Balkan Sağlık Bilimleri Dergisi
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Müzik Terapi ve Alzheimer(Trakya Üniversitesi, 2023) Dilek, Filiz; Ünal, AysunBu derleme, müzik terapisini tanımlamak ve Alzheimer hastalarında farmakoterapi ile birlikte müzik terapisinin önemini vurgulamak amacıyla yazılmıştır. Demanslı kişilerin müzikten hoşlandıkları ve sözlü iletişim artık mümkün olmadığında bile yanıt verme yeteneklerini korudukları bilinmektedir. Müzik, hasta ve bakıcısının başka türlü mevcut olmayacak bir bağı paylaşmasına yardımcı olabilir. Hastalığın tedavi sürecinde farmakolojik tedaviye ek olarak uygulanan müzik terapisinin hastaların bilişsel yeteneklerinin korunması ve davranışsal semptomların kontrolü üzerinde olumlu etkileri olduğu gösterilmiştir.Öğe Comparison of Prevalence and Severity of Depressive Symptoms in Hemodialysis Patients Before and During The Covid-19 Pandemic(Trakya Üniversitesi, 2023) Tan Tabakoglu, Nilgun; Üstündağ, SedatAbstractAims: To examine the presence and severity of depressive symptoms in hemodialysis patients before and during the COVID-19 epidemic and to evaluate its relationship with the pandemic.Methods: This study was conducted retrospectively with 21 adult hemodialysis patients who were administered the Beck depression questionnaire between September 2018 and June 2021. The conformity of BDI scores to normal distribution was evaluated with the Shapiro-Wilk test. The Friedman test was used to compare BDI scores between 3 different repeated measurement times, and the Dunn test with Bonferroni correction was used for multiple comparisons. Cochran Q test was used to compare patients' depression status (no vs. yes) between 3 different repeated measurement periods. P-value < 0.05 was considered statistically significant.Results: The average age of 21 patients (16 men and 5 women) was 66.6±9.6 years, and their ages ranged from 48 to 84 years. 23.8% of the patients were female and 76.2% were male. BDI scores during the COVID-19 pandemic were significantly higher than pre-pandemic scores (p < 0.001; Table 1 and Figure 2). The severity of depressive symptoms during the COVID-19 pandemic was considerably higher in women than in men (p = 0.038).Conclusion: The COVID-19 pandemic increased BDI scores in hemodialysis patients. We think that the application of the Beck Depression Questionnaire in the routine follow-up of hemodialysis patients will contribute significantly to the early recognition of patients who may become depressed, provide the necessary treatments, and ensure compliance with hemodialysis treatment.Öğe COVİD-19 PANDEMİ SÜRECİNDE YAŞLI BAKIM HİZMETLERİNİN YÖNETİMİ(Trakya Üniversitesi, 2022) Yetgin, Hazer; Yılmaz, ÖzkanCovid-19 pandemi sürecinde bakımevindeki yaşlı bireyler, riskli grupta yer alan ve itina gösterilmesi gereken bireylerdir. Pandemi sürecinde ise medyada bakımevleri ile ilgili istenmeyen birçok haber yer almıştır. Yine bu süreçte bakımevlerinde kalan bireyler arasında vaka ve ölüm oranlarının yüksek olması, sorunun ciddi olduğunu ortaya koymaktadır. Bunun nedenlerinden birisi de salgın sürecinin doğru ve etkin yönetilemeyip gerekli önlemlerin alınmamasından kaynaklanıyor olabilir. Bakım evlerinin pandemi gibi özel durumlarda iyi yönetilmesi, bir sonraki olası kriz dönemine daha hazırlıklı olmasını sağlayacaktır. Bakımevlerinde birçok yeni yapılandırılmaya gitmek kalıcı değişiklikler yapmakla mümkündür. Değişiklik yaparken en doğru ve uygulanabilir sistemi ortaya koyup, düzenlemelere gidilmelidir. Bir sonraki krizde aynı sorunları yaşamamak için bu yapısal değişiklikleri gerçekleştirerek ve geliştirerek devam edilmesi gerekmektedir. Bu derleme makalesinde Covid-19 pandemi sürecinde yaşlı bireylerin sağlık hizmet yönetiminin nasıl olduğu ve alınması gereken önlemler ele alınmıştır.Öğe Baba Oluyorum: Değişen Rollerime Uyum Sağlıyorum(Trakya Üniversitesi, 2023) Uyanık, Abdurrahim; Sadıç, Ebru; Kaplan, NurgülBaba adaylarının doğum öncesi dönemde kadına destek olmak, yaşanan stresi azaltmaya yardımcı olmak ve doğum ile ilgili bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Bu sayede anne adayının doğum süreci ile ilgili korkularının azaltılması ve doğum sonrası yaşanabilecek komplikasyonları önlenmesi açısından erkeğin rollerini bilmesi, benimsemesi ve sürece adaptasyonunda önemli rol oynamaktadır. Doğum sırasında ise babaların, anne adayına duygusal destek vermeleri, doğum sürecine aktif bir şekilde katılmaları önerilmektedir. Doğum sonrasında ise, bebeğin bakımında ve emzirme konusunda anne adayına yardımcı olmaları, bebeğin güvenliği için gerekli önlemleri almaları ve kadının dinlenmesine fırsat tanımaları önerilmektedir. Sonuç olarak, babaların doğumda rolü konusunda yapılan araştırmalar, babaların doğum öncesinde, sırasında ve sonrasında aktif bir rol almalarının önemini vurgulamaktadır. Bu şekilde, annelerin doğum sürecinde daha rahat hissetmeleri ve doğum sonrası dönemi daha kolay geçirmeleri açısından önemlidir.Öğe “İatrojenik” Polidipsi Nedenli Su İntoksikasyonu(Trakya Üniversitesi, 2023) İnal, Batuhan; Tüzün, Simge; Karagöz, Ferdi; Gülarda, Nuran; Kurultak, İlhan; Üstündağ, SedatSu toksisitesi, aşırı su alımı öyküsünün eşlik ettiği düşük serum sodyum seviyeleri ve serum ozmolaritesi ile karakterize bir ensefalopatidir. Sağlıklı kişilerde nadiren de olsa klinik muayene ve tedaviler sırasında görülebilmektedir. 69 yaşında erkek hasta halsizlik ve baş dönmesi şikayeti ile acil servise getirildi. Anamnezinde aynı gün kendisine söylendiği üzere 4 saatte üriner ultrasonografi hazırlığı için yaklaşık 6 L su tükettiği öğrenildi. Acil servis başvurusunda serum sodyum 119 mmol/L bulundu. Sıvı kısıtlaması yapıldı. 24 saatlik izlem sonrasında sodyum 136 mmol/l saptanan hasta taburcu edildi. 52 yaşında kadın hasta bulantı şikayeti ile acil servise başvurdu. Anamnezinde fundus anjiyografi yan etkilerinden korunmak için kendisine söylendiği üzere 10 dakikada yaklaşık 1,5 L ve 1 saat sonra 10 dakikada 1 L su tükettiği öğrenildi. Acil servis başvurusunda serum sodyum 117 mmol/L bulundu. Sıvı kısıtlaması yapıldı. 48 saatlik izlem sonrasında sodyum 134 mmol/l saptanan hasta taburcu edildi. Akciğer ödemi, beyin ödemi ve hatta ölüm görülebilir. Başvuruda klinik ciddiyeti için ana faktörler, hiponatreminin gelişim hızı ve derecesidir. Sunulan olgularda hastalar çok kısa sürede aşırı miktarda su almış ve akut hiponatremi gelişmişti. Su intoksikasyonunun önlenmesi için sağlık profesyonelleri tarafından önerilen su alımının (özellikle üst limitlerin) bireyselleştirilmesinin önemli olduğunu düşünmekteyiz.Öğe Preeklemptik Gebelerde Aromaterapi Uygulamaları: Derleme(Trakya Üniversitesi, 2023) Eren, Deniz; Küçükkaya, BurcuGebelikte birçok kadın, preeklampsi ve diğer sağlık sorunlarıyla baş etmede egzersiz, meditasyon, yoga, vitamin desteği ve aromaterapi gibi yollara başvurmaktadır. Literatürde preeklemptik gebelerde aromaterapi uygulamalarının kan basıncını düşürmede, bulantı kusma ve ödeme bağlı ağrıyı azaltmada etkili olduğu görülmektedir. Aynı zamanda gebelerde aromaterapi uygulamalarının gevşeme ve esenlik hissini arttırmaya, depresyonu ve anksiyeteyi azaltmaya, gebelikte fiziksel ve psikolojik rahatsızlıkları hafifletmeye, doğumda ağrıyı azaltmaya yardımcı olduğu anlaşılmaktadır. Preeklampsinin yönetilmesinde, alanında uzmanlaşmış kadın sağlığı ve hastalıkları ile halk sağlığı hemşirelerinin aromaterapi uygulamaları hakkında bilgi sahibi olmaları ve bunları kullanabilmeleri, sağlıklı gebelik süreci açısından yararlı olabilecektir. Bu doğrultuda, derleme makale türündeki çalışmada, literatürde yer alan gebelere yönelik aromaterapi uygulamalarının incelenerek tartışılması amaçlanmıştır.Öğe Hemşirelerde Merhamet Düzeyinin Etik Duyarlılık ile İlişkisi (Bir Sağlık Kurumu Örneği)(Trakya Üniversitesi, 2023) Yerköy Ateş, AysunAmaç: Bu çalışma; hemşirelerin merhamet ve etik duyarlılık düzeylerini belirlemek, merhamet düzeyi ile etik duyarlılık arasında ilişkiyi tanımlamak amacı ile yapılmıştır. Yöntem: Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı olarak planlanan bu çalışma Ocak 2021-Nisan 2021 tarihleri arasında İstanbul’da bir sağlık kuruluşunda gerçekleştirilmiştir. Çalışmanın evreni sağlık kuruluşunda hizmet veren hemşirelerden (N=130) oluşmaktadır. Örneklem seçimi yapılmadan gönüllü 122 hemşire (%94) çalışma kapsamına alınmıştır. Verilerin toplanmasında alan yazın ışığında hazırlanan yapılandırılmış soru formu, Merhamet Ölçeği (MÖ) ve Ahlaki Duyarlılık Anketi (ADA) kullanılmıştır. Bulgular: Çalışmanın bulgularına göre; hemşirelerin %39’unun 25-34 yaş grubunda olduğu, %46’sının mesleklerinde 120 ay ve üzeri çalıştığı ve %88.5’inin ise etik eğitim aldığı bulunmuştur. Hemşirelerin Merhamet Ölçeği puan ortalamasının 4.02±0.54 olduğu, Ahlaki Duyarlılık Anketi toplam puan ortalamasının ise 2.76±0.70 olduğu saptanmıştır. Ahlaki Duyarlılık Anketi toplam puanı ile Merhamet Ölçeği toplam puanı arasında negatif yönde istatistiksek olarak anlamlı ilişki saptanmıştır (r=-.31; pÖğe Ön Lisans Sağlık Hizmetleri Öğrencilerinin Kariyer Kararı Verme Yeterliliği ve Hemşirelik Mesleğine Yönelik Tutumlarının İncelenmesi(Trakya Üniversitesi, 2023) Özalp, CemalAmaç: Bu araştırmada Ön Lisans Sağlık Hizmetleri öğrencilerinin kariyer kararı verme yeterliliği ve hemşirelik mesleğine yönelik tutumlarının incelenmesi amacıyla yapıldı.Gereç ve Yöntem: Araştırma 5 Aralık 2022-15 Ocak 2023 tarihleri arasında bir devlet üniversitesinde çalışmaya katılmayı kabul eden 148 Ön Lisans Sağlık Hizmetleri öğrencileri ile yürütüldü. Verilerin toplanmasında kişisel bilgi formu, hemşirelik mesleğine yönelik tutum ölçeği, kariyer kararı verme yetkinlik ölçeği kullanıldı.Bulgular: Çalışmaya katılan öğrencilerin %84,4’unün 18-22 yaş aralığında olduğu, % 79.1’inin kadın olduğu, %53.4’unün 2.sınıf öğrencisi olduğu, %43,2’sinin ilçede yaşadığı, %52.2’sinin evde bakım bölümünde okuduğu, %68.9’unun okuduğu bölüme severek girdiği, %81.8’inin okuduğu bölümden memnun olduğu, %48.6’sının öğrenin gördüğü bölümde akademik başarısını iyi olarak değerlendirdiği, %85.1’inin gelecekte yapmayı düşündüğü belirgin kariyer hedefinin ya da planının olduğunu, %86.6’sının hemşireliğe bakışının olumlu olduğu, %85.1’inin hemşirelik mesleğini seçmeyi düşündüğü belirlendi. Öğrencilerinin kariyer kararı verme yeterliliği ve hemşirelik mesleğine yönelik tutum ilişkisi incelendiğinde R değeri 0’dan büyük olduğu ve p değeri 0’dan küçük olduğu için değişkenler arasında pozitif yönlü ilişki bulundu.Sonuç: Öğrencilerin hemşirelik meslek tercih etmelerinde sosyo-demografik özellikleri önemli olmasına karşın cinsiyet ile hemşirelik meslek tutum arasında anlamlı ilişki bulundu. Öğrencilerinin kariyer kararı verme yeterliliği ve hemşirelik mesleğine yönelik tutum arasında pozitif yönlü ilişki vardır.Öğe COVID-19'dan Kurtulmak ve Basınç Yaralanması Komplikasyonlarından Ölmek: Olgu Sunumu(Trakya Üniversitesi, 2023) Soydaş, Duygu; Gökce Işıklı, AyşeYaklaşık dört ay önce romatoloji bölümüne başvuran bir hasta Sjögren sendromu tanısı almıştı. Hastada evre I basınç yaralanması gelişmişti. Genel durumu istikrarsız olana kadar COVID-19 korkusu nedeniyle hastaneye başvurmamıştı. Bununla birlikte, basınç yaralanmalarını tedavi etme çabalarına rağmen, yara evre IV'e kadar ilerledi. Hasta, yaşadığı yere yakın bir yerde palyatif bakıma nakledildikten 45 gün sonra yaşamını kaybetti.Öğe DİYABETLİ BİREYLERDE COVID-19 TEDAVİ VE BAKIM YÖNETİMİ(Trakya Üniversitesi, 2023) Özbek, Yaren; Erol, ÖzgülBu çalışma, diyabetli bireylerde COVID-19 tedavi ve bakım yönetimini açıklamak, hemşirenin rol ve sorumluluklarını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. İki pandeminin birlikte bulunması “Dual Pandemi” olarak adlandırılmakta ve kötü prognoz ile sonuçlanma riskini daha da yükseltmektedir. Kronik hiperglisemi ve kronik inflamasyon, T hücre fonksiyonunun bozulması ve sitokin fırtınası diyabetli bireylerde COVID-19 infeksiyonunun şiddetinin artmasına yol açmaktadır. Hemşireler, diyabeti ve COVID-19 infeksiyonu olan hastaların izlenmesinde, tedavi ve bakım gereksinimlerinin karşılanmasında önemli rol oynamaktadır. Bakımın hasta merkezli ve bütüncül bir yaklaşım içinde verilmesi, bakımda önceliklerin saptanması önemli noktalar arasında yer almaktadır. Hiperglisemi, başlı başına infeksiyonların kötü gidişatından ve mortalitenin artışından sorumlu olduğu için; glisemik kontrolünün sağlanması hayati önem taşımaktadır. Diyabet tanısı olup COVID-19 ile infekte olan bireylerin tedavi ve bakım yönetimi multidisipliner ekip yaklaşımı içinde sürdürülmelidir. Ekip içinde hastalarla yedi gün 24 saat birlikte olan hemşirelerin bu süreçte önemli rol ve sorumlulukları bulunmaktadır.Öğe Türkiye’deki Doğal Afetlerin Kadın Sağlığı Üzerine Etkileri: Doğal Afet ve Kadın Sağlığı(Trakya Üniversitesi, 2023) Alkan, Ramazan; Tandoğan, Özdenİnsani acil müdahale sırasında savunmasız nüfusun ihtiyaçlarına daha fazla dikkat edilmelidir. Savunmasız popülasyonlar, kötü sağlık sonuçlarına duyarlılığı artan ve afetlerden orantısız bir şekilde etkilenen gruplardır. Kadınlar özellikle afet sonrası travma sonrası stres bozukluğuna ve depresyona karşı savunmasızdır. Sağlık sorunları arasındaki bağlantıyı anlamak, doğal afet mağdurları için yeterli afet müdahalesini ve yardım çabalarını bilgilendirmek için önemlidir. Deprem dünyada olduğu gibi ülkemizde de sıkça görülen doğa olayıdır. Kadınların doğal afetlerin kadın sağlığı üzerindeki etkisini küresel bir perspektiften belirlemek için çok az sayıda çalışma vardır. Sağlık profesyonelleri ülke genelinde olağanüstü bir doğa olayında etkin bir şekilde görev almaktadır ve hemşirelerinde kadın sağlığını korumak adına büyük öneme sahiptir. Gerek hasta bakımı gerekse afete hazırlıkta önemli role sahiptirler. Yakın süreçte yaşanan 6 Şubat depremlerinde bunun örneğini görmüş olduk. Afet durumlarında kadın ve erkeğin uğradığı zararın eşit olmadığı, kadınların savunmasızlığı, çeşitli çalışmaların ve afet yönetimi yönergelerinin odak noktası olmuştur. Derlemenin amacı, doğal afetlerden sonra kadınları yaygın olarak etkileyen spesifik ruh sağlığı üzerine etkilerini incelemek, afetin kadınlar üzerindeki etkisini vurgulamaktır.Öğe Sebebi bilinmeyen periyodik ateş ayırıcı tanısında sıradışı bir tablo: Hava Nemlendirici ateşi(Trakya Üniversitesi, 2022) Pamak Bulut, Serap; Arıcı, Neslihan; Aksaray, SebahatGünümüzde ev tipi iklimlendirme cihazları yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Gerek şehirleşme ve apartman hayatının getirdiği iklimlendirme ihtiyacı, gerek sağlıklı yaşam konusunda artan talepler bu konuda arayışları artırmaktadır. Aromaterapi gibi tamamlayıcı tıp yaklaşımları da rağbet görmekte ve aromaterapi için irili ufaklı nemlendirici cihazlar evlerde yer bulmaktadır. Ancak hayatımıza giren birçok yeni teknoloji gibi bu cihazların da kullanımında yapılan hatalar sağlığı tehdit edebilecek sonuçlar doğurabilir. Klimalarda solunum sistemi hastalıklarına kaynaklık edebilecek etkenler daha iyi tanımlanmış ve filtre sistemleri geliştirilmiş olmakla birlikte daha küçük ve basit mekanizmalara sahip ev tipi difüzör, nebülizör, ultrasonik nemlendirici cihazların temizlik ve bakımı kolaylıkla gözden kaçabilmektedir. İlk olarak endüstriel mekanlarda bir meslek hastalığı olarak tanımlanan “Humidifier fever” ve “humidifier lung” az bilinen bir hipersensitivite tablosu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yazıda üç olgu üzerinden nemlendirici ateşi ve ilgili klinik tabloları gözden geçirdik. Bu raporumuzun amacı hekimlerin nedeni bilinmeyen ateş ve solunum hipersensitivitesi ile seyreden olgularda ayırıcı tanıda dikkate almaları gereken bir nedeni vurgulamak ve yanısıra hava nemlendirici cihazların uygun kullanımına dair de farkındalık oluşturmaktır.Öğe Stomalı Bireyin Takip ve Bakımının Standardize Olması: Olgu Üzerinden Anlatım(Trakya Üniversitesi, 2023) Tuncel Sağlam, Filiz; Kaluk Bulut, NurgülOlgumuzda operasyon öncesi işaretleme ve operasyon sonrası eğitim süreci tarafımızca yürütülen bireyin taburculuk sonrası farklı kurum yatışındaki bakım ve takip eksikliği nedeniyle baget basıncına bağlı gelişen peristomal alandaki nekrozun bakım süreci ele alınmıştır. Çalışma Kasım 2022-Mart 2023 tarihleri arasında gerçekleştirilmiştir. Stomalı bireylerin yaşam kalitesini olumsuz etkilenmemesi için uygulanan bakım ve takibin standardize olması önemli ve gereklidir. Bu nedenle her kurumda gerekli sertifikasyon eğitimini almış hemşirelerin bulunması standardizasyonu sağlayacaktır.Öğe Paramedik ve Acil Tıp Teknisyenlerinin Travma Hakkındaki Bilgi, Tutum ve Davranışlarının Değerlendirilmesi(Trakya Üniversitesi, 2023) Erin, Sercan; Sayhan, Mustafa Burak; Salt, ÖmerAcil Tıp Sistemi temelde, hastane öncesi ve hastane acil sağlık hizmetleri olarak ikiye ayrılmaktadır. Ülkemizde diğer gelişmiş ülkelerdekine benzer şekilde acil tıp sisteminin hastane öncesi döneminde, paramedikler (AABT) ve acil tıp teknisyenleri (ATT) oldukça aktif rol almaktadırlar. Hastane öncesi acil sağlık hizmetlerinin etkin ve doğru uygulanabilirliği sayesinde, travma gibi acil bakım gerektiren durumlarda mortalite ve morbitide oranlarında ciddi düşüşler kaydedilmiştir. Paramedik ve acil tıp teknisyenlerinin bilgi düzeyleri ve mesleki yeterlilikleri, özellikle hastane öncesi dönemde travmalı hastaların yaşamda kalmasıyla yakından ilişkilidir. Ülkemizde travmalı hastalarda, acil hasta bakımı üzerine yapılmış kısıtlı sayıda çalışma bulunmakta iken, özellikle paramedik ve acil tıp teknisyenlerinin kıyaslandığı bir çalışmaya rastlanılmamıştır. Bu çalışmada, Edirne ve ilçelerinde çalışan 112 Acil Sağlık Hizmetleri çalışanlarının travma hakkında bilgi, tutum ve davranış özelliklerinin araştırılması amaçlanmıştır.Öğe YAŞLI BAKIMI PROGRAMI ÖĞRENCİLERİNİN YAŞLI AYRIMCILIĞINA İLİŞKİN TUTUMLARI VE ETKİLEYEN FAKTÖRLERİN BELİRLENMESİ(Trakya Üniversitesi, 2023) Bitek, Deniz Ezgi; Dilek, Filiz; Erol, Özgül; Ünsar, SerapAmaç: Bu araştırmanın amacı, yaşlı bakımı programı öğrencilerinin yaşlılara yönelik tutumlarını ve etkileyen faktörleri belirlemektir. Yöntem: Tanımlayıcı ve kesitsel türdeki bu araştırmaya, 2015-2016 eğitim-öğretim yılında iki farklı devlet üniversitesinin yaşlı bakımı programında öğrenim gören öğrenciler dahil edilmiştir. Çalışma 185 gönüllü öğrenci üzerinde gerçekleştirilmiştir. Araştırmada veriler öğrencilerin sosyo-demografik özelliklerini içeren “Kişisel Bilgi Formu” ve Yaşlı Ayrımcılığı Tutum Ölçeği" (YATÖ) kullanılarak toplanmıştır. YATÖ’den alınan toplam puan arttıkça yaşlı ayrımcılığına ilişkin olumlu tutum artmaktadır. Verilerin analizinde tanımlayıcı istatistikler ve ileri istatistiksel yöntemler kullanılmıştır. İstatistiksel olarak p< 0.05 değeri anlamlı kabul edilmiştir. Bulgular: Öğrencilerin %73.5’i kadın, %64.3’ü 18-20 yaş grubundadır. %54.1’i birinci sınıfta öğrenim görmekte, %38.4’ü normal lise mezunu ve %82.2’si bölümü isteyerek seçtiğini belirtmiştir. Yaşlılık kavramının, öğrencilerin %71.9’unda olumsuz çağrışım yaptığı belirlenmiş olup YATÖ puan ortalamaları 84.62±10.01 olarak bulunmuştur. Mezuniyet sonrası yaşlılarla çalışmak isteyen ve bölümü isteyerek seçen öğrencilerin YATÖ ölçek puan ortalamalarının diğerlerine göre istatistiksel olarak daha yüksek olarak bulunmuştur (pÖğe TİNNİTUS İLE İLGİLİ ÇEVRİM İÇİ HASTA BİLGİLENDİRME MATERYALLERİNİN OKUNABİLİRLİĞİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ(Trakya Üniversitesi, 2022) Saldırım, Halil Berkay; Eren, Mısra; Kurtuluş, Neslihan; Kırlaroğlu, Sema Nur; Şerbetçioğlu, Mustafa BülentSağlık hizmetleri finansal olarak ciddi bir tüketim sektörüdür. İnternet ağının yaygınlaşmasıyla birlikte insanlar hastaneye başvurmadan önce hastalığıyla ilgili bilgi alabilmek için internet sitelerinde araştırma yapmaktadır. Ancak bu kaynaklar hastaların eğitim düzeyine uygun yazılmamış ve zayıf içerikli olabilmektedir. Bu çalışmada; sıkça rastlanan tinnitusun, internet sitelerindeki bilgilendirici materyallerin okunabilirlik açısından değerlendirilmesi amaçlanmıştır.Öğe Kanserli Hastalarda Bulantı-Kusmanın Yönetimi: Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamalarının Kullanımı(Trakya Üniversitesi, 2023) Yıldız Çilengiroğlu, İrem; Kurt, SedaKanser, dünya çapında önde gelen ölüm nedenlerinden biridir ve giderek toplumda görülme sıklığı artmaktadır. Kanser tedavisi alan hastalarda tedaviye bağlı olarak çeşitli semptomlar görülmektedir. En sık görülen semptomlardan olan bulantı ve kusma gastrointestinal semptomların başında gelmektedir. Bu semptomlar etkili yönetilmediğinde hastaların günlük yaşam aktivitelerine katılımını ve yaşam kalitelerini azaltmaktadır. Kanser hastaları bulantı ve kusmayı azaltmak veya kontrol altına alabilmek için farmakolojik tedavinin yanında tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamalarını da kullanmaktadırlar. Bulantı ve kusmanın yönetiminde sık kullanılan tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları arasında; aromaterapi, hipnoz, akupunktur, akupresür, müzik terapi, refleksoloji, masaj, progresif gevşeme egzersizleri yer almaktadır. Bu derlemede kanser hastalarında meydana gelen bulantı-kusmanın yönetiminde kullanılan tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamalarının kullanımına yer verilmiştir. Onkoloji hemşirelerinin bu uygulamalar hakkında bilgi sahibi olmaları etkili semptom yönetimini sürdürmeleri için önemlidir. Hemşireler tarafından hastanın değerlendirmesi yapılarak uygun eğitim ve danışmanlık desteği verilmelidir.Öğe UGANDA VE COVID-19(Trakya Üniversitesi, 2022) Tekingündüz, Sabahattin; Mbonde, Hadijah; Yaman, ZelihaUganda, ortalama yaşı 16.7 genç nüfusu olmasına rağmen (world meters, 2020), Uganda halkı COVID-19 pandemisinden daha, zayıf sağlık hizmeti altyapısı ve düşük klinisyen-nüfus oranları, oldukça sınırlı laboratuvar kapasitesi, yetersiz beslenme, anemi, HIV / AIDS, tüberküloz ve hava kirliliğine bağlı kronik solunum rahatsızlıkları gibi altta yatan koşullar nedeniyle kötü etkilenmiştir.Bu makalenin amacı Uganda’daki COVID-19 mücadelesinde karşlaştığı sistemsel zorlukları ortaya koymaktır.Öğe FLUKONAZOLE DİRENÇLİ CANDIDA SPP. İZOLATLARINDA, GENTAMİSİNİN FLUKONAZOLÜN ETKİNLİĞİ ÜZERİNE ETKİSİ(Trakya Üniversitesi, 2022) Genç, Bahar; Ökten, Suzan; Tikveşli, MelekAmaç: Antifungal ilaçlara karşı gelişen direnç, antifungallerin etkinliğinin azalmasına katkıda bulunmaktadır. Bu nedenle kullanılmakta olan ilaçların başka moleküller ile kombine kullanımları, yeni ilaç keşfine kıyasla daha gerçekçi bir yöntem olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada, flukonazolün gentamisin ile kombine kullanılmasının, flukonazole dirençli kandida izolatlarının flukonazolün MİK değeri üzerine etkisi saptanarak, flukonazol direncini ortadan kaldıran ideal gentamisin konsantrasyonlarının hesaplanması ve böylece flukonazole dirençli kandida enfeksiyonlarının tedavisi için alternatif olabilecek bir flukonazol+antibiyotik kombinasyonu belirlenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Flukonazol ve gentamisinin birlikte etkisininin belirlenmesi için dama tahtası testi yapılmıştır. Bu yöntemle, ilaçların 96 kuyucuklu plak üzerinde karşılaştırılarak kombinasyon etkinlikleri test edildi.Bulgular: Çalışmamıza dahil edilen 33 adet C. albicans izolatının 14’nün (%42) flukonazole dirençli olduğu tespit edilmiştir. Flukonazol dirençli C. albicans izolatları üzerinde gentamisinin tek başına etkili olduğu gözlenmemiştir. Ancak gentamisin ve flukonazol birlikte kullanıldığında aditif ve sinerjik etkiler gözlemlenmiştir. Bu çalışmanın sonunda 14 örnekten iki tanesinde sinerjik etki 11 tanesinde aditif etki tespit edilmiştir. İlaçların, çalışmaya alınan izolatlar üzerine herhangi bir antagonistik etkisi saptanmamıştır.Sonuç: Flukonazole dirençli C. albicans izolatlarında gentamisin'nin flukonazol etkinliği üzerindeki etkileri belirlenerek flukonazol duyarlılığını artıracak uygun gentamisin konsantrasyonları hesaplandı ve alternatif olabilecek gentamisin+flukonazol kombinasyonları belirlenmiştir.Öğe Türk Akademisyenlerin Pandeminin Erken Döneminde Günlük Yaşam Aktiviteleri(Trakya Üniversitesi, 2022) Avcıbaşı, İlker MuratAmaç:Akademisyenlerin öğrencilere açık olmaları ve rol model olmaları gerekmektedir. Olağanüstü durumlarda akademisyenlerden bilgi ve davranış olarak daha fazlası beklenir. Pandemi döneminde uygulanan kısıtlamalar nedeniyle akademisyenler uzaktan eğitime geçti. Bu çalışma, karantina ve esnek çalışma modelini ilk kez deneyimleyen akademisyenlerin günlük yaşam aktivitelerinde meydana gelen değişiklikleri incelemeyi amaçlamıştır. Yöntemler: e-anket formunda sosyo-demografik özelliklerle ilgili 10 soru, ikametle ilgili 4 soru, GYA'ları ve EÇM tercihleri ile ilgili 32 soru olmak üzere toplam 46 soru bulunmaktadır. Bulgular: Katılımcıların yaklaşık 1/3'ü idrar ve dışkı yaparken sorun yaşadığını ifade etmiştir. Katılımcıların çoğu uyku programlarında bir değişiklik olduğunu bildirdi ve söz konusu değişikliklerin yarısı daha geç yatmaya atfedildi. “Sosyal jetlag” olarak adlandırılan günlük rutinlerdeki uyumsuzluk, akademisyenler arasında ortaya çıktı. Katılımcıların %34.3'ü haftanın hangi gününde oldukları konusunda kafalarının karışık olduğunu ifade etmiştir. Akademisyenlerin estetik kaygıları değerlendirildi, saç bakımında %42.9, yüz ve vücut bakımında ise %56 oranında azalma görüldü. Katılımcı akademisyenlerin %34,8'i esnek çalışma modelinde devam etmek istemediklerini belirtmiştir. Nispeten genç akademisyenlerin esnek çalışma modelini istedikleri istatistiksel olarak anlamlı bulunmuştur. Sonuç: Akademisyenlerde benzer durumlarda uyku rutinlerine sadık kalmaları, kafein tüketimlerini azaltmaları, günlük egzersizlerini aksatmamaları ve mümkün olduğunca bakımlarına devam etmeleri önerilmektedir.