Sıcak iklim bölgelerinde saydam yüzey özelliklerinin günışığı çarpanı ve soğutma yüküne etkisi

Küçük Resim Yok

Tarih

2024

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Trakya Üniversitesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Mimarlığın bir meslek olarak yapılmasından beri tasarımcılar ışığı göz ardı etmeden bu alanda çalışmalar yapmışlardır. Bilhassa doğal ışık olmak üzere, gölge ve teknolojinin de gelişimiyle tasarım ögesi bağlamında değerlendirilen yapay ışık; tasarım sürecinde bina kabuğu şekillenmesinde etkili olmuştur. Doğal ve yapay çevreleri birbirinden ayıran, iç ve dış mekân arasında ayırıcı görev gören yapı kabukları; yüzeye ulaşan günışığının açıklıklar yoluyla mekân içine alınmasına olanak sağlamaktadır. Yüzeydeki açıklıklar, iç ortam için aygıt özelliği taşımaktadır. Bu nedenle iç ortamda görsel konforun sağlanmasına yönelik optimum değerlerde günışığı performansına ulaşabilmek için doğru tasarımlar ile günışığı mekân içine alınmalıdır. İç ortamda nitelikli bir görsel alan oluşumunu sağlamak ve görsel açıdan beklentileri karşılayacak ortamlar oluşturmak kullanıcı sağlığı, aktivitesi ve konforu kapsamında önem taşımaktadır. Bu çerçevede; günışığının mekân içinde etkin kullanımı, kullanıcı için optimum görsel beklentinin sağlanmasında ve iç mekândaki görsel konfor şartlarının oluşması açısından tasarımlarda önem verilmesi gerekli bir ögedir. Bu sayede, aydınlatma gereksinimi için harcanan enerji ve maliyetler de azaltılabilmektedir. Saydam yüzeylerin kullanımı, günümüzdeki kabuk tasarımlarında gitgide artmaktadır. Cephelerde artan saydam yüzey alanlarının opak yüzey alanlarına oranı enerji kayıplarını da beraberinde getirmektedir. Çünkü saydam yüzeyler, opak yüzeylere göre enerji kaybı açısından daha zayıf bileşenlerdir. Fakat bu durumun yanı sıra saydam yüzeyler, günışığından yararlanmada da olumlu etkiler oluşturmaktadır. Günümüzde özellikle ofis binalarında yapı kabuğunda saydam yüzey alan oranlarının arttığı görülmektedir. Bu durumda saydam yüzey özelliklerinin etkisinin de artmasına neden olmaktadır. Bu çalışma kapsamında sıcak iklim bölgesinde örnek bir yapı seçilerek saydam yüzey özelliklerinin günışığı çarpanı ve soğutma yükü üzerindeki etkisi değerlendirilmiştir. Çalışmada, mevcut yapının saydamlık oranı sabit tutularak (%65) Design Builder simülasyon programı aracılığıyla farklı saydam yüzey özelliklerinden oluşan üç farklı senaryo kurgulanmıştır. Elde edilen bulgular tablo ve grafikler ile analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda sıcak iklim bölgesine uygun saydam yüzey seçiminin önemi vurgulanmıştır. Çalışmanın sonucunda, elde edilen çıktıların genel bir değerlendirmesi yapılmış ve ulaşılan sonuçlara göre ofislerde optimum günışığından yararlanma ve görsel konfor koşullarını sağlama amaçlı tasarımlarda kullanılması gereken yapı kabuğu özelliklerini oluşturan cam türleri tespit edilmeye çalışılmıştır. Çalışma kapsamında kullanılan cam türlerinden sıcak iklim bölgesine en uygun olanı reflektif kaplamalı camdır.
Since architecture was established as a profession, designers have worked in this field without ignoring light. Artificial light, especially natural light, is considered as a design element with the development of shadow and technology; It was effective in shaping the building envelope during the design process. Building shells that separate natural and artificial environments and act as a separator between interior and exterior spaces; It allows the sunlight reaching the surface to be taken into the space through openings. The openings on the surface are devices for the internal environment. For this reason, daylight must be included in the space with the right designs in order to achieve daylight performance at optimum values to ensure visual comfort in the interior environment. Ensuring the creation of a qualified visual space in the interior environment and creating environments that meet visual expectations are important within the scope of user health, activity and comfort. In this context; The effective use of daylight in the space is an element that must be given importance in designs in order to provide optimum visual expectations for the user and to create visual comfort conditions in the interior. In this way, the energy and costs spent on lighting requirements can be reduced. The use of transparent surfaces is increasing in today's shell designs. The increasing ratio of transparent surface areas to opaque surface areas on facades brings about energy losses. Because transparent surfaces are weaker components in terms of energy loss than opaque surfaces. However, in addition to this, transparent surfaces also have positive effects on the use of daylight. Nowadays, it is seen that the transparent surface area ratios in the building envelope are increasing, especially in office buildings. In this case, the effect of transparent surface features increases. Within the scope of this study, a sample building in a hot climate region was selected and the effect of transparent surface features on daylight multiplier and cooling load was evaluated. In the study, three different scenarios consisting of different transparent surface features were created using the Design Builder simulation program, keeping the transparency rate of the existing structure constant (65%). The findings were analyzed with tables and graphs. As a result of the study, the importance of choosing a transparent surface suitable for the hot climate region is emphasized. As a result of the study, a general evaluation of the outputs obtained was made and, according to the results obtained, an attempt was made to determine the types of glass that form the building envelope features that should be used in designs to benefit from optimum daylight and provide visual comfort conditions in offices. Among the glass types used in the study, the most suitable for hot climate region is reflective coated glass.

Açıklama

Yüksek Lisans

Anahtar Kelimeler

Mimarlık, Architecture

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye