Yazar "Sannav, Sabri Can" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe ASKERİ ZAFERDEN DİPLOMATİK YENİLGİYE BİR ÖRNEK: 1897 DÖMEKE MEYDAN MUHAREBESİ VE SONRASINDA MEYDANA GELEN GELİŞMELER(2019) Turan, Cem; Sannav, Sabri Can1821’de bas?layan Yunan I?syanı, 1830’da Yunanistan’ın bag?ımsızbir devlet olmasıyla sonuc?lanmıs?tır. Yunanlılar bag?ımsızlıklarınıkazanmakla yetinmemis?ler ve sonraki su?rec?te giderek zayıflamakta olanOsmanlı Devleti’nin topraklarından pay almak ic?in her fırsatıdeg?erlendirmis?lerdir. 1864 yılında I?ngiltere’nin Yunanistan’a Yedi Adalarıvermesi Yunanlıları Osmanlı Devleti’nden toprak kazanımı noktasındadaha da umutlandırmıs?tır. Gelis?en olaylar neticesinde bu?yu?k devletleringu?cu?nu?iyiden iyiye arkasında hisseden Yunanistan 1866’da Girit I?syanınbas?lamasında o?nemli rol oynamıs? ve Osmanlı Devleti Girit’e muhtariyetvermek mecburiyetinde kalmıs?tır. Girit’i mu?stakil olarak kendisinebag?layamayan Yunanistan Osmanlı topraklarda bir takım c?etefaaliyetlerinde bulunmaya bas?lamıs?tır. Yeni kurulan Yunanistan krallıg?ıile yas?anan bu tu?r olaylar neticesinde Osmanlı Devleti Yunanistan’asavas? ilan etmek zorunda kalmıs?tır. Yunanistan ve Osmanlı Devletiarasında yas?anan Do?meke Meydan Muhaberesi sonucunda Yunanlılarkesin bir mag?lubiyete ug?rasa da bu mag?lubiyetlerini Batılı Devletlerin deyardımıyla diplomasi masasında adeta zafere do?nu?s?tu?rebilmis?lerdir. I. VeII. Balkan Savas?larına ve I. Du?nya Savas?ı’na az bir su?re kala yas?anan bugelis?meler savas?ların sadece cephede deg?il deg?is?en dengeler eksenindediplomasi masasında da deg?is?tig?inin go?stergesi olarak deg?erlendirilebilir.I?mparatorlukların dag?ılma su?recine girdig?i bir zaman diliminde gelis?enbu olaylar silsilesinin incelenmesi, do?nemin s?artlarının ve devletpolitikalarının satranc?tahtasındaki yerlerinin analiz edilmesi, Osmanlı’yıpaylas?ma emellerinin nasıl sahneye konuldug?unun anlas?ılmasıkonularının o?nemini ortaya koymaktadır.Öğe II. MEŞRUTİYET DÖNEMİ İSTANBUL’UNDA ARNAVUT DİLİNDE BASIN HAREKETİNİN ÖNEMLİ BİR TEMSİLCİSİ: ARNAVUD/SHQIPETARI(2024) Sezer, Uğur; Sannav, Sabri CanII. Meşrutiyet’in 23-24 Temmuz 1908 tarihinde ilan edilmesinin ardından örgütlenme ve cemiyetleşme gibi konularda kayda değer değişimler yaşanmıştı. İstanbul, Selanik, Manastır, Görice, Elbasan, İşkodra gibi yerlerde açılan Arnavut kulüplerinin bünyelerinde Arnavutça gazete ve mecmuaların yer alması ise Arnavut dilinin gelişimi adına önemli bir adım olmuştu. Bununla beraber Arnavut dili ile ilgili bir ikilem ortaya çıkmıştı. Bu ikilem Arnavut dilinin Latin harfleri ile mi yoksa Arap harfleri ile mi yazılacağı konusunu gündeme getirmişti. Bu süreçte, konu üzerinde İstanbul’daki Arnavut entelektüelleri arasında çeşitli tartışmalar yaşanmıştı. Arnavutlar tarafından yayınlanan gazeteler harfler meselesinde bir tartışma sahası olarak görülmüştü. Bu gazeteler Arnavut dilinin gelişme aşamalarından önemli bir süreci temsil etmektedir. Gazetelerin bir kısmı Osmanlı Türkçesi olarak bir kısmı ise Latin harfli ya da Arap harfli Arnavut dili esas alınarak kaleme alınmıştı. Bu gazetelerin en önemlilerinden birisi ise İstanbul Beyoğlu’nda “Arnavud/Shqipetari” ismiyle Derviş Hima (İbrahim Mehmet Naci) tarafından çıkarılmıştı. Yayın hayatına 13 Ocak 1910 tarihinde başlayan gazetenin 74. ve son sayısı 25 Ekim 1912 tarihinde yayınlanmıştı. Haftalık olarak neşredilen gazete üç yıla yakın bir süre yayınlanmış ve Arnavutlar hakkında önemli konuları gündeme getirmişti. Ele alınan çalışmada, II. meşrutiyet dönemi İstanbul basınından Arnavud/Shqipetari gazetesi incelenerek Arnavut dili, kültürü ve tarihi ile ilgili bazı önemli yazılar aktarılmıştır.Öğe The Occupation of the Aegean Islands by Greece in the First Balkan War According to Turkish Sources(Peter Lang Publishing Inc, 2024) Sannav, Sabri Can[Abstract Not Available]Öğe Tanzimat'ın İlanından Sonra Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaleti'nin Yeniden Yapılandırılması Süreci ve Limni Adası'nın Statüsü(2005) Sannav, Sabri CanOsmanlı Devleti’nin Ege adalarını Çanakkale Boğazı önlerinden başlamak üzere XVI. yüzyılın ikinci yarısına kadar geçen süreçte adım adım ele geçirmeleri, Ege Denizi’nin bir Osmanlı iç denizi haline gelmesiyle sonuçlanmıştır. Hem bu iç denizi kuzey, batı ve doğu kıyılarıyla bir bütün haline getirip gerekli malî ve sosyal uygulamaları yapabilmek ve hem de Akdeniz’e yönelik siyasetin dayanak noktalarını oluşturabilmek amacıyla burada yer alan irili-ufaklı adalar yeni idarî düzenlemeler içine alınmıştır. Şubat 1534’de Barbaros Hayreddin Paşa’nın beylerbeyliğe getirilip Cezâyir-i Bahr-i Sefîd Eyâleti’nin oluşturulması, Ege adalarının durumlarını belirleyici bir etken olmuştur. Gelibolu, Rodos ve Midilli bu eyâletin Ege Denizi’ni içine alan temel birimleri haline getirilmiştir. İlk dönemlerde Gelibolu Sancağı’na bağlı bir nahiye konumunda bulunan Limni XVIII. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Cezâyir-i Bahr-i Sefîd Eyâleti bünyesinde kaza, eyâletin yeniden yapılandırılmasından sonra ise sancak statüsüne yükseltilmiştir.1864’de vilâyet statüsünü elde eden Cezâyir-i Bahr-i Sefîd’in 1923’de imzalanan Lozan Andlaşması sonucunda hukûkî statüsü tamamıyla sona ermiştir.Öğe Tanzimat’ın İlanından Sonra Cezâyir-İ Bahr-İ Sefîd Eyâleti’nin Yeniden Yapılandırılması Süreci ve Limni Adası’nın Statüsü(Trakya Üniversitesi, 2005) Sannav, Sabri CanOttoman Empires continious invasion of the Aegean Islands, beginning from the front parts of Dardanelles in a process continuing till the second half of XVI. century resulted in Aegean Sea to become on Ottoman inner sea. For making the needed financial and social applications by combining this inner sea with the north, west and east coasts and forming the support points for a policy towards Mediterranean Sea, both large and small islands of this location were taken into administrative arrangement. In February 1534 Barbaros Hayreddin Pasha was announced as a governor-general and Cezâyir-i Bahr-i Sefîd province was formed which constitutes a determining factor of Aegean Island’s Conditions. Galipolli, Rhodes and Lesvos became the basic institutions of this province, which comprises the Aegean Sea. While at first Lemnos was a district of Galipolli Sanjah, from the beginning of the second half of XVIII century it became a subdivision of province in Cezâyir-i Bahr-i Sefîd Province’s structure and after the reconstruction of the province it was announced as a sanjah. Cezâyir-i Bahr-i Sefîd which gained the status of (city) after Lozan Contract signed in 1923, completely lost its legal status