Yazar "Pul, Mehmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocuklarda özofagus yabancı cisimlerine yaklaşım(2005) Pul, Mehmet; İnan, Mustafa; Aksu, Burhan; Aydıner, Çağatay YalçınAmaç: Çocuklardaki özofagus yabancı cisimlerinin klinik özellikleri ve tedavi yaklaşımlarının değerlendirilmesi.Yöntem: Kliniğimizde Haziran 1994 ile Eylül 2004 arası dönemde özofagus yabancı cismi nedeniyle takip ve tedavi edilen 38 hasta geriye dönük bir çalışmayla incelendi. Tanı amacıyla öykü, orofarenks ve hipofarenks fizik bakısı ile radyolojik değerlendirmeden yararlanıldı. Tedavi amacıyla Magill pensi, özofagoskopi ve foley kateter uygulaması gibi yöntemler kullanıldı.Bulgular: Yaşları 5 gün ile 15 yaş arasında (medyan 2 yaş) olan 26 erkek ve 12 kız çocuğu tedavi edildi. Hastaların en yaygın şikayetleri yutma güçlüğü, salya artışı ve öksürüktü. Yabancı cisimlerin yerleşimi 25 vakada servikal özofagus, 6 vakada torasik özofagus ve 7 vakada kardioözofageal bileşke olarak saptandı. Çıkarılan nesneler arasında madeni cisimler önemli yer tutmaktaydı (n=27). Vakaların 34'ünde yabancı cisimler genel anestezi altında, 4'ünde ise, hasta uyutulmadan foley kateter aracılığı ile çıkartıldı. Hiçbir vakada yabancı cismi çıkartmak için açık cerrahi girişim gerekmedi. Yalnız bir vakada rijit özofagoskopi uygulaması sırasında pnömomediasten gelişti.Sonuç: Servikal özofagus ve farenks yerleşimli olan yabancı cisimler başka bir işleme gerek kalmadan Magill pensi ile çıkartılabilir. Düzgün yüzeyli cisim yuttuğu bilinen ve seçilmiş bazı vakalarda yabancı cismin çıkarılması için foley kateter uygulaması yapılababilr. Özofagoskopi, özofagus yabancı cisimlerinin tanı ve tedavisinde kullanılan güvenilir bir yöntemdir.Öğe Çocukluk çağında görülen sindirim sistemi perforasyonları(2003) Aydıner, Çağatay Yalçın; Pul, Mehmet; İnan, Mustafa; Aksu, BurhanAmaç : Çocukluk çağında sindirim sistemi perforasyonu görülen olguların literatür eşliğinde incelenmesi. Gereç ve Yöntem: 1994-2002 yılları arasında sindirim sistemi perforasyonu tanısı alan 35 hasta geriye dönük olarak değerlendirildi. Olgular; yenidoğan, infant ve çocuk olmak üzere üç gruba ayrıldı. Bulgular: Yenidoğan grubunda, sindirim sistemi perforasyonıtnun en sık nekrotizan enterokolit (n=10) nedeniyle, ileumda (n=9) geliştiği gözlendi. Bu hastalara genellikle ileostomi (n=8) yapıldı ve mortalite oranı %35.2 oldu. Infant grubunda, bir mide ve bir kolon perforasyonu gözlendi. Bir hastada da perforasyonuıi yeri bulunamadı. Bu grupta sadece bir hasta yaşadı. Çocuk grubunda ise en sık perforasyon sebebi karın travması (n=4) ve koroziv madde alımıydı (n =4). Bu olgulara genellikle primer tamir (n=6) yapıldı ve mortalite oranı %26.6 oldu. Sonuçlar: Sağlık teknolojisindeki gelişmeler çocuklarda görülen sindirim sistemi peıforasyonlarımn tanı, tedavi ve takip yöntemlerine ciddi katkılar sağlamıştır. Ancak yaşamı tehdit eden bu sorun günümüzde bile ciddiyetini korumaktadır. Erken tanı ve uygun cerrahi tedavi mortalite oranını düşüren en önemli faktörlerdir.Öğe Çocukluk çağında trakeobronşiyal yabancı cisim aspirasyonları(2005) Pul, Mehmet; İnan, Mustafa; Aksu, Burhan; Aydıner, Çağatay YalçınAmaç: Trakeobronşiyal yabancı cisim aspirasyonu şüphesi ile acil servise getirilen hastaların tanı ve tedavi yöntemlerinin değerlendirilmesi.Yöntem: Kasım 1996 ve Temmuz 2004 döneminde yabancı cisim aspirasyonu şüphesiyle bronkoskopi yapılan 26 hasta geriye dönük bir çalışmayla incelendi. Tanı öykü, fizik bakı, radyolojik yöntemler ve bronkoskopik inceleme ile konuldu.Bulgular: Vakaların 11'i erkek ve 15'i kız çocuğuydu. Hastaların yaşları 8 ay ile 14 yaş arasındaydı (ortalama 44.7±52.9 ay). Yabancı cisim 10 vakada sağ ana bronş, 3 vakada sol ana bronş ve 7 vakada trakea yerleşimliydi. Altı vakada yabancı cisime rastlanmadı. Çıkartılan yabancı cisimlerin büyük çoğunluğu organik maddelerdi (n=15). Radyolojik incelemelerde yalnızca bir vakada yabancı cisime ait opasite, diğerlerinde ise indirekt bulgular saptandı. Tüm vakalarda torakotomi gerekmeksizin bronkoskopi ile yabancı cisim çıkartıldı. Bir vakada operasyon sırasında pnömotoraks gelişti.Sonuç: Trakeobronşial yabancı cisim aspirasyonlarında genellikle indirekt radyolojik bulgular gözlenmektedir. Genel anestezi altında yapılan bronkoskopi en etkili tanı ve tedavi yöntemidir.Öğe Deneysel testiküler torsiyon modelinde N-asetilsistein doku hasarını önlemede rol oynayabilir mi?(2012) Bilgi, Selçuk; İnan, Mustafa; Pul, Mehmet; Çakır, Erol; Aydıner, Çağatay YalçınAmaç. Testis torsiyonu, iskemi reperfüzyon hasarı formunda önemli bir akut skrotum nedenidir.Başarılı ve erken bir detorsiyon yöntemi ile morbidite azaltılabilir. Bu çalışmada deneysel tektaraflı testis torsiyonu ve detorsiyonu modelinde N-asetilsisteinin her iki testise olan etkisininaraştırılması amaçlandı. Yöntem. Çalışmada 32 adet prepubertal erkek Wistar albino sıçankullanıldı. Sıçanlar malondialdehid düzeyi ve histopatolojik hasar araştırılmak üzere kontrol,torsiyon, detorsiyon ve detorsiyon/N-asetilsistein gruplarına ayrıldı. Kontrol grubunda yer alandeneklere torsiyon işlemi uygulanmadan testisleri alındı. Diğer gruplardaki deneklerin sağtestislerine dörder saatlik torsiyon işlemi uygulandı. Detorsiyon/N-asetilsistein grubundadetorsiyondan 15 dk önce intravenöz N-asetilsistein verildi. Detorsiyon ve detorsiyon/N- asetilsistein gruplarında reperfüzyon sonrası dört saat daha beklendi. Deney sonunda tümgruplarda her iki testis de çıkarılarak malondialdehid düzeyleri çalışıldı ve histopatolojik olarakdeğerlendirildi. Malondialdehid sonuçları Kruskal-Wallis varyans analizi ve Mann Whitney Utestleriyle değerlendirildi. Farkın p için 0,05den küçük olduğu değerler anlamlı kabul edildi.Bulgular. Her iki testise ait malondialdehid düzeyleri tüm gruplarda kontrol grubuna göre dahayüksek olarak bulundu (p<0,05). Detorsiyon/N-asetilsistein grubu ile detorsiyon grubu arasındaher iki testis dokusuna ait malondialdehid düzeyleri bakımından anlamlı fark saptanmadı (p>0,05).İşlem sonrasında kontrol grubu dışındaki tüm grupların torsiyone testislerinde interstisyel hemorajiile seminifer tübül yapılarında düzensizlik gözlendi. Karşı tarafta interstisyel ödem ve bazıolgularda germ hücrelerinin dökülmesi dışında normal histoloji izlendi. Sonuç. Sonuç olarakoluşturduğumuz deneysel testis torsiyonu modelinde detorsiyondan önce intravenöz N-asetilsisteinuygulamasının her iki testiste malondialdehid düzeyleri ve histopatolojik hasar üzerinde biretkisinin olmadığı saptandı.Öğe The effects of hyperbaric oxygen application against cholestatic oxidative stress and hepatic damage after bile duct ligation in rats(Academic Press Inc Elsevier Science, 2013) Ayvaz, Suleyman; Kanter, Mehmet; Aksu, Burhan; Sahin, Sevtap Hekimoglu; Uzun, Hafize; Erboga, Mustafa; Pul, MehmetBackground: The aim of this study was to evaluate the preventive and therapeutic potential of hyperbaric oxygen therapy (HBO) on the liver tissue against bile duct ligation (BDL)-induced oxidative damage and fibrosis in rats. Materials and methods: We divided 32 adult male Sprague Dawley rats into four groups: sham, sham plus HBO, BDL, and BDL plus HBO; each group contained eight animals. We placed the sham plus HBO and BDL plus HBO groups in an experimental hyperbaric chamber in which we administered pure oxygen at 2.5 atmospheres absolute 100% oxygen for 90 min on 14 consecutive days. Results: The application of BDL clearly increased the tissue malondialdehyde level, myeloperoxidase activity, and hydroxyproline content and decreased the antioxidant enzymes (superoxide dismutase and catalase activities) and glutathione level. Hyperbaric oxygen therapy treatment significantly decreased the elevated tissue malondialdehyde level, myeloperoxidase activity, and hydroxyproline content and increased the reduced superoxide dismutase and catalase activities and glutathione level in the tissues. The changes demonstrating the bile duct proliferation and fibrosis in expanded portal tracts include the extension of proliferated bile ducts into lobules, mononuclear cells, and neutrophil infiltration into the widened portal areas were observed in BDL group. Treatment of BDL with HBO attenuated alterations in liver histology. Alpha smooth muscle actin, cytokeratinpositive ductular proliferation, and the activity of terminal deoxynucleotidyl transferase 2'-deoxyuridine, 5'-triphosphate nick end labeling in the BDL decreased with HBO treatment. Conclusions: The data indicate that HBO attenuates BDL-induced oxidative injury, hepatocytes damage, bile duct proliferation, and fibrosis. The hepatoprotective effect of HBO is associated with antioxidative potential. (C) 2013 Elsevier Inc. All rights reserved.Öğe Özefagus atrezisine eşlik eden nadir bir ektremite anomalisi: Fokomeli(2004) Aksu, Burhan; Öner, Naci; Ceylan, Turan; İnan, Mustafa; Pul, MehmetÖzefagus atrezisine sıklıkla başka sistemlere ait anomaliler eşlik eder. Bu tür hastaların bir kısmı VACTERL birlikteliği seklinde karşımıza çıkar. Özefagus atrezisiyle akciğer hipoplazisi seyrek de olsa görülen bir durum olmasına rağmen, fokomeli beraberliği daha önce bildirilmemiştir. Bu olgu sunumunda özefagus atrezisi, distal trakeaözefageal fistülü, fokomelisi ve pulmoner hipoplazisi şüphesi olan bir kız yenidoğan literatür bilgileri eşliğinde sunuldu.Öğe Pediatrik travma skorunun künt karın travmalarındaki tanısal değeri(2005) Ceylan, Turan; Pul, Mehmet; Ayvaz, Süleyman; İnan, Mustafa; Aksu, BurhanAMAÇ Pediatrik travma skorunun (PTS) travma olgularında yaralanma ciddiyetlerinin belirlenmesi ve acil yönlendirilmesinde önemli bir araç olduğu bildirilmiştir. Bu çalışmada kunt karın travması geçiren çocuklarda PTS'nin tanısal değerini araştırmak amaçlandı. GEREÇ VE YÖNTEM Bin dokuz yüz doksan yedi ila 2003 yıllan arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Cerrahisi Servisi'nde kunt karın travması nedeniyle takip ve tedavi edilen olgular geriye dönük bir çalışmayla incelendi. Hastaların her birinin PTS değeri elektronik ortamda hazırlanan bir dosyaya kaydedildi. Puanlara göre oluşturulan gruplardaki morbidite ve mortalite oranları karşılaştırıldı. Elde edilen veriler Mann Whitney U ve ROC eğrisi ile istatistiksel olarak değerlendirildi. BULGULAR Toplam 75 olgu, ortalama 7.5±4.2 yaşındaydı (10 ay-15 yaş) ve 30'u araç dışı, 14'ü araç içi trafik kazası, 18'i yüksekten düşme, 7'si bisiklet kazası, ve 6'sı da diğer kunt karın travmaları nedeniyle servisimize yatırılmıştı. 42'sinde karın içi solid organ yaralanması vardı. Hastalardan 50'sine TPL yapıldı ve 39 hastada pozitif bulundu. Bilgisayarlı tomografi 30 hastaya çekildi ve bu hastaların 16'sında karın içinde solid organ yaralanması saptandı. Karın içi organ yaralanması saptanan hastaların PTS puanları diğerlerinden farklıydı (p<0.05). ROC eğrisinde PTS puanı 8'iken bu yöntemin duyarlılığı %74, özgüllüğü ise %12 olarak saptandı. SONUÇLAR PTS'nin karın içi organ yaralanmasını belirlemede kısmen faydalı olabileceği, ancak sağlanılan ayırt etmede başarısız olduğu sonucuna varıldı.Öğe Webbed Penis Associated with Urethral Duplication: A Case Report(Galenos Publ House, 2011) Aksu, Burhan; Inan, Mustafa; Pul, MehmetUrethral duplication and webbed penis are rare congenital anomalies. Urethral duplication associated with webbed penis has not previously been reported in the literature. We describe a case of incomplete urethral duplication with webbed penis in an infant and discuss the clinical and radiological findings and treatment of this association.