DEVELOPMENT ECONOMICS AND EDUCATION; NEW SEARCHES

Küçük Resim Yok

Tarih

2014

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Kalkınma ekonomisi ve eğitim birbirinden ayrılmaz iki temel kavramdır. Kalkınma ekonomisiyle sağlanmak istenen bireysel hedeflerden toplumsal hedeflere ve beşeri sermaye içinde yer alan yetenek ve yaratıcılık potansiyellerinin oluşmasından bunların ortaya çıkmasına kadar her şey; eğitimle direkt ya da endirekt olarak ilgili, bağlantılı ve hatta bağımlıdır. Yaşadığımız dünyada her şeyin çok hızlı ve çok çabuk değiştiği ve geliştiği ve bu değişim ve gelişimin toplumsal, siyasal ve ekonomik alanda etkisini gösterdiği gözden kaçırılmaması gereken bir gerçekliktir. Kaldı ki eğitim; kalkınma ekonomisi içinde yer alan Bilgi Toplumu olma mücadelesinin en önemli unsurudur. Bilgi toplumu olayı bir fenomen değil bir vakıadır. Çeyrek yüzyıl öncesinde; son 10 yılda yaratılan bilginin insanlığın başlangıcından bugüne kadar yaratılan bilgiden daha fazla olduğu söylenmekte iken günümüz bilgi birikimi adeta her iki yılda ikiye katlanmaktadır. Eğitimin ekonomi içinde payını yükselten en önemli unsur, eğitimde teknoloji kullanımıdır. Teknoloji kullanımı; eğitimin dönüşümünde ortaya çıkan bilgi bölünmesi kavramıyla ortaya çıkmaktadır. Bilgi bölünmesi (digital divide); toplumda yeni teknolojilerin ortaya çıkarılması, teknolojilerin algılanıp benimsenmesi ve kalkınma ile entegrasyonu ile bir bütündür. Bilgi bölünmesin faktörleri; teknoloji ve eğitimdir. İnsan, içinde yaşadığı doğal ve sosyal çevrenin sürekli değişimi ile karşı karşıya olduğu için, var olmak adına oluşan yeni yaşam koşullarına uyum sağlamak zorundadır. Bu ise ancak eğitimle mümkündür. Eğitimin başarılı olması, önceden saptanmış amaçları olmasıyla doğrudan orantılıdır. Eğitimin amaçları ulusal olduğu gibi, evrensel de olabilir. Eğitimin amaçlarını belirlenirken, bireyin ilgisi, yetenekleri, ihtiyaçları, bedensel ve zihinsel gelişim düzeyi, içinde yaşanılan doğal ve sosyal çevre göz ardı edilemez unsurlardır. Eğitim seviyesinin yükselmesi ile ülkelerin milli gelir düzeylerin yükselmesi ve bu nedenle de bireysel gelir düzeyinin yükselmesi, gelir dağılımının iyileştirilmesi ve yoksulluğun önlenmesi arasında doğrudan bir ilişki vardır. Bu ilişki en açık olarak eğitim seviyesi ile teknolojik ilerleme arasındadır. Bu ikili arasındaki ilişki, beşeri sermaye üzerinden kişi başına çıktı düzeyini ve çıktı artışını ve bu artış üzerinde kalıcı nitelikte etkiler meydana getirir Bu bakımdan beşeri sermaye son derece önemlidir. Eğitimin ekonomi içindeki varlığı olan beşeri sermaye, kalkınma ekonomisinin en temel nesnesi olarak hem mikro iktisadın hem de makro iktisadın konuları arasındadır. Makro iktisat içinde bir ülkedeki; yaş gruplarına göre okullaşma oranları, nüfusun ortalama eğitim süresi, eğitim harcamalarının gayrisafi yurtiçi hâsıladaki payı ve kişi başına eğitim harcamaları, okur-yazarlık oranı gibi göstergelerle ifade edilmektedir Eğitimin ekonomik kalkınmaya yönelik etki ve gelişimi eğitimin içeriği ile eğitimde içerik ise eğitimin amaçlarıyla doğrudan ilişkilidir. Eğitimde içerik; eğitim amaçlarına uygun olarak belirlenmiş olan bilgilerden, beceriler geliştirme faaliyetlerinden oluşmaktadır. Bilgi çağının en önemli özelliği, ülkelerin bilgi sayesinde potansiyeli yüksek bireyler yetiştirmeleri ve bunun sonucunda ekonomik ve siyasi yönden önemli değişimlere uğramalarıdır. Bu değişim zaman zaman radikal, zaman zaman da inovasyonatif olarak gerçekleşmektedir. Değişim nasıl gerçekleşirse gerçekleşsin beraberinde eğitim alanında da değişim ve yenilikler yaşanmasına neden olmaktadır. Bir anlamda eğitimi sürekli değişim, gelişim ve yenilenme faktörü olarak görmek abartı sayılmaz. Çünkü eğitim; yapısı gereği değişim, gelişim ve yenilenmenin dinamosudur. Bu noktada Türk Milli Eğitiminin de benzeri rolleri oynadığı gözden uzak tutulmamalıdır. Türk Milli Eğitim sisteminde elbette yasayla belirlenmiş olan genel amaçlara ulaşabilmek temel hedef olmuştur. Bu temel hedef için de eğitim sistemi üzerinde program değişikliğinden, ders sayısını artırılması veya azaltılmasına, okul türlerinin çeşitlendirilmesinden öğrenim süresinin değiştirilmesine kadar sayısız uygulamalar denenmiştir. Uygulamaların yanı sıra, okul ve öğretmen sayısının artırılmasından çeşitli projelerle ilköğretime kız öğrencilerin devamının sağlanmasına kadar değişik hedeflerle de eğitimin niceliksel gelişimini sağlanması için çalışılmıştır. Ülke kalkınmasında önemli bir role sahip olan eğitim; hem kalkınma sürecinde ihtiyaç duyulan nitelik ve nicelikte işgücü sağlama fonksiyonuna hem de bilgi üretme ve yayma fonksiyonuna haizdir. Bu fonksiyonların ilki ile üretimde kalite ve verimlilik sağlanırken ikincisi ile de üretim teknolojilerinin takibi, geliştirilmesi ve üretim sürecine aktarılması sağlanmaktadır. Unutulmaması gereken nokta eğitime yapılan yatırımların ekonomik ve sosyal kalkınmaya son derece olumlu faydalar sağladığıdır. Gelişmekte olan ülkelerin hızlı ve sürdürülebilir bir kalkınma yakalayabilmesi için eğitim alanına bütçe içerisinden daha fazla pay ayırmak durumunda olduğu da ayrı bir gerçektir. Eğitimin kalkınma ekonomisinde çarpıcı etkisi ülke dışında işgücünün verimliliğinin arttırılması yoluyla ekonomilerin rekabet gücünün de arttırılmasında ortaya çıkarken ülke içinde de işsizlik ve yoksullukla mücadelede ortaya çıkmaktadır. Günümüz ekonomilerinde eğitim gelişmişliği sağlayan en önemli manivela hükmünde olurken, eğitimsizlik de aynı şekilde gelişmişliğin önündeki en büyük engel durumundadır.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Kaynak

IIB International Refereed Academic Social Sciences Journal

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

5

Sayı

16

Künye