Yazar "Bay, Bade" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Evaluation of Autoimmune Thyroiditis Development on Onset and During Follow Up in Cases with Type 1 Diabetes Mellitus(Karger, 2016) Bay, Bade; Tutunculer, Filiz; Bezen, Digdem; Dilek, Emine; Ekuklu, Galip[Abstract Not Available]Öğe Generalized fixed drug eruption in a child due to trimethoprim/sulfamethoxazole(Wiley-Blackwell, 2014) Can, Ceren; Akkelle, Emre; Bay, Bade; Arican, Ozer; Yalcin, Omer; Yazicioglu, Mehtap[Abstract Not Available]Öğe Tip 1 Diabetes mellitus tanılı olgularda tanı ve izlemde otoimmün tiroidit gelişiminin değerlendirilmesi(Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi, 2015) Bay, Bade; Tütüncüler, FilizTip1 diyabetes mellitus insülin salgılanmasının eksikliğe bağlı olarak ortaya çıkan karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında bozuklukla sonuçlanan, çocuk ve ergen yaş grubunda en sık görülen endokrin hastalıktır. Bu çalışmada Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı, Çocuk Endokrinoloji Bilim Dalı Polikliniği'de Ocak 2006 ile Eylül 2013 tarihleri arasında tip 1 diyabetes mellitus tanısı ile takip edilmiş olgularda tanı anında ve izlemde otoimmün tiroidit sıklığının saptanması, varsa otoimmün tiroidit için risk etmenlerinin belirlenmesi amaçlandı. Çalışmaya alınan 134 (63 erkek,71 kız) olgunun yaş ortalaması 11,3±4,6 desimal yıl, diyabet tanı yaşı ortalaması 8,1±3,9 desimal yıl ve diyabet süreleri 3,1±2,4 yıl idi. Olguların çoğu ilkbahar ve kış aylarında tanı almıştı ve en sık (%52,7) diyabetik ketoasidoz tablosu ile başvurmuştu. Olguların anne sütü ile beslenme ve D vitamini kullanma süreleri az, inek sütü ve unlu gıdalarla beslenmeye başlanması erkendi. Olguların tip 1 diyabetes mellitus tanısı aldıklarında ortalama glikolize hemoglobin düzeyi %12,3±2,7, C-peptid düzeyi 0,43±0,39 ng/ml, son 1 yıllık ortalama glikolize hemoglobin düzeyi ise %8,1±2,5 idi. Olguların %47,4'ünde glutamik asit dekarboksilaz antikoru, %1,7'sinde anti-insülin antikoru ve %0,9'unda adacık hücre antikoru pozitifti. Çalışmaya alınan 134 olgunun %14,2'sinde (19 olgu: 5erkek, 14 kız) otoimmün tiroidit saptandı. Bu olguların yaş ortalaması 13,9±3,6 desimal yıl, diyabet süreleri 4,2±2,9 yıl idi. Otoimmün tiroidit tanı anında olguların %68,4'ü 10-15 yaş aralığında ve %78,9'u pubertal dönemdeydi. Tüm otoimmün tiroiditli olgular tanı anında ötiroid olup, izlemde 6 olguda subklinik hipotiroidi gelişti. Otoimmün tiroiditli olgular otoimmün tiroidit gelişmeyen olgularla cinsiyet, yaş, puberte, antropometrik ölçümler, tip 1 diyabetes mellitus tanı anında klinik tablo ve laboratuvar özellikleri (glikolize hemoglobin, C-peptid, serbest tiroksin, tiroid stimülan hormon ve diyabet otoantikorları) açısından karşılaştırıldığında yaş ve puberte durumu dışında anlamlı farklılık bulunmadı. Otoimmün tiroiditi olan tip 1 diyabetes mellituslu olguların yaş ortalaması otoimmün tiroiditi olmayanlara göre daha büyük ve pubertal olan olgu sayısı daha fazlaydı. Otoimmün tiroiditli olgular tiroid antikor varlığına göre gruplandırılmasına karşın olgu sayısının yeterli olmaması nedeniyle antropometrik ölçümler ve laboratuvar bulguları açısından istatistiksel olarak değerlendirilemedi. Sonuç olarak tip 1 diyabetes mellituslu olgularda, özellikle ergenlik döneminde otoimmün tiroidit gelişme sıklığı fazladır. Otoimmün tiroiditli olgular tanı anında çoğunlukla ötiroid olmalarına karşın, izlemde tiroid disfonksiyonu gelişebileceği için yakın takip edilmeleri tedavide gecikme yaşanmaması açısından önemlidir. Bu nedenle tip 1 diyabetes mellitus olguları tiroid otoantikorları ve tiroid hormonları açısından yıllık olarak değerlendirilmelidir.