Yazar "Candan, Latife" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Eklem tüberkülozu (Olgu sunumu)(2000) Karlıkaya, Celal; Aktaş, Şeref; Tan, Levent; Candan, LatifeTüberkülozda osteoartriküler tutulum %1-5 oranında, nadir olarak görülür. Bunun yarısı da vertebra tüberkülozudur. Burada yaşları 1.5-67 arasında değişen vertebra dışı eklem tüberkülozu olan dört olgu sunulmaktadır. Tanının gecikmesine bağlı olarak çoğu olguda eklem kıkırdak harabiyeti gelişmiş olduğu ve iki olguda ilgili eklem hareketlerini engelleyen artrodez operasyonu yapılırken, bir olguda da izlemde fibröz ankiloz gelişti. Kısmen erken devrede saptanan bir olguda sadece tıbbi tedavi uygulandı ve diğer olguların aksine belirgin bir sakatlık kalmadı. Tedavide erken tanının, erken tanıda da klinik şüphenin ve uygun tanısal yöntemlerin önemi irdelendi. Tanı sonrası aşamada da ulusal tüberküloz kontrol protokollerine uyumlu yaklaşımların ve tüberküloz uzmanlık dalı ile birlikte tedavinin önemi vurgulandı.Öğe Erkeklerde meme kanseri ( Olgu sunumu )(2000) Karakaya, Kemal; İrfanoğlu, Mehmet Emin; Hatipoğlu, Ahmet Rahmi; Candan, Latife[Abstract Nıt Available]Öğe Hailey-hailey ve samman-white sendromu vakası(1998) Durukan, Nurşen; Tüzün, Binnur; Şimşek, Z. Gülsevim; Candan, LatifeHailey-Hailey hastalığı sıklıkla inteftrijinöz bölgeleri tutan, eritemli zeminde veziküllerle karakterize bir hastalıktır. İki vaka bildirisinde ise, kronik dirençli plak tipi olarak bildirilmiştir. Hastalıkla ilgili tek tırnak bulgusu, longitüdinal beyaz bandlardır. Tedavide sistemik antibiyotiklerden iyi sonuç alınır. Eğer sistemik antibiyotiklere yanıt olmazsa dapson, sistemik steroidler veya etretinat kullanılabilir. Sık sık parasetamol kullanan 52 yaşında kadın hasta polikliniğimize inguinal bölgede kötü kokulu, kaşıntılı vejetan kitle sebebi ile baş vurdu. Histopatolojik inceleme sonucu Hailey-Hailey hastalığı tanısı kondu. Her iki elinin tırnakları kalınlaşmıştı ve sarı renkteydi. Yüzde ödem, dispne ve kronik bronşiti olan hasta sarı tırnak (Samman-White) sendromu olarak değerlendirildi. Antimikrobiyel tedaviye cevap alınamayan hastaya 0.5 mg/kg/gün asitretin başlandı. Bir ay sonra kasıktaki vejetan kitlelerde orta derecede düzelme görüldü. Zaman zaman alevlenme eğilimi de görüldüğünden plastik cerrahi yöntemle eksizyonu önerildi.Öğe Karaciğerin mezenkimal hamartomu(2000) Candan, Latife; Yalçınkaya, Ulviye; Kaya, EsatMezenkimal hamartom, karaciğerin nadir görülen benign lezyonlarından biridir. Sıklıkla yaşamın ilk iki yılında, büyük abdominal kitle olarak ortaya çıkar. Daha çok sağ lobda görülen bu lezyonlar, gelişimsel bir anomali ya da reaktif bir değişiklik olarak kabul edilir. Karın sağ tarafında kitle yakınması ile getirilen, 14 aylık kız çocuk sağ adrenal glandda kitle ön tanısı ile operasyona alındı ve operasyon sırasında karaciğer sağ lobda 16 cm. çaplarında lezyon görüldü. Lezyondan alınan biyopsi materyalinin histopatolojik incelemesinde, miksomatöz stroma içinde yer alan duktus yapıları ve hepatosit adalarından oluşan iyi sınırlı tümöral gelişim izlendi. İmmunohistokimyasal boyamalarda, bu duktus yapılarının keratin ve vimentin ile pozitif boyandığı saptandı. Lezyon mezenkimal hamartom olarak değerlendirildi. Olgu nadir görülmesi nedeniyle sunuldu.Öğe Larinksin papillomları, prekanseröz lezyonları ve kanserlerinde, in situ hibridizasyon tekniğiyle HPV DNA pozitifliğinin saptanması(1998) Kutlu, Kemal; Bilgi, Selçuk; Candan, Latife; Yalçın, Ömer; Adalı, M. KemalLarinks karsinomlarında risk faktörü olarak sigara, alkol kullanımı ve radyasyon yanısıra Human Papilloma Virus (HPV) infeksiyonu da gösterilmektedir. Bu çalışmada larinks lezyonlarında HPV pozitifliğini araştırmak amaçlanmış, Langerhans hücrelerindeki sayısal değişikliklerle ilişkisi saptanmaya çalışılmıştır.Olgularda, HPV DNA in situ hibridizasyon metoduyla HPV DNA (+) epitelyal hücre nükleusu aranmış, immunohistokimyasal (İHK) yöntem kullanılarak sağlam doku ve lezyon alanlarında Langerhans hücre sayılarındaki değişiklikler saptanmıştır. Tüm veriler birbiri ile karşılaştırılmış ve HPV DNA pozitifliği ile koilostozis ve skuamöz hücreli karsinom arasında anlamlı bir ilişki (p<0.005) bulunmuştur. Skuamöz hücreli karsinom olgularının % 69.2'si (9/13) HPV DNA (+) olarak saptanmıştır.Sonuç olarak, iyi diferansiye epidermoid karsinomla HPV pozitifliği arasında anlamlı bir ilişkinin olması, karsinomların etiyolojisinde HPV'nin rol oynadığını düşündürmektedir.Öğe Mesane değişici epitel hücreli karsinomlarında Prolifere Hücre Nükleus Antijeni'nin immunohistokimyasal yöntemle gösterilmesinin prognostik önemi(Trakya Üniversitesi, 1995) Candan, Latife; Kutlu, KemalÖZET Mesane değişici epitel hücreli karsinomlarının doğal gidişi önceden kestirilemez. Bazı tümörler rekürrenslerle karakterize uzamış bir klinik gidiş gösterirken, bazıları hızla progresyon gösterirler. Bu çalışmada PCNA immuno reaktivitesinin, tümörün doğal gidişini önceden belirlemekte yardımcı olup olmayacağını saptamak amaçlanmıştır. 1984-1994 yıllan arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Patoloji Anabilim Dah'nda tam konan ve Üroloji Anabilim Dalı'nda en az 1 yıl süreyle izlenen 50 olgu çalışmaya alınmıştır. Olgulara ait rutin yöntemlerle takip edilip, parafine gömülen ilk biyopsi materyalleri yeniden gözden geçirilmiş ve tamamı PCNA'ya karşı hazırlanmış, monoklonal mouse/supernatant antikor ile süper sensitiv biotin-streptavidin yöntemi kullanılarak boyanmıştır. Dokuda tümör hücrelerinde saptanan nükleer boyanma semikantitatif yöntemlerle sayılarak derecelendirilmiş ve boyanma yoğunluğu çeşitli prognostik belirleyicilerle karşılaştınîmıştır. Sonuç olarak; mesane değişici epitel hücreli karsinomlannda PCNA varlığının immunoWstokimyasal yöntemle gösterilmesinin tümör derecesi, evresi, progresyon ve izlem süresi ile anlamlı bir ilişki gösterdiği saptanmıştır. Ancak, prospektif çalışmaları da içeren daha geniş kapsamlı çalışmalarla bu ilişkinin araştırılmaya devam edilmesinde yarar olduğu kanısındayız.Öğe Okült tiroid kanserleri(1997) Coşkun, İrfan; Yarçe, Ali; Candan, Latife; Sarıkaya, Ali; İrfanoğlu, Mehmet EminTrakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı'nda 1989-1997 tarihleri arasında ameliyat edilen 31 tiroid kanserli hastanın 9 .tanesinde okült kanser saptandı. Bu hastaların 8'i kadın, l'i erkekti. Preoperatif olarak 3 hastada kitlepalpe edilebildi. 2'sinde ince iğne aspirasyon biyopsisi (IIAB) ile tam konuldu. 3 hastada palpabl olan lenf bezi biyopsisi ile tanıya varıldı. 8 hastada Total Ti-roidektomi, 1 hastada aynı tarafa totale yakın karşı tarafa subtotal lobektomi yapıldı. Tiroid okült kanserlerinin kli¬nik özellikleri ve uygulanan cerrahi tedavi şekilleri ince¬lendi. Yaygın görüşün aksine bilinçli yaklaşımla tanının bazı olgularda preoperatif dönemde de konulabileceği ve tedavisinde Total tiroidektomi yapılmasının uygun olacağı vurgulanmıştır.Öğe Supraventriküler aritmi kliniği ile görülen bir multipl endokrin neoplazi tip-2A olgusu(1999) Kürüm, Turhan; Özbay, Gültaç; Hatipoğlu, Ahmet; Candan, Latife; Eker, HüseyinSenkop nedeniyle sevk edilen ve elektrokardiyografisinde supraventriküler aritmi saptanan 49 yaşındaki erkek hasta, tiroid medüller kanseri nedeniyle tedavi edilmekte olup son bir yıldan beri çarpıntı atakları, baş dönmesi, terleme artışı tanımlamaktadır. Klinik izlemlerde hipotansiyon ve hipertansiyon atakları görülmüştür. Laboratuvar incelemesinde Vanil Mandelik Asid ve Metanefrin düzeyi yüksek bulunmuştur. Feokromositoma ön tanısı ile hastaya cerrahi eksplorasyon yapılmış ve patolojik olarak feokromositoma tanısı konmuştur. Hasta, medüller tiroid kanseri ve feokromositoma birlikteliği nedeniyle multipl endokrin neoplazi sendromu tip-2A yönünden incelenmiştir.Öğe Trakeal transplantasyon modelinde immunosupresyonun epitelyal canlılık ve ultrastrüktüral etkileri(1999) Yörük, Yener; Köse, Selçuk; Hüseynova, Gülara; Candan, LatifeHeterotopik trakeal allograflar ratların batınlarına omentopeksi ile implante edildi. Bir gruba siklosporin 15 mg/kg, diğer gruba siklosporin 15 mg/kg + metilprednizolon 2 mg/kg intraperitoneal olarak 15 gün boyunca uygulandı. Onbeş gün sonra sakrifiye edilen ratlarda ışık mikroskobunda trakeal epitelin canlılık derecesi skorlandı ve epitel kalınlıkları ölçüldü. Elektron mikroskobunda ise trakeal epitel hücrelerindeki ultrastrüktürel değişiklikler ve buna göre aktivasyonları belirlendi. Tek başına siklosporin ile immünsupresyon uygulanan ratlardaki trakeal epitel hücrelerinin canlılık derecesi, epitel kalınlığı ve ultrastrüktürel olarak aktivasyonları, kombine immünsupresyon uygulanan gruba (p=0,034) ve diğer kontrol gruplarına (p=0,039) göre daha yüksek oranda tespit edildi.Öğe Yumuşak damak yerleşimli, adult tipte bir rabdomyom olgusu(2000) Kutlu, Kemal; Bilgi, Selçuk; Özdil, Aslı; Candan, Latife; Özyılmaz, FilizRabdomyomlar kardiak ve ekstrakardiak yerleşimli olmak üzere iki gruba ayrılır. Kardiak rabdomyomlar gelişimsel bir defekt olarak kabul edilirken, ekstrakardiak rabdomyomlar iskelet kasının gerçek neoplazmlarıdır. Son derece nadir görülen ekstrakardiak rabdomyomların adult tipi, daha çok baş boyun bölgesinde, özellikle de larenks ve farenkste ortaya çıkar. Yumuşak damak yerleşimli bir rabdomyom olgusu nadir görülmesi nedeniyle sunuldu.