Yazar "Yalta, Tülin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Atriyal natriüretik peptid infüzyonunun izole sıçan kalbinde iskemi sonrası oluşturduğu hemodinamik değişikliklerde egzersizin rolü(2015) Vardar, Selma Arzu; Palabıyık, Orkide; Yalta, Tülin; Özen, Serap Topçu; Guksu, Zuhal; Topuz, Ruhan Deniz; Karadağ, Çetin HakanBu çalışmada düşük akımlı iskemi sonrası reperfüzyon döneminde atriyal natriüretik peptid (ANP) uygulamasının sol ventrikül hemodinamik yanıtlarına etkisi ve bu etkide egzersizin rolü araştırıldı. Gereç ve yöntem: Çalışmada yer alan tüm sıçanlara 60 dakika düşük akımlı iskemi ve takiben 120 dk reperfüzyon uygulandı. Egzersiz (E) gruplarına ardışık olarak beş gün süreyle yürüyüş egzersizini takiben iskemi ve reperfüzyon uygulandı. Reperfüzyonun ilk 15 dakikasında 0.1 ?M/L ANP infüzyonu yapılan iki grup; ANP (n=6) ve Egzersiz-ANP (n=6) gruplarını oluşturdu. Tüm gruplarda sol ventrikül gelişim basıncı (SVGB), maksimum ve minimum sol ventrikül basınç değişim oranları (+dP/dt and -dP/dt) kaydedildi. Bulgular: Kontrol (K), E, ANP ve E-ANP gruplarının SVGB, +dp/dt, -dp/dt ve kalp hızı değerleri iskemi öncesinde ve iskemi sonrası reperfüzyonun 1, 60 ve 120. dakikalarında karşılaştırıldığında gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farklılık göstermedi. Benzer şekilde infarkt alanlarının yüzde değerleri karşılaştırıldığında dört grup arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık bulunmadı. Sonuç: Kısa süreli yoğun egzersiz, reperfüzyon döneminde ANP uygulamasına bağlı kardiyak kontraktilitede oluşan değişimleri etkilememektedirÖğe The effects of apelin on mesenteric ischemia and reperfusion damage in an experimental rat model(2012) Sağıroğlu, Tamer; Oğuz, Serhat; Sağıroğlu, Gönül; Çopuroğlu, Elif; Yalta, Tülin; Sayhan, Mustafa Burak; Yağcı, Mehmet AliAmaç: Barsak iskemi-reperfüzyon (I/R) hasarı yüksek morbidite ve mortalite oranları ile seyreder. Etkili koruyucu veya tedavi edici ajanlar bulmak için sürekli araştırmalar yapılmaktadır. Barsak İ/R hasarının sıçan modelinde apelin 13 (AP)’ün etkilerini araştırmayı amaçladık. Çalışma Planı: 6-8 haftalık ve 280±20 g ağırlığında 24 adet erkek Sprague Dawley sıçan eşit olarak üç gruba ayrıldı (Kontrol, I/R ve I/R+AP). Kontrol grubuna klemp uygulanmadan süperiyor mezenterik arter (SMA) ayrıldı. I/R ve I/R+AP gruplarında atravmatik mikrovazküler bulldog klemp SMA nın aortadan çıkış noktasına yerleştirildi. 60 dk iskemiden sonra, klempler alınarak 3 saat reperfüzyon uygulandı. 3 saat Reperfüzyondan sonra, biyokimyasal incelemeler (malondialdehit (MDA) ve glutatyon (GSH) düzeyleri) ve histopatolojikal incelemeler için doku örnekleri alındı. Bulgular: Kontrol grubu ile karşılaştırıldığında MDA düzeyleri I/R grubunda anlamlı düzeyde yüksekti. MDA düzeyleri I/R grubu ile karşılaştırıldığında I/R+AP grubunda düşük olmasına rağmen, farklılık anlamlı değildi. I/R ile I/R+AP grupları arasında GSH düzeyleri arasında anlamlı farklılık yoktu. I/R+AP grubu histopatolojik medyan değerlendirmeleri I/R grubu ile karşılaştırıldığında anlamlı düzeyde düşüktü (p=0.001). Sonuç: Apelinin oksidatif hasarı üzerinde olumlu etkisi olduğu görüldü, bu istatistiksel olarak anlamlı değildi. Bu yüzden insanlardan kullanılmadan önce, apelinin barsak iskemisinin başlangıç tedavisi ile ilgili bulgular üzerindeki rolü için daha büyük ölçekli hayvan çalışmalarına ihtiyaç vardır.Öğe Evaluation of cardiovascular risk factors in women with uterine leimyoma: Is there a link with atherosclerosis?(2012) Sivri, Nasır; Yalta, Tülin; Sayın, Niyazi Cenk; Yalta, Kenan; Özpuyan, Fulya; Taştekin, Ebru; Yetkin, ErtanAmaç: Uterus leiomyomu (UL) ve kardiyovasküler hastalıklar kadınları değişik yaşlarda etkileyen halk sağlığı problemleridir. Farklı çalışmalarda sigara, obezite ve hipertansiyonun UL ile ilişkisi gösterilmiştir. Buna karşın, UL olanlarda kardiyovasküler risk faktörleri sistematik olarak değerlendirilmemiştir. Bu doğrultuda, kardiyovasküler risk faktörleri ve bunların UL varlığı ile ilişkisini araştırmayı hedefledik. Hastalar ve Metodlar: Patoloji ve jinekoloji bölümlerinin veri tabanında kayıtlı UL tanısı almış 189 hasta ve yaş bakımından eşleştirilmiş UL bulunmayan 189 kontrol vakası retrospektif olarak incelendi. Kontrol hastaları rutin check-up amacıyla aynı hekimlere başvuran, pelvik muayene ve ultrasonografisiye göre uterusu normal olup, UL fizik bulgusu saptanmayan kişilerden oluştu. Yaş, cinsiyet, hipertansiyon, diabetes mellitus ve hiperkolesterolemi için klinik ve demografik parametreler kaydedildi. Aktif sigara kullanımı son 12 ayda aktif sigara içmek olarak tanımlandı. Bulgular: UL olan ve olmayan hastalarda kardiyovasküler risk faktörleri kıyaslandığında, hipertansiyon varlığı [80 (42.3%) vs 53 (28%) p=0.004], diabetes mellitus [33 (17.4%) vs 16 (8.4%) p=0.009], sigara kullanımı [31 (16.4%) vs 11 (5.8%) p=0.001] UL olanlarda kontrollere göre anlamlı fazla bulundu. Ortalama yaş ve hiperlipidemi varlığı iki grup arasında benzer saptandı. Lojistik regresyon analizinde UL ile hipertansiyon varlığı (odds oranı 2.02 GA: 1.25-3.27, p=0.004), diabetes mellitus (odds oranı: 2.43, GA: 1.23-4.79, p=0.01) ve sigara kullanımı (odds oranı: 3.46, GA: 1.65-7.22, p=0.001) arasında bağımsız ve pozitif ilişki gösterildi. Sonuç: Majör kardiovasküler risk faktörlerinden hipertansiyon, diabetes mellitus ve sigara kullanımının UL ile belirgin ve bağımsız olarak ilişkili olduğunu saptadık. Sonuçlarımız UL ile ateroskleroz olası ilişkisine ışık tutabilir.Öğe Leiomyoma of the breast: A Case report(2012) Yalta, Tülin; Bekar, Ebuzer; Balaban, FerruhLeiomiyomlar düz kas selim tümörlerinden olup sıklıkla genitoüriner system ve gastrointestinal sistemde bulunur. Vücutta herhangi başka bir yerde de bulunabilir ancak memede görülmesi nadirdir. Bu yazıda 43 yaşındaki kadında memede oluşan leiomiyom vakası histolojik ve immunokimyasal özellikleri ile birlikte literatür eşliğinde sunuldu.