Yazar "Köder, Ahmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 1 / 1
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Epiglottoplastili frontal anterior larenjektomi sonrası sesin akustik ve aerodinamik özelliklerinin objektif analizi(Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2012) Köder, Ahmet; Karasalihoğlu, Ahmet RıfatEpiglot rekonstrüksiyonlu frontal anterior larenjektomi erken evre larenks kanserlerinde uygulanan komplikasyon düzeyi oldukça düşük, onkolojik sonuçları açısından da tatminkar bir cerrahi yaklaşımdır. Epiglottoplastili frontal anterior larenjektomi operasyonu sonrası postoperatif erken ve geç dönemde sesin ne ölçüde etkilendiğini ortaya çıkarmak ve akustik analiz parametrelerini karşılaştırmak amacıyla yapılan çalışmamızda 21 olguyu inceledik. Preop dönem, postop erken dönem ve post op geç dönem akustik ve öznel ses analizi, ses handikap indeksi, larengostroboskopik farklılıkları değerlendirdik. Çalışmamızda Maksimum Fonasyon Zamanı postoperatif dönemde anlamlı olarak düşük bulundu (preop MPT= 15,9sn postop MPT=5,5sn ). GRBAS skalasına göre postoperatif dönemde soluklu kaba bir ses elde edildiğini saptadık. Neoglottis sesinin akustik analizinde yaygın olarak kullanılan %jitter, %schimmer değerlerinin postop dönemde istatistiksel olarak arttığını saptadık ( preop % jitter= 3,5 postop % jitter= 8,1 preop % schimmer = 7,4 postop % schimmer = 14,6 ). Ses handikap indeksinde, postop dönemde en çok fonksiyonel indeksin etkilendiğini fiziksel ve emosyonel indekslerdeki artışların daha sınırlı olduğunu saptadık (preop fonksiyonel indeks= 9,29 postop erken dönem fonksiyonel indeks =14,8 preop emosyonel indeks=12,9 postop erken dönem emosyonel indeks=14,3 preop fiziksel indeks=12,7 postop erken dönem fiziksel indeks=14,6). Olguların algısal değerlendirmelerinde ise postoperatif dönemde hastaların büyük bölümünün sesini yeterli olarak değerlendirdiğini saptadık (postop erken dönem %71,4, postop geç dönem %66,6). Stroboskopik incelemelerimize göre postop dönemde longitudinal ve irregular kapanma kusurunda artış olduğunu saptadık ayrıca mukozal dalga hareketlerindeki bozulmanın da arttığını saptadık. Çalışmamız postop erken ve geç dönemde disfonik bir ses elde edildiğini gösterse de konuşma ve solunum fonksiyonlarının yeterli kalabildiği saptandı. Sonuç olarak, hastaların ses kalitesi bozuk olmakla birlikte kabul edilebilir, mesleksel ve diğer güncel aktivitelerini yürütebilir özellikte bir sese sahip oldukları bir cerrahi teknik olduğu sonucuna varılmıştır.