Yusofi, Sayed Hanan2024-06-122024-06-1220182687-3109https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/1919326https://dergipark.org.tr/tr/pub/mebilder/issue/64461/981452https://hdl.handle.net/20.500.14551/124611332 yılında Tunus’ta doğan İbn-i Haldun, sırasıyla Fas, Mağrip, Endülüs, Dımışk ve bazı Afrika’daki küçük devletlerinde yaşamış ve 1406 yılında Mısır’da vefat etmiştir. O hayatının değişik dönemlerinde birçok devlet adamının yanında çeşitli makamlarda bulunmuştur. Târîhu’l-İber adlı kitabın giriş kısmını oluşturan iki ciltlik mukaddimesi sayesinde İbn-i Haldun dünya çapında ünlü bir siyasetçi, sosyolog, tarihçi, felsefeci ve şair olarak tanınmıştır.İbn-i Haldun mukaddimesinde devletin kurulması ve ayakta kalması için hayatı öneme sahip olan asabiyet, insanların bireysel hayattan toplumsal hayata geçişi olarak tanımladığı ve uygarlık veya medenileşme olarak kabul edilen İlmi Ümran ve devletin oluşumu, büyümesi, zayıflaması gibi önemli konulardan bahsetmektedir. Asabiyet ve ümranı devletin oluşumuna giden süreç olarak kabul etmekle birlikte, ilmi Ümran’ın kurucusu olarak da kendisini kabul etmektedir. Ona göre, ümran kavramı ve ilmini ilk kullanan kişi kendisidir. İbn-i Haldun’un sosyal bilimlere sağladığı en önemli katkı ise, tarih yazım anlayışındaki eleştirel tarih yaklaşımı olmuştur. Ona göre tarih, neden-sonuç, tarafsızlık, akılcılık ve kaynak eleştirmesi ilkeleri esaslarına göre yazılmalıdır. Bu düşünürün düşünceleri uluslararası ilişkiler teorileri kapsamında realist düşünceye yakınlık göstermektedir.trinfo:eu-repo/semantics/openAccessİbn-i HaldunAsabiyetÜmranBedeviHadariDevletİbn-i Haldun’un Düşüncesi ve Uluslararası İlişkilerArticle111738981452