Yazar "Tuğlu, Cengiz" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Antidepresan ilaç kullanımının yan etkisi olarak ortaya çıkan epileptik nöbetler: Dört vaka sunumu(1999) Tuğlu, Cengiz; Abay, Ercan; Vardar, Erdal; Çalıyurt, Okanİlaçların tedavi edici dozlarında ve zehirlenme durumlarında epileptik nöbetler görülebilir. Bu yazıda antidepresan ilaçlara bağlı olarak ortaya çıkan dört epileptik nöbet olgusu sunulmuştur. Epileptik nöbetlere epilepsi hastalığı olmayan kişilerde de sıklıkla rastlanır. Antidepresan ilaçların kullanımı ve benzodiyazepinlerin kesilmesi gibi birçok etken epilepsiyi başlatabilir. Birçok antidepresan ilaç ile ikincil olarak nöbet geçiren hastalar gerçek epilepsi hastaları değildirler. Nöron uyarılabilirliğini etkileyen birçok biyokimyasal anormallik antidepresan ilaç alan hastalarda da gözlenebilir ve mekanizması tam olarak anlaşılamamış olsa da epileptik nöbetlere yol açabilir. İlaç kombinasyonları, tedavi edici ve toksik ilaç düzeyleri veya birçok durum nöronal uyarılma ve inhibisyon arasındaki hassas dengeyi bozarak epileptik nöbetlere yol açabilirler. Beyinde nörotransmiter düzeylerinde göreceli bir dengesizlik epileptik nöbet eşiğini değiştirebilir. İnhibitör bir nörotransmiter olan GABA 'nın azalması ya da eksitatör nörotransmiter olan glutamat ve aspartat'ın birikmesi sorunlu hastalarda epileptik etkinliği arttırabilir. Tüm ilaçların, ilk kez ortaya çıkan epilepsinin nedeni olabileceği düşünülmeli ve dikkate alınmalıdır. Bir ilaç verildiğinde epilepsi riski, doz titrasyonunun hızına, ilaç. dozuna ve beraber kullanılan ilaçlara doğrudan bağlıdır. Bu yazıda antidepresan ilaç kullanımı ve benzodiyazepin kesilmesi ile epilepsi nöbeti ortaya çıkan 4 vaka sunulmaktadır.Öğe Antidepresanlar bağımlılık yapar mı? Tiyaneptin kullanan bir olgu(2010) Şahin, Öztürk Özlem; Tuğlu, CengizTianeptin, dibenzotiazepin türünde atipik bir trisiklik antidepresandır. Biyokimyasal olarak, tiyaneptinin tek ya da yineleyen dozlarda verildikten sonra, beyinde ve trombositlerde serotoninin presinaptik geri alınımını artırdığı gösterilmiştir. Tianeptin strese verilen hipotalamo-pituiter-adrenal eksen yanıtını azaltır ve stresin yol açtığı davranışsal sorunları düzenler. Farmakoterapötik bakımdan uyarıcı ya da sedatif değildir. Antidepresanlara karşı bağımlılık gelişimesi tartışmalı ve literatürde az değinilmiş bir konudur. Sunduğumuz bu olguda yüksek dozlarda tianeptin kullanımı olan bir hastanın tolerans durumu, yaşadığı yoksunluk süreçleri ve tedavisi ele alınmıştır.Öğe Birinci basamak için Beck Depresyon Tarama Ölçeği'nin Türkçe çeviriminin geçerlik ve güvenirliği(2005) Dağdeviren, Nezih; Türe, Mevlüt; Aktürk, Zekeriya; Tuğlu, CengizAmaç: Türkiye'deki yaygınlığı %10-20 arasında olduğu bildirilen depresyon, önemli bir sağlık sorunudur. Tanı ve tedavi rehberleri birinci basamakta depresyona yönelik tarama testlerinin kullanılmasını Önermektedir Beck Depression Inventory for Primary Care (Birinci Basamak için Beck Depresyon Ölçeği) (BDÖ-BB) bu amaçla kullanılan uluslararası kabul görmüş bir ölçektir. Bu çalışmanın amacı Beck ve arkadaşları tarafından geliştirilen BDÖ-BB'yı Türkçe'ye uyarlamaktır. Yöntem: BDÖ-BB Türkçe'ye çevrildi ve 20 birinci basamak hastasında denendi. Bu ilk bulgulardan sonra ölçekte değişiklikler yapıldı ve aile hekimliği polikliniğine başvuran 49 ardışık hastaya uygulandı. "İlgi kaybı" maddesinin kaldırılmasıyla Cronbach alfa katsayısının 0.69'dan 0.75'e yükseldiğinin saptanması üzerine bu madde tekrar değerlendirildi ve Türk toplumu için daha anlaşılabilir olacak şekilde değiştirildi. Değiştirilmiş ölçek tekrar aile hekimliği polikliniğine başvuran 50 ardışık hastaya uygulandı. Bulgular: Katılımcıların ortalama yaşı 38 (%9B güven aralığı 42.B - 62.5) idi. 18'i erkek, 32'si kadındı. Ölçeğin Cronbach alfa iç güvenilirlik katsayısı, Spearman-Brown katsayısı ve Guttman Split-Half katsayısı sırasıyla 0.85, 0.86 ve 0 82 olarak hesaplandı. Bütün katılımcıların ve DSM-IV ölçütlerine göre depresyon tanısı alanların ortanca (%25 - %75 persantil) BDÖ-BB puanı sırasıyla 3 (1-7) ve 11 (7-13) idi. Ölçeği doldurmak için gereken medyan süre 7 dakika olarak hesaplandı. Sonuç: Türkçe BDÖ-BB'nın, kısa sürede uygulanabilen güvenilir bir Ölçek olduğu saptandı. BDÖ-BB'nin Türkiye'de birinci basamak hastalarının depresyon açısından taranmasında kullanılmasını öneriyoruz.Öğe Dikkat eksikliği / hiperaktivite bozukluğu olan çocukların babalarında bu tanının ve ruhsal durumun gözden geçirilmesi(Trakya Üniversitesi, 1996) Tuğlu, Cengiz; Abay, ErcanDE / HB tanısı alan çocuklarm babalannda, geriye dönük olarak, çocuklukDE/HB, erişkin DE / HB ve birlikte görülen ruhsal tanılar gözden geçirilmiştir.Bunlan değerlendirmek amacıyla:a) Sosyodemografik bilgilere yönelik formb) Utah ölçütleric) DSM - IV'e göre DE / HB bulguland) SCID - NP klinik görüşme formuuygulanmıştır.Bu bireylerde, evlilik ile ilgili sorunlara sık rastlandığı, antisosyal kişilikbozukluğundan daha fazla duygudurum ve anksiyete bozukluklan görüldüğüsaptanmıştır.48Öğe Erişkinlerde dikkat eksikliği/hiperaktivite bozukluğunun öykü, tanı ve ruhsal durum bakımından gözden geçirilmesi(1997) Abay, Ercan; Tuğlu, CengizBu yazıda Dikkat- eksikliği/hiperaktivite bozukluğu (DEHB) tanısı alan çocukların babalarında, geriye dönük olarak, çocukluk DEHB, erişkin DEHB ve birlikte görülen ruhsal tanılar gözden geçirilmiştir. Yöntem: Gözden geçirilen bu konulan değerlendirmek amacıyla: Sosyodemografik bilgilere yönelik form, Utah Ölçeği (The Wender Utah Rating Scale), DSM-IV'e göre DEHB bulguları, SCID-NP (DSM III R Yapılandırılmış Klinik Görüşmesi-Sağlıklı Kişi) formu uygulanmıştır. Bulgular: Geriye dönük olarak çocukluk ve erişkin DEHB ölçütlerini karşılayan¬larda evlilik ile ilgili sorunlara sık rastlandığı, antisosyal kişilik bozukluğundan daha fazla duygudurum ve anksiyete bozuklukları görüldüğü saptanmıştır. Tartışma: DEHB bulgularının varlığı ile ruhsal tanı birlikteliğinin değerlen¬dirilmesi tedavinin yönünü belirlemekte önem kazan¬maktadır.Öğe Genel tıbbi bir duruma bağlı psikotik bozukluk : Araknoid kist ve şizofreni benzeri psikoz-vaka sunumu(2000) Tuğlu, Cengiz; Vardar, Erdal; Tekin, SeyfullahBeyin tümörleri ve yer kaplayıcı lezyonları şizofreni benzeri psikoza yol açabilir. Bu durumda DSM-IV sınıflandırmanı "genel tıbbi bir duruma bağlı psikotik bozukluk" tanısını önerir. İlk değerlendirme aşamasında nörolojik, genel tıbbı ve. psikiyatrik durumları da içeren geniş bir ayırıcı tanı yapılmalıdır. Bu yazıda sağ temporopariyetal bölgede araknoid kistik lezyonu olan ve sadece şizofreni benzeri psikoz belirtileri ve bilişsel bozulma gösteren nadir bir vaka sunulmuştur.Öğe Karbon monoksit intoksikasyonu; Beeyin Tc-99m HMPAO spect, MRG ve BT bulguları ( Olgu sunumu )(1998) Sarıkaya, Ali; Pekindil, Gökhan; Çermik, Tevfik Fikret; Tuğlu, Cengiz; Karaşin, Engin; Berkarda, ŞakirBu çalışmada, Karbon monoksit intoksikasyonuna maruz kalmış ve Bilgisayarlı tomografi (BT), Manyetik Rezonans görüntüleme (MRG) ve Technetium-99m hexamethylpropylene amine oxime single-photon, emission computed tomography (Tc-99m HMPAO SPECT) ile değerlendirilmiş bir olgudaki görüntüleme bulguları sunulmuştur. Olgumuzda BT normal iken, MRG'de bilateral occipitotemporal bölgede perfüzyon defekti gösterilmiştir. SPECT'in bulguları ile klinik bulgular paralellik gösterdiği ve prognozu değerlendirmede faydalı olabileceği düşünülmüştür.Öğe Majör depresyonda sertralin ile birlikte uygulanan uyku yoksunluğu ve ışık tedavisinin etkinliğinin sertralin tedavisi ile karşılaştırılması(2005) Tuğlu, Cengiz; Vardar, Erdal; Güdücü, Funda; Çalıyurt, Okan; Abay, ErcanAmaç: Parlak ışık tedavisi mevsimsel özellikli depresyonda etkin ve iyi tolere edilen bir tedavi şeklidir ve mevsimsel olmayan depresyonda da etkili olduğu bildirilmiştir. Uyku yoksunluğu tedavisi, uygulamaların % 60’ında majör depresyonda hızlı ve etkin bir tedavi sağlamaktadır. Diğer yandan genellikle somatik tedavilerle birlikte ilaç tedavilerinin kullanılması gerekli olmaktadır. Bu çalışmanın amacı sertralinle birlikte uyku yoksunluğu ve ışık tedavisi kombinasyonlarının etkinliğinin sertralin tedavisi ile karşılaştırılmasıdır.Yöntem: Majör depresyonu olan 37 hasta 3 gruba ayrılarak tedaviye alındı. On üç hasta sertralin ve geç kısmi uyku yoksunluğu, 13 hasta sertralin ve parlak ışık tedavisi ve 11 hasta da sertralin tedavisi ile izlendi. Değerlendirmeler günlük ve haftalık Hamilton Depresyon Ölçeği ve iki haftalık Hamilton Anksiyete Ölçeği ile yapıldı.Bulgular: Uyku yoksunluğu grubu daha çabuk ve daha etkin olarak depresyon puanlarında düşüş gösterdi. Uyku yoksunluğu grubundaki hızlı tedavi yanıtı tedavinin 3. gününden itibaren gözlendi. Hem uyku yoksunluğu ve hem de ışık tedavisi gruplarında anksiyete düzeyleri üzerinde kontrol grubuna göre daha üstün bir tedavi etkinliği elde edildi. Sonuç: Uyku yoksunluğu tedavisi sertralinle birlikte uygulandığında tedavi etkinliğini artırmada ve hızlı tedavi başlangıcı sağlamada mevsimsel olmayan majör depresyonda etkin bir şekilde kullanılabilir.Öğe Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu Olan Şişman Hastalarda Aleksitimik Özellikler ve Ruhsal Belirtiler: Karşılaştırmalı Bir Çalışma(2003) Çalıyurt, Okan; Tuğlu, Cengiz; Vardar, Selma Arzu; Vardar, Erdal; Arıkan, EnderAmaç: Bu çalışmada tıkınırcasına yeme bozukluğu (TYB) olan ve olmayan şişmanların aleksitimik özettiklerinin ve ruhsal belirtilerinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Şişmanlık yakınması nedeni ile baş vuran otuzaltı hasta ve otuzyedi normal kilolu birey Tıkanırcasına Yeme Bozukluğu (TYB) DSM-IV ölçütleri, Bulimiya Araştırma Testi, Toronto Aleksitimi Ölçeği ve SCL-90-R ölçeği ile değerlendirilmiştir. Bulgular: Otuzaltı hastanın sekizi TYB ölçütlerini karşılamıştır. TYB olan şişman hastalarda SCL-PSDI, SCL-PST, SCL-somatizasyon, SCL-obsessif kompulsif ve kişiler arası alt skorlarında TYB olmayan şişmanlara ve kontrol grubuna göre anlamlı yükseklik bulunmuştur. Toronto aleksitimi ölçeği puanları TYB olan ve olmayan şişmanlar arasında farklılık göstermemiştir. Tartışma: TYB olan şişman hastalar TYB olmayanlardan ve kontrol grubundan daha fazla ruhsal belirtiler göstermekle birlikte aleksitimik özellikleri birbirinden farklı değildir.