlı düzeyde bir farklılık olmadığı tespit edilmiştir.Öğe Öğretmen, Rehber Öğretmeni ve Okul Yöneticilerinin Kaynaştırma Uygulamalarının Başarısını Etkileyen Etmenleri Değerlendirmesi(2022) Burak, Yakup; Ahmetoğlu, EmineBu çalışma öğretmen, rehber öğretmeni ve okul yöneticilerinin kaynaştırma uygulamalarının başarısını etkileyen etmenleri değerlendirmesi amacıyla yapılmıştır. Araştırma verileri Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi’nden Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı resmi eğitim kurumlarında görev yapan öğretmen, rehber öğretmeni ve okul yönetici- lerinden kartopu örnekleme yöntemi ile toplanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Genel Bilgi Formu ve Kaynaştırma Uygulamalarının Başarısını Etkileyen Etmenler Ölçeği kullanılmıştır. Araştırmaya 13 okul yöneticisi, 218 Öğretmen ve 15 Rehber Öğretmeni olmak üzere toplam 246 katılımcı dâhil edilmiştir. Araştırma bulguların- dan elde edilen sonuçlara göre öğretmenlerin kaynaştırma uygulamalarının başarılı bir biçimde gerçekleşmesin- de fiziki koşulları, normal gelişim gösteren öğrencileri ve aileleri öncelikli etken olarak gördükleri, kendilerini (öğ- retmenler), rehber öğretmenlerini ve okul yöneticilerini ise en son etken olarak gördükleri bulunmuştur. Bununla beraber okul yöneticilerinin kaynaştırma uygulamalarının başarılı bir biçimde gerçekleşmesinde önemli bir etken olarak sivil toplum örgütlerini, normal gelişim gösteren öğrencileri ve fiziki koşulları gördükleri, kendilerini (okul yöneticileri), rehber öğretmenlerini ve Rehberlik Araştırma Merkezi’ni ise en son etken olarak gördükleri, rehber öğretmenlerinin ise normal gelişim gösteren öğrencileri, fiziki koşulları ve aileleri öncelikli, ancak kendilerini (reh- ber öğretmenleri), Rehberlik Araştırma Merkezi’ni, ilgili mevzuatı ise en son etken olarak gördükleri bulunmuştur. Son olarak araştırma bulgularına göre cinsiyet ve sınıf değişkeninde özel gereksinimli öğrenci olup olmaması öğ- retmen, rehber öğretmeni ve okul yöneticilerinin kaynaştırma uygulamalarının başarısını etkileyen etmenlerle ilgili görüşlerinde farklılık göstermezken öğrenim durumu değişkeninin farklılık gösterdiği belirlenmiştir.Öğe Okul Öncesi Çocukların Öğrenme Güçlüğü Erken Belirtileriyle Yürütücü İşlev Bozuklukları Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(2023) Ildız, Gökçen İlhan; Burak, YakupBu araştırmada okul öncesi çocukların öğrenme güçlüğü riski erken belirtileriyle yürütücü işlev bozuklukları arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmaktadır. İlişkisel araştırma yöntemiyle tasarlanan çalışmaya 293 okul öncesi dönem çocuğu dâhil edilmiştir. Araştırmada çocuklara ait demografik bilgilerin edinilmesi amacıyla Genel Bilgi Formu, çocukların öğrenme güçlüğü erken belirtilerini tespit etmek amacıyla Özgül Öğrenme Bozukluğu Tarama Ölçeği Ebeveyn ve Öğretmen Formu (ÖBTÖ) ve yürütücü işlev bozukluklarını tespit etmek için Çocukluk Dönemi Yürütücü İşlevler Envanteri (ÇDYİE) kullanılmıştır. Veri toplama araçları ile elde edilen veriler Pearson korelasyon katsayısı tekniği ve çoklu doğrusal regresyon analizi ile test edilmiştir. Gerçekleştirilen analizler sonucunda, yürütücü işlev bileşenlerinden olan çalışma belleği ve ketleyici kontrol bozuklukları ile öğrenme güçlüğü riski erken belirtileri arasındaki korelasyonel ilişki ve yürütücü işlev bozukluklarının çoklu doğrusal kombinasyonunun öğrenme güçlüğü riski erken belirtileri üzerindeki yordayıcılığı ortaya koyulmuştur.Öğe Okul Öncesi Dönem Çocukların Öğrenme Güçlüğü Erken Belirtileri ile Erken Okuryazarlık ve Yürütücü İşlev Becerileri Arasındaki İlişkinin İncelenmesi(2023) Gülhan, Nesil Şentürk; Burak, YakupBu araştırmada okul öncesi dönem çocuklarının öğrenme güçlüğü erken belirtileri ile erken okuryazarlık ve yürütücü işlev becerileri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. İlişkisel tarama modelinde tasarlanan araştırmanın örneklem grubunu İstanbul ili Başakşehir ve Küçükçekmece ilçesi Millî Eğitim Müdürlüğüne bağlı bağımsız anaokulu ve ilkokula bağlı anasınıflarında öğrenim gören 342 okul öncesi dönem çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada veri toplama aracı olarak “Özgül Öğrenme Bozukluğu Tarama Ölçeği”, “Çocukluk Dönemi Yürütücü İşlevler Envanteri” ve “Erken Okuryazarlık Becerilerini Değerlendirme Öğretmen Anketi” kullanılmıştır. Verilerin analizinde Pearson korelasyon katsayısı ve hiyerarşik regresyon analizi kullanılmıştır. Araştırma bulgularından elde edilen sonuçlara göre okul öncesi dönem çocuklarda öğrenme güçlüğü riski erken belirtileri arttıkça, erken okuryazarlık ve yürütücü işlev becerilerinde yaşanan sorunların da arttığı görülmüştür. Aynı zamanda okul öncesi dönem çocuklarının öğrenme güçlüğü riskini, demografik değişkenlerin (yaş, cinsiyet, daha önce okul öncesi eğitim alma durumu, sosyo-ekonomik durum) %5, erken okuryazarlık becerilerinin %53, yürütücü işlev becerilerinin ise % 68 oranında açıkladığı tespit edilmiştir.Öğe OKUL ÖNCESİ ÖĞRETMENLERİN OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU BİLGİLERİYLE PROBLEM DAVRANIŞLARDAN RAHATSIZ OLMA DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN İNCELENMESİ(2022) Burak, Yakup; Özden, Ece; Sardroud, Ebrahim MohammadzadehBu araştırmada okul öncesi öğretmenlerin otizm spektrum bozukluğu bilgileriyle problem davranışlardan rahatsız olma düzeyleri arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç kapsamında araştırmanın verileri İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğüne bağlı özel veya resmi özel eğitim & rehabilitasyon merkezlerinde veya okul öncesi eğitim kurumlarında çalışan okul öncesi öğretmenlerinden 2020-2021 eğitim öğretim yılının güz döneminde toplanmıştır. Araştırmaya özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde çalışan 48, genel eğitim kurumlarında çalışan 154 olmak üzere toplam 202 okul öncesi öğretmeni katılmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Sınıf İçi Rahatsız Edici Davranışlar Ölçeği, Hizmet ve Uygulama Seçenekleri Anketi ve Otizm Bilgi Ölçeği kullanılmıştır. Verilerin analizi SPSS-25 programında gerçekleştirilmiştir. Yapılan analiz sonucundan elde edilen bulgulara göre her iki kurumda çalışan okul öncesi öğretmenlerin otizm bilgileriyle problem davranışlardan rahatsız olma düzeyleri arasında herhangi bir ilişki tespit edilmezken, otizmli çocukların eğitiminde kullanılan strateji, yöntem ya da teknikler konusunda farkındalıklarında olumlu yönde anlamlı düzeyde bir ilişki olduğu bulunmuştur. Ayrıca özel eğitim & rehabilitasyon merkezlerinde çalışan okul öncesi öğretmenlerin otizm bilgi düzeylerinin genel eğitim kurumlarında çalışan okul öncesi öğretmenlerin bilgi düzeylerinden daha yüksek olduğu, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışan okul öncesi öğretmenlerin otizmli çocukların eğitiminde kullanılan strateji, yöntem ya da teknikler konusunda farkındalık düzeylerinin genel eğitim kurumlarında çalışan okul öncesi öğretmenlerinkinden daha yüksek olduğu bulunmuştur.Öğe OTİZM SPEKTRUM BOZUKLUĞU OLAN ÇOCUKLARIN KAYNAŞTIRILMASI VE BÜTÜNLEŞTİRİLMESİNDE ÖĞRETMENLERLE İLGİLİ DEĞİŞKENLERİN İNCELENMESİ(2020) Burak, Yakup; Ahmetoğlu, EmineAHMETOĞLU3ÖzBu araştırmada otizm spektrum bozukluğu olan çocukların kaynaştırılması ve bütünleştirilmesinde öğretmenlerleilgili değişkenlerin incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada nicel araştırma yöntemlerinden olan ilişkisel taramamodeli kullanılmıştır. Araştırmanın örneklem grubunu Edirne il ve ilçelerinde yer alan özel ve resmi ilkokullardagörev yapan 674 sınıf öğretmeni oluşturmuştur. Araştırmada veri toplama aracı olarak Segall ve Campbell(2007) tarafından Otizm Kaynaştırma Ölçeği olarak geliştirilen Segall (2011) tarafından yeniden yapılandırılan,altı senaryo ve 10 bölümden oluşan, Yerleştirme ve Hizmet Anketi kullanılmıştır. Araştırma bulgularına göresınıf öğretmenlerinin sınıf içi rahatsız edici davranışlardan rahatsız olma düzeyleri ile yaş, mevcut pozisyondaçalışma süresi, çalıştığı otizmli öğrenci sayısı ve başarılı bir kaynaştırmayı etkileyen faktörlere ilişkin görüşleriarasında pozitif yönde bir ilişki varken, otizmli kaynaştırma öğrencisine yönelik öngörüleri, otizm konusundakiyöntemlere yönelik farkındalıkları arasında negatif yönde bir ilişki olduğu tespit edilmiştir. Ancak sınıföğretmenlerinin sınıf içi rahatsız edici davranışlardan rahatsız olma düzeyleri ile otizm bilgi düzeyleri, otizmlikaynaştırma öğrencisine yönelik his, tutum, görüşleri (duygusal tutum, öznel yargı ve öz yeterlik) arasındaanlamlı düzeyde bir ilişki olmadığı bulunmuştur.Öğe OTİZMLİ ÇOCUKLARIN EĞİTSEL YERLEŞTİRİLMESİ, KAYNAŞTIRILMASI VE BÜTÜNLEŞTİRİLMESİNE YÖNELİK ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİNİN BELİRLENMESİ1 OTİZMLİ ÇOCUKLARIN EĞİTSEL YERLEŞTİRİLMESİ, KAYNAŞTIRILMASI VE BÜTÜNLEŞTİRİLMESİNE YÖNELİK ÖĞRETMEN GÖRÜŞLERİNİN BELİRLENMESİ(2019) Burak, Yakup; Ahmetoğlu, EmineBu araştırmada otizmli çocukların eğitsel yerleştirilmesi, kaynaştırılmasıve bütünleştirilmesine yönelik öğretmen görüşlerinin belirlenmesiamaçlanmıştır. İlişkisel tarama modelindeki araştırma verileri Edirne il veilçelerindeki resmi ve özel ilkokullarda görev yapan toplam 674 sınıföğretmeninden toplanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Segall veCampbell (2007) tarafından Otizm Kaynaştırma Ölçeği (Autism InclusionQuestionnaire - AIQ) olarak geliştirilen Segall (2011) tarafından yenidenyapılandırılan, altı senaryo ve 10 bölümden oluşan, Yerleştirme ve HizmetAnketi (YHA - PASS) kullanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde bağımsız ttesti ve ANOVA testleri kullanılmıştır. Analizlerden elde edilen sonuçlara göresınıf öğretmenlerinin tüm senaryolarda yer alan çocukların durumlarına göremevcut yerleştirme ortamlarına ne düzeyde uygun oldukları konusundakigörüşleri senaryolara, bilişsel seviyelerine, tanılarına göre değişkenlikgöstermektedir. Ayrıca otizmi olan çocukların tanılarının olup olmaması vebilişsel seviyelerinin sınıf öğretmenlerinin kaynaştırmaya ilişkin görüşlerinietkilediği tespit edilmiştir.Öğe Otizmli çocukların eğitsel yerleştirilmesi, kaynaştırılması ve bütünleştirilmesinde öğretmenlerle ilgili değişkenlerin incelenmesi(Trakya Üniversitesi,Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2019) Burak, Yakup; Ahmetoğlu, EmineBu araştırmada otizmli çocukların eğitsel yerleştirilmesi, kaynaştırılması ve bütünleştirilmesinde öğretmenlerle ilgili değişkenlerin incelenmesi amaçlanmıştır. İlişkisel tarama modelindeki araştırma verileri Edirne il ve ilçelerindeki resmi ve özel ilkokullarda görev yapan toplam 674 sınıf öğretmeninden toplanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Segall ve Campbell (2007) tarafından Otizm Kaynaştırma Ölçeği (Autism Inclusion Questionnaire - AIQ) olarak geliştirilen Segall (2011) tarafından yeniden yapılandırılan, altı senaryo ve 10 bölümden oluşan, Yerleştirme ve Hizmet Anketi (YHA - PASS) kullanılmıştır. Araştırma verilerinin analizinde t testi, ANOVA, Pearson Korelasyon testleri kullanılmıştır. Analizlerden elde edilen sonuçlara göre sınıf öğretmenlerinin tüm senaryolarda yer alan çocukların (Akman) durumlarına göre mevcut yerleştirme ortamlarına ne düzeyde uygun oldukları konusundaki görüşleri senaryolara, bilişsel seviyelerine, tanılarına göre değişkenlik göstermektedir. Ayrıca otizmi olan çocukların tanılarının olup olmaması ve bilişsel seviyelerinin sınıf öğretmenlerinin kaynaştırmaya ilişkin görüşlerini etkilediği tespit edilmiştir. Ayrıca öğretmenlerin otizmi olan çocuklara yönelik his, tutum, görüş, öz yeterlik, sınıf içi rahatsız edici davranışlardan rahatsız olma, otizm bilgi ve otizm konusundaki yöntemlere yönelik farkındalıkları arasında anlamlı düzeyde bir ilişki olduğu sonucuna ulaşılmıştır.Öğe Otizmli Kaynaştırma/Bütünleştirme Öğrencisine Yönelik His, Tutum ve Görüşler Ölçeği’nin Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması(Trakya Üniversitesi, 2019) Ahmetoğlu, Emine; Burak, Yakup; Acar, İbrahim HakkıBu çalışmada, Segall (2011) tarafından sınıföğretmenlerinin Otizm Spektrum Bozukluğu olan çocukların yerleştirilmesi vekaynaştırılmasına/bütünleştirilmesine yönelik görüşlerini belirlemek amacıylageliştirilen Yerleştirme ve Hizmet Anketi’nin “Otizm Spektrum Bozukluğu OlanKaynaştırma/Bütünleştirme Öğrencisine Yönelik His, Tutum ve Görüşler Ölçeği(OKHTÖ)” olarak adlandırılan dördüncü bölümünü Türkçeye uyarlamak, geçerlik vegüvenirlik analizlerini yapmak amaçlanmıştır. Araştırma verileri 2016-2017eğitim-öğretim yılında Tekirdağ ve Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüklerine bağlı bulunandevlet/özel 85 ilkokulda görev yapan 231 sınıf öğretmeninden (153 kadın ve 66erkek) toplanmıştır. Çalışma bulgularına göre sınıf öğretmenlerinin yaş aralığının24-60 yaş arasında değişmektedir. Ayrıca öğretmenlerin 91’inin sınıflarındakaynaştırma bütünleştirme eğitimine dâhil edilen öğrencinin olduğu, 128’ininise olmadığı belirlenmiştir. Age of elementary school teachers ranged from 24 to 60years. A total of 91 teachers reported that they had mainstreaming/inclusionstudents in their classrooms, while 128 of them reported that they did not havemainstreaming/inclusion students in their classrooms. Çalışmada veri toplama aracı olarak sınıföğretmenlerinin kaynaştırma bütünleştirme öğrencilerine ilişkin hisleri, tutumve görüşlerini belirlemek amacıyla OKHTÖ ve sınıf öğretmenlerin kişiselbilgilerinin toplanması amacıyla GenelBilgi Formu kullanılmıştır. OKHTÖ Ölçeğinin geçerlik analizi içinDoğrulayıcı Faktör Analizi kullanılmış, alt-üst %27’lik grup puan farklarıylaölçülmüştür. Ölçeğin iç güvenirliğinin hesaplanması için de Cronbach’s alphayöntemi kullanılmıştır. Yapılan doğrulayıcı faktör analizi sonucunda ölçeğin dörtalt boyutunun olduğu, Öznel Yargı (?= .77), Öngörü (?= .84), Öz Yeterlik (?=.82) ve Duygusal Tutum (?= .79) olarak belirlendiği tespit edilmiştir. Validity of themeasure was tested via Bu araştırma sonuçlarından elde edilen bulgulara göreOKHTÖ’nün Türk kültürüne uygun olduğu belirlenmiştir. Araştırma bulgularındanelde edilen sonuçlara göre, bu ölçeğin Türkiye’de öğretmenlerle uygulanmasıiçin geçerli ve güvenilir bir ölçme aracı olduğu kabul edilmiştir.Öğe Otizmli Öğrencilerin Katıldıkları Başarılı Kaynaştırma/Bütünleştirme Yoluyla Eğitim Uygulamalarına İlişkin Öğretmenlerin Algıları(2019) Ahmetoğlu, Emine; Burak, Yakup; Acar, İbrahim HakkıBu araştırmada, sınıf öğretmenlerinin otizm spektrum bozukluğu olan öğrencilerin katıldıkları başarılıkaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamalarına ilişkin algılarını belirlemek amacıyla Segall(2011) tarafından geliştirilen Yerleştirme ve Hizmet Anketi’nin (Placement and Services Survey-PASS)“Otizm Spektrum Bozukluğu Olan Öğrencilerin Katıldıkları Başarılı Kaynaştırma/Bütünleştirme YoluylaEğitim Uygulamalarını Tanımlama Ölçeği” (OBKTÖ) ile “Otizm Spektrum Bozukluğu Olan ÖğrencilerinKatıldıkları Başarılı Kaynaştırma/Bütünleştirme Yoluyla Eğitim Uygulamalarını Etkileyen FaktörlerÖlçeği’ (OBKEFÖ) olarak adlandırılan ikinci ve üçüncü bölümünü Türkçe’ye uyarlamak, geçerlik vegüvenirlik analizlerini yapmak amaçlanmıştır. Araştırma verileri 2016-2017 eğitim-öğretim yılındaTekirdağ ve Edirne İl Milli Eğitim Müdürlüklerine bağlı devlet ve özel olmak üzere 85 ilkokulda görevyapan, araştırmaya gönüllü olarak katılmayı kabul eden 231 sınıf öğretmeninin (M=41,48 yaş, SS=9,01)katılımı ile toplanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak, öğretmenlerin kişisel bilgilerinintoplanması amacıyla Genel Bilgi Formu, sınıf öğretmenlerinin otizm spektrum bozukluğu olanöğrencilerin katıldıkları başarılı kaynaştırma/bütünleştirme yoluyla eğitim uygulamalarına ilişkinalgılarını belirlemek amacıyla OBKTÖ ile OBKEFÖ kullanılmıştır. Araştırmada öncelikle her iki ölçeğindil ve kültürel açıdan Türkçe’ye uyarlanması yapılmıştır. Ölçeklerin iç güvenirliği Cronbach’s alphayöntemi ile hesaplanmıştır. Araştırmada, OBKTÖ iç tutarlılık değeri ?= .86 ve OBKEFÖ iç tutarlılıkdeğeri ise ?= .89 olarak bulunmuştur. Araştırma bulgularına göre her iki ölçeğin de geçerli, güvenilirolduğu ve Türkiye’deki öğretmenler ile kullanılması uygun görülmüştür.Öğe Özel Eğitim ve Rehabilitasyon Merkezinde Çalışan Yönetici ve Uzmanların Prososyal Davranışlarının Değerlendirilmesi(2024) Burak, Yakup; Sert, Cihan; Özdemir, EmelBu çalışma özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde çalışan yönetici ve uzmanların prososyal davranışlarının değerlendirilmesi amacıyla yapılmıştır. Bu doğrultuda çalışma, nicel araştırma yöntemlerinden ilişkisel araştırma modeli ile desenlenen betimsel bir çalışmadır. Çalışmaya kartopu örnekleme yöntemi ile seçilen ve İstanbul’da bulunan özel eğitim ve rehabilitasyon merkezlerinde çalışan, 27’si kurum yöneticisi, 203’ü uzman olmak üzere 230 kişi katılmıştır. Çalışmada veri toplama aracı olarak demografik bilgi formu ve Yetişkin Prososyallik Ölçeği kullanılmıştır. Ölçme araçları “Google Forms” üzerinden özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde çalışan yönetici ve uzmanlara gönderilerek doldurulmuştur. Çalışmada veriler SPSS-26 ile analiz edilmiştir. Veri analizinde Spearman korelasyon katsayısı, Mann-Whitney U ve Kruskal Wallis testi kullanılmıştır. Yapılan analizler sonucunda, özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde çalışan yönetici ve uzmanların prososyal davranışları ile yaş ve mesleki kıdem yılı arasında pozitif yönlü düşük düzeyde bir ilişki olduğu, prososyal davranışları ile ideal maaş beklentisi arasında anlamlı bir ilişki olmadığı tespit edilmiştir. Ayrıca özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde çalışan yönetici ve uzmanların prososyal davranışlarında cinsiyet ve kurumdaki göreve göre anlamlı farklılık olduğu, ancak meslek ve öğrenim durumuna göre anlamlı bir fark olmadığı bulunmuştur. Bu bulgulara göre özel eğitim ve rehabilitasyon merkezinde çalışan yönetici ve uzmanların bu alanda çalışmak isteyenlerin prososyal davranışları, istemeyenlere göre daha yüksek olduğu, bu çalışma alanını meslek olarak kabul edenlerin prososyal davranışları kabul etmeyenlere göre daha yüksek olduğu söylenebilirÖğe ÖZEL GEREKSİNİMLİ BİREYLERİN BAŞARI ÖYKÜLERİNE YÖNELİK ULUSLARARASI HABER AJANSLARINDA YER ALAN HABERLERİN ANALİZİ(2023) Girgin, İrem; Burak, YakupBu çalışmanın amacı özel gereksinimli bireylerin başarı öykülerine yönelik uluslararası haber ajanslarında yer alan haberlerin doküman analizi yöntemiyle incelenmesidir. Araştırmaya 2002-2022 yılları arasında BBC News ve CNN News haber kanallarında yayınlanan, özel gereksinimli bireylerin başarı hikâyelerini ele alan haberler incelenmiştir. Çalışmada özel gereksinimli olma ve bir başarı öyküsüne sahip olma kiriteri göz önünde bulundurularak (BBC New haber kanalından 35, CNN News haber kanalından 16 haber) toplam 51 haber çalışmaya dahil edilmesine karar verilmiştir. Çalışmada veriler SPSS-26 paket programında analiz edilmiştir. Yapılan analizlerden elde edilen bulgulara göre; özel gereksinimli bireylerin başarı öykülerinin en çok İngiltere’de ve ABD’de yer alan bireylerden oluştuğu görülmüştür. Özel gereksinimli bireylerin çoğunlukla spor alanında başarı elde ettiği, çok azının politika, akademik beceri vb. alanlarda başarıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Uluslararası haber ajanslarının spor alanında başarı elde eden özel gereksinimli bireyleri sanat, akademik beceri, politika, sosyal/mesleki yaşam ve sosyal sorumluluk gibi alanlarda başarı elde edenlere göre daha fazla haber olarak sundukları tespit edilmiştir. Spor alanında da çoğunlukla başarı öykülerine yönelik haberlerin yelkencilik ve atletizm de olduğu tespit edilmiştir.Öğe Özel Gereksinimli Çocuğa Karşı Prososyal Davranış Ölçeği Geçerlik ve Güvenirlik Çalışması(2023) Burak, Yakup; Acar, İbrahim Hakkı; Özdemir, EmelBu araştırma normal gelişim gösteren 4-8 yaş aralığındaki çocukların özel gereksinimli çocuğa karşı prososyal davranışlarını belirlemek amacıyla geliştirilen Özel Gereksinimli Çocuğa Karşı Prososyal Davranış Ölçeği’nin geçerlik ve güvenirlik çalışmasını gerçekleştirmektir. Araştırma verileri Ankara ilindeki 299 çocuktan toplanmıştır. Araştırmada veri toplama aracı olarak Özel Gereksinimli Çocuğa Karşı Prososyal Davranış Ölçeği ve Erken Dönem Olumlu Sosyal Davranış Ölçeği kullanılmıştır. Özel Gereksinimli Çocuğa Karşı Prososyal Davranış Ölçeği dört farklı özel gereksinim türüne yönelik hazırlanmış beş farklı senaryo, senaryoları temsil eden resimli kartlar ve her bir senaryo için benzer formatta hazırlanan dört aşamalı ipucuna dayalı sorulardan oluşmaktadır. Doğrulayıcı faktör analiz sonuçlarına göre Özel Gereksinimli Çocuğa Karşı Prososyal Davranış Ölçeği’nin beş farklı senaryolu maddelerin yapı geçerliğinin tek boyutta toplandığı saptanmıştır. Ölçeğin kriter geçerliğini belirlemek amacıyla kullanılan Erken Dönem Olumlu Sosyal Davranış Ölçeği ile pozitif yönlü ilişki olduğu, ölçme aracının kriter geçerliğinin sağlandığı saptanmıştır. Özel Gereksinimli Çocuğa Karşı Prososyal Davranış Ölçeği güvenirlik açısından aynı grupla iki ay sonra yeniden uygulanmış, test tekrar test güvenirliği açısından oldukça yüksek düzeyde bir ilişki olduğu bulunmuştur. Ayrıca ölçeğin iç tutarlık katsayısının 0.837 olduğu bulunmuştur. Özel Gereksinimli Çocuğa Karşı Prososyal Davranış Ölçeği’nin Türk kültüründe uygun, geçerli ve güvenilir bir ölçek olduğunu söylemek mümkündür.