Yazar "Doğru, Yüce" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Gabapentin tedavisine belirgin yanıt alınan ağrılı ayaklar ve hareketli parmaklar sendromu(2016) Güler, Sibel; Yavuz, Selçuk; Nakuş, Engin; Doğru, YüceElli sekiz yaşında kadın hasta iki yıl önce başlayan her iki alt ektremitede ağrı ve ayak parmaklarında belirgin istemsiz hareketler yakınmaları ile değerlendirildi. Nörolojik muayenesinde bilateral alt ekstremite parmaklarında hastanın istemli olarak durdurabildiği fleksiyon/ekstansiyon, abduksiyon/addüksiyon şeklinde gözlenen kıvrılma hareketleri dışında özellik saptanmadı. Etyolojisine yönelik incelemelerde lomber vertebra MRG'sinde L3-4 ve L4-5 diskinde dural keseye ve nöral elemanlara kısmi bası oluşturan posterior anüler taşma saptandı. Elektromiyografide sağ EDB kasından 200 mV ve 1 Hz frekansta yapılan incelemede semiritmik tekrarlayıcı hareketler saptandı. Hastaya 1200 mg/gün gabapentin tedavisi kademeli arttırılarak başlandı. Tedavi sonrasında ağrıları, ayakları ve ayak parmaklarında saptanan istemsiz hareketlerde belirgin gerileme izlendi. PMLT tedavisinde GABA'erjik ajanlar son derece etkilidir. Burada nadir olarak gözlenmesi sebebiyle klinik ve elektrofizyolojik bulgular ile ağrılı ayaklar ve hareketli parmaklar sendromu olarak tanımlanan bir olgu sunuma değer bulunmuştur.Öğe Geçici Global Amneziyi Taklit Eden Hiponatremi(2017) Kehaya, Sezgin; Güldiken, Babürhan Feyzullah; Doğru, Yüce[Abstract Nıt Available]Öğe Tam Düzeltme Yapılmamış Fallot Tetralojili Olguda Akut İskemik İnme(2014) Tekataş, Aslan; Kehaya, Sezgin; Çağlı, Bekir; Akdemir, Vedat; Aynacı, Özer; Doğru, Yüce; Aksu, FeyzaFallot Tetralojisi (FT) en sık gözlenen konjenital siyanotik kalp hastalığıdır.FT temel olarak ventriküler septal defekt, sağ ventrikül çıkış yolu obstriksiyonu,pulmoner stenoz ve sağ ventrikül hipertrofisini içermekle beraberayrıca dekstropoze aorta (ata binen aorta), atrial septal defekt ve korenerarter anomalileri gibi ek malformasyonlar da eşlik edebilir. Hastalara yaşamınilk haftasında pulmoner arter ile subklavian arter arasında paliatifolarak anastamoz yapılıp ve major cerrahiyi kaldırabilecek durumageldikten sonra total düzeltme ameliyatı yapılır. Nörolojik tutulum olarakhastalarda atreriel veya venöz inme, senkop ve nöbetler ortaya çıkabilir.Genellikle klinik tablo serebral venöz tombozdur. İnme çocuklarda hiperviskositeve mikrostaz ile ilişkilendirilmiş iken erişkinlerde ise flebotomi,mikrositoz, hipertansiyon, diabetes mellitus ve ritim bozuklukları gibigeleneksel inme risk faktörleri ilişkilendirilmiştir. Erişkin yaşlarda düzeltilmemişFT'li hastalara nadiren rastlanır. Bu çalışmada tam düzeltmeoperasyonu geçirmeden 39 yaşına kadar yaşayabilen ve çoğunlukla beklenentablo olan venöz inmenin yerine arteriyel inme gelişen bir hasta olasıinme mekanizmaları literatür ışığında tartışılarak sunulmuştu.Öğe Trombolitik tedavide erken dönem prognoz ve kanama açısından risk faktörlerinin değerlendirilmesi(Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2017) Doğru, Yüce; Güler, Sibelİnme, dünyada yetişkin popülasyondaki nörolojik özürlülüğünen önde gelen nedenlerinden biridir. 2010 yılında dünya çapında 16.9 milyon kişide inme(%69’u düşük ve orta gelirli ülkelerde) geliştiği ve bunların üçte birinden fazlasının (5.9 milyon inme ölümü, %71’i düşük ve orta gelirli ülkeler) ölümle sonuçlandığı bildirilmiştir. Rekombinant doku tipi plazminojen aktivatörü akut inme tedavisinde kullanılan bir plazminojen aktivatörü analoğudur. Bu çalışmada akut iskemik inmeli hastalarda iv tromboliz ile tedavi sonrasında erken dönem prognozu ve semptomatik intraserebral kanama (sİSK) gelişimini etkileyen risk faktörlerini incelemek amaçlanmıştır. Geriye dönük olarak hasta dosyalarını incelemek suretiyle uygulanan çalışmamıza Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Servisine 02.06.2008 - 01.06.2016 tarihleri arasında akut iskemik inme tablosuyla başvuran 18-80 yaş arası 105 olgu dahil edilmiştir. Trombolitik tedavi için endikasyon oluşturan hastaların trombolitik tedavileri uygulanmış, Nöroloji kliniğine yatırılarak takip ve tedavileri yapılmıştır. IV tPA uygulanan hastaların 34’ünde (%32.4) İSK gelişmiştir. Bu hastaların da 14’ü (%41.2) semptomatiktir. Tedavi sonrası hastaların 6’sı (%5.7) ölmüştür. sİSK gelişen hastalarda mortalite oranı daha yüksek bulunmuştur. Başvuru esnasındaki NIHSS puanı düşük olan hastalarda sağkalım oranları NIHSS puanları yüksek olan hastalardan daha yüksek bulunmuştur. Başvuru sırasındaki NIHSS puanı düşük olan hastalarda İSK oranları NIHSS puanları yüksek olan hastalardan daha düşük bulunmuştur. Diğer değişkenler ile İSK varlığı arasında anlamlı fark saptanmamıştır. Sigara, alkol içme alışkanlığı ve hipertansiyonu olanlarda sİSK oranları bu risk faktörleri olmayanlardan anlamlı derecede yüksek saptanmıştır. IV tPA tedavisi sonrasında NIHSS puan değişimleri İSK gelişenlerde gelişmeyen hastalardan, sİSK hastalarında asemptomatik İSK hastalarından daha yüksek bulunmuştur. Sonuç olarak, NIHSS skorunun inme geçiren hastaların prognozunda ve sİSK kanama gelişimini öngörmede önemli bir prediktör faktör olduğu ve NIHSS yüksek hastaların mortalite riskinin yüksek olduğu ve yakın takip gerektirdiği anlaşılmıştır. Çalışmaya dahil edilen hastaların tümü ve sağ kalan olgular üzerinde ayrı ayrı yapılan analizlerde sigara ve alkol alışkanlığı, kronik hastalık öyküsü ile İSK veya sİSK kanama arasında anlamlı bir ilişki elde edilememiştir. Ancak kronik sigara ve/veya alkol kullanımı ve hipertansiyon öyküsü varlığının sİSK açısından bir risk faktörü olarak belirlenmiştir.