Kısa, OrhanGümüş, Burak2023-05-172023-05-1720232023https://hdl.handle.net/20.500.14551/8343Tarihin en sert ve kanlı savaşı olan İkinci Dünya savaşının sona ermesi ile birlikte dünya devletleri savaşları engellemek amacıyla Birleşmiş Milletler Örgütünü (BM) kurdular. Her ne kadar 51 kurucu üye tarafından kurulmuş olsa da üye sayısı hızla artmış ve dünyanın en üst çatı örgütü olmuştur. BM antlaşmasının 51’inci maddesi devletlerin meşru müdafaalarını sağlama hakkına sahip olduklarını ve bu maksatla örgüt kurabileceklerini veya savunma örgütlerine katılabileceklerini hüküm altına almıştır. İkinci Dünya savaşından sonra Batı Bloku için kurtarıcı olarak algılanan Amerika Birleşik Devletleri’nin koruyuculuğu ve liderliğinde Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) kurulmuştur. ABD Soğuk savaş süresince NATO’nun tartışmasız lideri olmuş ve aynı zamanda ABD NATO ile özdeşleştirilmiştir. NATO’da teknik komisyonlardaki kararlar da dahil olmak üzere kararlar oybirliği ile alınmaktadır. Bunun yanında NATO’nun icraatlarında ABD politikalarının, ABD kararlarının etkin olduğunu ve NATO politikalarının ABD politikaları doğrultusunda oluştuğu görülmektedir. NATO stratejik konseptleri ve bu konseptlerin kabulüne giden şartlar doğrudan ABD silahlı gücü ve politikaları ile paralel bir yapı izlemektedir. Soğuk savaş sonrası dönemde de ABD liderliği devam etmiş ve bu durum sonucunda ABD’nin hegemonik güç olduğu ve hegemon olarak davrandığı iddia edilmiştir. Soğuk savaş sonrası dönemde ABD Başkanlarının yayınladıkları “Ulusal Güvenlik Stratejisi” belgelerinde belirlenen politikalarla NATO zirvelerinde ele alınan konuların ve NATO stratejik konseptlerinin birbiriyle paralellik göstermesi, ABD’nin hegemonik davranışlar sergilediği, kendi dış politikalarını NATO üzerinden uygulamaya koyduğu ve ABD’nin küresel güç olma stratejisinde NATO’yu aktif olarak kullandığı yorumlarının yapılmasına sebep olmaktadıWith the end of the second World War, the toughest and bloodiest war in history, the countries of the world have formed the United Nations organization (UN) to prevent wars. Although it was founded by 51 founding members, the number of members increased rapidly and became the world's top umbrella organization. Article 51 of the UN Treaty stipulates that states have the right to provide their self-defense and that they can establish or join defense organizations for this purpose. After the World War II, the North Atlantic Treaty Organization (NATO) was established under the protection and leadership of the United States, which was perceived as the savior for the Western Bloc. The USA was the undisputed leader of NATO during the Cold War and at the same time the USA was identified with NATO. Decisions in NATO, including those in technical commissions, are taken unanimously. In addition, it is seen that US policies and US decisions are effective in NATO's actions and that NATO policies are formed in line with US policies. NATO strategic concepts and the conditions leading to the adoption of these concepts follow a structure directly parallel to the US armed force and policies. In the post-Cold War period, the leadership of the USA continued, and as a result of this situation, it was claimed that the USA was a hegemonic power and acted as a hegemon. In the post-Cold War period, the parallelism between the policies determined in the "National Security Strategy" documents published by the US Presidents and the topics discussed at the NATO summits and NATO strategic concepts, and also the US exhibition of hegemonic behaviors that US implemented its own foreign policies through NATO, causes comments to be made that USA actively uses NATO on the USA's strategy to become a global power.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessABDSoğuk SavaşNATOGüvenlikHegemonyaUSACold WarSecurityHegemonyABD'nın küresel güç olma stratejisinde NATO (1991-2016)NATO in the USA’s strategy to become a global power (1991-2016)Doctoral Thesis785244