Yazar "Pehlivanoğlu, Zeynep" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Memenin sınır duktal neoplastik lezyonlarında ayırıcı tanı(Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2010) Pehlivanoğlu, Zeynep; Yalçın, ÖmerMemenin sınırda duktal neoplastik lezyonları olarak bilinen atipik duktal hiperplaziler ve duktal karsinoma insitu memenin intraduktal proliferatif lezyonları içinde yer almaktadır. Memenin intraduktal proliferasyonları terminal duktal lobuler üniteden kaynaklanır ve benign lezyonlarla başlayıp malignite ile sona eren geniş bir spektrumu yansıtır. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dalı'na 2000-2010 tarihleri arasında gönderilen, 27 atipik duktal hiperpazi, 24 duktal karsinoma insitu, 20 invaziv duktal karsinom ve 20 benign meme dokusu tanılı olgu çalışmaya dahil edildi. Her bir olguya ait doku örneğinin immunohistokimyasal belirteçlerle boyanma özellikleri ve KS-300 software yazılımı için görüntü analizi yöntemiyle atipik duktal hiperplazi ve duktal karsinoma insitu' lu olgularda lezyonun en geniş tutulum gösterdiği duktusun transvers çapı morfometrik olarak ölçüldü. Glut-5, Cyclin D1, Ki- 67 ve p-53 ile boyanmanın atipik duktal hiperplazi' de benign meme dokusundan anlamlı olarak daha yaygın olduğu bulunmuştur (p<0.05). Boyanma yaygınlığına göre, Glut-5, Cyclin D1, Ki-67 ve p-53' ün duktal karsinoma insitu ve atipik duktal hiperplazi' ayırıcı tanısında kullanımının anlamlı olduğu bulunmuştur (p<0.05). Glut-1 ile boyanma yaygınlığı benign meme, atipik duktal hiperplazi ve duktal karsinoma insitu ayırıcı tanısında anlamlı bulunmamıştır. Bcl-2 ile benign meme dokusunda diğer gruplara göre daha yüksek oranda boyanma yaygınlığı olduğu gözlenmiştir (p<0.05). Ancak Bcl-2 ile boyanma benign meme grubunda atipik duktal hiperplaziye göre daha yaygın olmakla beraber, istatiksel anlamlılığa ulaşmamıştır. Bcl-2'nin ADH'yı DCIS'dan ayırmada kullanımının anlamlı olmadığı bulunmuştur. Glut-5, Bcl-2, Ki-67, p-53 ile boyanma yoğunluklarının hasta grupları arasında anlamlı fark gösterdiği izlenmiştir (p<0,01). Glut-1 ve Cyclin D1 ile kimi gözlerde sayı çok küçük olduğu değerlendirme yapılamamıştır. Duktal karsinoma insitu'lu olgularda ölçülen maksimum lezyon çapı atipik duktal hiperplazi'li olgulardan anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. (1,05±0,92, 0,45±0,37, p<0.01) Sonuç olarak, atipik duktal hiperplazi ile duktal karsinoma insitu' lu olguların ayırıcı tanısında morfometrik analizin immunohistokimyasal incelemeden daha ayırdettirici olduğu görülmüştür. Bununla birlikte ayırıcı tanı sorunları olan intraduktal proliferatif lezyonların değerlendirilmesinde, morfometrik incelemeye ek olarak Glut-5, Cyclin D1, Ki-67 ve p-53 ile immunohistokimyasal incelemenin kombine kullanımının yarar sağlayacağı düşünülmüştür. Anahtar kelimeler: Atipik duktal hiperplazi, insitu duktal karsinom, ayırıcı tanı, immunohistokimya, morfometri.Öğe Warthin-like papillary thyroid carcinoma: A rare tumor of the thyroid(2011) Can, Nuray; Öz, Fulya Puyan; Öz, Feriha; Özyılmaz, Filiz; Altaner, Şemsi; Pehlivanoğlu, Zeynep; Kutlu, A. KemalWarthin benzeri papiller tiroid karsinomu, iyi prognozlu nadir görülen papiller karsinom varyantıdır. Tümör, ismini tükrük bezinin Warthin tümörüne morfolojik olarak benzerliğinden almaktadır. Başka bir merkezde 30 yıl önce bilateral subtotal tiroidektomi uygulanan ancak histopatolojik tanısı bilinmeyen 65 yaşındaki kadın hastanın yapılan tiroid ultrasonografisinde, sol lobta 20 mm çapında izoekoik solid nodül ve tiroid sintigrafisinde aynı lokalizasyonda hipoaktif nodül görüldü. Makroskopik olarak, sol lobta 1cm çapında kirli beyaz renkli, solid kıvamda nodüler lezyon tespit edildi. Mikroskopik olarak, sol lobta lenfositten zengin stroma ile çevrili papiller yapıları döşeyen, papiller karsinomun nükleer özelliklerine sahip, onkositik sitoplazmalı hücrelerden meydana gelen tümör izlendi. Tümör dışı tiroid dokusunda Hashimoto tiroiditi mevcuttu. İmmünohistokimyasal çalışmalarda tümörde sitokeratin19, TTF-1 (Thyroid transcription factor-1), Galektin3, HBME-1 (Mesothelioma antibody) ve tiroglobulin ile pozitiflik mevcuttu, Ki-67 proliferatif indeksi düşüktü. Warthin benzeri papiller tiroid karsinomu nadir görülen papiller karsinom varyantı olup, ayırıcı tanıda diğer onkositik hücreli lezyonlar ve de özellikle Hürthle hücreli karsinom akılda tutulmalıdır.