Yazar "Berkarda, Şakir" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akciğer kanserli hastalarda 99mTc-sestamibi ve 99mTc-DMSA (V) sintigrafisinin karşılaştırılması(1999) Gümüşer, F. Gül; Sarıkaya, Ali; Pekindil, Gökhan; Yüksel, Mahmut; Kaya, Meryem; Çağlar, Tuncay; Berkarda, ŞakirTechnetium-99m methoxyisobutylisonitrile (99mTc-sestamibi) ve Technetium-99m pentavalent dimercaptosuccinic asid (99mTc-DMSA(V))'in akciğer kanseri tanısındaki rolünü saptamak için sırasıyla 30 ve 22 hastaya planar sintigrafi ve single photon emission computerized tomography (SPECT) görüntüleme yapıldı. Bütün hastalara bronkoskopi ve bilgisayarlı tomografi (BT) yapıldı ve sintigrafi görüntüleri kalitatif kantitatif olarak değerlendirildi. Primer tümör için 99mTc-sestamibi'nin duyarlılığı planarda %97, SPECT'te %100, 99mTc-DMSA(V)'inki ise %82'ue %91 olarak bulundu. Hiler ve mediastinal tutulum için 99mTc-sestamibi'nin duyarlılığı planarda %42, SPECT'te %100, 99mTc-DMSA(V) SPECT'in ki ise %12 idi. Beş hastada sintigrafide her iki radyofarmasötik'le de tümörde nekrozu düşündüren aktinite düşüklüğü tespit edildi. Yassı küçük hücreli kanserler arasında tümör uptake oranı (TUO) açısından bir fark bulunamadı. Sonuç olarak 99mTc-sestamibi hem primer tümörü hem de hiler ve mediastinal tutulumu değerlendirmede 99mTc-DMSA (V)'den daha duyarlı idi her iki ajan için SPECT, planar görüntülemeden daha hassastı.Öğe Böbrek yetersizliğinde nifedipin ve kaptoprilin proteinüri ve böbrek fonksiyonlarına etkileri(1998) Tuğrul, Armağan; Erkmen, Nermin; Berkarda, Şakir; Sarıkaya, Ali; Süren, CenkKronik böbrek yetersizliğinde (KBY), hipertansiyonun tedavisi için kullanılan kalsiyum kanal bloken nifedipin ve angiotensin konverting enzim inhibitörü kaptoprilin, böbrek fonksiyonlarına olan etkisi araştırıldı. Çalışmaya Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları polikliniğine başvuran aynı yaş grubunda, serum kreatinini 1.6 mg/dl üzerinde kreatinin klirensi 80 ml/dk/1.73m2 altında olan, oligürisi olmayan çeşitli nedenlerden dolayı gelişmiş kronik böbrek hastalığı olan 21 hasta alındı. Rastgele olarak 11 hastaya 20-40 mg/gün nifedipin ve 10 hastaya kreatinin klirensine göre 37,5-100 mg/gün dozunda kaptopril 3 ay süre ile verildi, ilaçlar öncesi ve sonrası, kan basıncı değerleri, kreatinin, kreatinin klirensi, proteinüri ve kantitatif böbrek DMSA sintigrafileri karşılaştırıldı. Her iki grubta da ortalama arter basıncı anlamlı olarak düştü. Kreatinin klirensi ve DMSA uptake ortalama oranlarındaki değişiklikler anlamsızdı. Nifedipin grubunda proteinüri giderek arttı. Kaptopril grubunda ise proteinüri azaldı, ancak istatistiksel anlamlılık saptanmadı. Bulgularımız; KBY'de ortalama arter basıncını (OAB) her iki ilacın düşürmesine karşın, nifedipinin proteinüriyi arttırdığını, her iki ilacın da glomerüler filtrasyon ve perfüzyonu belirgin etkilemediğini düşündürmektedir.Öğe Hemiparezik hastalarda fonksiyonel disabilite ile kemik mineral yoğunluğu arasındaki ilişki(2005) Demirbağ, Derya; Özdemir, Ferda; Kokino, Siranuş; Berkarda, ŞakirAmaç: Hemiparezi, inme sonrasında en sık görülen nörolojik sorundur. Hemiparezik hastalarda gelişen motor zayıflığa bağlı immobilizasyon, kemik doku üzerinde olumsuz etki gösterir. Bu çalışmada, hemiparezik hastalarda fonksiyonel disabilitenin kemik kütlesi ile ilişkisi araştırıldı.Hastalar ve Yöntemler: Bu çalışmaya, inme geçirdikten sonra ilk kez rehabilitasyon için yatırılmış sol hemiparezik 41 hasta (13 kadın, 28 erkek; ort. yaş 59.5±14.2; dağlım 16-78) alındı. Nöromotor gelişim düzeyleri Brunnstrom skorlaması (BR) ile, kas tonus değerlendirmesi ise modifiye Ashworth indeksine göre belirlendi. Günlük yaşam aktiviteleri ve fonksiyonel disabilite değerlendirmesi Barthel indeksi (B‹) ile yapıldı. Sağlam ve parezik ekstremite ile önkol ve femurdan dual enerji X-ray absorbsiyometri yöntemiyle kemik mineral yoğunluğu (KMY) ölçümü yapıldı. Bulgular: Parezik ekstremite tarafında KMY değerleri hem önkol hem de femurda daha düşük bulundu(p<0.05). Brunnstrom skoru ve Barthel indeksi ile KMY değerleri arasında pozitif korelasyon vardı (p<0.05). Ashworth indeksi ile KMY değerleri arasındaki ilişki anlamlı bulunmadı (p>0.05). Hastanın nöromotor gelişimi ve bağmsızlık düzeyi ile kemik kütlesi doğrudan ilişkili bulundu. Sonuç: Etkin bir tedavi ve fonksiyonel gelişimin sağlanması ile hemipareziye bağlı kemik kütlesi kaybının önüne geçilebilir. Böylece, hastanın düşük kemik yoğunluğuna eşlik edebilecek komplikasyonlardan korunması na da yardımcı olunur.Öğe Hipertansiyonda renogramın yeri(Trakya Üniversitesi, 1987) Berkarda, Şakir; Yok, DanışmanRadvonüklid dinamik böbrek incelemeleri ile klinik uygulamada muhtelif böbrek hastalıklarında parankim fonksiyon bozukluğu ve ıtrah sistemi obstrüksiyonu ile renal hipertansiyon ve böbrek strüktürü hakkında tamamlayıcı bilgi elde . Hipertansiyonu olan hastalarda yaptırırÖğe Karbon monoksit intoksikasyonu; Beeyin Tc-99m HMPAO spect, MRG ve BT bulguları ( Olgu sunumu )(1998) Sarıkaya, Ali; Pekindil, Gökhan; Çermik, Tevfik Fikret; Tuğlu, Cengiz; Karaşin, Engin; Berkarda, ŞakirBu çalışmada, Karbon monoksit intoksikasyonuna maruz kalmış ve Bilgisayarlı tomografi (BT), Manyetik Rezonans görüntüleme (MRG) ve Technetium-99m hexamethylpropylene amine oxime single-photon, emission computed tomography (Tc-99m HMPAO SPECT) ile değerlendirilmiş bir olgudaki görüntüleme bulguları sunulmuştur. Olgumuzda BT normal iken, MRG'de bilateral occipitotemporal bölgede perfüzyon defekti gösterilmiştir. SPECT'in bulguları ile klinik bulgular paralellik gösterdiği ve prognozu değerlendirmede faydalı olabileceği düşünülmüştür.Öğe Penil korporeal venöz kaçakları saptamada renkli Doppler ultrasonografinin teknesyum-99m işaretli eritrosit sintigrafisi ile karşılaştırılması(1997) Pekindil, Gökhan; Sarıkaya, Ali; Atakan, İ. Hüseyin; Alagöl, Bülent; Berkarda, Şakir; İnci, OsmanErektil disfonksiyonlu 19 olguda, renkli Doppler sonografi bulguları, venöz kaçakları saptama açısından teknesyum-99m işaretli eritrosit sintigrafisi ile karşılaştırmıştır. Olguların % 75'inde sonuçlar birbiriyle uyumludur ve arada istatistiksel olarak anlamlı fark saptanmamıştır. Bu sintigrafik tetkikin venöz kaçakları % 100 saptadığı kabul edildiğinde, renkli Doppler sonografinin duyarlılığı % 75, özgüllüğü % 81'dir. Bu sintigrafi bulguları temelinde, renkli Doppler ultrasonografinin 7 cm/s ve üzerindeki diyastol sonu hız değerleri varlığında venöz kaçakları daha duyarlı saptadığı anlaşılmıştır.Öğe Tek seferlik sigara içiminin tiroid fonksiyonlarına ve tiroid antikorlarına etkisi(2011) Yiğitbaşı, Ömer Necmi; Altun, Gülay Durmuş; Bedel, Deniz; Çiftçi, Şükran; Berkarda, Şakir; Üstün, FundaAMAÇ: Sigara içiminin tiroid fonksiyonları üzerine pek çok farklı etkisi vardır. Ancak insanlarda akut tek doz sigara içiminin serum tiroid hormon ve antikor seviyelerine etkisi olup olmadığı hakkında literatür bilgisi yoktur. Bu çalışmada amaç ötiroid hasta grubunda tek sefer sigara içiminin serum serbest Triiodotironin (sT3), serbest Tiroksin (sT4), Tiriot stimülan hormon (TSH) düzeyi ile serum Anti-tiroglobulin antikor (anti Tg) ve Anti-tiroid peroksidaz antikor (anti TPO) düzeylerine etkisini belirlemekti.GEREÇ ve YÖNTEM: Çalışmaya ultrasonografik, biyokimyasal tetkikler ile sT3, sT4 ve TSH değerleri normal sınırlarda olan; 24'ü kadın, 7'si erkek 31 hasta dahil edildi. Bu hastaların 21'inin kronik sigara kullanım öyküsü varken 10'i hiç sigara kullanmamıştı. Çalışma grubunda yer alan gönüllülerden sigara öncesi ve tek sefer sigara içimi sonrası sT3, sT4, TSH, anti Tg ve anti TPO düzeyleri için kan alındı.BULGULAR: Sigara içen ve içmeyen gruplarda kendi grupları içinde başlangıç ve sigara sonrası tiroid hormon düzeyleri ve antikor ölçüm değerleri arasında anlamlı farklılık bulunmamıştır (p>0.5). Sigara içen hastaların içmeyen hastalara göre başlangıç ve sigara sonrası anti TPO değerlerinin yüksek olduğu görülmüştür. Tek doz sigara içimi öncesi anti TPO değerleri sigara içen ve içmeyen grup arasında anlamlı olarak farklıdır (p<0.04). Tek doz sigara içimi sonrası da anti TPO değerleri farklıdır (p<0.01). Ancak anti Tg değerlerinde istatistiksel olarak farklılık bulunmamıştır (p>0.5).SONUÇ: Tiroid fonksiyonları üzerine sigara içiminin etkileri hakkındaki görüşler tartışmalıdır. Elde ettiğimiz bulgular neticesinde; (i) ötiroid sigara içen hasta grubunda anti TPO değerleri sigara içmeyenlere göre, hem sigara öncesi hem de sonrası yüksek bulunmuştur. Anti TPO, anti Tg'e göre otoimmun tiroid hastalığının hassas bir göstergesidir ve yüksek olması tiroid bezinde henüz yıkım sürecinin başlamadığına işaret etmektedir. (ii) Tek sefer sigara içiminin tiroid hormon düzeylerine, anti Tg ve anti TPO ölçüm değerlerine etkisi saptanmamıştır.Başa Dön Özet Giriş Materyal ve Metot Bulgular Tartışma Kaynaklar Giriş Sigaranın insan vücudunda çeşitli metabolik ve biyolojik süreçlere ve aynı zamanda hormon salınımı üzerine etkisi vardır. Sigara karsinojenler (polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi), iritan maddeler, nikotin, karbon monoksit ve diğer gazları içerir. Tiyosiyanat sigara kullananlarda siyanidin detoksifikasyon ürünü olarak meydana gelir. Tiyosiyanat iyodun tiroid bezine girişi ve organifikasyonunu inhibe edici ve iyodun tiroiddeki hücrelerden atılımını arttırıcı etkisi vardır. Bu etkileri endemik guatr bölgesinde daha da artar. Tiyosiyanatın kandaki seviyesi içilen sigara miktarı ile ilişkili olup 1; serum yarı ömrü 6 günden fazladır2. Nikotin tiroid bezindeki iyot döngüsünü etkilemez. Ancak akut olarak sempatik sinir sistemini uyarır3,4. Tiroid bezinin yoğun otonom innervasyonu vardır. Ancak bez fonksiyonunun düzenlenmesinde günümüzde bu innervasyonun rolü hala açık değildir. Nikotinin serum yarı ömrü sigara içen ve içmeyen bireyler arasında farklılık göstermemekte olup, ortalama 1 saattir5,6, ve akut olarak serumda tiroid antikor seviyelerine etkisi olup olmadığı bilinmemektedir.Sigara içimi ve tiroid hastalıkları arasındaki ilişki tartışmasızdır. Ancak kronik sigara kullanımının tiroid fonksiyonları, otoimmun tiroid hastalık gelişimine ve tiroid büyüklüğü üzerine etkileri hakkındaki bilgiler birbirinden farklıdır2,7-9. Bu farklılık, sigarada bulunan maddelerin birbirinden farklı etki mekanizmalarının birleşik net etkisinin sonucudur.İnsanda tek sefer sigara içiminin akut dönemde serum tiroid hormon seviyesi ve tiroid antikor seviyelerine etkisi olup olmadığına dair bir bilgi yoktur. Bu çalışmanın amacı ötiroid hasta grubunda tek sefer sigara içiminin akut dönemde tiroid fonksiyonlarının göstergesi olarak serum serbest Triiodotironin (sT3), serbest Tiroksin (sT4), Tiriod stimülan hormon (TSH) düzeyi ve immün tiroid doku cevabının göstergesi olarak Anti-tiroglobulin antikor (anti Tg) ve Anti-tiroid peroksidaz antikor (anti TPO) düzeylerine etkisini belirlemektir.