Yazar "Güreşçi, Servet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çocuklardaki Meckel divertikülünde Helikobakter pilori varlığı(2004) Altaner, Şemsi; Doğanay, Latife; Puyan, Öz Fulya; Güreşçi, Servet; İnan, MustafaAmaç: Meckel divertikülü ince bağırsağın en sık görülen doğumsal bozukluğudur. Bu divertikülde sıklıkla mide epiteli bulunur. Midenin mukus salgılayan hücrelerini enfekte eden Helikobakter pilori (H. pilori) ektopik mide epitelinde veya mide metaplazisi alanlarında da bulunabilir. Çalışmamızda çocuklarda ektopik mide epiteli bulunan Meckel divertiküllerinde H. pilori varlığını araştırdık.Yöntem: Çalışmaya çocuk hastalardan çıkarılan 18 adet Meckel divertikülü örneği alındı. Bu olguların parafin kesitleri yeniden değerlendirilerek Warthin-Starry gümüşleme yöntemi ile boyandı.Bulgular: Olguların 12'si erkek ve 6'sı kız olup yaş ortalamaları 4.7 idi. Olguların tamamı semptomatik olup, en sık görülen semptom ağrıydı (12/18). Hastaların 10'unda heterotopik mide mukozası vardı. Heterotopik mide mukozası bulunan bu 10 olgunun 6'sında karın ağrısı, 4'ünde rektal kanama başlıca semptomlardı. Heterotopik mide mukozası bulunan hastaların 3'ünde H. pilori saptandı. Bunların 2'sinde karın ağrısı, 1'sinde ise rektal kanama vardı.Sonuç: Olgularımızda H. pilori varlığının ülser ve kanama oranını arttırmamış olduğu görüldü.Öğe Endometrial karsinomlarda MUC1, Beta-catenin ve siklin D1 ekspresyonunun histopatolojik ve prognostik parametrelerle ilişkisi(Trakya Üniversitesi, 2005) Güreşçi, Servet; Bilgi, SelçukÖZET Endometrial karsinomlar günümüzde kadın genital sisteminde en sık görülen malign tümörlerdir. Olguların %80 den fazlası tipi (endometrioid tip) adenokarsinom olup tanı sırasında genellikle uterusa sınırlı olmaları nedeniyle tedavi edilebilen tümörlerdir. Tip II (papiller seröz ve berrak hücreli) adenokarsinomlar ise olguların %15-20'sini oluşturur ve histerektomi sırasmda genellikle uterus dışına yayılmış olarak görülür. Bu çalışmada metastaz ve invazyona neden olduğu bilinen MUC1 ve p-catenin ekspresy onlarının endometrial karsinomlardaki varlığı,histopatolojik ve prognostik faktörler yanısıra siklinDl, östrojen ve progesteron reseptörü ile karşılaştırılması amaçlandı. Çalışmaya endometrial karsinom tanısı almış 72 histerektomi materyali dahil edildi. Olgular histopatolojik yönleri ile değerlendirilip standart immünohistokimyasal tekniklerle MUC1, B-catenin, siklin Dİ, östrojen ve progesteron ekspresyonları araştırıldı. Olguların takip süreleri 2-57 ay arasında değişmekteydi. MUC1 ile endometrioid tip adenokarsinomlarda apikal membranöz ya da sitoplazmik, endometrioid tip dışı karsinomlarda ise sitoplazmik boyanma izlendi. Boyanma paterni tümör tipi, histolojik grade, derin myometrial invazyon, vasküler invazyon ve steroid reseptör ekspresyonu ile korele bulundu. P-catenin ile endometrioid tip endometrial karsinomlarda membranöz veya nükleer, endometrioid tip dışı karsiomlarda ise membranöz boyanma izlendi. Siklin Dİ ile endometrioid tip karsinomlann %64'ünde, endometrioid tip dışı karsinomlann %100'ünde nükleer boyanma izlendi. P-catenin boyanma paterni siklin Dİ ekspresyonu ile korele bulundu. Tüm olguların %68'inde östrojen reseptörü, %72'sinde ise progesteron reseptörü pozitif olup iki reseptör genellikle birlikte ekspresse edilmekteydi. Reseptör ekspresyonu düşük grade endometrioid karsinomlarda daha yüksek oranda görüldü. Sağkalım analizi 59sonucu tümör tipinin bağımsız bir prognostik faktör olduğu görülürken MUC1, P-catenin, siklin Dİ ya da steroid reseptör ekspresyonu prognozla ilişkili bulunmadı. Sitoplazmik MUC1 ekspresyonunun antiadeziv etkiyle invazyonu artırıcı rol oynadığı görüldü. Apikal MUC1 ekspresyonunun steroid hormon kontrolü altında olabileceği kanısına varıldı. P-catenin' in ise özellikle düşük grade endometrioid tip karsiomlarda siklin Dİ artışına neden olduğu sonucuna varıldı. Geniş ve uzun süre takipli serilerde yapılacak çalışmalarla MUC1 ve P-catenin'in prognostik öneminin gösterilebileceği düşünüldü. Anahtar kelimeler: Endometrial karsinom, MUC1, P-catenin, siklinDl 60Öğe Fibro-Osseous pseudotumor of the digits(2007) Usta, Ufuk; Baş, Murat; Aydın, Nasuhi Engin; Güreşçi, ServetParmakların fibro-osseöz psödotümörü özellikle iskelet dışı osteosarkom ile karışabilen ve ayırıcı tanıda ciddi sorunlara ve çelişkilere neden olabilen nadir bir benign lezyondur. Sol el işaret parmağında ağrılı şişme ile kliniğimize başvuran 57 yaşında erkek hastanın direkt radyografisinde sol el işaret parmağı proksimal falanks palmar bölgede şüpheli kalsifiye alanlar içeren yumuşak doku şişliği görüldü. Cerrahi olarak çıkartılan 2x1.5x0.7 cm boyutlarındaki biyopsi örneğinin gri beyaz renkte olduğu ve nispeten düzenli dış yüzeye sahip olduğu izlendi. Mikroskopik olarak mezenkimal nitelikler izlenen lezyon kısmen dejenere, kısmen kalsifiye/ ossifiye miksoid stromaya sahipti. Hafif-orta derecede nükleer atipi ve nispeten sık mitoz bulunan hücresel fibroblastik alanlar ve bu alanların arasında düzensiz gruplar oluşturan osteoklast benzeri dev hücreler izlendi. Histopatolojik, radyografik ve klinik bulgular ışığında son tanı olarak olguya parmakların fibro-osseöz psödotümörü tanısı konuldu.Öğe Smith-Lemli-Opitz sendromu: Olgu sunumu(2006) Vatansever, Üffet; Duran, Rıdvan; Telören, Behzat; Güreşçi, Servet; Altaner, Şemsi; Acunaş, Betül AyşeSmith-Lemli-Opitz sendromu otozomal resesif geçen, çok sayıda doğuştan malformasyonun eşlik ettiği nadir görülen bir sendromdur. Smith-Lemli-Opitz sendromlu olgularda kolesterol biyosentezinin son basamağında 7-dehidrokolesterolü kolesterole çeviren ve geni 11q13'de lokalize bir enzim olan 7-dehidrokolesterol redüktazın doğuştan eksikliği mevcuttur. Otuz beş haftalık 1500 gr doğan bebeğin cildi kuru ve parşömen kâğıdı görünümünde, mikrognati, hipertelörizm, düşük kulak, antevert burun delikleri, belirgin filtrum, yarık damak, el parmaklarında ulnar deviasyon ve distal fleksiyon kontraktürü, çomaklaşma, ayaklarda pes ekino varus deformitesi ve çekiç topuk, sağ ayakta sindaktili, ambigius genitalya mevcuttu. İncelemelerde total kolesterol 108 mg/dl LDL kolesterol 48.8 mg/dl bulundu. Yirmi beşinci gün hayatını kaybeden olgunun otopsisinde iki loblu sağ akciğer, atriyal septal defekt, patent duktus arteriyozus, üreterlerde iki taraflı yerleşim anomalisi, sol sürrenalde insitu saptandı.