Yazar "Gürdoğan, Muhammet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Are Female Patients More Overlooked in the Diagnosis of Fabry Disease?(2020) Gürdoğan, Muhammet; Akkuş, Ömer Ferudun[Abtract Not Available]Öğe Create a Syndrome When Treating a Disease: Acquired Lutembacher Syndrome(2019) Kaya, Çağlar; Gürdoğan, Muhammet; Altay, ServetCombination of atrial septal defect (ASD) and mitral stenosis(MD) is defined as Lutembacher syndrome (LS). MD ismostly acquired (rheumatic heart disease), as congenitalMD is very rare. The percutaneous interventions for MDhave become widespread. The ASD may become eithercongenital or iatrogenic. The coexistence of spontaneous oriatrogenic ASD and acquired MD is known as acquired LS.Here, we report a case of acquired LS.Öğe Hipertansiyon Hastalarında Tedaviye Uyum ve İlişkili Faktörler(2019) Gürdoğan, Muhammet; Gürdoğan, Eylem PaslıAmaç: Hipertansiyon hastalarında tedaviye olan uyumun sağlanması ve sürdürülmesi, hedef kan basıncı değerlerine ulaşmak için önemli bir durumdur. Bu çalışma hipertansif hastaların tedavi rejimine olan uyumları ve ilişkili faktörlerin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır.Gereç ve Yöntem: Veriler bir üniversite hastanesinin kardiyoloji kliniğinde farklı endikasyonlarla yatarak tedavi gören, en az 6 ay öncehipertansiyon tanısı konulmuş ve antihipertansif ilaç kullanan 234 hastadan toplantı. Verilerin toplanmasında Hill-Bone hipertansiyon tedavisine uyum ölçeği ve hipertansiyon bilgi düzeyi öiçeği kullanıldı.Bulgular: Hastaların Hill-Bone hipertansiyon tedavisine uyum ölçeğinden aldıkları puan ortalaması 8,15±5, hipertansiyon bilgi düzeyi ölçeğinden aldıkları puan ortalaması 14,24±6 olarak bulundu. Hipertansiyon tedavi rejimine uyum ölçeği puan ortalamalarının cinsiyet(p=0,004), eğitim durumu (p=0,001), ek bir kronik hastalık varlığı (p=0,034), kullandığı antihipertansif ilaç sayısı (p=0,005), evde kan basıncı takibi yapma durumu (p <0,001) ve hipertansiyona ilişkin bilgi düzeylerine (p <0,001) göre farklılık gösterdiği bulundu. Hastalarınbilgi düzeyi ölçeği puan ortalamaları ile hipertansiyon tedavi rejimine uyum ölçeği puan ortalamaları arasında negatif yönde anlamlı ilişki bulundu (p <0,001).Sonuç: Çalışma hipertansiyon hastalarının tedavisine olan uyum düzeylerinin yetersiz olduğu ve hipertansiyona ilişkin bilgi düzeyinin artmasının tedavi uyumu arttırmada etkili olduğunu göstermiştirÖğe Öğe Metal sektörü çalışanlarının mesleki ve genel kardiyovasküler risk faktörleri bilgi düzeyleri(2015) Gürdoğan, Muhammet; Gürdoğan, Eylem Paslı; Arı, Hasan; Ertürk, Mehmet; Genç, Ahmet; Uçar, Mehmet FatihAmaç: Metal sektörü çalışanlarında fiziksel, kimyasal, psiko- sosyal ve ergonomik pek çok çevresel faktör uzun dönemlimaruz kalma sonucunda mesleki kardiyovasküler hastalıklarayol açabilmektedir. Bu çalışmanın amacı, metal sektörü çalı- şanlarının mesleki ve genel kardiyovasküler hastalıklar için riskfaktörleri bilgi düzeyini belirlemektir. Yöntemler: Bu çalışma metal sektöründe faaliyet gösterenorta ölçekli bir iş yerinde 2 6 Haziran 2014 tarihleri arasında82 çalışanın katılımı ile gerçekleştirildi. Veriler sosyo-demog- rafik özellikleri ve mesleki kardiyovasküler risk faktörlerini içe- ren anket formu ve Arıkan ve arkadaşları tarafından geliştirilenkardiyovasküler hastalıklar ile ilgili risk faktörleri bilgi düzeyi(KARRİF-BD) ölçeği kullanılarak toplandı. Bulgular: Araştırmaya katılan çalışanların yaş ortalaması39.97±8.44 idi. Çalışanların %58.5i kalp hastalığı risk fak- törlerini bildiğini ifade etti. Katılımcıların KARRİF-BD ölçeğiortalama puanı 18.65±4.04 idi. Çalışanların %79.3ü çalıştık- ları ortamda kalp hastalığına yol açan mesleki risk faktörlerinibilmediklerini ifade etti. Çalışanların %19.5i iş stresinin kalphastalığına yol açtığını belirtirken, sadece bir kişi (%1.2) çalış- tıkları ortamda sık kullanılan kimyasal bir madde olan solventinkalp hastalığı için risk faktörü olduğunu belirtti. Sonuç: Metal sektörü çalışanlarının kardiyovasküler risk fak- törleri bilgi düzeyleri ortalamanın üzerinde olmasına rağmen,mesleki kardiyovasküler hastalıklara neden olabilecek risk fak- törlerini bilmedikleri anlaşıldı. Uzun süreli ve korunma tedbirlerialınmaksızın maruz kalınan çevresel faktörler kardiyovaskülerhastalıklar için risk oluşturmaktadır. Bu bilginin geliştirilmesikoruyucu kardiyoloji açısından önemlidir.Öğe A Spider in the Spider’s View: Behçet’s Disease-related Giant Coronary Aneurysm(2020) Altay, Servet; Gürdoğan, Muhammet; Yılmaztepe, Mustafa Adem[Abtract Not Available]Öğe Türk Kadınlarında ER? IVS1-401 Gen Polimorfizmi ve Koroner Arter Hastalığı Arasındaki İlişki(2018) Gürdoğan, Muhammet; Emre, AyşeAmaç: Çalışmada Türk kadınlarında östrojen reseptör ? IVS1-401 gen polimorfizmi ile koroner arter hastalığı arasındaki ilişkinin belir-lenmesi amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Çalışmanın örneklemini miyokard perfüzyon sintigrafisi sonucuna göre koroner anjiyografi endikasyonu konularak iş-lem yapılan 114 kadın hasta oluşturdu. Koroner arter hastalığı, koroner anjiyografi sonucunda en az bir majör epikardiyal koroner ar-terde %50’den fazla darlık saptanması şeklinde tanımlandı. Hastalardan, gen analizi ve diğer biyokimyasal parametreler için venöz kanörneği alındı.Bulgular: Yapılan koroner anjiyografi işlemi sonucunda çalışmaya dahil edilen hastaların %61,4’ünde koroner arter hastalığı saptandı.Koroner arter hastalığı olan hastaların genotiplerinin %66 TC, %20 CC ve %14 TT şeklinde dağılım gösterdiği bulundu. Koroner arter has-talığı olmayan hastalarda ise genotiplerin % 59 TC, % 18 CC ve % 23 TT olarak dağılım gösterdiği bulundu. Koroner arter hastalığı varlı-ğı ile genotiplerin dağılımları arasında istatistiksel olarak anlamlı ilişki bulunmadı (p>0,05).Sonuç: Çalışmamız, Türk kadınlarında ER? IVS1-401 gen polimorfizmleri ile koroner arter hastalığı varlığı arasında ilişkinin olmadığını or-taya koymuştur.Öğe Vazovagal Senkop Ön Tanısı ile Eğik Masa Testi Yapılan Hastaların Klinik Özellikleri ve Uzun Süreli İzlem Sonuçları(2018) Gürdoğan, Muhammet; Altay, ServetAmaç: Çalışmada vazovagal senkop ön tanısı ile eğik masa testi yapılan hastaların demografik ve klinik özelliklerinin incelenmesi, baş-vuru öncesi ve tedavi sonrası takip dönemindeki olay sıklıklarının karşılaştırılması amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Çalışmaya eğik masa testi yapılan ve takip verilerine ulaşılan 74 hasta alındı. Hastaların eğik masa testi sonuçları, de-mografik ve klinik verileri, önerilen ve/veya uygulanan tedavileri kaydedildi. Hastaların başvuru öncesinde ve eğik masa testi sonrası ta-kip döneminde semptomlarındaki değişimler karşılaştırıldı.Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 37,7±16,9 olup, %52,7’si erkekti. Hastaların tümünde olaya eşlik eden bir semptom mevcuttu. En sıkeşlik eden semptom %71,6 oranı ile çarpıntı olarak bulundu. Hastaların %40,5’inde eğik masa testi sonucu pozitif bulundu. Eğik masatesti pozitif olan hastaların vücut kitle indeksleri düşük, alkol kullanım oranları yüksek bulundu. Eğik masa testi pozitif hastaların%76,7’sinin takipte olay yaşamadığı bulundu. Eğik masa testi negatif olan hastalarda ise olay sıklığının yaşam tarzı değişikliği önerileriile anlamlı olarak azaldığı belirlendi.Sonuç: Vazovagal senkop şüphesi olan hastalarda eğik masa testi tanı açısından yararlıdır. Eğik masa testi pozitif olan hastaların uyguntedavisi olay sıklığını yüksek oranda azaltmaktadır. Eğik masa testi negatif olan ancak vazovagal senkop şüphesi devam eden hastalaratestin yalancı negatifliği göz önüne alınarak yaşam tarzı değişikliği önerilmelidir.