Yazar "Alagöl, Ayşin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Abdominal cerrahide klonidin ve tramadol premedikasyonu: İndüksiyon, hemodinami ve erken postoperatif ağrı üzerine etkileri(2004) Alagöl, Ayşin; Turan, F. Nesrin; Pamukçu, Zafer; Esgin, Serpil; Arar, CavidanPremedikasyonda klonidin ve tramadol uygulamasının indüksiyon, hemodinami ve erken postoperatif ağrı üzerine etkilerini karşılaştırmak amacıyla, elektif abdominal cerrahi uygulanacak 62 olguya ameliyattan 45 dakika önce atropin 0.5 mg ile; klonidin 2 mg kg-1 veya, tramadol 1.5 mg kg-1 veya, salin intramusküler uygulandı. Ameliyat öncesinde sedasyon skoru; ameliyat öncesi ve süresince kalp atım hızı, periferik O2 satürasyonu, non-invaziv arter basıncı izlendi. İndüksiyon, intravenöz (verbal ve taktil uyarana yanıt kayboluncaya kadar) propofol ve atrakuryum 0.6 mg kg-1 ile sağlandı. Ameliyat bitiminde derlenme odasında; kalp hızı, ortalama arter basıncı, SpO2, ağrı (Numerik Rating Skala), analjezik gereksinimi ve bulantı-kusma, 90 dakika izlendi. Ortalama arter basıncı, indüksiyon sonrasında düştü (p<0.001); entübasyon sonrasında arttı (I. Grup için p<0.05; II. ve III. Gruplar için p<0.001); insizyon sonrasında II. ve III. Grupta yükseldi (p<0.001, p<0.05). Kalp atım hızı, üç grupta, premedikasyon sonrasında yükseldi (p<0.001); indüksiyon sonrasında düştü (p<0.001); entü-basyon sonrasında II. ve III. Gruplarda yükseldi (p<0.001). Gruplar arası değerlendirmede; ortalama arter basıncı, indüksiyon sonrasında III. Grupta en yüksek (p<0.05); kalp atım hızı, indüksiyon sonrasında I. Grupta III. Gruptan (p<0.05); entübasyon ve insizyon sonrasında I. Grupta diğer gruplardan düşüktü (p<0.05, p<0.001). Postoperatif ortalama Arter basıncı ve kalp atım hızı, I. Grupta 30, 60 ve 90. dk'larda; II. ve III. Gruplarda 30. dk.'da düştü (p<0.001). Ağrı skorları I. Grupta 30, 60 ve 90. dk'larda; II. Grupta 60 ve 90. dk'da III. Gruptan düşüktü. İndüksiyonda kullanılan propofol dozu, sedasyon, bulantı ve kusma gruplar arasında farksız bulundu (p>0.05). Sonuçta, abdominal cerrahide klonidin ve tramadol'ün premedikasyonda kullanılabileceği; klonidin'in entübasyon ve cerrahi insizyona hemodinamik yanıtı daha iyi baskıladığı ve daha düşük postoperatif ağrı skorları sağladığı saptandı.Öğe Alt ekstremite kırığı cerrahisinde epidural veya sürekli spinal anesteziye infüzyon veya hasta kontrollü yöntemle eklenen sufentanilin etkisi(2008) Turan, Nesrin; Alagöl, Ayşin; Çolak, Alkin; Pamukçu, ZaferAmaç: Çalışmamızda, alt ekstremite kırığı operasyonlarında uygulanan rejyonal anestezide, spinal veya epidural kateterden sürekli infüzyon veya hasta kontrollü yöntemle sufentanil uygulanmasının anestezi kalitesi, intraoperatif-postoperatif hemodinami, solunum ile postoperatif analjezi üzerine etkilerinin araştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Grup I ve II’ye % 0,5 bupivakain ile epidural anestezi uygulandı, epidural kateterden Grup I’e (n=15) hasta kontrollü yöntemle; Grup II’ye (n=15) sürekli infüzyon ile sufentanil uygulandı. Grup III ve IV’e % 0,5 bupivakain heavy ile spinal anestezi uygulandı, spinal kateterden Grup III’e (n=15) hasta kontrollü yöntemle; Grup IV’e (n=15) sürekli infüzyon ile sufentanil uygulandı. Postoperatif dönemde bütün olgulara kateterlerden hasta kontrollü sufentanil uygulandı. İntraoperatif ve postoperatif dönemde kalp tepe atımı, sistolik ve diyastolik arter basıncı, dakika solunum sayısı, periferik oksijen satürasyonu, sedasyon skoru, sufentanil kullanımı ve yan etkiler kaydedildi. Postoperatif dönemde vizuel analog skala değerleri kaydedildi.Bulgular: Motor blok düzeyleri Grup III ve Grup IV’te Grup I (p<0.05, p<0.001) ve Grup II’den (p<0.05, p<0.001) yüksek saptandı. Maksimum duysal blok düzeyi T6 olarak saptandı. Bu düzeye ulaşan olgu sayıları Grup II’de Grup I’den (p<0.05) ve Grup IV’den (p<0.05) fazla bulundu. Duyusal bloğun en hızlı oluştuğu Grup III ile, Grup I (p<0.001) ve Grup II (p<0.001) arasında; Grup IV ile Grup I (p<0.001) ve Grup II (p<0.001) arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı. İntraoperatif hasta kontrollü sufentanil uygulanan Grup I ve III’de hiçbir olgu sufentanil bolusu almadı. Sufentanil tüketimi Grup II’de diğer gruplardan (p<0.001), Grup IV’te Grup I ve III’ten yüksek bulundu (p<0.001). Postoperatif 24, 48 ve 72 saatlik sufentanil tüketimi infüzyon gruplarında hasta kontrollü gruplardan düşük (p<0.001); epidural anestezi gruplarında spinal anestezi gruplarından yüksek bulundu (p<0.001). Postoperatif 60., 120. dk ve 4. saatte sedasyon skorları Grup II’de Grup I’den yüksek bulundu (p<0.001, p<0.05, p<0.05).Sonuç: Alt ekstremite kırığı operasyonlarında, intraoperatif dönemde, hem epidural hem spinal kateter aracılığı ile uygulanan sufentanil infüzyonunun, hasta kontrollü bolus yöntemi ile karşılaştırıldığında postoperatif sufentanil tüketimini azalttığı saptanmıştır.Öğe Genel anestezi öncesinde karbonidrat içeceği kullanımı(2008) Pamukçu, Zafer; Kaya, Gaye; Akalın, Esin; Alagöl, Ayşin; Turan, NesrinPerioperatif aspirasyon riskini azaltmak için anesteziden önce 8 saat süreyle ağızdan sıvı/gıda alımının kısıtlanması, açlık hissi, ağız kuruluğu ve anksiyeteye yol açabilmektedir. Preoperatif açlık hissini yatıştırmak amacıyla, operasyondan önceki akşam ve operasyon sabahı olmak üzere iki kez karbonhidrat içeceği kullanımı önerilmektedir. Plasebo kontrollü bu çalışmada karbonhidrat içeceğinin yalnızca operasyon sabahı kullanımı, iki kez kullanımı ile karşılaştırılmıştır. Genel anestezi altında batın operasyonu planlanan ASA I-II grubundan 45 (n=15’er) ASA I-II olgunun vücut ağırlığı ve triseps çevresi ölçülmüş, gece 24.00’ten itibaren aç bırakılmış, olgulara operasyon sabahı 5 mg metilen mavisi içirilmiştir. Grup I’e operasyondan 2 saat önce 400 mL; Grup II’ye operasyondan önceki gece de 800 mL, operasyondan 2 saat önce 400 mL karbonhidrat içeceği verilmiş, Grup III (kontrol) aç bırakılmıştır. Üç grupta anestezi premedikasyonu, indüksiyonu ve idamesi aynıdır. Karbonhidrat içeceği öncesi ve sonrasında; susama hissi, ağız kuruluğu ve tadı sorgulanmıştır. İntraoperatif dönemde: mide içeriğinin volümü ve pH’sı; 10 dk. aralarla hemodinami; ekstübasyondan sonra kafın rengi kaydedilmiştir. Glikoz, insülin ve albümin düzeyleri; minimental test, anksiyete ve depresyon skorları karbonhidrat içeceğinden ve indüksiyondan önce, ekstübasyonda ve 12 saat sonra; VKİ ve triseps çevresi ölçümleri operasyon öncesinde ve postoperatif 12. saatte değerlendirilmiştir. Grup I ve II’de susama hissi, ağızda kuruma, kötü tad ve sıklığı ile, anksiyete skorları Grup III’ten düşük; indüksiyon öncesinde kan şekeri, indüksiyonda sistolik ve diyastolik arter basınçları Grup III’ten yüksek bulunmuştur (p<0.05). Sonuçlar, operasyon sabahı 400 mL karbonhidrat içeceği kullanımının; açlık hissi, kan şekeri düzeyi, anksiyete ve hemodinami üzerine, kontrole göre göre etkili olduğunu ve akşam+sabah kullanımına bir alternatif olduğunu düşündürmektedir.Öğe Geriyatrik acil olgularda albumin düzeyinin derlenme ve hospitalizasyon süresine etkileri(2005) Arar, Cavidan; Alagöl, Ayşin; Kaya, Gaye; Günday, Işıl; Turan, Fatma NesrinAmaç: Bazı çalışmalar elektif cerrahi öncesi albumin düzeyinin postoperatif derlenme, morbidite ve mortaliteyi etkilediğini bildirmektedir. İleri yaş, postoperatif dönemde daha da önem kazanmaktadır. Bu retrospektif çalışmada geriyatrik yaş grubundan, genel anestezi altında acil cerrahi geçirmiş 40 olgunun preoperatif albumin düzeyinin derlenme, postoperatif hastanede yatış süresi ve taburcu edilme koşulları üzerine etkilerini araştırdık.Gereç ve Yöntem: Preoperatif albumin düzeyine göre hastalar Grup I, albumin > 3.5 g dL-1 (n=20), Grup II, albumin <3.5 g dL-1 (n=20) olarak belirlendi. Bu çalışmaya aynı anestezi planı uygulanacak hastalar dahil edildi. Anesteziden uyanma kriterleri (anestezi bitimi ile göz açma, ekstübasyon, verbal uyarılara yanıt ve oryantasyon için geçen süre), postoperatif komplikasyonlar, hastanede kalış süreleri ve taburcu edilme koşulları saptandı.Bulgular: Gruplar arasında preoperatif yönden farklılık yoktu (p>0 05). Hipoalbuminemik hastalar da yara iyileşmesi ve ölüm daha fazla idi.Sonuç: Acil abdominal cerrahi geçirecek yaşlı olgularda hipoalbuminemi mortalite ve morbiditeye etki eden önemli bir belirteç olabilir.Öğe Geriyatrik hastalarda sevofluran ve isofluranın derlenme kriterleri üzerine etkilerinin karşılaştırılması(2005) Arar, Cavidan; Kaya, Gaye; Karamanlıoğlu, Beyhan; Alagöl, Ayşin; Özden, Ayça; Pamukçu, ZaferAmaç: Bu çalışmada, geriyatrik hastalarda volatil anesteziklerden sevofluran ve isofluranın derlenme kriterleri üzerine etkileri karşılaştırıldı. Çalışma Planı: Elektif ürolojik ve jinekolojik cerrahi girişim planlanan ASA I-II grubundan 65 yaş ve üzeri 40 hasta rastgele eşit sayıda iki gruba ayrıldı. Tüm olguların premedikasyonu intramusküler 0.06 mgkg-1 midazolam, anestezi indüksiyonu intravenöz 1.5 mgkg-1 propofol, 0.6 mgkg-1 atrakuryum besilat ve 500 ?g alfentanil ile gerçekleştirildi. Anestezi idamesi grup I’de 1 MAC isofluran, grup II’de 1 MAC sevofluran ve gerektikçe intravenöz 0.1 mgkg-1 atrakurium ile sürdürüldü. Ameliyat sonunda her iki grupta da derlenme kriterleri olarak belirlenen spontan göz açma, ekstübasyon, sözel yanıt ve oryantasyon süreleri kaydedildi. Bulgular: Sevofluran grubunda, isofluran grubuna göre spontan göz açma (p=0.0002), ekstübasyon (p=0.0002), sözel yanıt (p=0.0001) ve oryantasyon (p=0.0001) süreleri anlamlı derecede kısa bulundu. Sonuç: Geriyatrik olgularda sevofluranın derlenme kriterleri açısından isoflurana göre daha avantajlı olduğu kanısına varıldı.Öğe Kraniyotomilerde çivili başlığa hemodinamik yanıtın önlenmesinde intravenöz sufentanil ile bupivakain infiltrasyonunun karşılaştırılması(2005) Turan, F. Nesrin; Alagöl, Ayşin; Pamukçu, Zafer; Çolak, AlkinAmaç: Bu çalışmada 10 µg intravenöz sufentanil ile cilde bupivakain infiltrasyonu kraniyotomilerde "Mayfield Holder" yerleştirilmesi sırasında ortaya çıkan hemodinamik yanıtın önlenmesi yönünden karşılaştırıldı.Gereç ve Yöntem: ASA I ve II grubundan, kraniyotomi geçirecek 20-58 yaşlarındaki 59 olgu, rasgele üç gruba ayrıldı. Grup S'ye % 09 NaCl infilitrasyonu ve iv 10 mg sufentanil; Grup B'ye çivi uygulanacak bölgelere 10 mg % 0.5 bupivakain ve iv % 09 NaCl; Grup K'ya intravenöz ve infilitrasyon olarak % 09 NaCl uygulandı. İndüksiyondan önce ve sonra; infiltrasyondan önce ve sonra; Mayfield'den önce ve sonra sistolik, diyastolik ve ortalama arter basınçları ile kalp hızları ölçülerek kaydedildi.Bulgular: Grup S'de sufentanil enjeksiyonu, arter basınçları ile kalp hızını anlamlı olarak düşürdü. (p< 0.01); (p< 0.001) Grup B ve K'de ise, infiltrasyon-enjeksiyon sonrasında arter basınçları ve kalp hızında anlamlı değişiklik saptanmadı (p >0.05). Kontrol grubunda Mayfield başlık sonrası arter basınçları ve kalp hızında artış saptandı (p< 0.001) ve 5 dk. sonra, hala yüksekti (p< 0.01, p< 0.001). Grup B'de ise, diyastolik (p< 0.05) ve ortalama arter basınçları (p< 0.01) ile kalp hızı (p< 0.05) yükseldi. Diyastolik ve ortalama (p< 0.01) arter basınçları 5 dk. sonra hala yüksekti. Grup S'de çivili başlık, hemodinamik parametrelerde artışa yol açmadı; bu düşük hemodinamik değerler, sufentanil enjeksiyonundan sonra ve çalışma süresince devam etti.Sonuç: Mayfield başlığı uygulaması sırasında çivili başlığa bağlı hemodinamik yanıtın önlenmesinde intravenöz 10 µg sufentanilin ve 10 mg % 0.5 bupivakain infiltrasyonunun etkili olduğu, ancak sufentanilin kan basıncını ve kalp hızını çalışma periyodu süresince düşürdüğü saptandı.Öğe Kraniyotomilerde deksmedetomidin infüzyonunun hemodinamik yanıtlar üzerine etkisi(2006) Alagöl, Ayşin; Pamukçu, Zafer; Karaçayır, Yücel; Çolak, Alkin; Turan, F. Nesrin; Kaya, GayeAmaç: Çalışmamızda, kraniyotomi operasyonlarında indüksiyon öncesinde başlayarak cerrahi insizyon öncesine kadar sürdürülen deksmedetomidin infüzyonunun, laringoskopi, çivili başlık ve cerrahi insizyona hemodinamik yanıtı önlemedeki etkinliği araştırılmıştır.Gereç ve Yöntem: Supratentoryal kitle nedeniyle opere edilecek ASA I-II grubundan 40 olgu, indüksiyondan 5 dk. önce rasgele iki gruba ayrılarak çalışma grubuna (n=20) 1 µg kg sa-1 deksmedetomidin, kontrol grubuna (n=20) % 0.9 NaCl infüzyonu başlatıldı. On dakika sonra entübasyon gerçekleştirildi ve iki grupta da infüzyon hızları % 50 azaltıldı. Kontrol grubunda çivili başlıktan 5 dk. önce 1 µg kg-1 fentanil, deksmedetomidin grubunda 2 mL % 0.9 NaCl iv verildi. İki grupta premedikasyon, indüksiyon ve idame ilaçları aynıydı.Bulgular: Deksmedetomidin grubunda infüzyonun 5. dakikasında kalp hızı ile sistolik ve diyastolik arter basınçları, öncesine göre düşük bulundu (p<0.001). Her iki grupta indüksiyondan sonra sistolik ve diyastolik arter basıncı düştü (p<0.001). Kontrol grubunda kalp hızı ve sistolik ve diyastolik arter basıncı, entübasyondan sonra öncesine göre (p<0.001) ve çivili başlık uygulanmasından 1 dk. (p<0.001) ve 5 dk. sonra (p<0.05), öncesine göre yüksek; cerrahi insizyon sonrasında öncesine göre kalp hızı (p<0.001), sistolik (p<0.001) ve diyastolik (p<0.05) arter basıncı yüksek bulundu. Deksmedetomidin grubunda entübasyon ve cerrahi insizyon ile hemodinamik parametrelerde anlamlı değişme saptanmadı; sistolik (p<0.001) ve diyastolik (p<0.05) arter basıncı, çivili başlıktan 5 dk. sonra, 1 dk. sonrasından düşüktü. Kontrol grubunda 6 olguda cerrahi insizyondan sonra fentanil gerekti; deksmedetomidin grubunda fentanil gereksinimi olmadı (p<0.001).Sonuç: Kraniyotomi operasyonlarında indüksiyondan önce başlatılan deksmedetomidin infüzyonu; entübasyon, çivili başlık, insizyon gibi uyaranlara hemodinamik yanıtı önlemede etkili bulundu.Öğe Laparoskopik kolesistektomi sonrası analjezide intraperitoneal bupivakaine meperidin eklenmesi(2002) Tükenmez, Barış; Turan, F. Nesrin; Alagöl, Ayşin; Çolak, Alkin; Pamukçu, ZaferLaparoskopik kolesistektomi sonrası analjezi amacıyla intraperitoneal (İP) uygulanan lokal anestezik ajana hem İP, hem de İV olarak meperidin eklenerek postoperatif ağrı, analjezik gereksinimi, hemodinamik ve yan etkiler karşılaştırıldı. Bu amaçla ASA I ve II grubundan 35 kadın ve 30 erkek hasta çalışma kapsamına alındı. Premedikasyon, anestezi indüksiyonu ve idamesi standart bir protokolle uygulandı. Ameliyat sonunda Grup I'deki olgulara (n=21) % 0.5 bupivakain 20 mL İP ve l mL serum fizyolojik (SF) İV; Grup II'deki olgulara (n=22) % 0.5 bupivakain 20 mL İP ve 50 mg meperidin İP; Grup III'teki olgulara (n=22) % 0.5 bupivakain 20 mL İP ve 50 mg meperidin İV uygulandı. Postoperatif ağri, analjezi süresi, analjezik gereksinimi, ortalama arter basıncı ve kalp atım hızı ; 0 ve 30 dk.,1, 2, 4, 8, 12 ve 24. saatlerde değerlendirildi. Her üç grupta da yeterli analjezi sağlandığı, VAS değerlerinin İP meperidin uygulanan grupta sadece bupivakain uygulanan gruba göre 0, 2 (p<0.05), 12 ve 24. (p<0.01) saatlerde düşük olduğu saptandı. İntraperitoneal meperidin uygulanan grupta VAS değerleri, İV meperidin uygulanan gruba göre 4 (p<0.01), 12 ve 24. (p<0.05) saatlerde düşük, bulundu (p<0.05). Analjezi süresi ve ek analjezik gereksinimi gruplar arasında istatistiksel olarak farklı bulunmadı. Gruplar arasında yan etkiler açısından fark saptanmadı. Sonuç olarak meperidinin İP uygulamada etkili olduğu ve İP bupivakaine eklendiğinde, tek bupivakainden daha düşük ağrı skorlarıyla birlikte olduğu saptandı.Öğe Omurga cerrahisinde IV nimodipin ve oral nifedipinin postoperatif epidural morfin analjezisi üzerine etkileri(2002) Turan, F. Nesrin; Pamukçu, Zafer; Alagöl, Ayşin; Çolak, AlkinOmurga cerrahisi sonrası hasta kontrollü epidural analjezi (HKEA) yöntemi ile morfin uyguladığımız 54 olguda, kalsiyum kanal blokerle rinden oral nifedipin ve IV nimodipinin morfin tüketimini azaltıp azaltmadığı değerlendirildi. Olgular rasgele 3 gruba ayrılarak, çift kör yöntemle, kontrol grubu ve IV nimodipin grubuna oral plasebo; kontrol ve oral nifedipin grubuna IV plasebo uygulandı. Nimodipin, indüksiyondan sonra 30 $mu$g/kg/sa infüzyonla başlatılarak 20 saat süreyle uygulandı. Nifedipin, ameliyattan 2 saat önce verildi. Uç grupta da epidural analjezi protokolü aynı idi. Epidural analjeziye ek olarak, morfin tüketimi ilk 8 saatte 10 mg'ı geçen ve ağrı skorunu >4 olarak belirten olgulara tenoksikam 20 mg IV uygulandı. Postoperatif ağrı skorları gruplar arasında farklı bulunmadı. Nimodipin grubunda ilk 24 saatte (p<0.05), 48 (p<0.05) ve 72 (p<0.001) saatteki toplam morfin tüketimi kontrol (sadece HKEA uygulanan) grubundan düşüktü. Nifedipin grubunda 24 saatteki morfin tüketimi kontrol gru-bundan farklı değilken, 48 (p<0.05) ve 72 saatteki toplam morfin tüketimi kontrol grubundan düşük bulundu (p<0.001) Sonuç olarak, preoperatif nifedipin ile, per ve postoperatif IV nimodipinin, omurga cerrahisi sonrasında, postopertif 72 saatlik epidural morfin tüketimini azalttığına karar verildi.Öğe Sevofluran ve izofluran anestezisinin postoperatif erken dönemde kognitif fonksiyonlara etkisi(2007) Işık, Berrin; Pamukçu, Zafer; Alagöl, AyşinAmaç: Genel anestezi uygulamalarından sonra kognitif fonksiyonlar değişik derecelerde etkilenmektedir. Bu çalışmada; sevofluran ile izofluran anestezilerinin derlenme döneminde kognitif fonksiyonlar üzerine etkilerinin karşılaştırılması amaçlandı.Gereç ve Yöntem: Çalışma ASA I-II grubu, 17–73 yaş arası, en az 8 yıl eğitim almış, genel anestezi altında elektif cerrahi girişim planlanan, 62 olgu üzerinde gerçekleştirildi. Hastalara sevofluran veya izofluran anestezisi uygulanacağı randomize olarak belirlendi. Anestezi indüksiyonundan önce Kısa Kognitif Muayene Testi uygulandı ve skorlar preoperatif değerler olarak kaydedildi. Anestezi indüksiyonu propofol ve atrakuryum ile sağlandı ve gruplara göre sevofluran (Grup S) veya izofluran (Grup İ) inhalasyonu ile sürdürüldü. Operasyon süresince kalp atım hızı, kan basıncı, periferik oksijen satürasyonu, end tidal CO2 basıncı monitorizasyonu yapıldı. Ayrıca operasyonun 30. dakika’sında alınan kan örneğinden kan gazları, glukoz, BUN, elektrolit değerleri ölçüldü. Ekstübasyondan 15 ve 60 dk sonra Kısa Kognitif Muayene Testi tekrar uygulandı. Elde edilen veriler istatistiksel olarak değerlendirildi.Bulgular: Gruplar arasında; preoperatif ve postoperatif 60. dk Kısa Kognitif Muayene Test skorları, kalp, solunum ve biyokimya değerlerine ait değişkenler normal sınırları içinde ve benzer olarak bulundu. Ancak postoperatif 15. dk Kısa Kognitif Muayene Testi değerleri her iki grupta da normalin altında bulundu. Bu düşüş İzofluran grubunda Sevofluran grubundan fazla idi (p?0,05).Sonuç: Kognitif fonksiyonların postoperatif 15. dk da izofluran grubunda daha fazla olmak üzere her iki grupta da olumsuz etkilendiği, ancak postoperatif 60. dk da normal olduğu kanısına varıldı.Öğe Transdermal nitrogliserinin fentanil ve bupivakain ile epidural anestezi sonrası analjezi üzerine etkisi(2001) Turan, Nesrin; Çolak, Alkin; Arar, Cavidan; Alagöl, Ayşin; Pamukçu, ZaferBu çalışmada; alt ekstremite kırığı nedeniyle opere edilen olgularda, transdermal nitrogliserinin (TNG), bupivakain ve fentanil kombinasyonu ile uygulanan epidural anestezi sonrası postoperatif analjezi süresine etkisi araştırılmıştır. Çalışmaya alınan ASA I-II grubundan 37 olguya operasyondan önce Numeric Rating Scale (NRS) ile ağrının değerlendirilmesi öğretilmiştir. Epidural anestezi: L3-L4 aralığından oturur pozisyonda, 20 mL % 0.5 bupivakain ve 50 µg fentanil ile gerçekleştirilmiştir. Hemodinamik stabilite sağlandıktan sonra 1. Gruptaki olgulara 5 mg TNG, II. Gruptaki olgulara ise içi boşaltılmış TNG flasteri yapıştırılmıştır. Epidural enjeksiyondan önce, 10 dk sonra, operasyon süresince 10 dk arayla, postoperatif 30.dk, 12, 18 ve 24.saatlerde sistolik ve diyastolik arter basınçları (SAB, DAB), kalp atım hızı (KAH) değerlendirilmiştir. Postoperatif dönemde NRS>4 olduğunda 75 mg diklofenak im uygulanmıştır. İlk analjezik uygulandığında ve epidural enjeksiyondan 12, 18 ve 24 saat sonra NRS ile 24 saatlik analjezik uygulama sayısı ve yan etkiler kaydedilmiştir, I. Grupta analjezi süresi ileri derecede anlamlı uzun (p<0.01); ek analjezik gereksinimi anlamlı düşük bulunmuştur (p<0.05). SAB her iki grupta; DAB II.Grupta, epidural enjeksiyondan sonra ileri derecede anlamlı olarak düşmüştür (p<0.01). İntraoperatif dönemde SAB, 70-120. dk arasında; DAB, 80-120.dk arasında I. Grupta II. Gruba göre ileri derecede anlamlı düşük, ancak klinik olarak normal sınırlarda bulunmuştur (p<0.01). KAH 120.dk.da 1.Grupta anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p<0.05). Postoperatif dönemde SAB 24.saatte; DAB tüm ölçümlerde I.Grupta II.Gruptan düşük; KAH 30.dk ve 12.saatte I. Grupta anlamlı olarak yüksek bulunmuştur (p<0.05). Sonuç olarak; TNG uygulamasının, epidural fentanil ve bupivakain kombinasyonunun analjezi süresini uzattığı ve analjezik gereksinimini azalttığı saptanmıştır.