Yazar "Esendal, Enver" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Ayçiçeğinde (Helianthus annuus L.) farklı verim öğelerinde melez gücü ve azmanlığının tespiti(2003) Kolsarıcı, Özer; Esendal, Enver; Kaya, Yalçın; Atakişi, İbrahim K.Araştırmada yer alan 25 adet melez, 2000 ve 2007 yıllarında üç lokasyonda ekilmiş ve 5 önemli verim öğesinde performansları, melez gücü ve azmanlığı oranları belirlenmiştir. İncelenen öğeler arasında, en yüksek heterosis 16. melez (0704-A x 2644-R) ile % 66 oranında bin tane ağırlığında ve en yüksek heterobeltiosis ise, yine 16. melezde % 39,7 oranında tabla çapında, en düşük heterosis 19. melezde (0704-A x 257U-R) % -17,8 ile bin tane ağırlığında, en düşük heterobeltiosis ise, % -38,7 oranında aynı melezde, yine bin tane ağırlığında gerçekleşmiştir. Melez gücünde ise, ehyüksek değer 18. melezde (0704-A x 2280-R) % 42,5 ile tabla çapında, en düşük değer ise 24. melez (HA89-A x 25711-R) ile % -25,3 oranında bin tane ağırlığında ölçülmüştür. Ayçiçeğinde önemli verim öğelerinden bin tane ve hektolitre ağırlığı ve tabla çapında elde edilen bu yüksek melez gücü ve azmanlığı değerleri 2644-R, ana hatlarında ise, tabla çapı ve bin tane ağırlığında 0704-A, hektolitre ağırlığında HA89-A ve üç özellik birlikte ise, 2453-A kullanılan melezlerde elde edilmiştir.Öğe Değişik azot dozlarının Samsun çevresinde doğal floradan toplanan datura (Datura stramonium L.) bitkilerinin önemli bitkisel özelliklerine etkisi(2000) Esendal, Enver; Kevseroğlu, Kudret; Aytaç, Selim; Özyazıcı, GülenBu çalışma, Karadeniz sahilinde, Samsun'da OMÜ Kurupelit Kampüsü deneme alanında, azotlu gübre dozlarının (0, 5, 10, 15 ve 20 kg/da) değişik yerlerden (Kurupelit, Vadiler Sitesi ve Gelemen) toplanan tohumlardan elde edilen datura bitkileri (Datura stramonium L.) üzerine etkilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Deneme tesadüf bloklarında bölünmüs parseller deneme desenine göre üç tekrarlamalı olarak kurulmuştur. Iki yıl (1993 ve 1994) süre ile yürütülen bu çalışmada, en yüksek yeşil ve drog herba 15 kg/da azot seviyesinden elde edilmiştir. Azotlu gübre artışıyla orantılı olarak tohum verimi artmıştır.Öğe Değişik ekim zamanları ve fideleme yönteminin şeker pancarı (Beta vulgaris L.) çeşitleri üzerinde etkileri(1999) Çamaş, Necdet; Esendal, EnverBu çalışma; 1991 ve 1992 yıllarında Bafra ekolojik koşullarında, farklı zamanlarda tohum ve fide ile üretimin şeker pancarı çeşitlerinin verimi ve özellikleri üzerine etkilerini araştırmak amacı ile yapılmıştır. Araştırmada, üretim materyallerinden biri olan fidelerin elde edilebilmesi için, kağıt tüplerden oluşan saksılar ve bölgeye tavsiye edilen dört şeker pancarı çeşidi (Eva, Nina. Kawemaja ve Kawepura) kullanılmıştır. Kasalara yerleştirilen silindir biçimindeki tüplerin içleri fide toprağı (%50 çiftlik gübresi, %30 kum, %20 kil) ile doldurulmuştur. Bu tüplerin herbirine elle atılan tohumlardan elde edilen fideler şaşırtma zamanına kadar (4-6 yapraklı) seralarda bulundurulmuştur. Ekim, denemenin ilk yılında nisan ortası ve mayısın başında; ikinci yılında ise mart sonu, nisan ortası ve mayısın başında yapılmıştır. Araştırmanın her iki yılında da erken ekim ve dikimlerde daha yüksek verimin elde edildiği belirlenmiştir. Denemeye alınan çeşitlerden Eva, ilk yılda 8161 kg/da, ikinci yılda ise 7659 kg/da ile en yüksek kök verimini sağlamıştır. Ancak verim bakımından çeşitler arasındaki farklılık sadece 1992 yılında önemli olmuştur. Fideleme ile alınan sonuçlar tohumla üretimden daha üstün bulunmuştur. Tohumla üretime göre fidelemeden 1991 yılında %72, 1992 yılında ise %77 oranlarında verim artışı sağlanmıştır.Öğe Estimates of broad-sense heritability for seed yield and yield components of safflower (Carthamus tinctorius L.)(Bmc, 2006) Camas, Necdet; Esendal, EnverThis study was carried out to estimate the broad-sense heritability for seed yield and some yield components of safflower (Carthamus tinctorius L.) cultivars. The experimental design was a randomized complete block design with three replications in the 2004 growing season in the Middle Black Sea Region conditions of Turkey. Three safflower cultivars (5-154, Dincer and Yenice) were grown at five locations (Bafra, Ladik, Suluova, Gumushacikoy and Osmancik). The heritability for seed yield, plant height, first branch height, number of branch, head diameter, number of seed per head, 1000-seed weight and oil content were estimates as 35%, 93%, 99%, 45%, 21%, 69%, 81% and 59%, respectively. It was found that first branch height was the least affected trait over environments and followed plant height, thousand seed weight and number of seed per head. On the other hand, head diameter, seed yield, number of branch and oil content were the most affected traits versus environmental conditions. The first branch height, plant height and 1000-seed weight could be used to succeed in selection in early generation.Öğe Fatty acid composition of the oil from developing seeds of different varieties of safflower (Carthamus tinctorius L.)(Wiley, 2007) Gecgel, Umit; Demirci, Mehmet; Esendal, Enver; Tasan, MuratFatty acid composition and moisture and oil content were determined for Montola-2001 and Centennial safflower varieties at three different harvest dates from flowering to maturity, which were grown as autumn and spring crops in two different locations in 2001-2002 and 2002-2003. The experiment was carried out using split-split plots in a randomized complete block design with three replicates. Sowing dates affected oil content and fatty acid compositions significantly (P < 0.01), whereas moisture content in both years was not significantly affected. Moisture content declined 15 days from flowering period to maturity, while oil content increased. The rate of the palmitic acid formation decreased in both varieties 15 days from flowering period to maturity, whereas formation rates of the oleic and linoleic acids increased in Montola-2001 and Centennial varieties, respectively.Öğe Kabakda ( Cucurbita pepo L. ) anter kültürü yoluyla haploid bitki eldesi(1999) Uzun, Sezgin; Esendal, Enver; Kurtar, Ertan SaitBu araştırma, 4 farklı kabak çeşidinde anter kültürü yoluyla bitki eldesi üzerine sakkaroz ve 2,4-D'nin değişik kombinasyonlarının etkilerini belirlemek amacıyla yapılmıştır. Sakkarozun 2 (120 ve 150 g/l) ve 2,4-D'nin 4 (5, 7.5, 10 ve 12.5 mg/l) dozunun kullanıldığı araştırmada 4 kabak çeşidine (Eskenderany F1, Acceste F1, Sakız ve Urfa Yerli) ait arterler katı MS besin ortamında kültüre alınmışlardır. Tek çekirdekli mikrospor dönemindeki arterler yüzey sterilizasyDnu yapılan erkek çiçek tomurcuklarından fılamentsiz olarak alınarak besin ortamına konulmuştur. 120 g/l sakkaroz + 5 mg/l 2,4-D kombinasyonu ile Sakız çeşidinden 3 adet bitki elde edilmiş, morfolojik ve sitolojik incelemeler sonucunda bu bitkilerin diploid yapıda (2n:2x:40) oldukları belirlenmiştir.Öğe Kuzey Türkiye şartlarında yetiştirilen aspirin (Carthamus tinctorius L.) tohum verimi, yağ oranı ve yağ asit kompozisyonu(2007) Çamaş, Necdet; Çırak, Cüneyt; Esendal, EnverBölgesel bir ürün yetiştirme sistemine dahil edilebilmesi için aspir bitkisinin performansım ölçmek üzere yöresel çevre şartlarında yürütülen çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu gaye ile ülkemizin kuzeyinde yer alan beş lokasyonda (Bafra, Ladik, Suluova, Gümüşhacıköy ve Osmancık) Remzibey, Dinçer ve Yenice aspir çeşitleri 2004-2005 yıllarında yetiştirilerek adaptasyon, tohum verimi, verim komponentleri, yağ oram ve yağ asit kompozisyonları belirlenmiştir. Denemeler tesadüf blokları deneme desenine gore üç tekrarlamah olarak tertip edilmiştir. Agronomik gözlemler olarak, tohum verimi, bitki boyu, ilk dal yüksekliği, bitkide dal sayısı, tabla çapı, tablada tohum sayısı, 1000 tohum ağırlığı, yağ oranı ve yağ asit kompozisyonu tespit edilmiştir. Sonuçlara göre, değerlendirilen parametreler çeşide ve lokasyona göre büyük ölçüde değişim göstermiştir. Gümüşhacıköy lokasyonunda yetiştirilen Remzibey çeşidi en yüksek tohum verimi (2482 kg ha"1) ve yağ oranı (% 33) değerlerine ulaşmıştır. Linoleik ve oleik yağ asitleri tüm çeşitler için temel yağ asitleri olarak belirlenmiştir ve yağ asit kompozisyonu çeşitlere ve lokasyonlara göre büyük ölçüde değişim göstermiştir. Bu sonuçlar aspir bitkisinin Kuzey Türkiye şartlarına iyi uyum sağladığına ve bölge için alternatif bir yağlı tohum olabileceğine işaret etmektedir.Öğe Soyada bitki gelişim dönemleri(2005) Çırak, Cüneyt; Esendal, EnverSoyanın gelişmesi, tohumların çimlenmesi ile başlayan, genç fıdeciğin yaprak ve dallar gibi vejetatif organları meydana getirmesi, çiçeklenmesi, bakla oluşturması ve bakla doldurması ile devam eden ve neticede, oluşan tohumların hasat olgunluğuna gelmesiyle son bulan bir olaydır. Bu zaman içerisinde soya, gelişimini ve verimliliğini teşvik eden veya gerileten pek çok faktörle karşılaşmaktadır. Bitkinin bu faktörlere tepkisi ve hayatını sürdürebilmek için ihtiyaç duyduğu besin maddesi ve su miktarı, içinde bulunduğu gelişme dönemine bağlı olarak farklılık göstermektedir. Örneğin, bitki çimlenme döneminde toprak tuzluluğuna karşı duyarlı iken, sonraki gelişme dönemlerinde daha mukavimdir. Yine, bitkinin su ihtiyacı, çiçeklenme ve bakla doldurma dönemlerinde, diğer gelişme dönemlerine nispetle çok daha fazladır. Bu bağlamda üreticinin verimli bir yetiştiricilik yapabilmesi için bitkiyi ve dolayısıyla gelişme dönemlerini iyi tanıması gerekmektedir.