Yazar "Taylan, Gökay" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akciğer Tutulumu Olan Sarkoidozun Kardiyak Otonom Disfonksiyon Üzerine Etkisi(2021) Manav, Ali; Taylan, Gökay; Aktoz, MeryemAmaç: Kalp hızı değişkenliği (KHD), kardiyak otonom fonksiyonun değerlendirilmesinde kullanılan non-invaziv bir yöntemdir. Çalışmamızda akciğer tutulumu olan sarkoidoz hastalarında KHD ölçüm sonuçları değerlendirilerek, kardiyak otonom fonksiyon üzerine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Çalışmaya 18 akciğer tutulumlu sarkoidoz hastası ile yaş ve cinsiyet uyumlu 18 sağlıklı gönüllü bireyden oluşan kontrol grubu olmak üzere toplamda 36 kişi dahil edildi. Tüm hastalara transtorasik ekokardiyografi, elektrokardiyografi (EKG) ve 24-saat EKG Holter uygulandı. Holterde saptanan KHD parametreleri kullanılarak gruplar karşılaştırıldı. Bulgular: Zaman alan analizinde RMSDD ölçüm değerleri ve frekans alan analizinde düşük frekans değerleri sarkoidoz grubunda kontrol grubuna kıyasla anlamlı ölçüde düşük bulundu (p=0,043 ve p=0,045). Ayrıca korelasyon analizinde, PR süresi ile zaman alan parametrelerinden SDNN ve SDANN, frekans alan parametrelerinden yüksek frekans arasında istatistiksel olarak anlamlı negatif bir korelasyon saptandı (p=0,009, p=0,003, p=0,047 sırasıyla). Düşük frekans/yüksek frekans oranı, düzeltilmiş QT süresi ile pozitif korelasyon gösterdi. Sonuç: Akciğer tutulumlu sarkoidoz hastalarında KHD parametrelerinde saptanan değişiklikler, azalmış parasempatik tonus ve vagal düzenlemeye bozulmuş kardiyak yanıt ile ilişkili olup, bu durum kardiyak aritmilere yatkınlık, ani kardiyak ölüm ve atriyoventiküler iletim bozukluğuna sebep olabilir.Öğe Bölgemizdeki koroner arter hastalarında anjiotensin II tip 1 A1166C gen polimorfizmlerinin araştırılması(Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2015) Taylan, Gökay; Aksoy, Yüksel; Sivri, NasırKoroner arter hastalığı, multifaktöriyel bir hastalık olup hem çevresel hem de genetik faktörler etyolojisinde önemli rol oynamaktadır. Koroner arter hastalığı'nın patogenezine katkıda bulunan aday genleri çalışmak, koroner arter hastalığı'nın etyolojisinin anlaşılmasına yardımcı olabilir. Anjiotensinojen'deki değişiklikler, güçlü bir damar daraltıcı etkisine sahip olan anjiotensin-II ile plazmadaki anjiotensinojen seviyelerinin değişimine sebep olur, bu yüzden anjiotensinojen geni polimorfizmleri de koroner arter hastalığı'nın patogenezinde rolü olduğu düşünülmektedir. Bu çalışmada bölgemizde koroner arter hastalığı tanısı alanlarda anjiotensin-II tip 1 A1166C gen polimorfizmlerinin araştırılması planlanlanmıştır. Bu sayede, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de başta gelen morbidite ve mortalite nedenlerinden koroner arter hastalığı'nın genetik faktörlerin tam olarak aydınlatılması ile moleküler temellerinin açıklanmasını ve bu hastalık için yeni korunma ve tedavi yöntemlerinin geliştirilmesini sağlanacaktır. Bu amaçla hastanemize başvurmuş semptom sonrası yapılan koroner anjiografi ile tanı almış koroner arter hastalığı saptanan 121 hasta ve normal koronerler saptanan kontrol grubundan 121 hastadan 2cc kan örneği alınarak anjiotensin-II tip 1 A1166C gen polimorfizmlerinin ilişkili olup olmadıkları araştırılmıştır. Koroner anjiografi öncesinde açlık rutin kan tetkikleri laboratuarımızda çalışılarak risk faktörleri açısından değerlendirilmiştir. Sonuçta, bölgemizdeki koroner arter hastalarında Anjiotensin II tip I A1166C gen polimorfizmlerinden CC genotipinin ve C allelinin koroner arter hastalığı gelişiminde genetik bir risk faktörü olduğu saptandı. Ayrıca hipertansiyon ve yüksek dansiteli lipoprotein(HDL) düşüklüğü olan hastalarda CC genotip varlığının koroner arter hastalığı gelişim riskini arttırdığını saptadık.Öğe Epikardiyal Yağ Dokusu Kalınlığının Koroner Arter Hastalığı Yaygınlığı, Ciddiyeti ve HOMA İndeksi ile İlişkisi(2020) Ozkalaycı, Flora; Taylan, Gökay; Gürlertop, Hanefi Yekta; Aksoy, YükselAmaç: Ateroskleroz, gelişmiş toplumlarda morbidite ve mortalitenin en önemli nedenidir. Koroner anjiyografi; koroner arter hastalığı tanısında hala altın standart yöntemdir. Tanı aşamasında öncelikli olarak non-invazif testlerden faydalanılmalıdır. Çalışmamızdaki amaçkoroner arter hastalığı yaygınlığı ve lezyon tipi üzerinde epikardiyal yağ doku kalınlığının etkisini araştırmaktır.Gereç ve Yöntem: Kliniğimizde elektif koroner anjiyografi yapılmış olan hastalar, retrospektif olarak ekokardiyografik ve anjiyografik görüntü kayıtları tarandı. Sistolik ve diyastolik epikardiyal yağ dokusu ile koroner arter hastalığı arasındaki ilişki birincil sonlanım noktasıolarak belirlendi. Epikardiyal yağ dokusu kalınlığı ile HOMA indeksi, cinsiyet, aile öyküsü, hiperlipidemi arasındaki ilişkinin saptanmasıikincil sonlanım noktası olarak belirlendi. Veri analizinde iki grup karşılaştırmalarında t-testi, veriler normal dağılıma uymuyorsa nonparametrik t-testi, üç veya daha fazla grup karşılaştırmalarında ANOVA kullanıldı. P<0,05 istatistiksel anlamlı kabul edildi.Bulgular: Epikardiyal yağ dokusu kalınlığı ile koroner arter hastalığı yaygınlığı, tutulan damarlardaki lezyonun tipi arasında anlamlı ilişki bulunamadı (p>0,05). Ciddi koroner arter hastalığı olan olgular, normal olgularla karşılaştırıldığında sistolik epikardiyal yağ dokusu kalınlığı istatistiksel olarak anlamlı artmıştı (p:0,042). HOMA indeksi ile epikardiyal yağ doku sistolik ve diyastolik kalınlıkları arasında anlamlı korelasyon saptanmadı (p>0,05).Sonuç: Sistolik epikardiyal yağ dokusu kalınlığının koroner arter hastalığı ciddiyeti ile ilişkili, HOMA indeksi ile ilişkisiz olarak saptanmıştırÖğe Long-term Results of One Cycle of Remote Ischemic Preconditioning Applied Before Elective Percutaneous Coronary Intervention(2018) Yılmaztepe, Mustafa; Taylan, Gökay; Uçar, Fatih Mehmet; Özkan, Uğur; Aktoz, Meryem; Gürlertop, Hanefi YektaIntroduction: Myocardial injury after percutaneous coronary intervention (PCI) is seen frequently. Ischemia/reperfusion injury, side branch occlusion and distal embolization of atherothrombotic debris are the maincauses of myocardial injury. Remote ischemic preconditioning (RIPC) is a promising technique for protectionfrom ischemia/reperfusion injury, but sufficient data of long-term clinical outcomes is not available. In thisstudy we planned to investigate the effect of one cycle of RIPC on major cardiovascular events one year afterelective PCI.Patients and Methods: 102 patients, undergoing elective PCI, with normal baseline cTroponin-I (cTn-I)values, were randomized equally into two groups. Five minutes of ischemic preconditioning was appliedbefore the intervention to the preconditioning group, by inflating blood pressure cuff up-to 200 mmHg on nondominantarm. After 1 year, the clinical outcomes of these patients (angina, heart failure, death, myocardialinfarction, repeat revascularization) were questioned.Results: From a total of 102 patients, 90 could be reached after an year. The mean duration of follow-upwas 432 vs. 423.5 days (p= 0.793). Post-PCI 16th hour cTn-I was insignificantly lower in the preconditioningarm (0.079 ?g/L vs. 0.069 ?g/L, p= 0.074). The incidence of cTn-I elevation 5 fold above the URL (> 0.115?g/L) was lower in the preconditioning group; however, it was also insignificant (24.4% vs. 13.3%, p= 0.301).Death, MI or repeat revascularization rates did not differ between the groups.Conclusion: One cycle of RIPC had no effect on major cardiovascular events (MACE) after elective PCI.Öğe Nadir Bir Angina Pektoris Nedeni ve Görüntülenmesi: Torasik Outlet Sendromu(2020) Taylan, Gökay; Gürlertop, Hanefi Yekta; Kaya, ÇağlarKoroner arter hastalığının en önemli semptomu olan angina pektorisin değerlendirmesinde birçok ayırıcı tanının da ekarte edilmesi gerekmektedir. Bunlardan biri de torasik outlet sendromudur. Özellikle toraks travması ya da operasyonu geçirenlerde torasik outletsend romunun akılda tutulması; gereksiz tanısal ve terapötik işlemlerin yapılmasını engelleyebilir.Öğe Perikardiyosentezin Nadir Görülen Bir Komplikasyonu veYönetimi(2020) Taylan, Gökay; Kaya, Çağlar; Demir, MelikPerikardiyal efüzyonun en önemli semptomu olan dispnenin değerlendirmesinde birçok ayırıcı tanının da ekarte edilmesi gerekmektedir. Perikardiyal tamponad saptanması sonrası tedavide acil perikardiyosentez önerilmektedir. Özellikle toraks ve diyafragma operasyonu geçirenlerde diyafragma ve kalbin normal pozisyonuna göre yer değiştirebileceği akılda tutulması gereklidir ve terapötik işlemler de komplikasyonu engelleyebilir.Öğe Perkütan Koroner Girişim Sırasında Sol Ana Koroner Arter Akut Tromboz Gelişimi(2019) Taylan, Gökay; Kaya, Çağlar; Gürlertop, Hanefi YektaPerkütan koroner girişimler günümüzde çok sık uygulanmakta ve işlem sırasında ciddi komplikasyonlar olabilmektedir. Bunlardan biriakut koroner tromboz durumudur. Özellikle sol ana koroner arter trombozları yüksek mortalite ile ilişkilidir. Bu komplikasyonu bilmek vezamanında müdahale etmek mortalite ve morbiditenin önlenmesinde anlamlı katkı sunmaktadır.Öğe Retroaortik Seyreden En Yeni ve Uzun Ektopik Sol Ana Koroner Arter ve Klinik Takibi(2020) Taylan, Gökay; Gök, Murat; Gürçağan, Ayhan; Solak, SerdarUzun sol ana koroner arter genellikle tesadüfen görülür. Göğüs ağrısı olan 47 yaşındaki erkek olgumuzda, literatürdeki en yeni ve uzunektopik uzun sol ana koroner arteri sunuyoruz. Uzun sol ana koroner arter , koroner anjiyografide 62-63 mm, koroner bilgisayarlı tomografide60,8 mm olarak ölçüldü.Öğe Takotsubo syndrome in the absenceof an overt stressor: A glimpse into itsmechanistic and clinical aspects(2020) Yalta, Kenan; Taylan, Gökay; Palabıyık, Orkide; Yetkin, Ertan[Abstract Nıt Available]Öğe An Unusual Cardiac Mass Associated with Severe TricuspidValve Regurgitation: Bloodcyst(2021) Taylan, Gökay; Ustabaşıoğlu, Fethi Emre; Binboğa, Busem; Manav, Ali; Yüksel, Volkan[Abstract Nıt Available]