Yazar "Değirmenci, Ali" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Echocardiographic evaluation of left ventricular systolic and diastolic functions with using a novel index(2011) Sürücü, Hüseyin; Okudan, Selnur; Değirmenci, Ali; Boz, Hakkı; Ertürk, Muzaffer; Tatlı, ErsanBu çalışmamızda sol ventrikül diyastolik fonksiyon bozukluğu (SVDDF) tanısı almış hastalarda sistolik ve diyastolik fonksiyonları birlikte test eden yeni bir parametrenin klinik önemini araştırmak istedik.Hastalar sol ventrikül (SV) doluş akımlarına ve nabız dalgalı doku Doppler (pw-TDI) bulgularına göre 4 gruba ayrıldılar. Grup 1 (n=112) normal diyastolik fonksiyonları temsil ederken, grup 2 (n=128) bozulmuş SV relaksazyonunu, grup 3 (n=46) pseudonormalizasyonu ve grup 4 (n=15) ise reversible restriksiyonu gösteriyordu. Test ettiğimiz yeni indeks (indeks =Ea-Aa/Sa) ise pw-TDI parametrelerinden erken diyastolik velositesinin geç diyastolik velositeden çıkartılıp sistolik velositeye bölünmesinden oluşmaktaydı. Sistolik ve diyastolik fonksiyonları birlikte test eden parametreler arasında yeni indeks ve Tei indeksinin kontrol grubunda diğer gruplara göre farklı olduğu görüldü. Aynı zamanda Tei indeksi SVDDF olan alt gruplar arasında farklılık göster mez iken yeni indeks tüm SVDDF alt guruplarında farklı bulundu. Yeni indeks grup 4'de diğer gruplara göre daha düşük bulundu (sırasıyla p<0.001, p<0.001, p=0.025). Aynı zamanda bu farklılık grup 2 ile 3 arasında da vardı (p=0.033). Dikkat çekici diğer bir bulgu ise yeni indeks ile non-invaziv olarak hesaplanan pulmoner kapiller tıkalı basınç (PCWP) arasında görüldü. Yeni index ile PCWP arasında anlamlı negatif birliktelik mevcuttu (korelasyon oranı= % 43, p<0.001).Çalışmamızın sonuçlarına göre yeni indeksin SVDDF değerlendirilmesinde yaralı bir parametre olduğuna, Tei indeksinin aksine tüm SVDDF alt gruplarında yayarlı olabileceğine karar verdik.Öğe Echocariographic approach of left ventricular diastolic dysfunction(2010) Sürücü, Hüseyin; Ertürk, Muzaffer; Tatlı, Ersan; Değirmenci, Ali; Boz, Hakkı; Okudan, SelnurÇalışmamızda sol ventrikül diyastolik fonksiyon bozukluklarının (LVDDF) özellikle de pseudo-normal LVDDF teşhisinde kullanılabilecek ekokardiyografi (EKO) parametrelerinin neler olduğu araştırılmıştır. Çalışmamıza dahil ettiğimiz olguları sol ventrikül doluş akımlarına (E/A oranı) ve sol ventrikül basallateral anulus seviyesinden alınan nabız dalgalı doku Doppler (pw-TDI) bulgularına (Ea/Aa oranı) göre üç gruba ayırdık. E/A oranının 1'in altında olanları grup 2 (relaksazyon bozukluğu) olarak sınıflandırdık. E/A oranı 1 ve üzerinde olanlarda Ea/Aa oranını dikkate aldık. Ea/Aa oranı 1'in üzerinde olanlar grup 1 (normal sol ventrikül doluş akımı), 1 ve 1'in altında olanlar grup 3 (pseudonormalizasyon) olarak belirledik. Grup 1 ve 3 ile karşılaştırıldığında grup 2'de; E velositesinin, color M-Mode akım yayılım hızının,pulmoner ven (PV) diyastolik ve Ea velositelerinin azaldığı, transmitral A velositesinin, transmitral E velosite deselerasyon zamanının, myokardiyal performans indeksinin, isovolumetrik relaksazyon zamanın, PV atriyal velositesinin, pulmoner kapiler tıkalı basıncının ve atriyal filling fraction (AFF) oranın arttığı görüldü. Diğer yandan grup 1 ile grup 3 arasında ise sadece E/Ea oranının (p<0.001) ve AFF oranın (p:0.018) farklı olduğu tespit edildi. Çalışmamızın sonuçlarına göre, özellikle pseudonormal LVDDF teşhisinde pw-TDI parametreleri ile beraber E/Ea ve AFF oranlarının da kullanılabileceği açıkça söylenebilir.Öğe Trakya bölgesindeki primer hipertansiyonlularda metabolik yapı ve değiştirilebilir etmenlerle ilişki(Trakya Üniversitesi, 2003) Değirmenci, Ali; Şen, SaniyeÖZET Çalışmamızda, hedef organ hasarının gelişmediği erken dönem hipertansiyonlularda ateroskleroz gelişimi ile ilişkili göstergelerden lipid profili (total kolesterol, trigliseid, LDL, HDL, Lp(a) ), insülin direnci, glukoz toleransı, leptin, homosistein, folik asid, vitamin B12 düzeylerini inceleyerek metabolik yapı ve ateroskleroz gelişimiyle ilişkisi ve obezite, tuz, sigara kullanımı gibi değiştirilebilir etmenlerle ilişkisinin araştırılması amaçlandı. Organ komplikasyonu gelişmemiş, ortalama sistolik kan basıncı 157,2 ±11,9 mmHg, diyastolik kan basıncı 97,7 ± 7,8 mmHg, bilinen hipertansiyon süreleri 25,2 ± 37 ay, ortalama vücut kitle indeksi 28 ± 3,4 kg/m2 olan 31 'i kadın, 29'u erkek toplam 60 hipertansiyondu ile 18'i kadın, 27'i erkek toplam 45 sağlıklı birey çalışmaya alındı. Hipertansiyona sıklıkla eşlik eden insülin direnci ve hiperinsülinemi metabolik bozuklukların oluşmasında önemli rol oynamaktadır. Hiperinsülinemi sempatik aktivite artışı, sodyum tutulumuyla kan basıncını artırmaktadır. Genetik yatkınlığın yanı sıra beslenme alışkanlıkları, doymuş yağ içeriği yüksek, fazla tuzlu ve düşük potasyum içerikli diyetle beslenme, fazla alkol tüketimi, sigara, obezite, sedanter yaşam metabolik bozuklukları ve hipertansiyon gelişimini hızlandırmaktadır. Yaşam biçiminin düzenlenmesine yönelik önlemlerle hipertansiyon gelişimi ve komplikasyonları azaltılabilmektedir. İnsülin direnci ve hiperinsülinemi çok düşük dansiteli lipoprotein salınımında artışa, lipoprotein lipaz aktivitesindeki düşmeyle yüksek dansiteli lipoproteinde azalmaya neden olmaktadır. Hipertansiyonun erken döneminde gözlenen bu aterojenik lipid profili total kolesterol, trigliserid, düşük dansiteli lipoprotein ve apolipoprotein B'de artma, antiaterojenik yüksek dansiteli lipoprotein ve apolipoprotein Al' de azalma şeklindedir. Aterojenik ve prokoagulan özelliği olan lipoprotein(a)'da hipertansiyonda artmaktadır. Sonuçta ateroskleroz gelişimiyle organ hasan ve komplikasyonlar artmaktadır. Homosistein metiyonin 83metabolizması sırasında oluşmakta ve endotel disfonksiyonu ve haşarıyla hipertansiyonu ve aterosklerozu hızlandırmaktadır. Leptin gıda alınımını azaltan ve sempatik stimülan etkiyle enerji harcanımını artıran yağ dokusunda üretilen hormondur. Leptin' e direnç gelişimiyle obezitenin artacağı ve insüline direnç gelişebileceği ve sempatik aktivite artışıyla kan basıncının artacağı belirtilmiştir. Hastalarda ailede hipertansiyon öyküsü (%86,6) kontrol grubundan (%51,1) yüksekti. Hastalarımızda sistolik kan basıncı değerinin yaşla artış gösterdiği, kadınlara oranla erkeklerde hemoglobin, hematokrit, trigliserid, ürik asid, homosistein, C-peptid değerlerinde anlamlı, total kolesterol ve bazal insülin değerlerinde anlamlı olmamakla birlikte yükseklik saptandı. Hasta grubunda lipid profilinde anlamlı olmayan total kolesterol, trigliserid, düşük dansiteli lipoprotein ve lipoprotein (a) 'da artma, yüksek dansiteli lipoproteinde düşüklük gözlendi. 24 hastada iki hafta süreyle verilen 90 mmol/gün sodyum içeren tuz kısıtlı diyetle sistolik kan basıncında 16 mmHg ve diyastolik kan basıncında 8 mmHg anlamlı düşüş gözlendi. Sigara içenlerde hemoglobin, hematokrit, ürik asid değerlerinin yüksek olduğu, sigara içimi ile hemoglobin, hematokrit, trigliserid, insülin ve HOMA-IR'nin pozitif korelasyon gösterdiği görüldü. Hasta grubunda kontrol grubundan anlamlı şekilde yüksek %20 bozulmuş glukoz toleransı, %3 8,3 'ünde metabolik sendrom, %48,3'ünde insülin direnci ve %40 abdominal obezite saptandı. Hasta grubunda vücut kitle indeksinin, bel çevresi, bel/kalça oranı ve triseps cilt kalınlığının kontrol grubundan yüksekliği ve antropometrik verilerin insülin ve insülin direnciyle pozitif korelasyonu metabolik bozulmada yağ kitle artışının daha önemli olduğunu göstermektedir. Homosistein ve leptin düzeylerinde hasta ve kontrol grubunda farklılık saptanmadı. Özetle, çalışmaya alınan hipertansiyonlularda belirgin şekilde metabolik bozukluğun oluştuğunu, değiştirilemez özellikteki yaş, cins ve genetik yapının yanı sıra beslenme ve yaşam şekliyle ilişkili olan vücut yağ kitlesindeki artış, tuz ve sigara kullanımı gibi değiştirilebilir özellikteki risk etmenleri ile metabolik bozulmanın ilişkili olduğu gözlendi. Bulgularımız Trakya Bölgesindeki hafif ve orta derece hipertansiyonlulardaki erken evrede oluşan metabolik bozuklukların yaşam biçimi düzenlenmesiyle değiştirilebilecek özellikteki obezite, sigara ve tuz alımının azaltılmasıyla geriletilebileceğini düşündürmektedir. Anahtar Kelimeler : Primer Hipertansiyon, insülin direnci, homosistein, leptin, lipid profili 84