Bipolar I bozukluk tanılı ötimik hastalarda psikiyatrik eş tanılar, dürtüsellik ve bunların işlevsellik üzerine etkileri

Yükleniyor...
Küçük Resim

Tarih

2013

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Bipolar Bozukluk; kronik, yineleyici mani, hipomani, karma ve depresif dönemleri iyilik dönemlerinin izlediği, bilişsel bozukluklar ile belirli, hasta ve çevresi üzerine yıkıcı etkisi olabilen psikiyatrik bir bozukluktur. Çalışmamızda bipolar I bozukluk tanılı hastaların sosyodemografik verilerinin, klinik özelliklerinin, eksen I eş tanılarının araştırılması ve bozukluğun temel karakteristiği olarak gösterilen dürtüsellik ile hastaların işlevsellik düzeyleri arasında ilişki olup olmadığının tespiti amaçlanmıştır. Kesitsel tanımlayıcı desende tasarlanmış çalışmamızda Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Polikliniği'ne ayaktan başvuran bipolar I bozukluğu olan ötimik dönemdeki 112 hastaya araşırmacıların hazırladığı sosyodemografik veri formu, Eksen I Bozuklukları İçin Yapılandırılmış Klinik Görüşme Ölçeği, Barratt Dürtüsellik Ölçeği-11, Bipolar Bozuklukta İşlevsellik Ölçeği, Wender Utah Derecelendirme Ölçeği Kısa Form uygulandı. Çalışmamız sonucunda dürtüsellik ve ilaç uyumu ile işlevsellik arasında istatistiksel olarak anlamlı, negatif ilişki tespit edildi (p=0.009, p=0.05). Ayrıca psikotik özellik öyküsü (p=0.015) ve eksen I eş tanı varlığı ile dürtüsellik arasında ilişki bulundu. Çalışmamızda katılımcıların %53.5'inde eksen I eş tanısı mevcuttu. Katılımcıların %42.8'inde anksiyete bozukluğu, %8.9'unda alkol kullanım bozuklukları, %0.8'inde madde kullanım bozuklukları, %7.1'inde erişkin tip dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu eş tanısı tespit edildi. Çalışmamızda bipolar bozukluğa en sık eşlik eden anksiyete bozukluğu özgül fobi (%14.3) olarak tespit edildi. Onu sırasıyla panik bozukluk (%9.8), yaygın anksiyete bozukluğu (%8.9), travma sonrası stres bozukluğu (%8), sosyal fobi (%7.1), obsesif kompulsif bozukluk (%7.1) tanıları izlemekteydi. Çalışmamızda eş tanısı olan grubun eş tanısı olmayanlara göre anlamlı biçimde hastalık başlangıç yaş ortalamaları daha düşüktü (p<0.001), bekar olanların sayısı daha fazlaydı (p=0.013), depresif dönem sayıları (p=0.005) ve intihar girişim sayıları daha fazlaydı (p=0.041). Çalışmamıza katılan bipolar I bozukluk tanılı hastalarda %84 oranında psikotik özellik öyküsü, %27.3 oranında intihar girişimi öyküsü mevcuttu. Çalışmamızda bipolar I bozukluk tanılı hastaların, ötimik dönemdeyken, dürtüsellik düzeyleri ile işlevsellik düzeyleri arasında istatistiksel olarak anlamlı, negatif ilişki olduğu sonucuna varılmıştır.
Abstract
Bipolar disorder is a psychiatric disorder which chronic, recurrent, mania, hypomania, mixed and depressive relapses followed by periods of well-being, devastating effects on the patient and their families and characterized by cognitive impairments. In this study, we aimed to research socio-demographic variables, clinical characteristics and axis I comorbidity of patient with bipolar disorder and determine if there is a relationship between impulsivity which shown as the main characteristic of disorder and functioning of the patients. The universe of this cross sectional descriptive study was consisted of 112 euthymic outpatients with bipolar I disorder who is followed by Trakya University Faculty of Medicine, Clinic of Psychiatry. Socio-demographic data form created by the researchers, the Structured Clinical Interview for Axis I Disorders, Barratt Impulsiveness Scale-11, Bipolar Disorder Functioning Questionnaire and Short Form of Wender Utah Rating Scale was applied to the patients. As a result of this study, there is significant negative relationship between impulsivity and medication compliance and functioning was detected (p = 0.009, p = 0.05). In our study, 53.5% of responders had comorbid axis I disorder. 42.8% anxiety disorder, 8.9% alcohol use disorder, 0.8% substance use disorder, 7.1% adult type of attention deficit hyperactivity disorder comorbidity was detected. In our study, the most frequent comorbid anxiety disorder was specific phobia with 14.3%, followed by panic disorder 9.8%, generalized anxiety disorder 8.9%, post-traumatic stress disorder 8%, social phobia, 7.1% and obsessive-compulsive disorder 7.1%. In our study the mean age of onset in the group of patients with comorbidity was lower (p <0.001), the number of those who are single was higher (p = 0.013), number of depressive episodes (p = 0.005) and the number of suicide attempts was higher (p = 0.041) than the patients without psychiatric comorbidty. In our study 84% of patients with bipolar I disorder had a history of psychotic features and 27.3% had a history of suicide. In our study, there is statistically significant negative relationship between levels of impulsivity and functioning was found in euthymic patients with bipolar I disorder.

Açıklama

Tıpta Uzmanlık Tezi

Anahtar Kelimeler

Dürtüsellik, Eş Tanı, Bipolar Bozukluk, Impulsivity, Comorbidity, Bipolar Disorder

Kaynak

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

Sayı

Künye