KAPU Trakya Mimarlık ve Tasarım Dergisi

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 24
  • Öğe
    Fiziksel ve Sosyal Açıdan Bir Kent Merkezine Genel Bakış: Kırklareli Kenti Örneği
    (Trakya Üniversitesi, 2023) Aslan, Fürüzan; Ateş, Oğuz; Kabataş, Engin
    Ekonomik, kültürel, politik, sosyal ve psikolojik boyutların bir araya gelmesiyle oluşan, tarihsel ve coğrafi bağlam içinde anlam kazanan kentler, sadece fiziki yapılar olarak tanımlanmamaktadır. İç içe geçmiş bu sistemler bütünü kentleri gizemli kılmaktadır. Ancak kentin tüm parçalarını anlamanın aynı derecede zor olduğunu söylemek mantıklı değildir. Kentin bazı bölümlerini anlamak oldukça basitken, bazı çok boyutlu katmanlaşmış bölümlerini açıklamak oldukça zordur. Kent merkezi de kentin anlaşılması oldukça zor olan bölümlerinden biridir. Bu çalışmada; kent merkezlerinin temel bileşeni olan hizmet faaliyetlerinin çokluğu ve çeşitliliği nedeniyle zorlaşan kent merkezini anlama ve anlatma sürecini, Kırklareli kent merkezinin fiziksel ve sosyal açıdan incelenmesi ile anlatılması hedeflenmektedir. Ayrıca, Kırklareli ilinin kentsel planlama ve tasarımında kent merkezinin neden önemli olduğuna ilişkin tartışmalar da bu doğrultuda ele alınmıştır. Bu kapsamda çalışmanın hedefine yönelik doluluk-boşluk, bina fonksiyonları, zemin kat kullanım, yol tipolojileri ve kapalılık durumları, yaya aktiviteleri, araç-yaya yoğunlukları ve duyu analizleri ile zihin haritası çalışmasına yönelik mekânsal analizler gerçekleştirilmiştir. Elde edilen analiz bulguları, Kırklareli kenti için kentsel planlama ve tasarım önerileri ve kentin kimliğine yönelik önemli verileri içermektedir.
  • Öğe
    Mimarlığın 'Asil Felsefesi': 'Tasarım' ve 'Düşünce' Arasındaki 'Evrensel Dans'
    (Trakya Üniversitesi, 2023) Erdinç, Serkan Yaşar
    İnsan anlayışını ve yaratıcı ifadesini şekillendiren iki 'asil' disiplin olan mimarlık ve felsefe, tasarım dili ile düşünce yapısı arasında 'evrensel bir dans' gerçekleştirmektedir. İnsan yaratıcılığının canlı dokusunda mimari ve felsefe, derin ve sonsuz ifadenin sütunları olarak durmakta ve her biri karmaşık anlam ve amaç iplikleri örmektedir. Mimarlık ve felsefe, mimarinin felsefi fikirleri tasarım yoluyla ortaya koyması ve felsefenin temel soruları araştırmak için mimariden ilham almasıyla karşılıklı bir ilişkiyi paylaşmaktadır. Mimarlık ve felsefe arasındaki ilişki, iki disiplinin kesiştiği ve birbirini önemli şekillerde etkilediği derin ve karmaşık bir ilişkidir. Mimarlık, mekan tasarlama ve inşa etme pratiği olarak, felsefi kavram ve ilkelere derinlemesine kök salmıştır. Estetik seçimleri, mekansal kompozisyonları ve anlamlı mekanların yaratılmasıyla felsefi fikirleri somutlaştırmaktadır. Mimarlık ve felsefe arasındaki etkileşim, yapılı çevre, insan varlığı ve çevreyi şekillendirdiğimiz ve çevre tarafından şekillendirildiğimiz derin yollara dair anlayışımızı zenginleştirmektedir. Bu bağlamda bu çalışma, mimarlık ve felsefe arasındaki karmaşık etkileşimi derinlemesine inceleyen entelektüel bir yolculuğa çıkmaktadır. Derin bir araştırmayı yönlendiren kapsayıcı bir sorgulamayla bu çalışma, bu iki disiplin arasındaki derin bağlantıları ve karşılıklı etkiyi ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Disiplinlerarası bütünsel bir bakış açısı ve mimari ifadenin başyapıtları üzerine analitik bir inceleme aracılığıyla bu araştırma, felsefi fikirlerin aracı olarak tasarımın gizli derinliklerini açığa çıkarırken, aynı zamanda felsefi kavramların yapılı çevrelerin özünü nasıl şekillendirdiğini de araştırmaktadır.
  • Öğe
    The Pandemic Period and Architecture Education; Comparison of Hybrid and Distance Education Models
    (Trakya Üniversitesi, 2022) Işık, Muhammed Enes; Mülayim, Ali
    Architectural education, among the constantly developing and changing education models from the past to the present, has undergone less changes compared to other disciplines. However, emerging in 2020, the Covid-19 epidemic forced many education disciplines to implement the Distance or Hybrid Education Model. The distance/online education model has already been made use of for a long time. When architectural education practices are reviewed (individual project, one-to-one criticism, etc.), it is observed that applied courses are dominant and studio culture is of significant importance. Therefore, the assumption that education models different from the traditional education model have substantial effects on architectural education seems be a valid hypothesis. In this study, apart from determining the accuracy of the aforementioned hypothesis, it is aimed to determine the positive and negative effects, opportunities and difficulties created by the distance and hybrid education models carried out during the pandemic period, and thus contribute to the future of architectural education. With this purpose in mind, a survey is conducted for architecture students who have experienced both distance education and hybrid education models. As a result, in this study, the students of Kırklareli University, Faculty of Architecture, Department of Architecture stated that the hybrid education model is more beneficial.
  • Öğe
    Ortaokul Binalarının Mekânsal Kalite ve Konfor Özelliklerinin Örnekler Üzerinden İncelenmesi
    (Trakya Üniversitesi, 2023) Varlı, Mehmet
    İnsanoğlu, bulunduğu çevrede oluşturduğu mekânlarla fiziksel ve duygusal bağlar kurmuş, etkileşim sürecinde rastlantısal veya planları doğrultusunda kazanımlar edinerek yaşamını sürdürmüştür. Oluşturulan mekânın bırakacağı olumlu veya olumsuz etkilerin birey tarafından algılanması mekânda gerçekleşecek faaliyetlerin seyrine aracılık etmektedir. Amaca yönelik doğru planlama ve uygulamalar, mekânda yürütülen eylemlerin hedefe ulaşmasını, kazanımların kayıpsız iletilmesini sağlamaktadır. Bireylerin planlı ve örgütlü kazanımlar edinebileceği mekânların başında eğitim-öğretim faaliyetlerinin yürütüldüğü mekânlar gelmektedir. Eğitim-öğretim faaliyetlerinin gerçekleştirildiği mekânlarda, öğretme-öğrenme sürecinin öğretmen ve öğrenci açısından verimli olabilmesi, hedeflenen amaçlara erişim için yürütülen planlı eğitim faaliyetleri yanında etkinliklerin gerçekleştirildiği mekânların amaçlara uygun oluşturulması ile mümkündür. Mekânın genel yapısı, mekânda bulunan sabit ve hareketli donatıların doğru planlanması amaca hizmet etmektedir. Mekânın kendi atmosferinin barındırdığı veya çevresinden aldığı unsurları (ses, ışık, hava kalitesi vb.) bireye etkili bir biçimde yansıtması bireyin hedef kazanımlara ulaşması yolunda, algı kalitesine ve algılama süresine pozitif katkı sağlayacaktır. Çalışma ile ortaokul binalarında, eğitim-öğretim faaliyetlerin yürütüldüğü derslik ve diğer eğitsel mekânlarda mekânsal organizasyonun sağladığı katkı ve yeterliliklerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Literatür, kaynak araştırması ve yerinde yapılan gözlemler ile mekân kurgusu, yapı ve kullanıcı etkileşimi incelenmiştir.
  • Öğe
    An Analysis on Post Occupancy Evaluation Method in Buildings
    (Trakya Üniversitesi, 2022) Günaçar, Ebru; Erbil, Yasemin
    Determining the positive and negative aspects of the built environment is important in terms of the feedforward it will provide to the structures to be produced in the future and the feedback will provide to the existing structures. Many assessment models have been developed based on this idea. While many of these models focus on the evaluation of the current performance of buildings, the ‘‘POE’’ model is based on the evaluation of both the building users and their needs and the level of the buildings fulfilling the expected performance. From this point of view, the POE (Post Occupancy Evaluation) method, which is a prominent method among building evaluation methods, was discussed in the thesis study. The study aimed to provide systematic knowledge to architects or designers who want to benefit from the results of research using the POE method and to guide researchers about new research areas. For this purpose, a search was made for academic studies that have the concepts of ''KSD'' or ‘‘POE’’ in their keywords, and that was made between the years of ‘‘2010-2020’’. ‘‘Science Direct, Emerald Insight, Springer, Taylor and Francis, Bursa Uludağ University Network, Turkish National Academic Network and Information Center, the Council of Higher Education National Thesis Center, and ProQuest’’ databases were used to scan the publications. A total of 279 publications were included in the study within the scope of the thesis. The meta-analysis method was preferred for the systematic analysis of the publications. In the light of the data obtained as a result of the study, it was concluded that POE is a versatile method that can be applied for different purposes.
  • Öğe
    Uluslararası ve Ulusal Kalite Ölçütleri Bağlamında İçmimarlık Eğitiminde Robotik Kol Kullanımı Üzerine Bir Saptama
    (Trakya Üniversitesi, 2023) Aydıntan, Erkan; Kurt, Kübra
    Çalışma kapsamında robotik kol kullanımının içmimarlık eğitimine olan katkılarının ortaya koyulması amaçlanmaktadır. Bu doğrultuda; “Robotik kollar, içmimarlık eğitim programlarında hangi amaçlarla kullanılabilir?”, “Bu durum; uluslararası ve ulusal eğitim kalitesi standartları (ECIA / CIDA / TYYÇ) üzerinden okunabilir mi?” sorularına yanıt aranmıştır. Çalışmada ilk etapta, yapılan doküman analiziyle mimarlık temel alanı eğitiminde robotik kol kullanımının etkilerine dair çıkarımlarda bulunulmuştur. Daha sonra, içmimarlık öğrencilerinin, mezun olduklarında sahip olmaları gereken temel nitelikleri belirleyen ECIA ve CIDA ölçütleri incelenmiş, ayrıca TYYÇ ölçütleri de bu açıdan ele alınmıştır. Bu süreçte robotik kol kullanımının katkısının olabileceği düşünülen maddeler belirlenmiş ve bu durum, literatür üzerinden desteklenmiştir.Elde edilen verilere göre robotik kol kullanımının içmimarlık eğitimine, uygulamada ve teoride toplam 9 farklı yönden katkı sağladığı sonucuna ulaşılmıştır. Her iki grupta da robotik kolun içmimarlık eğitimine, ulusal ve uluslararası ölçütler kapsamında genel olarak tasarım sürecinde karşılaşılan sorunlara alternatif çözüm getirme, alanda yenilikçi adımlar atma yönü ile katkı sağladığı görülmüştür. Sonuç olarak robotik kolların içmimarlık eğitim alanına etkilerinin ECIA, CIDA ve TYYÇ ölçütleri ile ilişkilendirilebildiği görülmüş, dijital tasarım ve üretim araçlarının daha etkili, hızlı, son teknolojiye uygun çözümler için kullanılabilecek son derece yetkin araçlar olduğu çıkarımı yapılmıştır.
  • Öğe
    Kültürel Miras Yapılarında Taş Malzemenin Tahribatsız XRF Yöntemiyle Analizi: Şirinoğlu Hamamı Örneği
    (Trakya Üniversitesi, 2022) Pehlivan, Gamze Fahriye
    Kültürel mirasın korunmasında, koruma uzmanlarına düşen sorumluluk, korumanın en doğru ve sürdürülebilir yöntemini araştırmak ve uygulamaya sunmaktır. Doğru koruma yönteminin belirlenebilmesi için öncelikle doğru analiz yöntemlerinin tespit edilmesi gerekmektedir. Çalışmada kullanılan yöntem X-ışını Floresan (XRF) Spektroskopisi olup bu yöntem, yapı malzemesinin karakterizasyonunu ortaya koymaktadır. Bu teknik sayesinde, yapı malzemesinin elementel ve kimyasal yapısına yönelik sorulara net ve bilimsel cevaplar üretilebilmektedir. Bu çalışmayla, kültürel miras yapılarında yer alan yapı malzemelerinin ne olduğu, bunların kökeni, farklı görünen taşların neden farklı göründüğüne yönelik sorulara cevap üretmek için tahribatsız, yapıya zarar vermeyen p-XRF yönteminin kullanımını teşvik etmek amaçlanmaktadır. Çalışma kapsamında ele alınan Şirinoğlu Hamamı, Sivas’ın tarihi kent merkezinde yer alan taş bir yapı olup bu analizi uygulamaya uygun bir örnektir. Hamamda birbirinden farklı görünen iki taş üzerinde p-XRF analizi yapılmıştır. Buna göre, bu taşların aynı taş ocağından getirtilen kireç taşı olduğu tespit edilmiştir. Taşların birbirinden farklı görünmesi, bünyesinde barındırdığı SO3 miktarlarındaki farklılıktan kaynaklanmaktadır. Hamamın kent merkezinde yer alması sonucu hava ve kendi yakıtının kirliliğinden gelen sülfürden etkilendiği anlaşılmaktadır. Sülfürün taş üzerindeki etkisi, siyah kabuklanma olarak kendini göstermiştir. Yıllarca zemin seviyesinin altında kalan diğer taş ise kirliliğe maruz kalmamıştır. Siyah kabuklanmanın tespit edildiği taşların ivedilikle temizlenmesi gerekmektedir. Bunların yanı sıra, Sivas civarındaki kireç taşı ocaklarındaki numunelerin oksitli bileşikleriyle, incelenen hamama ait taşlarının oksitli bileşikleri karşılaştırılarak hangi taş ocağından getirtilmiş olabileceğine yönelik tahminde bulunulmuştur. Böylelikle restorasyon öncesi, yenileme ya da bütünleme için kullanılması gereken taş ocaklarına yönelik öneri sunulmuştur.
  • Öğe
    Designing A Living Space on Mars as A Reflection of Earth
    (Trakya Üniversitesi, 2022) Özçakı, Meltem
    Architecture has relationships with various disciplines. Today, architecture and biology are perceived from a different angle in relation to technological advancements and attempts at understanding people’s environment. Biomimicry defines people’s effort to better understand nature and its essence. Beyond finding forms, new designs also reflect the effort to use what is learnt from nature in different contexts. What is learnt is used to diversify construction materials, provide the adaptation of structures to their environment, and make energy and recycling cycles in cities more comprehensive and beneficial. The other side of people’s connection to nature is constituted by negative processes that are observed through rising population, environmental pollution, and climate change. While searching for ways to decrease people’s pressure on the environment, living possibilities on different planets such as the Moon and Mars particularly are searched for. This study highlights people’s efforts to understand nature, protect it, and use the knowledge they obtained from nature in various fields. The content of the biomimicry concept is conveyed as it is perceived in architecture. The topic exemplified through an application in which nature on Earth is effective in the design of a settlement on Mars. The design is conveyed under the theme “Designing a Living Space on Mars as a Reflection of Earth”. The suggested design for the planet Mars is examined in the context of its relationship with sustainability, form, city, ecosystem and material.
  • Öğe
    Tarihi Yapıların Yeniden İşlevlendirilmesi: Tasarım Stüdyosu Dersi Kapsamında Tophane-i Amire Binası
    (Trakya Üniversitesi, 2022) Öztürk, Belis; Temel, Hamide
    Kültürel mirasın en belirgin unsurlarından biri olan tarihi yapıların devamlılığının korunması, yeniden işlevlendirme ile mümkündür. Yeniden işlevlendirme sürecinde görev alacak iç mimarın gerekli bilgi ve deneyime sahip olması, yeniden işlevlendirme projesinin doğru sonuca ulaşması için önemli bir etkendir.Bir iç mimarın tasarım alanında sahip olması gereken bilgilerin çoğu tasarım stüdyosu derslerinde verilmektedir. Bu doğrultuda Maltepe Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü dördüncü sınıf öğrencileriyle tasarım stüdyosu dersi kapsamında Tophane-i Amire binasının müze olarak yeniden işlevlendirilmesi konusu işlenmiştir.Proje sürecini içeren bu makale, fenomenolojik bir yaklaşımla yürütülen teorik bir çalışma olup, nitel araştırma yöntemleri kullanılarak yapılmıştır. Dönem sonunda sunulan projelerdeki konu, konsept, çizim ve görseller çalışmanın materyalini oluşturmaktadır. Öğrencilerin ders kapsamında ve kendi konseptleri doğrultusunda tarihi yapılara yaklaşımları ve müdahaleleri incelenmiştir. Sonuç olarak öğrencilerin projelerde dersin başında belirlenen kısıtlamaları ve mekânsal kurgulama ihtiyaçlarını sağlayarak tarihi yapıya müdahalelere özen gösterdikleri görülmüştür.
  • Öğe
    Kentsel Bellek Alanlarında Mekânsal Algı Değerlendirmesi: Çanakkale Kent Merkezi Örneği
    (Trakya Üniversitesi, 2022) Cengiz Taşlı, Tülay; Çelik Turan, Aylin; Eren, Berivan; Dinç, Selvinaz
    Bir deneyim alanı olarak kentsel mekânı kültürel, sosyal ve fiziksel olarak sürdürülebilir kılan en önemli etkenlerden biri kentsel belleğin oluşumu ve gelişimidir. Yaşadığı kente dair bir bellek oluşturan toplumlar kültürel çeşitliliklerini bir araya getirerek mekân ve insan arasındaki etkileşimin gelişmesine katkıda bulunurlar. Kent belleği, zamanla yaşanan birçok değişim ve dönüşüme rağmen kenti deneyimleyenler üzerinde o yere özgü bir etki ve iz bırakmaktadır. Bu etkinin oluşumunda kültürel, tarihi, yerel birçok faktörün yanı sıra kent dokusu, yapıların mimari üslupları, kent imajları, peyzaj değeri gibi birtakım algı parametreleri rol oynamaktadır. Birbiri ile anlamlı ve uyumlu bir bağlantı ile belleğe kaydedilen, algılanan ve deneyimlenen kentsel ögeler, kente dair aidiyet duygusunu geliştirerek kent yaşamının dinamik ve sürdürülebilir olmasına katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda araştırmada, kentsel bellek alanlarının fiziksel/mekânsal özelliklerini inceleyerek, mekânsal algı değerlerinin kent hafızasındaki kazanımlarını değerlendirmek amaçlanmıştır. Araştırma kapsamında, Çanakkale kent merkezindeki bellek mekanlarından 7 örneklem alan seçilmiştir (1.Kordon, 2.Gestaş iskelesi, 3.Kilitbahir motor iskelesi ve Şakir’in Yeri, 4.Deniz Müzesi, 5.Saat Kulesi, 6.Cumhuriyet Meydanı, 7.Sarıçay Köprüsü). Seçilen bu alanların değerlendirmesi için düzen, açıklık, bakımlılık, çeşitlilik, doğallık, tarihi önem, canlılık/hareketlilik, manzara güzelliği parametreleri kullanılmıştır. Araştırma sonucunda fiziksel çevrenin kalitesinin ve mekânsal algının kentsel bellek ile güçlü bir etkileşimde olduğu görülmektedir.
  • Öğe
    Relationship Between Reconstruction and Sustainability With Examples
    (Trakya Üniversitesi, 2023) Hattap, Emine Sibel; Tarım, Aysel
    The Reconstruction is the rebuilding of a completely destroyed, vanished or devastated monument or site based on the available documents, however that is accepted only in special circumstances. Recently constructed building does not have the historical texture, special material and workmanship of the monument, for which it was reconstructed. It is essential that technical data photographs, building surveys and similar graphical documents to enable renewal must be available so that reconstruction could take place. It is useful to carefully reserve and keep the protected pieces of demolished building/buildings such as doors, windows, ceiling decorations, moldings etc., and use all secured pieces in recent constructions since the same would strengthen the relations of reconstruction with the historical structure. In this study, reconstruction and sustainability concepts will be analyzed through samples. It is not suitable to perform reconstruction for any constructions. Although the execution of rebuilding any monument bears no meaning historically, it may serve for protection in terms of maintaining a construction technique, keeping the traditions alive it further serves for sustainability concept in this context.
  • Öğe
    Digitization of Archive Documents in Architecture: Example of Çatalca Defense Structures
    (Trakya Üniversitesi, 2022) Zağra, Hatice Çiğdem; Günaydın, Doğa Hazal; Özden, Sibel
    Today, in parallel with the development of technology, the orientation to digital methods in the fields of survey, restitution and restoration has increased. The possibilities of digitizing old drawings are being investigated with this increase and their use as scientific data is evaluated. In this study, the defense systems developed by all nations and states to protect their lands throughout the history of humanity and the bastions that have an effect on architectural structures; Archival documents, original map-plans and the data obtained from the literature review were evaluated specifically for the Çatalca Bastions. Architectural illustrations of the Çatalca Bastions were made with the help of digital technologies, along with two- and three-dimensional drawings. Archival documents, literature review, etc. related to the Çatalca Bastions, which are the subject of the study. The findings obtained from all sources were brought together and evaluated, and legible technical drawings of the structures were revealed as CAD drawings over the documents. Uncovering the architectural features of the late Ottoman defensive structures; It has created a common focus between history, architecture, design and technology. The attempt to bring the disappearing cultural heritage to the agenda by using archives and documents in the literature also sets an example for other historical structures. Thus, from physical construction to textual construction, architectural practice and interdisciplinary bridge; With the information of history, design, technology and digital archive documents, it becomes legible in this study.
  • Öğe
    EXAMINATION OF PASSIVE COOLING METHODS IN BUILDINGS AND THEIR APPLICATIONS IN TRADITIONAL ARCHITECTURE
    (Trakya Üniversitesi, 2022) Çetintaş, Kemal Ferit; Rezafar, Azadeh
    It is known that a significant part of the environmental problems is caused by energy and fossil fuel consumption, which are used by the buildings. A significant portion of the energy consumption in the buildings is carried out by heating, cooling, ventilation, and lighting in order to provide comfortable conditions inside them. Recently, energy efficiency is on the world agenda for reasons such as economic, sustainability, environmental, and energy supply security. Besides these, cooling energy consumption in the buildings, especially in the hot climate regions, constitutes a significant percentage of the energy consumption. Meeting the cooling energy need from non-renewable energy sources in order to ensure comfort conditions increases the energy cost and the carbon dioxide emission by using fossil fuel consumption. On the other hand, traditional architectural residences by their passive system design reduce cooling energy consumption to a minimum while they provide comfortable conditions. An important portion of passive cooling techniques has been applied in traditional residence architectures, which are located in hot-humid climates, where the cooling need is high. While architectural solutions for these buildings’ passive cooling systems provide energy efficiency without compromising thermal comfort conditions. As well as these solutions give architectural identity to the historical urban areas. The aim of this study is to introduce passive cooling methods and architectural design adaptation solutions. In this scope, the examples of these methods in traditional architectural designs will be examined too.
  • Öğe
    ENDÜSTRİYEL AHŞAP MALZEMENİN YAPIDA KULLANIMI: CAMBRİDGE MERKEZ CAMİSİ
    (Trakya Üniversitesi, 2022) Coşkun, Büşra; Yardımlı, Seyhan
    Ahşap, geçmişten günümüze gelişerek kullanılan bir malzemedir. Ahşap malzeme yenilebilir olmasının yanında biyofilik, ekolojik ve depreme karşı dayanıklıdır. Ahşabın doğal, fiziksel, kimyasal yapısı gelişen teknoloji ile entegre edildiğinde yapı strüktürü ve malzeme açısından yüksek performans elde edilmektedir. Çalışmanın amacı yapıda ahşap kullanım olanaklarının incelenerek ahşap yapı sisteminin nasıl kullanıldığının açıklanması ve endüstriyel ahşap malzeme kullanımına dikkat çekmektir. Araştırma kapsamında ahşabın genel özelliklerinden bahsedilmiş ve endüstriyel ahşap malzemeler içerisinde taşıyıcı strüktürde sıklıkla tercih edilen CLT ve Glulam malzemenin özellikleri literatür taramasıyla açıklanmıştır. Ayrıca bu malzemelerin kolon ve kiriş gibi strüktür sistemde kullanım olanakları araştırılmıştır. Bu bilgilerle Cambridge Merkez Cami’nin malzeme özellikleri ele alınmıştır. Çalışılan yapının strüktürel kurgusu endüstriyel ahşap malzemeyle birlikte incelenmiştir. Yapıda kullanılan malzemenin cinsi, kullanılan mühendislik yöntemleri ve yapının tasarımsal yaklaşımı hakkında bilgi verilmiştir. Yapıda birçok çağdaş yöntem kullanıldığı ve dini bir yapının mimari ve mühendislik yapım teknikleri kullanılarak Dünya üzerinde dikkat çektiği görülmüştür. Cami farklı yapım teknolojisinin yanında, Avrupa’nın ilk ekolojik cami olma özelliğini de taşımaktadır
  • Öğe
    KAÇIŞ YOLLARINDA KULLANILAN MALZEMELERİN YANGIN DAYANIMININ İNCELENMESİ
    (Trakya Üniversitesi, 2022) Dindar, Dilara
    Geçmişten günümüze kadar yaşadığımız çevreler birçok yangın ile karşı karşıya kalmıştır. Bu yangınların birçoğunun sonucunda ise hem maddi hem manevi çok büyük tahribatlar oluşmuştur. Yaşanan yangın olaylarından ve oluşan büyük kayıplardan sonra yapılarda yangına karşı çeşitli önlemlerin alınması gerekliliği ortaya çıkmıştır. Bu doğrultuda yapılarda, yalnızca yangının oluşumunun önlenmesi değil aynı zamanda başlayan bir yangının söndürülebilmesi için de birtakım çalışmaların yapılması gerekmektedir. Alınan bu önlemlerden bir tanesi ve aynı zaman bu çalışmanın konusunu oluşturan kısım, yangın anında yapıdan çıkışların güvenli bir şekilde gerçekleştirilebilmesi için yatayda ve düşeyde oluşturulan kaçış yollarıdır. Yapılarda yangın güvenliği kapsamında kabul edilen bir diğer önlem ise tercih edilen malzemelerdir. Bu çalışmada mevcut kaynaklar araştırılarak literatür taraması yapılmıştır. Çalışmada, yangın esnasında güvenli bir şekilde yapıdan tahliyenin sağlanabilmesi için tasarlanan kaçış yollarında tercih edilen malzemelerin yangına karşı dayanımları ve sınıflarının incelenmesi amaçlanmıştır. Yapılarda ve özellikle kaçış yollarında tercih edilen malzemelerin ne ölçüde yangına dayanıklı oldukları ve yangından iyi bir koruma sağlanabilmesi için hangi malzemelerin tercihinin daha uygun olacağı konusu araştırılmıştır.
  • Öğe
    VAN ANA KENT ALANININ TOPLU TAŞIMAYA ERİŞİLEBİLİRLİK SEVİYESİNİN COVID-19 PANDEMİSİ BAĞLAMINDA DEĞERLENDİRİLMESİ
    (Trakya Üniversitesi, 2021) Aydın, Emel; Kemeç, Serkan
    Toplu taşıma sistemleri ve bu sistemlerin erişilebilirliği kentsel sistemlerde, sağlık başta olmak üzere sosyo-ekonomikkonular üzerinde önemli bir role sahiptir. Sürdürülebilir ve daha temiz bir çevre için toplu taşıma kullanımı veyaygınlaştırılması akademik yazında sıcak bir gündem maddesidir. Bu durum Aralık 2019 tarihinden bu yana tümdünyada sarsıcı etkiler bırakan ve devam etmekte olan Covid-19 Pandemisi sürecinde farklı bir boyutuyla elealınmaktadır. Toplu taşıma kullanımı ve bu kullanımın halk sağlığı üzerindeki etkileri önemli bir çalışma konusunuişaret etmektedir. Bu çalışmada mekânsal erişilebilirlik analizi kullanılarak Van Ana Kent Bölgesinde “özel halkotobüsü”, “özel halk minibüsü” ve “belediye otobüsü” dâhil olmak üzere toplu ulaşım altyapısına mekânsal erişilebilirlikseviyesi araştırılmıştır ve araştırma sonuçları pandemi sürecinde öğrenilenler göz önünde bulundurularakyorumlanmıştır. Araştırmada kullanılan veri seti; hat detay vektör katmanında yol ağı, güncel uydu görüntülerindenüretilmiş çokgen detay vektör katmanlarında kent lekesi, Van Büyükşehir Belediyesi'nden temin edilen hat detay vektörkatmanında toplu taşıma güzergâhları, çokgen detayında mahalle sınırları ve Türkiye İstatistik Kurumu Van BölgeMüdürlüğü'nden temin edilen mahalle nüfus verileri şeklindedir. Çalışmada kullanılan yöntem, toplu taşıma hizmetarzını tanımlamak için toplu taşıma hizmetine yönelik gerçekleştirilen erişilebilirlik analizi sonuçlarının incelenerekuluslararası standartlarla karşılaştırılması ve pandemi sürecinde öğrenilenler doğrultusunda yorumlanmasıdır.Araştırma sonuçlarına göre, kentsel toplu taşıma hizmetinin çok dar bir mekânsal alanda yoğun olarak sunulduğu ve23 Ekim ve 9 Kasım 2011 depremlerinin etkisiyle oluşan kent lekesi üzerinde toplu ulaşım hizmet düzeyinin nüfus vemekânsal dağılım açısından çok düşük olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    MAAS – HİZMET OLARAK HAREKETLİLİK DÜNYA KENTLERİ VE İSTANBUL ÖRNEKLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI İNCELEMESİ
    (Trakya Üniversitesi, 2021) Oğuztimur, Senay; Şahın, Buse; Dağ, Ali; Tünay, Semra
    Bir hizmet olarak hareketlilik kavramı / MaaS (Mobilty as a Service), sürdürülebilir ulaşım planları (SUMP-sustainableurban mobility plans) kapsamında alınan stratejik kararların uygulanmasında akıllı ulaşım sistemlerinden yararlanaraktek bir hareketlilik servisi oluşturarak ulaşım faaliyetlerinin düzenlenmesini konu alır. MaaS kent içi toplu taşımanınartması ve özel araç kullanımının azaltılmasına yönelik çeşitli entegrasyon seviyelerine odaklanmaktadır. İlk olarakMaaS Global’in Helsinki Merkezli bir operatör kurulması ile birlikte ‘whim’ dijital uygulaması kent kullanıcılarınasunulmuştur. MaaS operatörü toplu ulaşım, araç, bisiklet paylaşımı, araç kiralama ve benzeri ulaşım opsiyonlarını yada bunların bir kombinasyonunu, kentlilere kolayca ulaşabilecekleri dijital platformu sunmaktadır. Günümüzde dünyagenelinde birçok şehirde farklı uygulamalar MaaS alanında hizmet sunmaktadır. Türkiye’de ise; İstanbul, Ankara veİzmir gibi büyük şehirlerde parçacıl şekilde uygulama alanları oluşturulmaya başlanmıştır. Bu çalışmada kentselhareketlilikte verimliliği ve hizmet kullanımını arttırmak için güçlü toplu taşıma sistemlerinin MaaS sistemiyleentegrasyonu; öncü dünya kentleri uygulamaları ve İstanbul’dan uygulamalar incelenerek değerlendirilmektedir.
  • Öğe
    SPATIAL ANALYSIS OF 2000-2018 RESIDENTIAL PRICES IN ISTANBUL
    (Trakya Üniversitesi, 2021) Dökmeci, Vedia; Erdoğan, Nevnihal
    The purpose of this article is to examine the spatial distribution of housing prices for neighbourhoods in Istanbul andto compare their growth rates over the previous two decades. The results of the study reveal that while traditionallyexpensive housing in coastal areas has remained the same in terms of value, its quantity has undergone a significantincrease. There has also been a decentralization of high property values towards the periphery of the city. This is aresult of economic development, the attraction of a fashionable suburban life-style, the formation of new sub-centers,the development of transportation systems, and the effects of globalization due to foreign investments. However, thesechanges have also meant that the disparity between housing for lower and higher income brackets is becoming moremarked. Furthermore, the results illustrate that increased numbers of planned neighborhoods, the restructuring ofsquatter areas, and the revitalization of inner-city neighborhoods have helped to raise housing prices at themetropolitan level.
  • Öğe
    COVID-19 PANDEMİSİ BAĞLAMINDA ACİL DURUM PNÖMATİK (ŞİŞME) SİSTEM ÖRNEKLERİNİN İNCELENMESİ VE DEĞERLENDİRİLMESİ
    (Trakya Üniversitesi, 2022) Bal, Yasemin; Şenkal Sezer, Filiz
    Geçmişten günümüze insan yaşamı üzerinde etkili salgın hastalıklar yaşanmıştır. 2019 yılı itibariyle tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 küresel salgın koşulları insan hayatını ve dolayısıyla mimari mekanları doğrudan etkilemiştir. Sağlık hizmetlerinin yetersiz kalması ve toplumsal alanlardaki salgın koşulları nedeniyle yapı ihtiyaçları ya da mevcut yapılara ek çözümler gibi yeni mimari arayışlar ortaya çıkmıştır. Salgın dönemindeki gereksinimlere yönelik olarak acil durum yapıları geliştirilmiştir. Salgın, afet, savaş gibi zorlu durumlarda kullanımının mimari temeli 1960’lara dayanan pnömatik (şişme) taşıyıcı sistemlerin Covid-19 pandemisi acil durum yapıları olarak geliştirilmiş örnekleri mevcuttur. Pnömatik sistemler ile geliştirilen projeler salgın koşullarında toplumsal alanda bir araya gelebilme amaçlı günlük yapılar ve sağlık hizmetlerinde ortaya çıkan ihtiyaca yönelik geliştirilen acil durum sağlık yapıları olarak iki grupta incelenmiştir. Bu çalışma kapsamında PEIU (Portable Epidemiological Isolation Unit), MMW Modüler Acil Durum Hastanesi, Pneumatic Tent, CURA Koronavirüs Tedavi Merkezi, Hidalgo Acil Durum Hastanesi, Seul Acil Durum Hastanesi, Huo-Yan Air Lab Acil Durum Covid-19 Test Merkezi, Pneumatic Pillows proje örnekleri ele alınmıştır. Bu çalışmanın çıkış noktası acil durum yapıları olarak belirlenen pnömatik sistem örneklerinin salgın döneminde kullanımını taşıyıcı sistem kurgusu, malzeme kullanımı, modülerlik, adapte edilebilirlik (mekansal uyarlanabilirlik), mobilite (taşınabilirlik) ve inşa süresi parametreleri bağlamında elverişliliğini değerlendirmektir. Konvansiyonel, statik mimari çözümler yerine membran malzeme ile üretilen hareketli, şişirilebilir, esnek, hafif ve hızlı çözümlere sahip pnömatik sistemli yapıların Covid-19 salgın döneminde acil durum yapılarında kullanımı belirlenen parametrelere göre elverişli çözümler sunmaktadır.
  • Öğe
    SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK BAĞLAMINDA ŞİLE KENT DOKUSU ANALİZİ: CAMCI VE ÇAVUŞ AHMET CAMİİ SOKAK ÖRNEKLERİ
    (Trakya Üniversitesi, 2021) Güner, Remziye
    Bu çalışmanın yapılma sebebi, koruma kavramının 1990 yılında yasal olarak ilk kez gündeme geldiği Şile ilçesinde,koruma ve sürdürülebilirlik sisteminin bugüne kadar uygulamaya geçirilememiş olmasıdır. Çalışmanın amacı, busistemin işlemesini sağlayacak ilkeleri belirleyerek bir çözüm önerisi geliştirmek ve ilçenin başarılı bir korunmuşlukörneği haline gelmesine katkıda bulunmaktır. Çalışmada yapılan ayrıntılı tespitler ve geliştirilen öneriler, örnek olarakseçilen iki sokak ile sınırlandırılmıştır. Ancak çalışmada ortaya çıkarılan ilkeler, korunmaya değer yapıların bulunduğutüm sokaklar için geçerlidir. Çalışma kapsamında sürdürülebilirlik kavramına, Şile ilçesinin genel özelliklerikapsamında fiziksel durumu, tarihçesi, sosyoekonomik yapısı ve ilçedeki anıtsal yapılara değinilmiştir. Çalışmadabelirlenen alanın konumu, özellikleri ve Şile açısından öneminin anlatılmasının yanı sıra, bu alan ve yakın çevresindeyapılan tescil, kullanım ve özgünlük durumu analizleri ile elde edilen sonuçlar yer almaktadır. Ayrıca, çalışma alanı veyakın çevresinde bulunan tescilli yapıların modern işlevlere uyarlanması ile ortaya çıkan sorunlar da ele alınmıştır.Çalışma alanında öncelikle bu bölgedeki yapıların karakteristik mimari elemanları, plan özellikleri ve yapımtekniğinden bahsedilmiştir, çalışma alanının genel durumuna dair tespitlere (tescilli yapılara ait envanter çalışması veyapıların kullanıcılarıyla yapılan anket çalışması ile elde edilen veriler) yer verilmiştir. Son bölüm, çalışılan bölge içingeliştirilen koruma önerilerine ayrılmıştır. Öneriler, yapı sahiplerinin bilinçlendirilmesi ve desteklenmesi, yerelyönetim ve sivil toplum kuruluşları ile ilgili öneriler, sokak ölçeğinde koruma önerileri ve yapı ölçeğinde koruma veyeniden işlevlendirme önerileri olarak ayrı başlıklar halinde ele alınmıştır.