Diğer Yayınlar Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Karamanoğulları’nın Tarsus’ta Tutunma Mücadelesi ve Bölgedeki Anadolu Beylikleri ile Olan İlişkileri(Trakya Üniversitesi, 2016) Kılıç, AyşegülThe principalities period, which emerged as a result of political and social events as the central authority of Anatolian Seljuk State weakened, has a significant place in terms of Turkey’s history. Among these principalities, Karamanid Dynasty has extra importance that protected Turkish language and culture, as much as in Turkish history. Besides being referred to as a state rather than a principality, it went down in history with the roles which was equally as good as Byzantine intrigues, played in Seljuk, and later in Memluk-Ottoman political stability, as well as rising Ottoman Empire. Karamanids, who perceived themselves as the real heir of Anatolian Seljuk State, desired to be forceful also on other Turkish principalities. Especially the rich soils of Cukurova, in which Tarsus also takes place, witnessed the fighting of Karamanids that lasted for many years. Tarsus has a strategic status as an administration and trade center, besides being the door of Anatolia that opens to Syria. In this study, the struggles of Karamanids’ in order to hold on Tarsus, and its relationships with Ramazan and Dulkadir principalities and hence will focus on relations with the Mamluks which they connectedÖğe Kırklareli Hapishanesi(2021) Kurtişoğlu, Gülay1858 Ceza Kanunu’yla hapis cezası asli bir ceza olarak Osmanlı Hukuku’nda yer almaya başlayınca, asli bir ceza infaz kurumu olarak da hapishaneler inşa edilmeye başlanmıştır. Osmanlı Dönemi’nde modern anlamdaki hapishanelerin yapılanması, Tanzimat ve Sultan II. Abdülhamit dönemlerine rastlar. Sultan II. Abdülhamit döneminde ülkenin pek çok yerinde kâgir, tek veya iki katlı, eski binalardan dönüştürülen veya şahıslardan kiralanan hapishaneler yaygınlaşmaya başlamıştır. Bu dönemde inşa edilen Kırklareli Hapishanesi de bunlardan biridir. Kırklareli’de 1867 yılında bir hapishane inşaatına başlanmış ancak bu hapishane,1888 yılında ihtiyaca cevap veremez hale gelmiştir. Zamanla tamir edilse de yeterli gelmemiş, Hasip Paşa’nın mutasarrıflığı döneminde Hükümet Konağı ve Jandarma Dairesiyle birlikte hapishane yeniden inşa edilerek 1892 yılında tamamlanmıştır. Zamanla eklemelerle özgün planı değişen Kırklareli Hapishanesi, dönemin hapishane binalarıyla benzer özellikleri ve plan şemasıyla önemli bir kamu yapısıdır. Daha önce mimari açıdan incelenmeyen Kırklareli Hapishanesi detaylı olarak ele alınmıştır.Öğe Russia and the Napoleonic Wars, (editörler) Janet M. Hartley, Paul Keenan ve Dominic Lieven, Palgrave Macmillan Yayınları, New York 2015, xvii+271 s.(2016) Akyay, Bülent[Abtract Not Available]Öğe Gülşah Kurt Güveloğlu, Sırp Hırvat Sloven Krallığı'ndan Yugoslavya'ya Yugoslavya'nın Siyasi Hayatı ve Türkiye ile Diplomatik İlişkileri (1918- 1941),(2020) Karagöz, Servet[Abtract Not Available]Öğe Simeon Trayçev Radev, Galatasaray Mekteb-i Sultanisi: Resneli Bulgar Bir Talebenin Hatıraları 1879-1898, Çeviren: Georgi P. Kostandov, İstanbul 2018, 160 s., ISBN: 978-975-2430-62-4.(2018) Hasanoğlu, Ergün[Abtract Not Available]Öğe Lucian Boia, În jurul Marii Uniri de la 1918: Na?iuni, frontier, minorit??i [1918’deki Büyük Birleşme Döneminde: Milletler, Sınırlar, Azınlıklar], Humanitas, Bucure?ti 2017, 129 sayfa, ISBN: 978-973-50-5894-4.(2018) Cerchezeanu, Alexandru-George[Abtract Not Available]Öğe onu? Cojocaru, România ?i Turcia actori importan?i în sistemul de rela?ii interbelice: 1918-1940 [Romanya ve Türkiye: İki Savaş Arasındaki İlişki Sisteminde Önemli Aktörler], Cetatea de Scaun, Târgovi?te 2014, 230 sayfa, ISBN 978-606-537-211-5.(2017) Cerchezeanu, Alexandru-George[Abtract Not Available]Öğe Şenol Alparslan, Balkan Savaşı’nda Trakya Muharebeleri (1912- 1913), İlgi Kültür Sanat Yayıncılık, İstanbul 2017, 211 sayfa, ISBN: 978-605-4977-77-2.(2017) Yetişti, Oğuzhan[Abtract Not Available]Öğe Olga Untila Kaplan, Osmanlı Dönemi’nde Romence Basın , Gece Kitaplığı, Ankara 2016, 409 sayfa, ISBN: 978-605(2016) Hasanoğlu, Ergün[Abtract Not Available]Öğe YANYA'DA İLK OSMANLI HÂKİMİYET DÖNEMİ VE XIV. YÜZYILA AİT UNUTULMUŞ BİR ZÂVİYE(2016) Kılıç, AyşegülOsmanlı Devleti'nin Balkan topraklarına geçiş ve yerleşme sürecinin tanıkları olan tekke ve zaviyeler hem Osmanlı tarihi hem de İslam tarihi açısından büyük önem taşımaktadırlar. Ancak erken dönem kaynak sıkıntısı bu kentlere ilk Osmanlı girişleri ve fetih süreçlerini aydınlatacak kadar net bilgiler vermediği gibi bu süreçte kurulan yapılar da buna paralel olarak ihmal edilmişlerdir. İşte bu tekke/zaviyelerden biri de Osmanlı Devleti'nin Yanya'da kurduğu ilk hâkimiyet döneminde inşa edilen, Arnavutluk'un en eski Halveti tekkesi/zâviyesi olarak kabul gören ve bugün Yunanistan sınırları içerisinde bulunan Şeyh Haşim Zâviyesi'dir. Zâviye hakkında şimdiye kadar ayrıntılı bir çalışma yapılmadığı gibi hakkında bilinenler ise sadece 1390'larda Evrenos Bey tarafından inşa edildiğini belirtmekten öteye geçmemiştir. Bu nedenle araştırmamızın ilk aşaması Yanya'da ilk Osmanlı hâkimiyet dönemini ve dolayısıyla zâviyenin kuruluş tarihini tespite çalışmaktır. Ardından zâviyenin kaynaklara yansıyan ismi, gerçekten bir Halveti zâviyesi olarak mı kurulduğu tartışılacak ve bugünkü durumundan bahsedilecektir.Öğe BULGAR BASININDA TÜRKİYE CUMHURİYETİ'NİN İLANI(2016) İsov, Mümin Yaşarov; Cömertel, SerkanÇok yönlü ve çoğu defa da evrensel tarihî bilgiyle araştırmacıyı buluşturduğu için geçmişin tablosunun yeniden kurulmasında bilginin değerli kaynaklarından biri de basındır. Gazete sayfalarına atılan bakış politik-propaganda konjonktürü için meydana gelmiş haber konularına da yeni bir canlılık katabilir. Bulgaristan'da komünist rejimin propagandası için tam anlamıyla kabul edilmemiş olan, öne sürülen konu da böyledir ve bu yüzden de Bulgar tarihçiliğinin araştırma sahasına girmeye uzun bir zaman "fırsat" bulamamıştır. Araştırmanın amacı doğrultusunda ülkede okuyucu sayısı bakımından esas kitle üzerinde etkili olan gazetelerdir ve bunlar Bulgar basınının önemli temsilcileridir. Öne sürülen bakışın kronolojisi özel olarak belli bir durum üzerine kurulmamıştır, keza bu kronoloji Birinci Dünya Savaşı yıllarına kadar uzamıştır. Bu çalışma, yaklaşık on yıllık süre boyunca Türkiye Cumhuriyeti'nin ilan edilmesine ilişkin gazete haberlerine, yorumlarına ve takdirlerine denk gelen Bulgaristan'da şekillenen pozitif medya çevresinin ortaya çıkmasının gözden geçirilmesidir. 29 Ekim 1923 tarihinden itibaren söz konusu gelişmenin farklı okunması dikkat çekmektedir. İdeolojik ve politik yapıdan kaynaklı bazı rahatsızlıklar profesyonelce bertaraf edilerek, gelişme hakkında gazete redaksiyonlarının bir bütün olarak lütufkârlıklarını dillendirdiği bir görüş biçimlenmektedir. Türk-Bulgar ilişkilerinin gelişmesinde yükselen ivme iki devlet arasında tarihî Dostluk Antlaşması'nın imzalanmasına kadar devam etmiştir. Gelecek yıllarda Türkiye'ye yönelik Bulgaristan'daki ilgi gücünü yitirmemiştir. Türkiye'deki yaşamın dinamiklerine ilişkin meselelerden geniş bir görüntüyü ele alan çok sayıda araştırma yayımlanmıştır. İki devlet arasında bilimsel/kültürel bağlar kurulmuş ve gelişmiştir. İleri gelen kanaat önderlerinin, gazetecilerin, bilim insanlarının ve yazarların karşılıklı ziyaretleri gerçekleşmiştir. Bulgar tiyatro kumpanyası ve folklor topluluğu İstanbul ve Ankara'da gösteriler ve konserler gerçekleştirmiştir. Bu çalışmada, Bulgar kamuoyunda Türkiye'de kurulan cumhuriyetin nasıl algılandığı medya kaynakları üzerinden ele alınmıştır.Öğe Emily Greble, Saraybosna, 1941-1945: Hitler Avrupası’nda Müslümanlar, Hıristiyanlar ve Yahudiler, Çeviren: Ebru Sürmeli, Tarihçi Kitabevi, İstanbul 2016, 512 s., ISBN: 978-605-4534-88-3.(2016) Hasanoğlu, Ergün[Abtract Not Available]Öğe 1877-1878 OSMANLI-RUS SAVAŞI SIRASINDA KARADAĞ SINIRINDAKİ ASKERI DURUM ÜZERİNE BİR İNGİLİZ SUBAYIN MEMORANDUMU(2015) Akyay, Bülent1875 yılında Hersek'te çıkan isyan kısa sürede gelişerek Şark Meselesi'nin yeni bir krizine başlangıç teşkil etmiştir. Avrupa güçler dengesi çerçevesinde Büyük Güçlerin müdahalesiyle kriz uluslararası bir sorun haline gelmiştir. Osmanlı Devleti'ni zor durumda bırakan bu isyanı takip eden süreçte yaşanan 1876 Bulgar İsyanı, 1876 Osmanlı-Sırp-Karadağ Savaşı, 1876 İstanbul (Tersane) Konferansı ile Panslavizm tüm ağırlığını hissettirmiş ve nihayet 93 Harbi olarak bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'na sebep olmuştur. Savaş sırasında Osmanlı hudut bölgelerinde incelemelerde bulunan İngiliz istihbarat subayı Yüzbaşı F.C.H. Clarke, gönderdiği raporlarla ülkesini bilgilendirmekteydi. Çalışmada Yüzbaşı Clarke'ın 1877 yılı Ekim ayında TürkKaradağ sınırındaki askerî duruma dair hazırladığı memorandumu çerçevesinde Osmanlı Devleti ile Karadağ arasındaki sınır bölgesinde her iki tarafın askerî durumu ele alınacaktırÖğe BULGARİSTAN TARİH DERS KİTAPLARINDA TÜRK AZINLIĞIN YERİNE İLİŞKİN BAZI GÖZLEMLER(2014) İsov, MüminBu makale, Bulgar Devleti'nin kuruluşundan itibaren tarih ders kitaplarındaki millet fikrini takip ederek bir azınlık topluluğu olan Bulgaristan Türklerinin eğitimdeki yerini tespit etmeyi amaçlamaktadır. Bu yer az veya çok 1878'de sona eren Osmanlı hâkimiyetinin tarihî bir devamı olarak görülmektedir. Bu bakış açısı, bütün Balkan ülkelerinin millet anlayışlarında olduğu gibi Bulgar millet anlayışında da kolektif kimliğin ve devlet meşruiyetinin Osmanlı mirasına karşı tepki olarak geliştiğini göstermektedir.Öğe Edward J. Erickson, Büyük Hezimet; Balkan Harpleri’nde Osmanlı Ordusu, Çeviren: Gül Çağalı Güven, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul 2013, 520 s., ISBN: 978-605-360-984-1(2014) Hasanoğlu, Ergün[Abtract Not Available]Öğe OSMANLI KAYNAKLARINA GÖRE KÜLTÜR MERKEZİ KONUMUNDAKİ MAKEDONYA ŞEHİRLERİ VE ÖZELLİKLERİ(2014) Nureski, DjuneisOsmanlılar tarafından tamamen fethi Sultan II. Murat ve Fatih Sultan Mehmet devirlerinde gerçekleştirilen Makedonya şehirlerinin önemli bir kısmı, 14. yüzyılın ikinci yarısından 20. yüzyılın ikinci çeyreğine kadar gerekli olan bütün mimarî, dinî, sosyal, ticarî, edebî ve kültür yapılarıyla birer Osmanlı kültür merkezi görevini icra etmişlerdir. Bunların arasında öteden beri birer kültür merkezi olan Üsküp ve Manastırla birlikte bu dönemde Kalkandelen, Debre, Ustrumca, Kratova, Gevgeli gibi şehirler de Osmanlı döneminde kavuştukları yol, köprü, han, hamam, kervansaray, bedesten, mektep, medrese, cami, tekke, zaviye, imaret gibi zengin ticarî, mimarî ve sosyal yapılarıyla Osmanlı kültür coğrafyasının önemli birer kültür merkezi haline gelmişlerdir. İşte isimlerini saydığımız bu şehirler sahip oldukları bütün bu özellikleriyle tarihçilerin, coğrafyacıların, seyyahların, şuara tezkiresi yazarlarının dikkatlerini çekmişler ve bunların eserlerine konu olmuşlardır. Burada söz konusu şehirler, daha çok Kemal Paşazade Tarihi, Kâtip Çelebî'nin Cihannüması, Evliya Çelebî Seyahatnamesi ve şuara tezkireleri gibi kaynakların verdikleri bilgiler ışığında, Osmanlı dönemindeki doğal güzellikleri, sosyal, kültürel yapıları, ilmî ve edebî yönleri ile ele alınıp değerlendirilmeye çalışılmıştır.