Yazar "Mehdiyev, Nebi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ayhan Bıçak’ta bir bilme kipi olarak tarih(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Belgi, Fatih; Mehdiyev, NebiBu çalışma, Ayhan Bıçak düşüncesinden hareket ederek, tarih disiplininin epistemolojik düzeyde tartışılmasını hedeflemektedir. Aydınlanma döneminden itibaren büyük dönüşümler yaşayan tarih disiplini, felsefenin tartışma konusu olmuştur. Söz konusu gelişmeler sonucunda tarih nedir, tarihsel bağlamda bilgi mümkün müdür soruları tartışma konusu edilmiştir. Bu tartışmalar önemli ölçüde pozitivist bilim anlayışı tarafından etkilenmiştir. Pozitivizmin, doğanın yasalarını keşfettiği kabulü tarih bağlamında toplum yasalarının keşfedilmesi şeklinde tezahür etmiştir. Bu gelişmeler, pozitivist bağlamda epistemolojik bir anlayışın, tarih disiplini çerçevesinde benimsenmesi ile sonuçlanmıştır. Tüm bu gelişmelerin Ayhan Bıçak literatürü bağlamında ve bununla birlikte tarih disiplinine yönelik etkilerinin tartışılması hedeflenmiştir.Öğe BİLGİ BAĞLAMSAL DEĞİLDİR(2016) Mehdiyev, NebiBu yazıda, tanımında yer alan "kesinlik" unsurundan dolayı bilginin bağlamsal olmadığını ve olamayacağını iddia ediyorum. Ancak bağlamsalcılığın, özellikle de Annis tarafından teklif edilen versiyonunun, hem Getiier sonrası epistemolojide ortaya çıkan açmazı çözmesi hem de epistemik dağarcığımızın kahir ekseriyetini oluşturan kanaatlerimizin hesaba katılması bakımından müstesna bir yaklaşım olduğunu savunuyorumÖğe BİR BİLME TEORİSİ DENEMESİ(2017) Mehdiyev, NebiBu yazının birisi olumsuz diğeri olumlu olmak üzere iki temel iddiası vardır: Birincisi, alışılagelen bilgi tanım ve teorileri ya kusurlu ya da yetersizdir. İkincisi, bilme sürecimiz, önceki teorilerin kusur ve yetersizliğinin ortadan kaldırıldığı yeni bir bilme teorisini mümkün kılmaktadırÖğe RUS POZİTİVİZMİ(2015) Mehdiyev, NebiBu yazıda, Rusya'da pozitivizmin serüveninden hareketle hem Rus pozitivizmi kavramını açıklamaya hem de Herzen ve Çernışevski gibi aydınların timsalinde Rus düşüncesinin üretken ve dönüştürücü yapısına dikkat çekmeye çalıştık. Ayrıca, Rusya'da pozitivizmin, bir görüşe göre Çarlık istibdadını bir başka görüşe göre de geleneksel Rus yaşam tarzını yıkmada başarılı, tarihin tanık olmadığı yeni bir diktatörlük türünün ortaya çıkışını engellemede ise başarısız olduğu sonucuna ulaştık.Öğe RUS ZİHNİYETİNİN EPİSTEMOLOJİSİ ÜZERİNE: PUTPEREST ANAERKİLLİĞİN EMPERYAL İDEOLOJİDE YÜCELTİLMESİ MESELESİ(2016) Malenko, Sergey; Nekita, Andrey; Mehdiyev, NebiNekita ve Malenko, bu yazıda, dinî anlamda putperest ve Hıristiyanlık, politik anlamda da çoğulcu Novgorod Cumhuriyeti (eski) ve Rusya İmparatorluğu (yeni) dilemmalarından hareketle, Rus zihniyeti üzerine psikanalitik bir inceleme yapmaktadır. Buna göre, Rus zihniyetinin temelinde anaerkil temayüller ve "Ana" ve "Ata" arketipik sembolleri arasındaki denge yer almaktadır. Ancak Eski Rus'un Rusya İmparatorluğuna dönüşmesiyle birlikte, bu epistemolojik ilke, içeriğinden yoksun bırakılarak sadece görünüşü muhafaza edilmiş ve esasında toplum, ataerkil temayüllere teslim olmuşturÖğe Türkiye'deki tarih yazımında ideolojik tarih pratikleri ve eski Türk tarihçiliği(Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2020) Esmen, Can Tankut; Mehdiyev, NebiTarihyazımı, tarih araştırmalarının Türkiye’de yaygınlaşamamış bir alt disiplindir. Tarihçiliğin, hem çağın gerekliliklerine uygun hareket etme zorunluluğu hem de daha önceki tarih yazıcılığı metotlarını aşma isteğiyle ilerlediği söylenebilir. Bu gelişim süreci bir bütün olarak tarihçiliğin tarihini oluştururken, sadece bu gerçek bile tarihyazımının araştırılması adına mesai harcamaya değeceğini kanıtlamaktadır. Bu çalışmada, Türk tarihçiliğinin cumhuriyet dönemi olarak tasnif edilen yılları içerisinde eski Türk tarihçiliğinin nasıl doğduğu, geliştiği ve kurumsallaştığı temel araştırma konusudur. Bu yapılırken, öncelikle, Türk tarihyazımı makrodan mikro ölçeğe doğru ele alınmaktadır. Ortaya koyduğum tarihyazımı modeli ekseninde, tarihçiliğin dönemleri ve dönemler arası geçiş evreleri tespit edilmektedir. Sonrasında, tarafımdan çağdaş dönem olarak adlandırılan süreç, düşünsel arka planı, metot sorunu ve tarih pratikleri bağlamında ortaya konulmaktadır. Çalışmanın son bölümünde ise çağdaş dönem içerisinde eski Türk tarihçiliği; kendi tarihi hikâyesi, tarih pratiklerinin bakış açılarına göre değişim gösteren imajları ve ortaya çıkarttığı genel kabuller (kanonlar) üzerinden incelenmektedir. Böylelikle, çağdaş dönem boyunca, kendi içerisinde nevi şahsına münhasır bir metot ve anlatı oluşturmuş olan fakat sonunda içine kapanıp tekdüzeleşmeye doğru meylettiğini düşündüğüm bu alan, daha iyi anlaşılma imkânı bulacaktır.