Yazar "Taş, Memduha" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Audiological differences in healthy individuals with generalized joint hypermobility: a case-control study(2022) Taş, Memduha; Tuna, Filiz; Yılmaz, ŞuleObjectives: Despite the prevalence of generalized joint hypermobility (GJH), the audiological functions of individuals with GJH have not been documented. This study aimed to investigate audiological findings in individuals with GJH. Methods: This observational, cross-sectional, controlled study was conducted between May 2017 and August 2017. The mean age of all participants was 20.25 ± 0.75 years (range: 19-22 years). The generalized joint hypermobility consisted of individuals with a Beighton score of ? 5, while the controls with a Beighton score of ? 4. Pure-tone audiometry, immittance audiometry, and Transient Evoked Otoacoustic Emsission (TEOAE) testing were performed on subjects with generalized joint hypermobility (n = 25, mean age: 20.24 ± 0.72 years) and sex- and age-matched healthy controls (n = 31, mean age: 20.26 ± 0.77 years). Results: There were no significant differences in the mean hearing thresholds between the groups, although six (5.4%) ears in the GJH group had thresholds > 15 dB at one (five ears) or more frequencies. Significant differences were detected between the groups in the left ear for TEOAEs at 4 kHz and acoustic reflex thresholds. Conclusions: Individuals with GJH have some audiological differences that may be a predictor of changes related to future hearing loss. Further studies that involve larger samples and include participants of different ages are needed in order to determine whether individuals with GJH are more prone to hearing loss.Öğe Contralateral suppression of transient evoked otoacoustic emissions in children with phonological disorder(2021) Yılmaz, Şule; Taş, Memduha; Bulut, ErdoğanBackground: Perception of acoustic details in the speech signal is important for speech sound development. The medial olivocochlear pathway, a part of the auditory efferent system, plays a role in stimulus-related control of the cochlea. One clinical tool to evaluate the medial olivocochlear activity, which is thought to improve speech perception in noise, is the suppression of otoacoustic emissions. Aims: This study investigated the suppression of transient evoked otoacoustic emissions in children with phonological disorder in comparison with that in typically developing controls. Study Design: Case-control study. Methods: A total of 23 children with phonological disorder (aged 5-10 years) and 21 age- and sex-matched controls (P > 0.05) participated in the study. Participants had pure-tone thresholds ? 15 dB hearing loss and normal middle ear functions. Transient evoked otoacoustic emissions with and without contralateral acoustic stimulation were measured. Results: Although the mean transient evoked otoacoustic emissions suppressions were lower in the group with phonological disorder than in the controls, these differences were not statistically significant (P > 0.05). No left/right ear asymmetry of transient evoked otoacoustic emissions suppression was detected in either of the groups (P > 0.05). Conclusion: Children with phonological disorder did not show alterations in medial olivocochlear functioning in the medial olivocochlear activity as measured by the contralateral suppression of transient evoked otoacoustic emissions.Öğe Dil ve/veya Konuşma Sorunu Olan Çocukların Annelerinde Depresif Belirtiler(2018) Yılmaz, Şule; Taş, Memduha; Tezel, DilberÇocuklarda iletişim becerilerinin gelişiminde ve dil ve/veya konuşma sorunlarına yönelikmüdahale sürecinde anneler önemli rol üstlenmektedir. Çalışmada, dil ve/veya konuşmasorunları olan çocukların annelerinin depresif belirti varlığı açısından incelenmesiamaçlanmıştır. Fonolojik bozukluk (n=40), akıcılık sorunu (n=34), dil-konuşma gecikmesi(n=42) bulunan 3-12 yaş aralığındaki çocukların annelerindeki depresif belirtiler dilkonuşma sorunu bulunmayan çocukların anneleri (n=45) ile karşılaştırılmıştır. Verilergörüşmelerde demografik bilgi formunun ve Beck Depresyon Envanterinin (BDE)uygulanması yoluyla toplanmıştır. Çocuklarında dil-konuşma gecikmesi ve fonolojikbozukluk bulunan annelerin BDE puanları dil-konuşma sorunu olmayan çocuklarınannelerine göre yüksek bulunmuştur (p<0.05). Dil sorunu olan çocukların anneleri arasındaBDE için yükselmiş değer olarak kabul edilen 9’un üzerinde puan alanların oranı, akıcılıksorunu grubuna ve dil-konuşma sorunsuz gruba nazaran daha yüksektir. Depresyonun anneve çocuk üzerindeki sonuçlarının önlenebilmesi için dil sorunları olan çocukların anneleridepresif belirtiler açısından değerlendirilmelidir.Öğe Konuşmada Akıcılık Sorunu olan Çocuklarda Kontralateral Supresyon Yanıtların Transient Evoked Otoakustik Emisyon Testi ile Değerlendirilmesi(2017) Bulut, Erdoğan; Yılmaz, Şule; Taş, Memduha; Türkmen, Mehmet Turgay; Polat, ZahraAmaç: Bu çalışmada konuşmada akıcılık sorunu olmayan ve olan çocuklarda medial olivokoklear (MOK) efferentlerin işitme sistemi üzerindeki fonksiyonu araştırılmıştır. Yöntemler: Yaşları 6-10 yıl arasında değişen konuşmada akıcılık sorunu olan 24 çocuk (Yaş Ort±SS=8,1±1,2) ve normal gelişim gösteren 15 çocuk (Yaş Ort±SS=8,2±2,5) çalışma kapsamına dahil edilmiştir. Etik kurul onayı ve bilgilendirilmiş onam formu alındıktan sonra, katılımcıların otoskopik muayene, odyolojik inceleme, kontralateral supresyon yokluğunda ve varlığında Transient Evoked Otoakustik Emisyon testleri de- ğerlendirilmiştir. Bulgular: Konuşma akıcılığı sorunu olmayan ve olan çocuklar arasında TEOAE supresyon etkisinin gözlendiği olguların oranları karşılaştırıldı- ğında; konuşma akıcılığı sorunu olan çocuklarda özellikle 2 kHz ölçüm frekansında sol kulaklar için istatistiksel olarak anlamlı bir fark saptanır iken (p<0,05), ortalama değerler açısından karşılaştırıldığında ise sağ ve sol kulaklarda istatistiksel açıdan anlamlı bir fark saptanmamıştır (p>0,05). Sonuç: Çalışmamızda, 2 kHz'de supresyon saptanan olgu yüzdeleri açısından gruplar arasında bir fark bulunmasına rağmen, konuşma akıcılığı sorunu olan çocuklarda MOK efferent sistem işleyişine dair bir yargıda bulunabilmek için bulguların daha fazla olguyu kapsayan yeni araştırma- larla desteklenmesine gereksinim olduğunu düşündürmektedirÖğe Larenks kanseri nedeniyle ameliyat olan hastaların psikolojik semptom dağılımının incelenmesi(2007) Taş, Abdullah; Yağız, Recep; Uzun, Cem; Giran, Safiye; Taş, Memduha; Karasalihoğlu, Ahmet R.Amaç: Larenks kanseri nedeniyle parsiyel veya total larenjektomi uygulanan hastaların psikolojik semptomlerı incelendi. Hastalar ve Yöntemler: Total (n=41) veya parsiyel (n=22) larenjektomi uygulanan 63 hasta çalışmaya alındı. Ayrıca, yaş, cinsiyet ve sosyokültürel durum bakımından olgularla benzer 20 sağlıklı bireyden kontrol grubu oluşturuldu. Hastaların ameliyat sonrası poliklinik takiplerinde, belirti tarama testi olan SCL-90 R (Symptom Check List-90 Revised) ile psikolojik semptomlarının dağılımları incelendi. Bulgular: SCL-90 R testi ameliyat sonrası ortalama 20.6 ayda (dağılım 10-86 ay) uygulandı. Total larenjektomili hastalarda kontrol grubuna göre, kişiler arası ilişkilerde duyarlılık, depresyon, öfke-düşmanlık, fobik anksiyete ve genel semptom düzeyi skorlarının anlamlı derecede daha yüksek olduğu görüldü (p<0.05). Parsiyel larenjektomili hastaların skorları total larenjektomili hastalardan daha düşük, kontrol grubundan ise daha yüksek olmakla birlikte, kontrol grubu ile sadece öfke-düşmanlık semptomu bakımından anlamlı fark vardı (p<0.05). Sonuç: Total veya parsiyel larenjektomi uygulanan hastalara, cerrahiye bağlı psikososyal etkilerin en aza indirilmesi için psikolojik destek sağlanmalıdır.Öğe Peep-show yöntemi ile elde edilen işitme eşiklerinin bera sonuçlar ile karşılaştırılması(Trakya Üniversitesi, 1994) Taş, Memduha; Karasalihoğlu, Ahmet RıfatBu araştırma T.Ü. Tıp Fakültesi KBB hastalıkları Anabilim dalına 1991-1993 yılları arasında işitememe, konuşamama ve konuşma bozukluğu şikayeti ile başvuran 2.5-6 yaşları arası 6'sı kız, 14'ü erkek toplam 20 çocuk üzerinde yapılmıştır. Peep Show testinden elde edilen eşik değerlerinin BERA ile saptanan eşik değerlerine yakınlık dereceleri incelenmiştir. Peep' Show odyometri ile iyi koopere olan çocuklarda işitme eşiklerinin frekans dağılımlarının daha iyi elde edilebildiği; mental reterde çocuklarda ise peep show ile elde edilen·eşik değerler kuşku verici bulunduğundan bu grupta öncelikle objektif odyometri ile eşik saptanmasının gecikmeyi de önlemek açısından uygun olacağı saptanmıştır. Sonuç olarak çocuklarda işitme eşiklerinin saptanmasında objektif odyometriden önce ulaşılması ve uygulanması daha kolay olan peep show odyometri ile test yapılmasının uygun olacağı ve yöntemin ihmal edilmemesi gerektiği kanısına varılmıştır.