Arslan, AliYıldırım, Bülent2021-11-202021-11-2020131305-77662587-2451https://dergipark.org.tr/tr/pub/trakyasobed/issue/30217/326207https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/321460https://hdl.handle.net/20.500.14551/6764Turkish war of 1877-1878. The population of the territory at least half was Muslim Turk. The Treaty of San Stefano which represented the great part of the desires of the Bulgarian nationalists was not accepted by the great states. Because Russia maintained superiority in the region, other European states, England in particular, facilitated the implementation of a new treaty in Berlin, and the Treaty of Berlin not only an autonomous Bulgarian Principality with restricted borders was established but also in the south of the Balkan range mountains, an Eastern Rumeli province under the rule of the Ottoman State was constructed. The chieftainship of Bulgaria and the Prince of Bulgaria acted as an officially independent country since their establishment, and as a result of the pressure of European countries, the Ottoman State had to accept this situation. Especially during the Bulgarian-Serbian War which broke out with the annexation of the East Rumelian province by Bulgaria in 1885, the Ottomans were unable to intervene. It damaged the Ottoman State's prestige. Furthermore, especially since 1888, during the sovereign of Prince Ferdinand with many European countries - Germany, France, Italy and England in particular, negotiations about tariffs were made. Although these negotiations did not provide Sofia with a significant economical profit, it resulted in the chieftainship of Bulgaria's being treated as an entirely independent and recognized country1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın sonucunda Osmanlı Devleti, nüfusunun en az yarısını Müslüman Türk unsurun oluşturduğu Bulgaristan topraklarını kaybetmiştir. Bulgar milliyetçilerinin hayallerini büyük oranda karşılayan Ayastefanos Antlaşması diğer büyük devletler tarafından kabul görmemiştir. Başta İngiltere olmak üzere diğer Avrupa Devletleri, Rusya’nın bölgede üstünlük sağlaması sebebiyle Berlin’de yeni bir Anlaşma yapılmasını sağlamışlar ve Berlin Anlaşması ile de sınırları daraltılmış bir özerk Bulgar Prensliği kurulmuş; Balkan Dağları’nın güneyinde ise Osmanlı Devleti’ne bağlı Doğu Rumeli Vilayeti oluşturulmuştur. Bulgar Prensi ve oluşturulduğu günden itibaren Bulgaristan Emareti fiilen bağımsız bir şekilde hareket etmiş, Avrupalı devletlerin baskısı sonucunda Osmanlı Devleti de bu durumu kabullenmek zorunda kalmıştır. Özellikle Doğu Rumeli Vilayetinin 1885’te Bulgaristan tarafından ilhakına ve sonrasında başlayan Bulgar-Sırp savaşına müdahalesiz kalan Osmanlı Devleti’nin itibarı sarsılmıştı. Bunların dışında özellikle 1888 yılından itibaren Bulgar Prensi Ferdinand döneminde başta İngiltere olmak üzere Almanya, Fransa, İtalya gibi pek çok Avrupa ülkesiyle gümrük vergileri konusunda anlaşmalar yapılmıştır. Bu anlaşmalar ekonomik olarak Sofya’ya önemli bir getiri sağlamasa da, Bulgaristan Emareti’nin uluslararası alanda tam bağımsız ve tanınmış bir devlet gibi muamele görmesine yol açmıştırtrinfo:eu-repo/semantics/openAccessPrincipality of BulgariaThe Ottoman StateTreaty of BerlinProvince of Eastern RumeliaMacedoniaOsmanlı DevletiBulgaristan EmaretiBerlin AntlaşmasıDoğu Rumeli VilayetiMakedonyaFiilî Bağımsızlık Sürecinde Bulgaristan Emareti ve Osmanlı Devleti’nin Tutumu (1878-1908)The Bulgarian Principality and the Attitude of the Ottoman State During the Independence ProcessArticle151225238326207