Yazar "Hasançebi, Semra" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ayçiçeğinde Mildiyö [Plasmopara halstedii (Farl.) Berl. and de Toni] Hastalığına Dayanıklı Genotiplerin Moleküler Markörler Kullanılarak Belirlenmesi(2019) Akpınar, Emrah; Hasançebi, Semra; Kaya, YalçınAyçiçeği (Helianthus annuus L.), dünyada ve ülkemizde en önemli bitkisel yağ kaynaklarından biridir. Ülkemizinsanının bitkisel yağ tüketiminde çoğunlukla ayçiçeği yağını tercih etmesi ve son yıllarda artan yağ açığımız, ayçiçeğininönemini giderek arttırmaktadır. Ayçiçeği yetiştiriciliğinde tohum verimini ve yağ oranını düşüren en önemli sınırlayıcı faktörmantari hastalıklar olup, etmeni Plasmopara halstedii (Farl.) Berl. and de Toni olan mildiyö hastalığı ayçiçeği üretiminde%100’lere varan kayıplara neden olmaktadır. Ayçiçeği üretimini kısıtlayan mildiyö hastalığına karşı dayanıklı çeşitleringeliştirilmesi ve kullanılması, ülkesel ayçiçeği üretim kaybını önleme açısından büyük önem arz etmektedir. Ayçiçeğinde bugünekadar mildiyönün çok fazla ırkı belirlenmiş ve bunlara dayanıklı genetik materyal de geliştirilmiştir. Ancak mildiyö hastalığınadayanıklı çeşitlerin klasik ıslah yöntemleri ile geliştirilmesi hem masraflı, hem de uzun bir süreç olup, dayanıklı çeşit geliştirmeçalışmalarında, biyoteknolojik yöntemler ve moleküler markör destekli seleksiyon (MAS) kullanılarak etkili ve kesin seleksiyonyapılarak, bu süreç hızlandırabilmektedir. Bu hedefler doğrultusunda yapılan bu çalışmada, Trakya Bölgesindeki tüm mildiyöırklarına dayanıklılık sağlayan Pl6 ve PlArg dayanıklılık genlerinin seleksiyonunda kullanılabilecek moleküler markörlerinbelirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışmada Trakya Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nden temin edilen, Pl6 ve PlArg genlerini taşıyandayanıklı çeşitlerin hassas çeşitler ile melezlenmesi sonucu elde edilen BC4 kademesindeki 120 genotipte mildiyö hastalığınadayanıklılık testleri yapılmış ve aynı örneklerde Pl6 ve PlArg dayanıklılık genlerinin varlığı moleküler markörler ile belirlenmeyeçalışılmıştır. Yapılan çalışma sonucunda iki markörün Pl6 geni ile yakın bağlantılı olduğu ve ıslah çalışmalarında seleksiyonamaçlı kullanılabileceği tespit edilmiştir. PlArg geni için ise bu çalışmada kullanılan ve önceki çalışmalarda sunulan markörlerinhiç biri yeterince ayırıcı bulunmamıştır.Öğe Ayçiçeğinde Yüksek Oleik Yağ Asidi Özelliğinin Moleküler Markörler Kullanılarak Belirlenmesi(2020) Çolak, Çağlar; Hasançebi, Semra; Kaya, YalçınAyçiçeği (Helianthus annuus L.), Compositae (Asteraceae), dünyada yenebilir bitkisel yağ bakımından 4. sıradayer almakta olup, dünyadaki ayçiçeği ekim alanlarının yaklaşık %60’ı Karadeniz Bölgesi ülkelerinde bulunmaktadır. Ayçiçeğininülkemizde önemli olmasının nedeni ülkemizin birçok bölgesinde yetiştirilebilir olmasıdır. Ülkemizde üretilen bitkisel yağ, artannüfusa yetmemekte ve mevcut yağ açığımız yıldan yıla artmaktadır. Bu yağ açığı, verim artışına alternatif olarak yağ kalitesiiyileştirme çalışmalarıyla azaltılabilir. Oleik asit içerikli ayçiçeği yağı üreterek özellikle kızartma sanayinde yağ tüketiminiazaltmak mümkündür. Yüksek oleik asit içeren çeşitler geliştirmek için kullanılan klasik ıslah yöntemleri hem zor hem de biyotikve abiyotik stres koşullarından etkilendiği için doğruluk derecesi düşük olmaktadır. Ancak yüksek oleik asit içeriğine yönelikyapılacak bitki ıslahında, biyoteknolojik yöntemler ile moleküler markör destekli seleksiyon (MAS) kullanılarak daha hızlı vedaha tutarlı sonuçlar elde etmek mümkündür. Bu çalışmada; yüksek oleik karakterinin tespiti için F3 kademesindeki 40 bireyinve 55 adet yüksek oleik, orta oleik ve linoleik tip çeşidin, yağ asidi analizleri ve moleküler markör analizleri yapılmıştır. Oleikasit ile bağlantılı olduğu saptanan FAD2 gen bölgesindeki varyasyona dayalı 6 INDEL markörü ile literatürde yüksek oleikkarakteri ile bağlantılı olduğu belirtilen 3 SSR markörü kullanılmıştır. Tüm örneklerin gaz kromotografi (GC) cihazında yağasitleri içerik analizi yapılmış ve moleküler markör analizleri ile karşılaştırılmıştır. Bu çalışmalar sonucunda yüksek oleik asitkarakterini selekte edebilen ve MAS için kullanılabilir 3 adet markör tespit edilmiştir.Öğe Bitki Proteomik Çalışmalarında Kullanılan Yaklaşımlar ve Uygulama Yöntemleri(2020) Günel, Aslihan; Hasançebi, Semra; Yalçın, Talat; Emir, Mahmut; Demirci, Yahya Emin; Dinç, Melike; Güray, Melda ZeynepProteomik yaklaşımları 2000 li yılların başlarına kadar mikroorganizmalar ve hayvansal kaynaklı örneklerdeağırlıklı olarak kullanıldı. Bu dönemde bitki proteomik çalışmaları yok denecek kadar azdır. Bitkisel dokulardakisert hücre çeperleri, karmaşık ve çok çeşitli sekonder metabolitlerin varlığı, fazla miktardaki pigmentler,proteazlar, polifenoller, polisakkaritler, nişasta ve lipitler total protein örneklerinin hazırlanması ve proteinlerinayrımı sırasında pek çok soruna neden olmuştur. Ancak her bir sorunun üstesinden gelmek üzere sürdürülençabalar sayesinde bitki dünyasında da proteomik yaklaşım kullanımı yaygınlaşmıştır. Bu derlemede, örnekhazırlığından protein tanımlamaya kadar tüm basamaklar yöntemsel gelişmeleri de kapsayacak şekilde ayrıntılıolarak ele alınmış ve konuyla ilgili araştırıcıların maksimum yararlanabileceği bir kaynak oluşturulmayaçalışılmıştır.Öğe Leucojum aestivum L.’den tirozin dekarboksilaz (tydc) gengngn gzalasyonu ve klonlanması(Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2021) Balta, Özlem; Hasançebi, SemraBu çalışmada, Amaryllidaceae ailesine ait olan Leucojum aestivum L. (göl soğanı) bitkisinden, tirozin dekarboksilaz (TYDC) geninin izole edilmesi amaçlanmıştır. L. aestivum Trakya bölgesinde yayılış gösteren ve farmakolojik olarak önemli bazı alkaloidlerin, özellikle de likorin ve galantaminin doğal üreticisi olan oldukça önemli bir farmasötik bitkidir. Galantamin, Alzheimer hastalığı başta olmak üzere demans benzeri nörolojik problemlerin tedavisinde kullanılan ilaçların etkin maddesi olarak önemli bir sekonder metabolittir. TYDC enzimi; çeşitli bitki türlerinde önemli bazı sekonder metabolitlerin sentez yolağında, ilk basamaklarda etkin olan kritik bir enzimdir. Galantamin biyosentezi de, fenilalanin ve tirozin amino asitleri ile başlar ve TYDC sentez yolağındaki kritik iki enzimden biridir. Dolayısıyla TYDC geninin aydınlatılması, galantamin üretiminin artırılması yönündeki manipülasyonlara olanak tanıyacaktır. Daha önce bir çok bitkide TYDC geni incelenmiş ancak L. aestivum?da herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Sunulan tez çalışması kapsamında galantamin üreticisi olan yakın akraba türlerin TYDC gen bilgileri incelenmiş ve genin izolasyonu için primerler tasarlanmıştır. L. aestivum?un çiçeklerinden total RNA izole edilerek tasarlanan primerler ile genin tam ORF?si elde edilmeye çalışılmıştır. v Elde edilen TYDC1 genine ait DNA fragmenti, öncelikle pJET.Blunt/1.2 klonlama vektörüne klonlanmış ve dizi analizi yaplılarak LuaTYDC1 genine ait kodlayıcı dizi elde edilmiştir. Genin kodlayıcı dizisi, galantamin üreticisi olan yakın türler Narcissus pseudonarcissus, Narcissus papyraceus, Lycoris aureus ve Lycoris longituba’un TYDC1 geni ile %87-91,6 oranında yüksek bir homoloji göstermiş, amino asit dizisi karşılaştırmalarında ise homoloji oranı %89-93,53 olarak gözlenmiştir. Daha sonra restriksiyon enzimleri ile kesilerek pJET.Blunt/1.2 vektöründen geri kazanılan LuaTYDC1 geni pQE.70 ekspresyon vektörüne bağlanarak ekspresyon ve fonksiyon analizleri için E. coli?ye transfer edilmiştir.Öğe Mercimek (Lens culinaris Medik.) çeşitlerinin dna barkodlama metodu ile tanımlanması(Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2020) Tatlıses, Metin Burak; Hasançebi, SemraBu çalışma; Türkiye’de üretim iznine sahip mercimek çeşitlerini DNA barkodları ile tanımlamak amacıyla yapılmıştır. Çalışmada 34 adet Türkiye ve 1 adet Kanada menşeli çeşit kullanılmıştır. Barkod geni olarak “CBOL (The Barcode of Life Data) Bitki Grubu” tarafından önerilen rbcL, matK ve trnH-psbA kloroplast genleri seçilmiştir. 3 lokus da evrensel primerler kullanılarak PCR ile başarılı bir şekilde çoğaltılmıştır. Ancak PCR ürünlerinin dizilenmesinde sorun yaşanmıştır. Dizileme sorunlarının muhtemel sebepleri öngörülerek alternatif yöntemler uygulanmıştır. Uygulanan yöntemler sonucunda trnH-psbA lokusu %100 başarı ile dizilenmiştir. Başarı oranı matK lokusu için %75, rbcL lokusunda ise dizileme sorunları çözülememiştir. trnH-psbA ve matK lokusundan elde edilen dizi bilgileri “Mega X” programında “ClustalW alignment” metodu ile hizalanmış ve “UPGMA” metoduna göre filogenetik ağaç oluşturulmuştur. rbcL lokusuna ait verilerin yetersiz olması sebebiyle filogenetik analizlere dahil edilmemiştir. Çeşitlerden elde edilen diziler kırmızı ve yeşil taneli olmak üzere iki grupta incelenmiş toplamda çeşitleri tanımlayıcı 18 haplotip elde edilmiştir