Yazar "Erten, Oya" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 6 / 6
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Breast cyst fluid plasmin activity and its effect on TGF-?2 activation
    (Taylor & Francis Inc, 2008) Erbas, Hakan; Erten, Oya; Irfanoglu, Mehmet E.
    There are two types of breast cyst and women with apocrine breast cyst may have a higher risk of developing breast cancer than cyst lined by flattened epithelium. Transforming growth factor-beta's growth inhibitory effect on epithelial cells suggests a potential protective role in breast cancer. The aim of this study was to investigate the presence of plasmin in both breast cyst groups and the possible role of plasmin on transforming growth factor beta activation. Presence of high plasmin level may indicate its importance on activation process, but some other proteases may also involve in this activation mechanism.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Deneysel olarak oluşturulmuş meme tümörlerinde plazma ve doku amino asit düzeylerine N-asetilsistein etkisinin incelenmesi
    (Trakya Üniversitesi, 2006) Erten, Oya; Erbaş, Hakan
    Meme kanseri dünyada ve Türkiye'de kadınlar arasında en sık görülen tümör olup,kadınlarda kanser ölüm nedenleri arasında ilk sırada bulunmaktadır. Yapılan çalışmalar,plazma serbest amino asit düzeyleri ile kanserli hastaların protein metabolizmaları arasındagüçlü bir ilişkinin varlığını ortaya koymuştur.Bu çalışmada, meme kanseri oluşturulan farelerin plazma ve doku amino asit düzeylerive N-asetilsisteinin bu amino asitler üzerine etkisi incelendi.Fareler kontrol, tümör ve tümör+N-asetilsistein grubu olmak üzere üç gruba ayrıldı(n=10). Tümör ve tümör+N-asetilsistein gurubundaki farelere tümör hücresi enjekte edildi vetümör çapı 1 cm olduğunda tedaviye başlandı. 15 gün boyunca kontrol ve tümör gruplarına0.2 ml. serum fizyolojik ve tümör+N-asetilsistein grubuna ise 200 mg/kg/gün N-asetilsisteinintraperitoneal olarak verildi. Deney sonlandırıldıktan sonra tüm grupların plazmalarında vetümör dokularında amino asit düzeyleri ölçüldü.Kanser grubu plazma örneklerinde, 24 amino asidin 14'ü kontrol grubuna oranlaanlamlı bir şekilde yüksek bulundu. N-asetilsistein ile tedavi sonrası plazma alanin vetriptofan düzeylerinde azalma gözlendi. Tümör dokusu amino asidlerinden 16'sında anlamlıbir düşüş saptandı.Antikarsinojenik özelliği çeşitli çalışmalar ile gösterilmiş olan N-asetilsistein, memekanseri oluşturulmuş farelerde artan serbest amino asit düzeylerinin normal sınırlara çekilmesinoktasında olumlu etkiler yapmıştır. Özellikle bir kanser belirteci olarak gösterilmiş olanplazma triptofan düzeyleri üzerindeki azaltıcı etkisi dikkate alındığında, N-asetilsisteininmeme kanserinde olumlu etkiler üstlendiğini belirtmek mümkündür. Fakat, N-asetilsisteiningenel olarak kansere karşı koruyucu ve/veya tedavi edici bir ajan olarak kullanılabilirliğininsavunulması henüz bu bulgular ışığında mümkün görülmemektedir. Kanser tedavisinde umutverici bir ajan olarak N-asetilsisteinin bu alandaki etkileri ileri çalışmalar ve yeni parametrelerile desteklenmelidir.Anahtar kelimeler: Meme kanseri, amino asit düzeyi, N-asetilsistein, yüksekperformans likit kromotografisi.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Melatonin reduces nitric oxide via increasing arginase in rhabdomyolysis-induced acute renal failure in rats
    (Taylor & Francis Ltd, 2006) Aydogdu, Nurettin; Erbas, Hakan; Atmaca, Gulizar; Erten, Oya; Kaymak, Kadir
    Melatonin, the chief secretory product of the pineal gland, is a direct free radical scavenger. In addition to a direct scavenging effect on nitric oxide (NO), its inhibitory effect on nitric oxide synthase (NOS) activity has been also reported. L-arginine is the substrate for both NOS and arginase. It has been suggested that there is a competition between arginase and NOS and that they control each other's level. NO plays a crucial role in the pathogenesis of myoglobinuric acute renal failure (ARF). In this study, the authors aimed to investigate the effect of melatonin on arginase activity, ornithine, and NO levels on the myoglobinuric ARF formed by intramuscular (im) injection of hypertonic glycerol. Forty rats were randomly divided into four groups. Rats in SHAM were given saline, and those in groups ARF, ARF-M5, and ARF-M10 were injected with glycerol (10 mL/kg) im. Concomitant and 24 hours after glycerol injection for the ARF-M5 and ARF-M10 groups, melatonin-5 mg/kg and 10 mg/kg, respectively-was administrated intraperitoneally. Forty-eight hours after the glycerol injection, kidneys of the rats were taken under anesthesia. Arginase activity, ornithine, and NO levels in the kidney tissue were determined. Melatonin had an increasing effect on kidney tissue arginase activities and ornithine levels while decreasing NO concentration. It is possible that besides the direct scavenging effect, the stimulatory effect of melatonin on arginase activity may result in an inhibition of NOS activity and, finally, a decrease in the kidney NO level.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Meme kist sıvısı arjinaz aktivitesi, ornitin ve üre düzeyleri
    (2006) Erten, Oya; İrfanoğlu, Mehmet E.; Dağlar, Aynur; Erbaş, Erkan
    Kistik meme hastalıkları günümüzde her 20 kadından birini etkileyen ve bu yapısıyla kadın memesinin en yaygın selim oluşumudur. Epitel yapısı göz önüne alındığında apokrin epitelli (Na/K<3) ve düz epitelli (Na/K>3) olmak üzere 2 tür meme kisti vardır. Kist sıvılarının elektrolit düzeyleri ile epitelyal yapıları paralellik göstermektedir. Yapılan çalışmalar meme kisti olan kadınların yaşamlarının sonraki dönemlerinde meme kanserine yakalanma riskinin 2 ile 4,4 kat daha fazla olduğunu göstermiştir. Arginaz, arjininin üre ve ornitine hidrolizinden sorumlu bir enzimdir. Üre sentezindeki vazgeçilmez rolünün yanında, poliamin, prolin ve glutamat sentezi için ornitin üretimini de sağlar. Bu çalışmada, meme kanseri gelişimi yönünden yüksek ve düşük risk oluşturan meme kist sıvıları içinde arginaz enzim aktivitesi, ornitin ve üre düzeylerinin karşılaştırılması ile, henüz tam olarak çözülmemiş olan kistik meme hastalıkları ve kanser gelişim mekanizmasının anlaşılmasına katkıda bulunulması amaçlanmıştır. Arginaz enzim aktiviteleri, ornitin ve üre düzeyleri meme kanseri gelişimi yönünden yüksek risk grubunu oluşturan apokrin (Na/K<3) kisterde, düşük risk grubuna (Na/K>3) oranla anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur. Protein düzeylerinde ise iki grup arasında istatistiksel bir anlamlı farklılık bulunamamıştır. Meme kanseri yönünden yüksek riske sahip olan apokrin kist sıvılarında bulunan yüksek arginaz enzim aktivitesi, kanser oluşumunda etkili bir ajan olarak gösterilen poliaminlerin sentezini artırarak, özellikle apokrin kiste sahip kistlerde dengenin meme kanseri yönünde kaymasına neden olabilir.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Protective role of carnitine in breast cancer via decreasing arginase activity and increasing nitric oxide
    (Wiley, 2007) Erbas, Hakan; Aydogdu, Nurettin; Usta, Ufuk; Erten, Oya
    Breast cancer remains one of the most common types of cancer. High levels of arginase and ornithine in different carcinomas may indicate their relation to cancer. Carnitine is a cofactor required for the transformation of free long-chain fatty acids into acetyl-carnitines. We have examined the protective effect of carnitine and the possibility that it disturbs arginase-nitric oxide (NO) interaction. Histopathological examination, arginase activity, ornithine and NO levels were determined in tumour tissues. Mitotic cells significantly decreased in the treatment group. Tissue arginase activity and ornithine levels decreased significantly with carnitine. NO levels were significantly higher in the treatment group. One of the possible mechanisms of carnitine's protective role in tumour progression might be its promotion of NO. This mechanism could decrease the production of tumour-promoting agents, polyamines, and increase the production of NO, thereby exerting a protective effect on cancer development. (c) 2007 International Federation for Cell Biology. Published by Elsevier Ltd. All rights reserved.
  • Küçük Resim Yok
    Öğe
    Three-Dimensional Imaging in Orthodontics
    (2018) Erten, Oya; Yılmaz, Burcu Nur
    Orthodontic records are one of the main milestones in orthodontic therapy. Records are essential not only for diagnosis and treatmentplanning but also for follow-up of the case, communicating with colleagues, and evaluating the treatment outcomes. Recently, two-di-mensional (2D) imaging technology, such as cephalometric and panoramic radiographs and photographs, and plaster models were rou-tinely used. However, after the introduction of three-dimensional (3D) technologies (laser scanner, stereophotogrammetry, and comput-ed tomography) into dentistry, 3D imaging systems are more and more commonly preferred than 2D, especially in cases with craniofacialdeformities. In fact, 3D imaging provided more detailed and realistic diagnostic information about the craniofacial hard as well as softtissue and allowed to perform easier, faster, and more reliable 3D analyses. The purpose of this review is to provide an overview of the 3Dimaging techniques, including their advantages and disadvantages, and to outline the indications for 3D imaging.