Yazar "Uçar, Fatih Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akıllı Cep Telefonu Kullanımının Sık Ventriküler Ekstra Atımlar Üzerine Etkisinin Ritim Holter İle Değerlendirilmesi(2019) Uçar, Fatih Mehmet; Öztürk, Cihan; Kardaş, Fatih; Aktoz, MeryemAmaç: Sık ventriküler ekstra atımlar düzeltilebilir kardiyomiyopatinin başlıca nedenlerinden biridir ve sık ventriküler ekstra atımlarönemli ölçüde hastaların yaşam kalitesini etkiler. Cep telefonları hızla gelişen teknoloji ile birlikte günlük yaşantımızın bir parçası halinegelmiştir. Bu kadar sık kullanılan bu cihazların yaydıkları elektromanyetik enerji ile sağlığımıza negatif etkileri olabilmektedir.Çalışmamızda amacımız cep telefonu kullanımının ventriküler ekstra atım sıklığı ile ilişkili olup olmadığının değerlendirilmesidir.Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 48 saat ritim holter takılan 38 hasta alınmıştır. Hastalarda ilk 24 saat cep telefonu kullanılan ikinci 24saat kullanılmayan dönemlerde saptanan ventriküler ekstra atım sayıları karşılaştırılmıştır.Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 45 ±13,2’dir ve erkek cinsiyet oranı %50’dir. 1. ve 2. gün kayıtlar kıyaslandığında 1. gün ventrikülerekstra atım sayısının ve ventriküler ekstra atım yüzdesinin 2. gün yapılan kayıtlardan daha fazla olduğunu saptanmıştır (8831 ± ‘ye kar-şı 14327807±1266, p=0,02) (10,3 ±1,67’ye karşı 7,7 ± 1,25, p<0,001).Sonuç: Ventriküler ektopik atımlar normal bireylerde sık değildir. Görülmesi kalpteki bir organik patolojiye, özellikle miyokard iskemisineişaret edebilir. Eğer erken dönemde tedavi edilmezse kalp yetmezliği gibi geri dönüşü zor olan klinik durumlara neden olmaktadır. Ceptelefonları hayatımızın vazgeçilmez ve en yoğun kullanılan teknolojik cihazlarıdır. Bu cihazlar yaydıkları elektromanyetik enerji ile kardi-yak otonom sistem üzerinde zararlı etkiler doğurabilmektedir. Çalışmamızda akıllı cep telefonu kullanımının ventriküler ekstra atım sık-lığını anlamlı olarak artırdığını holter takipleri ile saptadık.Öğe Asemptomatik Düşük Ejeksiyon Fraksiyonlu Hastalarda Koroner Arter Hastalığı Sıklığı(2016) Uçar, Fatih MehmetAmaç: Semptomu olmayan ve rastlantısal olarak ejeksiyon fraksiyonu (EF) düşük saptanan hastalarda etiyolojinin aydınlatılması için rutin olarak koroner anjiografi (KAG) önerilmemektedir. Ancak ejeksiyon fraksiyonunu düşüklüğü nedeninin iskemik kaynaklı olması kötü prognozla ilişkilidir ve etiyolojinin aydınlatılması amaçlı KAG yapılması faydalı olabilir. Çalışmamızda semptomu olmayan ve sol ventrikül EF si düşük olup KAG uygulanan hastalarda koroner arter hastalığı sıklığı araştırılmıştır. Yöntemler: Düşük ejeksiyon fraksiyonunun aydınlatılması amacıyla hastanemizde KAG yapılan 100 hasta çalışmaya alınmıştır. Bu hastaların hiçbirisinin kalp yetmezliği semptomu ya da göğüs ağrısı bulunmamaktaydı.Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 61 ve erkek cinsiyet oranı %75'dir. Ortala EF %33,8 dır. KAG sonrası iskemik etiyoloji %26 olarak saptanmıştır. 19 hasta girişim yapılan tedavi grubuna alınmış ve bu hastaların 8 ine koroner arter bypass cerrahisi (KABG) uygulanmış, 11 hastaya ise stent implante edilmiştir.17 hastada koroner arterler normal saptanmıştır.64 hastada ise medikal tedavi kararı alınmıştır. Bu gruptaki hastaların 7 si iskemik olan gruba, 57 si ise iskemik olmayan gruba dahil edilmiştir. Sonuç: Çalışmamızda göğüs ağrısı ya da kalp yetersizliği semptomu olmayan, ejeksiyon fraksiyonu düşük hastalarda koroner arter hastalığı sıklığı değerlendirilmiştir.Öğe Evaluation of Malnutrition Statuses in Systolic Heart Failure Patients(Trakya Üniversitesi, 2019) Özyiğit, İrmak İrem; Koçyiğit, Beliz; Söyleyici, Begüm; Uçar, Fatih MehmetAims: The aim of this study is to determine the malnutrition statuses of patients with systolic heart failure in Trakya University Hospital and Edirne Sultan 1st Murat State Hospital.Methods: Mini Nutritional Assessment was used to determine the patients’ malnutrition statuses. In addition, patients’ transthoracic echocardiography results, biochemistry tests, hemograms, medications and habits were evaluated with patients’ nutritional scores. One-way ANOVA and Kruskal-Wallis tests were used for comparing the results and Pearson?2 test and Fischer’s exact test were used to obtain categorical data. Results: The total number of subjects in the study was 66 (61 patients from Trakya University Hospital; 5 patients from Edirne Sultan 1st Murat State Hospital). The mean age of all subjects was 65.3 ± 11.1. Out of all patients, 17 of them were female, while 49 of them were male. The mean Mini Nutrition Assessment score was 21.9 ± 4.7. In total, 34 patients had an adequate nutritional status, 25 patients were at risk of malnutrition and 7 patients were malnourished. Conclusion: Although malnourished patients were detected, well – nourished patients were higher. Therefore, it could be said that patients with heart failure are conscious of their health and diet. It is crucial for the health care providers to maintain giving advices on healthy living and nutrition to keep this elderly population well–nourishedÖğe İki Boyutlu Ekokardiyografik Speckle Tracking ile Değerlendirilen Sol Atriyal Strain Parametresinin Koroner Yavaş Akım Fenomeni ile İlişkisi(2018) Uçar, Fatih Mehmet; Yılmaztepe, Mustafa AdemGiriş: Koroner yavaş akım (KYA) fenomeni anjiyografik olarak koroner arterleri normal olan veya tıkayıcıkritik darlığı olmayan hastalarda koroner anjiyografi sırasında distal koroner arterlere opak madde ulaşmasınınyavaş olmasıdır. Gerilim (strain) görüntülemesi tekniği hem global hem de bölgesel kalp fonksiyonlarıdeğerlendirmesinde oldukça güvenilir bir yöntemdir. Bu çalışmada sol ventrikül diyastolik disfonksiyonununen iyi girişimsel olmayan göstericisi olan sol atriyal strain değeri ile koroner yavaş akım arasındaki ilişkiyiaraştırmayı planladık.Hastalar ve Yöntem: Hastanemizde Ocak 2016 ve Aralık 2016 tarihleri arasında koroner anjiyografi yapılmışve KYA saptanan ardışık 38 hasta çalışmaya alınmıştır. Yaş ve cinsiyet açısından çalışma grubu ile benzerlikgösteren ve normal koroner arterler saptanan 37 hasta ise kontrol grubu olarak çalışmamıza dahil edilmiştir.Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 52 ± 10.4 ve erkek cinsiyet oranı %54.1’dir. Kontrol grubu ilekıyaslandığında global pik atriyal longitidunal strain (PALS) ve pik atriyal kontraksiyon strain (PACS)değerlerinin KYA grubunda azaldığını bulduk (32.84 ± 8.06’ya karşı 38.49 ± 6.42, p= 0.001 ve < 0.001,sırasıyla). Bununla birlikte pik longitidunal straine ulaşma süresi (TPLS)’nin koroner yavaş akım tespit edilenhastalarda daha uzun olduğunu tespit ettik (445 ± 58’e karşı 407 ± 36, p= 0.001).Sonuç: Koroner yavaş akım ile sol ventrikül diyastolik disfonksiyonun ilişkili olduğu ve speckle treckingyöntemi ile ölçülen sol atriyal strain değerinin invaziv ölçümler kadar sol ventrikül doluş basıncını gösterdiğibilinmektedir. Biz çalışmamızda kolaylıkla uygulanabilen, ucuz ve girişimsel olmayan bir yöntem olan solatrial strain parametresi ile koroner yavaş akım arasında pozitif bir ilişki saptadık.Öğe Impact of T Wave Amplitude in Lead Avr on Predicting Appropriate Therapies in Hypertrophic Cardiomyopathy Patients With An Implantable Cardioverter Defibrillator(Trakya Üniversitesi, 2018) Söyleyici, Begüm; Hünkar, Pelinsu Elif; Girit, Çağrı; Kurt, Cansu; Uçar, Fatih MehmetAims: Although implantable cardioverter defibrillator reduces mortality in hypertrophic cardiomyopathy patients,inappropriate implantable cardioverter defibrillator shocks are related to increased mortality. The aim of this studyis to investigate whether a new electrocardiographic marker of T wave amplitude in lead aVR can be used to predictappropriate therapy of implantable cardioverter defibrillator (shock or anti-tachycardia pacing) in hypertrophic cardiomyopathypatients.Methods: Thirty-six hypertrophic cardiomyopathy patients, who were admitted to the outpatient clinic for pacemakercontrol, with implantable cardioverter defibrillator were retrospectively examined (mean age: 51 ± 10.2 years,72.2% male). The primary endpoint was appropriate implantable cardioverter defibrillator therapy. All hematological,biochemical and electrocardiogram parameters were measured before implantable cardioverter defibrillator wasimplanted.Results: Over a median follow-up period of 33 months, 9 (25%) patients experienced appropriate implantablecardioverter defibrillator therapy. Heart rate and QRS interval were similar between groups. QT and QTc valueswere higher in patients that received appropriate shocks. Patients who have T wave inversion were higher in therapypositive group. T wave amplitude in lead aVR values were significantly associated with appropriate therapy.Conclusion: Using simple ECG parameters, we may predict arrhythmic episodes before ICD implantation and animprovement of the medical antiarrhythmic therapy might be protective for HCM patients with ICD.Öğe Kalıcı Kalp Pili İmplante Edilen ve Elektrot Revizyonu Gereken Subklavyen Ven Stenozu Gelişmiş Nadir Bir Olgu: Lead’in Ters Taraftan Jeneratöre Taşınması(2018) Uçar, Fatih Mehmet; Yılmaztepe, Mustafa AdemPil implantasyonu son yıllarda sürekli artış göstermektedir ve bu durum lead revizyonu gibi yeni işlem sayısını da artırmaktadır. Lead re-vizyonu yaparken daha önce yapılan işleme bağlı venöz tıkanıklık önemli bir problemdir. Venöz tıkanıklık için en önemli risk faktörü kulla-nılan lead sayısıdır. Kardiyak resenkronizasyon tedavisi için sıklıkla 3 lead kullanılmakta ve bu durum venöz tıkanıklık riskini artırmaktadır.Sol subklavyen ven tıkanıklığı olan bir hastada sağ ventrikül leadinin sağ pektoral bölgeden sol pektoral bölgeye taşındığı bir vaka sunu-mu hazırladık.Öğe Lead extraction and contrast venography (To the Editor)(2018) Uçar, Fatih Mehmet[Abstract Nıt Available]Öğe Long-term Results of One Cycle of Remote Ischemic Preconditioning Applied Before Elective Percutaneous Coronary Intervention(2018) Yılmaztepe, Mustafa; Taylan, Gökay; Uçar, Fatih Mehmet; Özkan, Uğur; Aktoz, Meryem; Gürlertop, Hanefi YektaIntroduction: Myocardial injury after percutaneous coronary intervention (PCI) is seen frequently. Ischemia/reperfusion injury, side branch occlusion and distal embolization of atherothrombotic debris are the maincauses of myocardial injury. Remote ischemic preconditioning (RIPC) is a promising technique for protectionfrom ischemia/reperfusion injury, but sufficient data of long-term clinical outcomes is not available. In thisstudy we planned to investigate the effect of one cycle of RIPC on major cardiovascular events one year afterelective PCI.Patients and Methods: 102 patients, undergoing elective PCI, with normal baseline cTroponin-I (cTn-I)values, were randomized equally into two groups. Five minutes of ischemic preconditioning was appliedbefore the intervention to the preconditioning group, by inflating blood pressure cuff up-to 200 mmHg on nondominantarm. After 1 year, the clinical outcomes of these patients (angina, heart failure, death, myocardialinfarction, repeat revascularization) were questioned.Results: From a total of 102 patients, 90 could be reached after an year. The mean duration of follow-upwas 432 vs. 423.5 days (p= 0.793). Post-PCI 16th hour cTn-I was insignificantly lower in the preconditioningarm (0.079 ?g/L vs. 0.069 ?g/L, p= 0.074). The incidence of cTn-I elevation 5 fold above the URL (> 0.115?g/L) was lower in the preconditioning group; however, it was also insignificant (24.4% vs. 13.3%, p= 0.301).Death, MI or repeat revascularization rates did not differ between the groups.Conclusion: One cycle of RIPC had no effect on major cardiovascular events (MACE) after elective PCI.Öğe Use of Electrocardiographic Markers to Predict Ventricular Arrhythmias in Acute Myocarditis Patients(Trakya Üniversitesi, 2017) Yumurtacı, Öznur; Kurt, Cansu; Uçar, Fatih Mehmet; Öztürk, CihanAims: Acute myocarditis is an inflammatory disease of the myocardium and is characterized by a large heterogeneity of clinical presentation. Myocarditis is becoming to be recognized as a contributor to unexplained mortality, and is thought to be a major cause of sudden cardiac death in the first two decades of life. Myocardial inflammation, ion channel dysfunction, electrophysiological and structural remodelling may play important roles in life-threatening arrhythmias. We aimed to investigate the ventricular arrhythmia predictors in myocarditis patients by using electrocardiographic markers. Methods: A total of 56 patients (mean age 22.5 ± 3.7 years; 89% males) with acute myocarditis were enrolled in the study. Tpeak-Tend intervals, Tpeak-Tend/QT and Tpeak-Tend/corrected QT (QTc), cardio-electrophysiological balance (QT/QRS) and heart rate-corrected QT(QTc)/QRS ratios were calculated from 12-lead electrocardiogram. Results: Heart rate, QT and QTc values were similar between groups. QRS complexes were lower in arrhythmia positive group than arrhythmia negative group (p=0.004). Tpeak-Tend intervals, Tpeak-Tend/QT, Tpeak-Tend/ QTc, cardio-electrophysiological balance and heart rate-corrected QT(QTc)/QRS values were significantly higher in arrhythmia positive group ( lt; 0.001, lt; 0.001, p=0.03, p=0.04 and lt; 0.001, respectively). Conclusion: In this study, we observed that higher Tpeak-Tend, Tpeak-Tend/QT, Tpeak-Tend/QTc , cardio-electrophysiological balance (ICEB) and heart rate-corrected QT(QTc)/QRS ratio are associated with ventricular arrhythmic episodes in acute myocarditis patients. These electrocardiographic markers may be beneficial to identify high risk patients for arrhytmias complicating myocarditis.