Demirci, UfukGülsaran, Sedanur KaramanBaş, VolkanÜmit, ElifKırkızlar, HakkıDemir, Ahmet2024-06-122024-06-1220212547-99382667-5749https://doi.org/10.5578/llm.20219705https://search.trdizin.gov.tr/yayin/detay/516754https://hdl.handle.net/20.500.14551/13597Miyeloproliferatif neoplazmalar (MPN’ler), kök hücre kaynaklı klonal miyeloproliferasyon ile karakterizedir. Janus kinaz 2 (JAK2) genindeki mutasyonların keşfedilmesinden sonra tedaviler için önemli bir hedef haline gelmiştir. Ruksolitinib kullanımının, sağkalımı arttırması, splenomegaliyi azaltmassı, JAK2 V617F varyant alel sıklığını azaltmasının yanında ayrıca hastalarda JAK1 inhibisyonu ile konstitusyonel semptomlarda önemli iyileşme ve sitokin salınımını azalttığı görülmektedir. Anemi ve trombositopeni gibi yan etkileri nedeniyle tedaviye devam edeilemediği durumlar olabilir. Tedavinin hızla kesilmesinden sonra farklı kliniklerde ilerleyebilen “Ruksolitinib Bırakma Sendromu” adı verilen klinik bir durum ortaya çıkabilir.tr10.5578/llm.20219705info:eu-repo/semantics/openAccessRuksolitinib Tedavisinin Aniden Kesilmesi Sonrasında Post-ET Myelofibrozis Bulgularında Alevlenme: Akılda Kalması Gereken Bir Klinik TabloArticle525255516754