Yazar "Dökmeci, Dikmen" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Asetik asit ile oluşturulan deneysel ağrı modelinde sentetik salmon kalsitoninin analjezik etkisi(Trakya Üniversitesi, 1996) Dökmeci, Dikmen; Dökmeci, İsmailÖZET Endojen kalsitonin esas olarak kalsiyum, fakat aynı zamanda fosfatlar gibi diğer elektrolitler üzerine de etkilidir. Osteoklastik aktiviteyi ve dolayısıyla kemik rezorbsiyonu ve yenilenmesini inhibe ederek iskeleti korur. Böbrekler ve gastrointestinal sistem üzerindeki indirekt etkisi ekstrasellüler kalsiyum düzenlenmesini kolaylaştırır. Fakat, sinir sistemi de dahil olmak üzere bütün vücuda yayılması ve kemik iskeleti olmayan hayvanlarda da bulunması kalsitoninin kemik üzerindeki etkisinin yanında başka özellikleri de olabileceğini düşündürmektedir. İşte bu özelliklerden birisi de analjezik etkisidir ve yaptığımız deneylerde kalsitoninin asetik asit ile oluşturulan ağrıda analjezi oluşturduğu ve bunun farelerde 20 iu/kg sentetik salmon kalsitonini ile 90. dakikada maksimum düzeyde olduğu ve aspirin ile birlikte kullanıldığında da kontrol grubuna göre anlamlı bir şekilde analjezik etkinin arttığının gözlenmesidir. Kalsitoninin analjezik etkisinin mekanizmasının henüz tam olarak açıklığa kavuşturulmamasına rağmen, kalsitoninin özellikle osteoporotik hastalarda iyi bir analjezik olarak kullanılabileceği sonucuna varılmıştır.Öğe Farelerde morfinin oluşturduğu analjezik etkide santral histaminerjik sistemin rolü(2000) Dost, Turhan; Dökmeci, Dikmen; Ferah, Meryem Akpolat; Karadağ, Çetin Hakan; Ulugöl, AhmetAmaç: Farelerde morfinin analjezik etkilerine aracılık eden histaminin kaynağının santral histaminerjik nöronlardan salınan histamin mi, yoksa mast hücrelerinin içerdiği histamin mi olduğu araştırıldı. Gereç ve Yöntem: Bu amaçla önce morfinin analjezik etkisi çalışıldı, daha sonra çalışmamızda kullanılan histamin H, ve H2 reseptör blokörlerinin ağrı üzerine ne tür etki yaptıkları ölçüldü. Analjezi ölçümü için hot plate analjezimetre kullanıldı. Bulgular: Dinletinden, feniramin (histamin H1 reseptör blokörleri) ve ranitidinin (H2 reseptör blokörü) analjezik etkilerinin olmadığı istatistiksel olarak gösterildi. Morfin ile histamin antagonistlerinin aralarında etkileşim olup olmadığını anlamak için histamin antagonistlerinin uygulanan tüm dozları, morfin (10 ve 30 mg/kg) ile kombine verilerek hot plate ölçümleri yapıldı. Dimetinden ve feniramin morfinin etkisinde anlamlı bir değişiklik meydana getirmedi, ancak dimetindenin (100 mg/kg) kullanılan dozlarının en yükseğinde morfinin etkisini potansiyalize ettiği görüldü. Ranitidin ise hem i.p. hem de i.c.v. uygulandığında morfinin (10 ve 30 mg/kg, i.p.) analjezik etkisini antagonize etti. Bu sonuçlara göre morfinin analjezik etkisine histamin H2 reseptörleri aracılık etmektedir. Morfinin analjezik etkisinde histaminin kaynağını belirlemek için hem i.p. hem de i.c.v. olarak 48/80 maddesi kullanıldı. Bu şekilde mast hücreleri degranüle edildikten sonra morfin uygulandığında elde edilen sonuçlar mast hücresi sağlam farelerden alman sonuçlar ile karşılaştırıldığında, mast hücreleri degranüle edilmiş farelerde morfinin analjezik etkisinin devam etmesine karşın, istatistiksel olarak azaldığı belirlendi. Sonuç: Çalışmamız morfinin analjezik etkisine histamin H2 reseptörlerinin aracılık ettiğini ve bu etkide nöronal histamine ek olarak mast hücrelerinin de rolü olabileceğini göstermektedir.Öğe Farelerde periferik nöropati için yeni bir deneysel model: Tibial sinir ligasyonu(2006) Özyiğit, Filiz; Tamer, Melek; Dökmeci, Dikmen; Ulugöl, AhmetAmaç: Farelerde gen manipülasyonunun kolayca yapılabilmesi nöropatik ağrının moleküler mekanizmalarının açıklığa kavuşması açısından büyük önem taşımaktadır. Ancak sıçanlara göre farelerde nöropatik ağrı modelleri oldukça yetersiz olup, yeni modellerin geliştirilmesi gerekmektedir. Çalışma Planı: Bu çalışmada tanımlanan tibial ligasyon modeli yeni ve kolaylıkla oluşturulabilen bir fare nöropatik ağrı modelidir ve siyatik sinirin tibial dalının sıkıca bağlanması temeline dayanmaktadır. Bu modelde, farelerin siyatik sinirlerinin ana peroneal ve sural dallarına dokunulmaksızın tibial dalları sıkıca bağlandı. Sinir zedelenmesine bağlı olarak ortaya çıkan mekanik allodini ölçümleri von Frey filamentleri kullanılarak yapıldı, termal hiperaljezi ise bir plantar analjezi metre aracılığı ile fare pençesinde ölçüldü. Bulgular: Mekanik allodini ve termal hiperaljezi, tibial sinir ligasyonu sonrası üç gün içinde başladı ve bir aylık ölçüm süremizde devam etti. Sonuç: Tibial sinir ligasyonu modeli, nöropatik ağrı deneylerinde farelerin de kullanılabilmesine ve özellikle genetik olarak modifiye edilmiş farelerde nöropatik ağrı mekanizmalarının aydınlatılmasına olanak sağlayacak modifiye yeni bir modeldir.Öğe The protective Effect of curcumin on ionizing radiation-induced cataractogenesis in rats(2012) Çimen, Seher Özgen; Dökmeci, Dikmen; Ferah, Meryem Akpolat; Karadağ, Çetin Hakan; Gündüz, Özgür; Erbaş, Hakan; Turan, Fatma NesrinAmaç: Çalışmamızın amacı, sıçan lenslerinde iyonizan radyasyonla oluşturulan katarakt modelinde curcuminin koruyucu etkisini incelemektir. Gereç ve Yöntemler: Sıçanlar altı gruba ayrıldı. Grup 1: Kontrol, Grup 2: Dimetil sülfoksid (DMSO), Grup 3: DMSO+curcumin, Grup 4: Radyasyon, Grup 5: Radyasyon+DMSO, Grup 6: Radyasyon+DMSO+curcumin. Grup 4, 5 ve 6’ya hasar oluşturmak için iyonizan radyasyon toplam 15 Gy dozunda verildi. Curcumin (100 mg/kg), DMSO içinde çözülerek 28 gün süresince intragastrik yoldan verildi. Çalışmanın sonunda, lensler sınıflandırıldı ve çıkarıldı. Lens dokusunda antioksidan durumu değerlendirmek üzere total antioksidan, glutatyon peroksidaz (GSH-Px) enzimleri ve oksidan durumu değerlendirmek üzere malondialdehit (MDA) düzeylerine bakıldı. Bulgular: Radyasyon alan grupta %100 katarakt görüldü. Curcumin verilen grupta bu oran %40’a düştü ve grade 1 ve 2 ile sınırlıydı. Radyasyon alan grupta, kontrol grubuna göre antioxidan enzim seviyesi düştü, MDA enzim seviyesi yükseldi. Curcumin verilen grupta radyasyon grubuna göre ise anlamlı şekilde antioxidan enzim seviyesi yükseldi, MDA enzim seviyesi düştü. Sonuç: Curcumin antioksidan ve radioprotektif özelliklere sahiptir ve iyonizan radyasyona karşı koruyucu olarak değerli bir ajan olması nedeni ile antioksidan ve radioprotektör olarak radyasyon nedenli katarakt oluşumunda kullanılması önerilebilir.Öğe The role of mast cell histamine content in the thermoregulatory effect of morphine in mice(1999) Dost, Turhan; Dökmeci, Dikmen; Ulugöl, Ahmet; Karadağ, Hakan Ç.; Dökmeci, İsmetMorphine is known to increase the turnover of neuronal histamine and release histamine from mast cells. The contribution of histamine H-1 and H2 receptors to some of the morphine effects on the central nervous system are also known. The role of mast cell histamine content in the hypothermic effect of morphine and the thermoregulatory effect of compound 48/80 was investigated in the present experiments. In order to observe its thermoregulatory effect, various doses of compound 48/80 is administered to the 1<sup>st</sup> group. In the 2<sup>nd</sup> group, compound 48/80 is injected chronically (1<sup>st</sup> day-0.5 mg/kg, 2<sup>nd</sup> day-1 mg/kg, 3<sup>rd</sup> day-2 mg/kg, 4<sup>th</sup> day-3 mg/kg, 5<sup>th</sup> day-4 mg/kg) to deplete mast cell contents. Morphine injection (10 mg/kg), although it produced significant hypothermic effect when administered alone, did not exert its hypothermic effect after chronic compound 48/80 treatment. Our results indicate that the hypothermic effect of morphine in mice is mediated by histamine, liberated from mast cells.