Göçmen Yazını Yazarı Emine Sevgi Özdamar’ın “Mutterzunge” Adlı Eserinde Dilsizlik Sorunsalına Bakış
Yükleniyor...
Dosyalar
Tarih
2015
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Trakya Üniversitesi
Erişim Hakkı
info:eu-repo/semantics/openAccess
Özet
Die Migration nach Deutschland- und anderen Ländern in den 60er Jahren brachte viele Probleme mit sich bei. Die Problematik der Sprache steht dabei gewiss als eines der wichstigsten Probleme im Vordergrund, die sich vor allem in der zweiten und dritten Generation entstandenen Problematik der Muttersprache bemerkbar macht. Auf mangelhaftes Lernen oder Verlernen der Muttersprache zurückzuführende Problematik wirkt sich einerseits im negativen Sinne auf das Erlernen der Fremdsprache aus und andererseits verursacht sie auf individueller und gesellschaftlicher Ebene Probleme, die sich als ein Phänomen der Identitätslosigkeit manifestiert. Es ist nämlich keineswegs abzustreiten, dass ein Individuum, das weder die Muttersprache, noch die Fremdsprache beherrscht, sich mit seiner Identität auseinandersetzt und sie sogar in Frage stellt. Diese Gegebenheit erweist sich daher als eine ernst zu nehmende Thematik, die in der Migrationsliteratur behandelt- und analysiert werden muss. Unter Berücksichtigung dieses Faktums ist das Anliegen der vorliegenden Arbeit, die Problematik der Muttersprache Anhand der Erzählungen von Emine Sevgi Özdamar, die als eine der wichtigsten Autorinnen der Türkisch- Deutschen Migrationsliteratur Geltung hat, zu untersuchen. Auf dieses Ziel gerichtet wird die Behandlung und die Perspektive der Autorin hinsichtlich dieser Problematik in Angriff genommen und diskutiert, indem die Erzählungen analysiert werden
1960’lı yıllardan sonra Almanya ve diğer ülkelere yaşanan göçler, birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Bu sorunların başında dil sorunu gelir. Her kuşakta farklı şekillerde zuhur eden dil sorunu, bilhassa ikinci ve üçüncü kuşakta kendini gösteren ana dil sorunsalıyla daha vahim bir hal almıştır. Anadili unutmaktan ya da doğru bir şekilde öğrenememiş olmaktan kaynaklanan bu sorun, yabancı dili öğrenme ya da yabancı dili etkin bir biçimde kullanma sürecini de olumsuz bir şekilde etkilemek suretiyle bireysel ve toplumsal açıdan birçok sıkıntıya sebebiyet vermektedir. Bu sorunların başında kimlik sorunu gelmektedir; zira hiçbir dili anadili gibi konuşamayan bir insanın nereden geldiğini ya da nereye ait olduğunu sorgulaması ve bunun neticesinde kendisini psikolojik bir buhran içinde bulması kaçınılmazdır. Anadiline hâkim olmamasının yanı sıra, yabancı dili de doğru düzgün konuşamaması, kişinin yaşadığı topluma intibak etmesini ve o toplum tarafından kabul görmesini de imkânsız kılmaktadır. Dilsizlik sorunsalının, bireysel olduğu kadar toplumsal açıdan da azımsanmayacak boyutları haiz olduğu gerçeği, bu sorunsalı kuşkusuz, göçmen yazını kapsamında ele alınması gereken ciddi bir konu haline getirmektedir. Nitekim Türk-Alman göçmen yazınının en önemli yazarlarından biri olarak kabul edilen Emine Sevgi Özdamar da eserlerinde bu sorunu somut olarak işlemektedir. Bu çalışmadaki amaç, dilsizlik sorununu Emine Sevgi Özdamar’ın “Mutterzunge” ve “Vaterzunge” öyküleri üzerinden irdelemektir
1960’lı yıllardan sonra Almanya ve diğer ülkelere yaşanan göçler, birçok sorunu beraberinde getirmiştir. Bu sorunların başında dil sorunu gelir. Her kuşakta farklı şekillerde zuhur eden dil sorunu, bilhassa ikinci ve üçüncü kuşakta kendini gösteren ana dil sorunsalıyla daha vahim bir hal almıştır. Anadili unutmaktan ya da doğru bir şekilde öğrenememiş olmaktan kaynaklanan bu sorun, yabancı dili öğrenme ya da yabancı dili etkin bir biçimde kullanma sürecini de olumsuz bir şekilde etkilemek suretiyle bireysel ve toplumsal açıdan birçok sıkıntıya sebebiyet vermektedir. Bu sorunların başında kimlik sorunu gelmektedir; zira hiçbir dili anadili gibi konuşamayan bir insanın nereden geldiğini ya da nereye ait olduğunu sorgulaması ve bunun neticesinde kendisini psikolojik bir buhran içinde bulması kaçınılmazdır. Anadiline hâkim olmamasının yanı sıra, yabancı dili de doğru düzgün konuşamaması, kişinin yaşadığı topluma intibak etmesini ve o toplum tarafından kabul görmesini de imkânsız kılmaktadır. Dilsizlik sorunsalının, bireysel olduğu kadar toplumsal açıdan da azımsanmayacak boyutları haiz olduğu gerçeği, bu sorunsalı kuşkusuz, göçmen yazını kapsamında ele alınması gereken ciddi bir konu haline getirmektedir. Nitekim Türk-Alman göçmen yazınının en önemli yazarlarından biri olarak kabul edilen Emine Sevgi Özdamar da eserlerinde bu sorunu somut olarak işlemektedir. Bu çalışmadaki amaç, dilsizlik sorununu Emine Sevgi Özdamar’ın “Mutterzunge” ve “Vaterzunge” öyküleri üzerinden irdelemektir
Açıklama
Anahtar Kelimeler
Muttersprache, Migrationsliteratur, die Problematik der Sprachlosigkeit, Türkisch-Deutsche Migrationsliteratur, Emine Sevgi Özdamar, Anadil, Göçmen Edebiyatı, Dilsizlik Sorunsalı, Türk-Alman Göçmen Yazını, Emine Sevgi Özdamar
Kaynak
Trakya Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi
WoS Q Değeri
Scopus Q Değeri
Cilt
17
Sayı
2