Yazar "Seyit, Melek" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Eğitim yapısı tasarımında inşa edilebilirlik değerlendirme modeli önerisi(Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2023) Seyit, Melek; Umaroğulları, FilizEğitim mekanları, kullanıcı özelliklerinden dolayı bir toplumun geleceğinin şekillenmesinde büyük önem taşır. Bu nedenle eğitim yapılarının tasarımında sağlıklı ve doğru bir öğrenme ortamı yaratmanın yanı sıra farkındalıkların çocuk yaşlarda kazandırılması adına sürdürülebilir bir çevre sağlamak önemlidir. Tasarım girdileri olarak tanımlanan; yapının konumlanacağı arsa özellikleri, mimari özellikler, enerji performansı, fiziki çevreye uygunluğu, kullanıcı konforu ve sağlığının iyileştirilmesi vb. etkenlerin sistematik bir yaklaşımla sentezlenerek karar verme sürecine taşınması uygun çözümlere ulaşılmasını kolaylaştıracaktır. Ülkemizde inşaat faaliyetleri oldukça aktif olarak sürdürülmekte iken tasarım aşamasında bir yapının etkin bir şekilde inşa edilebilirliğini denetleyen (değerlendiren) bir yaklaşım bulunmamaktadır. Özellikle küçülen bütçelere ve arsalara rağmen artan maliyetler ve uzayan inşaat süreleri, eğitim yapılarının tasarımında daha verimli yapım tekniklerinin tercih edilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Eğitim yapıları inşası sırasında ortaya çıkacak problemler tasarım aşamasında analiz edilerek rasyonel çözümler üretilmeli ve inşa süreci iyi bir şekilde organize edilmelidir. İnşaat sürecini iyileştirmek, verimliliği ve kaliteyi artırmak için inşa edilebilirlik değerlendirmesi gibi araçlar kullanılmaktadır. Verimli inşaat uygulamalarından biri olarak inşa edilebilirlik değerlendirmesi Japonya, Avustralya, Almanya, Hong Kong, Singapur başta olmak üzere birçok ülke tarafından yaygın olarak kullanılmaktadır. Bu ülkelerde inşa edilebilirlik değerlendirmesi zorunlu olup, mevzuatlar ve uygulama kılavuzları ile inşaat onay sürecinin bir parçası olarak kabul edilmektedir. Ülkeler kendi inşa faaliyetlerine ve sektör özelliklerine uygun olarak inşa edilebilirlik değerlendirmelerini geliştirmiştir. Türkiye’de ise mevcut bir inşa edilebilirlik değerlendirme aracı bulunmamakla birlikte inşa edilebilirlik kavramı pek bilinmemektedir. İnşa edilebilir tasarımın avantajları göz önünde bulundurulduğunda çalışma kapsamında eğitim yapılarının inşa edilebilirliği ele alınarak değerlendirilmesine yönelik bir model önerilmiştir. Çalışmada, Türkiye’deki eğitim yapılarının tasarımında ülke özelliklerini, sektör sorunlarını ve sürdürülebilir tasarım özelliklerini dikkate alan bir inşa edilebilirlik değerlendirme modeli ile inşa edilebilirlik seviyesinin ölçülmesi hedeflenmiştir. EİDM (Eğitim Yapıları İnşa Edilebilirlik Modeli) için veriler anketler aracılığıyla uzmanlardan elde edilmiş, Çok Kriterli Karar Verme Teknikleri (ÇKKVT) ile analiz edilmiş, elde edilen bulgular ile bir puanlama sistemi kurgulanmıştır. Eğitim yapılarının inşa edilebilirlik özelliklerini ortaya koyarak inşa edilebilirlik seviyesini ölçmeyi hedefleyen bu tez çalışması beş bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde problemin tanımlanması ve hipotezlerin kurulması, araştırma konusunun kavramsal ve teorik altyapısı, çalışmanın amaçları, kapsam ve sınırlılıkları, özgün değerleri ve kullanılan yöntemler açıklanmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde literatürde yer alan inşa edilebilirlik çalışmaları ele alınmıştır. İnşa edilebilirlik kavramı bütün yönleri ile incelenmiş, kavramsal farklılıklar ortaya konulmuştur. Çalışma, tasarıma odaklanan “Buildability” kavramı üzerinden kurgulanmıştır. İnşa edilebilirlik değerlendirmesinin tarihsel gelişimi kronolojik olarak özetlenmiştir. Literatürdeki inşa edilebilirlik değerlendirme sistemleri ve özellikleri araştırılmış, değerlendirme araçlarının amaçları, kapsamları, sınırları ve puanlandırma yaklaşımları incelenmiştir. Çalışma metodolojisi ise üçüncü bölümde detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Araştırma probleminin tanımı ve çok değişkenli yapısından dolayı ÇKKVT’nin ele alınış biçimi açıklanmıştır. Bu bölümde, seçilen yöntemlerin nedenleri, literatürde ne tür problemlerin çözümünde ele alındığı ve çalışmada tespit edilen problem çözümü için uygunluğu değerlendirilmiştir. Kullanılan yöntemlere ilişkin adımlar, hesaplamalar ve denklemler aşamalar halinde açıklanmıştır. Anket çalışmaları, Türkiye inşaat sektörü ve eğitim yapısı tasarımı göz önünde bulundurularak uzmanlara uygulanmıştır. İlk olarak ön anket çalışması ile Türkiye için inşa edilebilirlik ana ve alt kriterleri belirlenmiştir. Kriterin puanlandırılması için inşa edilebilirlik değerlendirme araçları sıralanmıştır. İkinci aşamada DEMATEL (Decision Making Trial and Evaluation Laboratory) yöntemi ile kriterler arasındaki ilişkinin varlığı ve yönü elde edilmiştir. Üçüncü aşamada ise AAS (Analitik Ağ Süreci) yöntemi kullanılarak kriterlerin görece önem ağırlıkları belirlenmiştir. Elde edilen kriter ağırlıkları çalışmanın bir sonraki bölümünde sunulan puanlama sistemine girdi oluşturmuştur. Çalışmanın dördüncü bölümünde öneri model EİDM’in aşamaları açıklanmıştır. Anket çalışmaları ile belirlenen ve puanlama sistemine dahil edilen ana ve alt kriterlerin kapsamları, sırasıyla açıklanmıştır. DEMATEL ve AAS yöntemlerinin adımları takip edilerek elde edilen bulgular ve hesaplamalar verilmiştir. Model kapsamında oluşturulan puanlama sisteminin özellikleri ve puanlandırma sistematiği açıklanmıştır. Kriterler ve kriter ağırlıkları ile oluşturulan puanlama sistemi, eğitim yapısının inşa edilebilirliğini değerlendirilmeye ve ölçmeye olanak sağlamıştır. Puanlama tekniği, şekil ve çizelgeler yardımıyla anlatılmış, inşa edilebilirlik puan dereceleri, ön koşulları ve alınabilecek minimum ve maksimum puanlar verilmiştir. Belirli puan ve seviye altında kalan projelerin inşa edilemez olduğu kabul edilmektedir. Alınan puanın ve seviyesinin yükselmesi, inşa edilebilirlik tasarım düzeyinin yükseldiğini ifade etmektedir. Çalışmada ana ve alt kriterlerin nasıl değerlendirileceğini açıklayan bir uygulama kılavuzu hazırlanmıştır. Uygulama kılavuzunda kriter içerikleri, kapsamları, puanlaması, sağlandığını gösteren belgeler ve yararlanılacak kaynaklar detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Bu kılavuz ile öneri modelin pratikte uygulanabilirliğinin artması ve kolay anlaşılabilmesi hedeflenmektedir. EİDM’nin uygulanması, örnek bir ilkokul projesi üzerinde denenmiş, uygulama aşamaları sıralanmıştır. Modelin bir yapı üzerinde denenmesi ile modelin güvenirliği ve uygulanabilirliği ortaya konulmuştur. Tez çalışmasının son bölümünü araştırmaya yönelik değerlendirmeler ve sonuçlar oluşturmaktadır. Bu bölümde, çalışmanın özgün değerlerine atıfta bulunarak akademik ve sektörel faydaları sıralanmış ve ileriki çalışmalar için önerilerde bulunulmuştur. Sonuç olarak inşa edilebilirlik değerlendirmesine öncelik vermenin, eğitim yapısı gibi önemli projelerin inşa süreçlerinin verimli bir şekilde planlanması ve yönetilmesi için önemli katkılar sağlayacağı tespit edilmiştir. EİDM, eğitim yapılarına ait inşaat uygulamalarında karşılaşılacak sorunlara daha tasarım aşamasında rasyonel çözümlerin üretilebilmesine olanak sağlayacaktır. Model, eğitim yapıları için inşaat faaliyetlerini kolaylaştırmayı, inşaat süresini kısaltmayı, güvenliği artırmayı ve enerji, konfor, malzeme etkenlerinin ön planda tutan sürdürülebilir tasarımlar yapmayı ve maliyetleri minimize etmeyi amaçlamaktadır. Elde edilen veriler doğrultusunda, Türkiye’ye özgü yerel inşa edilebilirlik kriterleri içerisinde kaynak ve malzeme, montaj ve kurulum, güvenlik ve esneklik kriterleri en önemli inşa edilebilirlik ana kriterleri olarak belirlenmiştir. Alan kriteri ve altında yer alan arazi boyutu, ulaşım verileri ve jeolojik-geometrik veriler alt kriterleri en düşük ağırlıklara sahiptir. Malzemenin verimli kullanımı, tasarım ve yapım esnekliği, deprem ve şantiye güvenliği ile konstrüksiyon seçimi ise en yüksek ağırlığa sahip alt kriterler olarak belirlenmiştir. Eğitim yapısının tasarım aşamasına inşa edilebilirlik değerlendirmesinin dahil edilmesi ile inşa süreçlerinin performansının artırılması ve sürecin kolay bir şekilde takip edilmesi açısından olumlu sonuçlar sunacaktır. Ayrıca tez kapsamında sunulan bu çalışmanın diğer çalışmalara temel oluşturması, önerilen bu yaklaşımdaki eksikliklerin tespit edilmesi ve araştırmanın farklı açılardan ele alınarak iyileştirme olanakları, araştırma konusunun gelişiminde ileriki çalışmalar için yararlı bilgiler sağlayacaktır.