Yazar "Ermantaş, Nilay" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A destroyer immunologic cause in small cell lung carcinoma: Ectopic cushing's syndrome(2010) Çiçin, İrfan; Uzunoğlu, Sernaz; Ermantaş, Nilay; Usta, Ufuk; Temizöz, Osman; Karagöl, HakanEktopik adrenokortikotop (ACTH) salınmasına bağlı Cushing sendromu, küçük hücreli akciğer kanserli hastalarda diğer birçok paraneoplastik sendromlara göre daha sık görülür. Bu hastalarda hücresel bağışıklık sisteminin baskılanması hem hekimler hem de hastalar için önemli bir sorundur. Ek olarak kemoterapi, bu hastalarda şiddetli ve daha yüksek oranda hematolojik toksisiteye neden olmaktadır. Biz ektopik ACTH salınması ile ilişkili Cushing sendromuna bağlı humoral ve hücresel bağışıklık sistemi baskılanmış çok kötü seyirli bir küçük hücreli akciğer vakası sunduk. Ayrıca, bu özel vaka ve literatür ışığında Cushing sendrom olan küçük hücreli akciğerli hastalar için tedavi stratejileri önerdik.Öğe The Development of Acute Kidney Disease Following Allogeneic Hematopoietic Stem Cell Transplantation(2018) Erkut, Nergiz; Ermantaş, Nilay; Özbaş, Hasan Mücahit; Yüzbaşıoğlu, Şule; Çankaya, Sertaç; Sönmez, MehmetINTRODUCTION: Acute kidney disease is an important complication of allogeneic hematopoietic stem cell transplantation. The aim of this retrospective study was to identify major risk factors for acute kidney disease in hematopoietic stem cell transplantation and its effect on patients survival. METHODS: This study was a retrospective review of 77 patients with allogeneic hematopoietic stem cell transplantation at our department from January 2007 to October 2015. RESULTS: Acute kidney disease developed in 25 of 77 patients (32.5%). The median time to development of acute kidney disease after transplantation was 30 days. Univariate analysis showed that baseline serum gammaglutamyl transpeptidase level, amphotericin B use and cyclosporine level were associated with the development of acute kidney disease. Logistic regression multivariate analysis showed that amphotericin B use, cytomegalovirus reactivation, conditioning regimen and cyclosporine level were an independent risk factor for acute kidney disease. Mortality and non-relapse mortality rates were higher in patients with acute kidney disease than in those without acute kidney disease. In Kaplan-Meier analysis, median survival was 18.4 months in patients without acute kidney disease and 12.2 months in patients with acute kidney disease. DISCUSSION and CONCLUSION: Acute kidney disease has a poor prognosis in hematopoietic stem cell transplantation and conditioning regimen, cytomegalovirus reactivation, amphotericin B use and particularly cyclosporine level are independent risk factors in the development of acute kidney disease in hematopoietic stem cell transplantation recipients.Öğe Hipotiroidik hastalarda tedavi öncesi ve tedavi sonrası trombin ile aktive edilebilen fibrinoliz inhibitör antijen düzeyi(Trakya Üniversitesi, 2008) Ermantaş, Nilay; Güldiken, SibelHipotiroidi, toplumda yaygın olarak görülen bir tiroit hastalığıdır. Hipotiroidinin, kardiyovasküler hastalıklara eğilim yarattığı ve düşük tiroit hormon seviyeleriyle kardiyovasküler hastalıkların seyri arasında ilişki olduğu bilinmektedir. Bu bilgiler ışığında hipotiroidinin hemostaz mekanizmaları üzerine etkileri güncel olarak araştırılmakta olan bir konudur. Yapılan araştırmalarda ılımlı hipotiroidi olgularında (Tiroit stimülan hormon< 50UIu/ml) fibrinolitik aktivitede azalma, şiddetli hipotiroidi olgularında (Tiroit stimülan hormon>50 UIu/ml) ise fibrinolitik aktivitede artış olduğu gösterilmiştir. Son yıllarda insan plazmasından izole edilmiş bir molekül olan trombin tarafından aktive edilebilen fibrinoliz inhibitörü; fibrin polimerlerinden lizin ve arjinin kalıntılarını uzaklaştırarak plazminojenin fibrin ile etkileşimini engellemekte, fibrin yıkımının yavaşlamasına neden olmaktadır. Bu çalışmada, hipotiroidinin trombin ile aktive edilebilen fibrinoliz inhibitör antijen konsantrasyonu ve trombin ile aktive edilebilen fibrinoliz inhibitör aktivitesinin yanı sıra, doku plazminojen aktivatör ve plazminojen aktivatör inhibitör-1 düzeylerine etkisinin incelenmesi amaçlanmıştırÇalışmaya aşikar hipotiroidili 31 olgu ile yaş ve cinsiyet açısından eşleştirilmiş 25 sağlıklı olgu alındı. Hipotiroidili hasta grubuna kan örneklerinin alınmasından sonra L-tiroksin tedavisi başlandı. Tedavi başlanan hastalar 8 haftalık aralar ile tiroit fonksiyon testleri ile değerlendirildi. Ötiroit durumun sağlanmasından sonra kan örnekleri tekrarlandı. Enzim bağlı immun assay yöntemiyle trombin ile aktive edilebilen fibrinoliz inhibitör antijen konsantrasyonu, doku plazminojen aktivatör ve plazminojen aktivatör inhibitör-1 düzeyleri, kromojenik metodla trombin ile aktive edilebilen fibrinoliz inhibitör aktivite düzeyleri çalışıldıHipotiroidi grubunda sağlıklı kontrollerle karşılaştırıldığında trombin ile aktive edilebilen fibrinoliz inhibitör antijen konsantrasyonu (%1.63±0.42, %1.32±0.36, p=0.006) ve trombin ile aktive edilebilen fibrinoliz inhibitör aktivite düzeyleri (14.20±4.12 µgr/ml, 11.6±3.49 µgr/ml, p=0.0016) yüksek olarak saptandı. Grupların doku plazminojen aktivatör ve plazminojen aktivatör inhibitör-1 düzeylerinde anlamlı farklılık tespit edilmedi. Hipotiroidi grubunun serbest tiroksin ve tiroit stimülan hormon düzeyleri ile trombin ile aktive edilebilen fibrinoliz inhibitör antijen konsantrasyonları arasında ilişki olduğu gösterildi (r=-0.373, p=0.039; r=0.748, p<0.001, sırasıyla). Regresyon analizinde tiroit stimülan hormon düzeyinin trombin ile aktive edilebilen fibrinoliz inhibitör antijen düzeyine etkili olduğu saptandı (p<0.001, ß=0.671, %95 güvenirlik aralığı 0.008-0.017). L-tiroksin tedavisi sonrasında incelenen trombin ile aktive edilebilen fibrinoliz inhibitör antijen konsantrasyonları (%1.63±0.42, %1.34±0.33, p<0.05) ve trombin ile aktive edilebilen fibrinoliz inhibitör aktivite düzeylerinin (14.2±4.1 µgr/ml, 12.0±2.77 µgr/ml, p<0.05) anlamlı şekilde azaldığı, doku plazminojen aktivatör ve plazminojen aktivatör inhibitör-1 düzeylerinin ise değişmediği görüldüBu sonuçlar, hipotiroidili olgularda hipofibrinolitik durumun varlığını ve ötiroidizmin sağlanmasının artmış kardiyovasküler hastalık riskinin azaltılmasındaki önemini göstermektedir.Anahtar kelimeler: Hipotiroidizm, Fibrinoliz, Trombin ile aktive edilebilen fibrinoliz inhibitör