Yazar "Pamuk, Gülsüm Emel" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akış Sitometrisi Verilerinin Geriye Dönük Taranması: Tek merkez deneyimi(2015) Asoğlu, Veysi; Demir, Ahmet Muzaffer; Varım, Ceyhun; Baysal, Mehmet; Pamuk, Gülsüm Emel; Uyanık, Mehmet Şevki; Maden, MuhammetAmaç: Akış sitometrisi (AS) çeşitli hücrelerin bir süspansiyon halinde bir akış kanalı boyunca tek tek geçmesi vebu esnada hücre büyüklük ve içeriğine göre sınıflandırılması esasına dayanan florokromojenik-lazer tabanlı bir tanıyöntemidir. Hematolojik malignitelerin tanısı AS cihazının en fazla kullanım alanıdır. Mevcut çalışmada hastanemizAS laboratuvarına gönderilen örneklerin yıllara göre dağılımlarını, istek yapan bilim dalının dağılımını, gönderininyapıldığı örnek tipini ve tanı-izlemde ASnin yerini değerlendirmeyi hedefledik. Yöntem ve Gereçler: Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi AS Laboratuvarına 01.01.2002 ile 01.01.2014 tarihleriarasında gönderilerek değerlendirilen AS testleri geriye dönük olarak değerlendirildi. Elde edilen parametreler ta- nımlayıcı istatistik çerçevesinde değerlendirildi.Sonuç: Bu zaman zarfında toplam 4874 adet test değerlendirildi (Ortalama: 406 test/yıl). Örneklerin %18,7si çocukyaştaki hastalardan (n=964) gönderilmişken, % 81,3ü (n=3910) erişkin hastalarından gönderilmişti. Gönderilen ör- neklerin %35,3ü (n=1725) kemik iliği, %58,2si periferik kan (n=2828), %6,5i (n=321) diğer vücut dokularındangönderilmişti. Örneklerin %20,2sinin (n=989) tanısında AS inceleme başrol oynamıştı. Örneklerin %18,5i (n=880)hastalıkların tedaviye yanıtlarının değerlendirilmesinde kullanıldı. Tanısı ASyle konulan hastaların %34,6sı akutmyeloid lösemi, %32si kronik B-lenfoproliferatif hastalıklar, %19,5i akut lenfositer lösemi, %10,2si myelodisp- lastik sendrom, %3,2si kronik myeloid lösemi, %0,3ü Burkitt lösemi/lenfoma, %0,1i T-lenfoproliferatif hastalıkve %0,1i bifenotipik lösemiydi.Tartışma: Tek merkez verilerinin değerlendirildiği bu çalışma tanı konulması istenilen hastalıkların ülkemizdekisıklıklarını göstermesi açısından önemli veriler sunmaktadır. Yıllara göre dağılım ise merkezimizin deneyim artı- şını ve hastaların merkezimize ulaşımının kolaylaşması olarak değerlendirilebilir. Hastane verilerine dayalı geriyedönük çalışmaların yararları arasında hastalık sıklık verilerinin saptanmasında dolaylı bir yöntem olması sayılabilir.Öğe Assessment of Quality of Life in Turkish Multiple Myeloma Patients by Using EORTC-QLQ-C30(2013) Pamuk, Gülsüm Emel; Karahan, BerilAmaç: Multipl miyelomlu (MM) hastalarda hastalığa ve farklı tedavi modalitelerine bağlı gelişen depresyon, anksiyete ve hayat kalitesindeki değişiklikleri değerlendirdik; ve bu bozukluklarla kişisel ve demografik özellikler, hastalığın tipi ve evresi arasındaki ilişkiyi araştırdık. Materyal ve Metot: Merkezimizde takip edilen 50 MM hastası alındı. Bütün hastalar EORTC-QLQC30u, miyelom modülünü (EORTC QLQ-MY20), Genel Sağlık Sorgulamasını (GSS) ve Hastane Anksi-yete ve Depresyon Skalasını (HADS) cevapladılar. Bulgular: øyi ve kötü ECOG performans skalası olan hastalar arasında EORTC-QLQ-C30un fonksiyonel skalası (p<0,005), semptom skalası (p<0,01), global hayat kalitesi (p<0,001), ve EORTC-QLQ-MY20 skorları (p<0,001) açısından anlamlı farklılıklar vardı. Depresyonu olan ve olmayan hastalar arasında EORTC-QLQ-C30 (p<0,05), global hayat kalitesi (p<0.001), ve EORTC-QLQ-MY20 skorları (p<0,05) anlamlı farklılık gösteriyordu. Depresyonun global hayat kalitesiyle ilişkili bağımsız bir faktör olduğu görüldü. Sonuçlar: MMlu hastalarımızda performans skalası, anksi-yete ve depresyonun, performans durumunu etkilediği gözlendi.Hayat kalitesi üzerine en olumsuz etki yapan faktörler depresyon ve MM tedasinde kullanılan ilaçların yan etkileridir.Öğe Clinical Features and Treatment Strategies of Primary Central Nervous System Lymphoma: a Multicenter Retrospective Study(Trakya Üniversitesi, 2015) Demirci, Koray; Pamuk, Gülsüm Emel; Erkurt, Mehmet Ali; Kılıç, Oğuz; Şıvgın, Serdar; Maden, Muhammet; Kuku, İrfanAims: Primary central nervous system lymphoma is a rare, highly malignant disease with poor prognosis. Thecurrent knowledge about the disease is mostly gathered from prospective clinical trials and the optimal treatment modality is still a matter of debate. In this study it is aimed to acquire more information about the clinical features of the disease and the responses to different treatment modalities.Methods: The archives in Trakya University Hospital, İnönü University Turgut Özal Medical Center, PamukkaleUniversity Hospital and Erciyes University Hospital researched retrospectively. Demographic, treatment and survival data were retrieved and their statistical analysis was performed. As descriptive statistics number and percentages, arithmetic mean ± standard deviation, median (maximum-minimum) were used. Survival analysis was performed using Kaplan- Meier method.Results: Median age of patients at diagnosis was 53 and out of 28 patients 15 (53.6 %) of them were male. As the symptoms of the disease 18 (66.7%) patients presented headache, 15 (53.8%) presented focal deficit. As initial treatment 26 (92.9%) patients received chemotherapy, while 19 (67.9%) patients were treated with surgical resection and the median overall survival time was 7 months. Conclusion: Achieving complete remission as response to the initial treatment is associated with an improvedoverall survival. Other survival analysis to compare the impact of all initial treatment methods on overall survival resulted statistically insignificantÖğe T Helper 17 cytokine profile in psoriatic arthritis and their relations with clinical findings(2014) Kayıkçı, Ömür; Pamuk, Ömer Nuri; Pamuk, Gülsüm Emel; Arıcan, Özer; Dönmez, SalimAmaç: Psoriatik artritli (PsA) hastalarda inflamatuvarhastal ı klarda önemli rol oynad ı ğ ı dü şünülen T helper 17grubu sitokin profilini, kemik yapı m ı ve y ı k ı m ı için gerekliolan Wnt yola ğ ı n ı ve osteoklastogenez parametrelerinide ğ erlendirdik.Materyal ve Metot: Çal ı şmaya 48 PsA hastası , 20psoriazis hastası ve 19 sa ğ l ı kl ı kontrol dahil edildi. Has-talar ı n klinik bulguları hastane kay ı tları ndan elde edildi.Bir dermatolog psoriasis area severity index (PASI)skorları n ı hesaplad ı . ESH, CRP ölçüldü. T helper grubusitokinler (IL-17, IL-22, IL-23), Wnt yola ğ ı inhibitörüDKK-1, osteoklastogenez belirteci soluble RANKL düzey-leri ELISA ile ölçüldü.Bulgular: PsA grubunda, IL-17 düzeyleri psoriazis vecontrol gruplar ı ndan anlaml ı dü ş üktü (p de ğ erleri, 0,005ve <0,001). Kontrol grubundaki IL-22 düzeyleri PsAhastalar ı ndan anlaml ı yüksekti (p=0,001). PsAve psoria-zis gruplar ı n ı n IL-23 düzeyleri kontrollerden anlaml ıdü ş üktü (p de ğ erleri, s ı ras ı yla, <0,001 and 0,014).Kontrol grubundaki sRANKL düzeyi, hem PsA hem depsoriazis grupları ndan anlaml ı yüksekti (p values <0.001).Bütün grupları n serum DKK-1 düzeyleri benzerdi. PsAlihastalardaki ş i ş eklem say ı sı IL-17 (r=0,53, p<0,001),DKK-1(r=0,3, p=0,04), ve PASI skorlar ı yla korreleydi.Sonuç: PsA li hastalarda Th17 grubu sitokinlerin dahadü ş ük oldu ğ unu bulduk. Th17 grubu sitokin olan IL-17,PsAde aktivitenin göstergesi olan hassas eklem say ı -sı yla; ve IL-22 osteoklastogenez belirteci olan sRANKLile korrele idi.Öğe Ülseratif kolitli ve romatoid artritli hastalarda inflamatuvar yanıtla endotel, trombosit ve pıhtılaşma sistemi arasındaki ilişki(Trakya Üniversitesi, 2005) Pamuk, Gülsüm Emel; Vural, ÖzdenÖZET Çalışmamızda, tromboembolizm sıklığının arttığı ülseratif kolit, ve aterosklerotik komplikasyonlara bağlı morbidite ve mortalitenin arttığı romatoid artrit gibi, kronik infiamasyonla seyreden iki hastalıkta, endotel, trombosit ve pıhtılaşma aktivasyonunun değerlendirilmesi amaçlandı. Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, Hematoloji Bilim Dalı'nda yürütülen çalışmaya, ülseratif kolit tanısıyla izlenen 18, romatoid artrit tanısıyla izlenen 27 hasta ve 23 sağlıklı kontrol olgusu alındı. Hastaların klinik özelikleri kaydedildi, tam kan sayımları, akut faz parametreleri değerlendirildi. Ülseratif kolitiiler Rachmilewitz'in endoskopik ve klinik aktivite skoruna göre, Romatoid artritliler ise "Disease Activity Score"a göre, aktif ve inaktif olarak ikiye ayrıldı. Tüm hastalarda ve kontrol olgularında, akım sitometrik çalışma ile trombositlerde P-selektin (CD62P) ekspresyonu, trombosit-monosit ve trombosit-nötrofıl kompleksleri ile trombosit mikropartikülieri belirlendi. Ayrıca, ELÎSA yöntemiyle, plazmada E-selektin, trombin- antitrombin kompleksi ve serumda sCD40L düzeyleri çalışıldı. Aktif ve inaktif inflamatuvar hastalık grubunda trombosit P-selektin ekspresyonu, kontrol grubuna göre artmıştı (p=0.002 ve 0.001). Ayrıca, aktif inflamatuvar grupta, sCD40L düzeyinin, inaktif ve kontrol gruplarına göre artmış olduğu saptandı (p değerleri <0.001 ve 0.017). Trombosit mikropartikülleri ise, kontrol grubunda, inaktif inflamatuvar gruba göre artmış olarak saptandı (p=0.016). Ülseratif kolit grubunda, klinik aktivite indeksine göre, aktif ve inaktif dönemdeki olgularda, trombosit P-selektin ekspresyonu kontrol grubundan fazlaydı (p değerleri 0.002 ve 0.001). Aktif hastalık grubunda, trombosit-monosit (p=0.003) ve irombosit- 74nötrofii (p=0.01) kompleks oranlarıyla sCD40L düzeylerinin, kontrol grubundan fazla olduğu gözlendi (p=0.006). Trombosit mikropartikülleri ise, kontrol grubunda, inaktif ülseratif kolitliiere göre artmıştı (p=0.001). Romatoid artritli hasta grubunda, sE-selektin düzeylerinin, aktif hastalık grubunda, inaktif olgulardan anlamlı yüksek olduğu gözlendi (p=0.013). Hem aktif hem de inaktif romatoid artritlilerde, sCD40L düzeylerinin kontrol grubuna göre artmış olduğu saptandı (p değerleri <0.001 ve 0.011). Sonuçta, inflamatuvar hastalıklarda, P-selektin ekspresyonu ve sCD40L düzeyi gibi trombosit aktivasyon göstergelerinde artış gözlenmektedir. Ancak, trombosit mikropartikül oluşumunun, trombosit aktivasyonuna eşlik etmediği görülmektedir. Ülseratif kolitlilerde, trombosit aktivasyon göstergeleri (CD62P ve sCD40L) ve trombosit-lökosit kompleks oluşumu artışı, hastalık seyrindeki artmış tromboembolik komplikasyonlarda rol oynuyor olabilir. Romatoid artritlilerde ise, endotel uyarılması yanında, kardiyovasküler olaylarda rol oynayan sCD40L'nin artmış olması, hastalıktaki aterosklerotik olay gelişimiyle ilişkili olabilir. Anahtar kelimeler: Endotel, inflamatuvar yanıt, pıhtılaşma sistemi, romatoid artrit, trombosit, ülseratif kolit. 75