Yazar "İşbilir, Şebnem Selen" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Akciğer kanserli hastalarda doku ve serum sialik asit düzeylerinin incelenmesi(Trakya Üniversitesi, 2000) İşbilir, Şebnem Selen; Gökmen, Selma Süer7. ÖZET Sialik asidler doğada protein veya lipide bağlı oligosakkaridlerde terminal şekerler halinde yaygın olarak bulunurlar. Hücre yüzeyine negatif yük kazandırırlar, hücre-hücre ve hücre-matriks etkileşimlerinde önemli rol oynarlar. Tümör hücrelerinin değişmiş yüzey özellikleri olduğu ve bu değişimlerden kısmen plazma membranı üzerindeki artmış sialo-glikokonjugatların sorumlu olduğu bildirilmiştir. Bu artmış sialilasyon malign hücrenin davranışını, invazyon ve metastaz yeteneğini etkilemektedir. Bu çalışmada; akciğer kanserli hastalarda sialik asid düzeylerini inceleyerek, serum ve doku total sialik asid ve lipide bağlı sialik asid düzeylerinin metastazı olan ve olmayan hastaları birbirinden ayırmada bir marker olup olmayacağını araştırmayı ve böylece sialik asidin hücrenin metastaz yeteneğindeki rolünü irdelemeyi amaçladık. Çalışmamızda tümör dokusunun ve çevre sağlıklı dokunun total ve lipide bağlı sialik asid düzeyleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır. Ekstrapulmoner metastazı olan akciğer kanserli hastaların serum total sialik asid düzeyleri sadece ekstrapulmoner metastazı olmayan epidermoid karsinomalı hastalardan anlamlı olarak daha yüksek bulundu. Oysa ekstrapulmoner metastazı olan akciğer kanserli hastaların lipide bağlı sialik asid düzeyleri ekstrapulmoner metastazı olmayan epidermoid karsinomalı hastalara, adenokarsinomalı hastalara ve küçük hücreli akciğer kanserli hastalara göre anlamlı olarak daha yüksek bulundu. Sonuç olarak ekstrapulmoner metastazı olan akciğer kanserli hastaları ekstrapulmoner metastazı olmayan epidermoid karsinomalı, adenokarsinomalı ve küçük hücreli akciğer kanserli hastalardan ayırmada serum lipide bağlı sialik asid düzeylerinin bir marker olarak kullanılabileceğini ancak, ekstrapulmoner metastazı olan akciğer kanserli hastaları sadece ekstrapulmoner metastazı olmayan epidermoid karsinomalı hastalardan 49ayırmada serum total sialik asid düzeylerinin bir marker olarak görev yapabileceğini söyleyebiliriz. Anahtar Kelimeler: Sialik asid, akciğer kanseri, metastaz. 50Öğe Edirne İlinde Yetişen Dut Ağacı Yapraklarının Antioksidan ve Antidiyabetik Aktivitesi Üzerine Bir Çalışma(2021) İşbilir, Şebnem Selen; Çelik, EcrenDut yaprakları halk arasında çeşitli hastalıklarda geleneksel olarak kullanılan bir bitkidir. Bitkilerin gösterdikleri çok çeşitli biyolojik etkinlikleri içerdikleri bileşenlerden kaynaklanmakta olup, bitkinin fitokimyasal bileşimi ve biyolojik potansiyeli yetiştiği bölgeye göre değişiklik göstermektedir. Bu çalışmada Edirne ilinde yetişen beyaz ve siyah dut ağacı yapraklarından elde edilen su ve etanol ekstraktlarının antioksidan aktivitesinin ve in vitro enzim inhibisyon testleri ile antidiyabetik kapasitesinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Beyaz ve siyah dut ağacı yaprak ekstraktlarının toplam fenolik madde miktarı 35.08-47.57 ?g gallik asit eşdeğeri/mg, flavonoid miktarı 18.40-46.25 ?g rutin eşdeğeri/mg ve tanen miktarı 4.59-7.53 ?g tannik asit eşdeğeri/mg aralıklarında tayin edildi. Antioksidan aktivite testlerinde 1,1-difenil-2-pikrilhidrazil (DPPH) ve 2,2?-azinobis-(3-etilbenzotiazolin-6-sülfonik asit) (ABTS) radikallerini gidermede (EC50 sırasıyla 0.31 mg/mL ve 0.79 mg/mL) ve CUPRAC metodunda (9.1 ?mol troloks eşdeğeri antioksidan kapasite-TEAC) siyah dut yapraklarının etanol ekstraktı yüksek aktivite gösterirken, betakaroten ağartma metodunda beyaz dut yapraklarının etanol ekstraktı (EC50 0.47 mg/mL) daha iyi sonuç verdi. Dut yapraklarının sadece su ekstraktlarının metal iyonlarını şelatlama gücüne sahip olduğu görüldü. Antidiyabetik aktivite çalışmasında yaprakların su ekstraktları değişen oranlarda ?-amilaz ve ?-glukozidaz inhibisyonu gösterdi. Su ekstraklarının karbonhidrat sindirim enzimleri üzerine potansiyel inhibitör etkisi göstermesi, ülkemizde besin olarak tüketilmeyen dut yapraklarının ilaç hammaddesi kaynağı olarak değerlendirilebileceğini; siyah dut yapraklarının ise antioksidan katkı amaçlı olarak kozmetik uygulamalarda kullanılmak üzere ekonomiye kazandırılabileceğini düşündürmektedir.Öğe Yaprakları salata-baharat olarak tüketilen bazı bitkilerin antioksidan aktivitelerinin incelenmesi(Trakya Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü, 2008) İşbilir, Şebnem Selen; Sağıroglu, AytenBu çalışmada dereotu (Anethum graveolens L.), kuzukulağı (Rumex acetosella L.), gelincik (Papaver rhoeas L.), roka (Eruca sativa Mill.) ve tere (Lepidium sativum subsp. sativum) bitkilerinin antioksidan aktiviteleri çeşitli metodlarla incelenmiştir. Bu amaçla bitkiler kurutulup öğütüldükten sonra su, etanol ve aseton çözücüleri kullanılarak ekstraksiyonları yapıldı. Herbir ekstraktın Folin-Ciocalteu ayıracı ile toplam fenolik madde içeriği, DPPH serbest radikali giderme aktivitesi, ferrik tiyosiyanat (FTC) metodu ile toplam antioksidan aktivitesi, metal iyonlarını şelatlama kapasitesi, süperoksit radikali giderme aktivitesi ve indirgeme kapasitesi tayin edilmiştir. Elde edilen sonuçlar ?-tokoferol, askorbik asit, BHT ve BHA standart maddeleriyle kıyaslanarak değerlendirilmiştir. Su, etanol ve aseton çözücüleriyle gerçekleştirilen ekstraksiyonlar sonucunda, çalışılan tüm bitkilerin ekstrakte edilebilen madde miktarları 21,66-488,35 mg/g kurutulmuş bitki materyali arasında bulundu. En yüksek ekstraksiyon verimleri su ekstraktlarında gözlendi. Toplam fenolik madde tayini sonucu, ekstraktların toplam fenolik madde miktarlarının gallik asit eşdeğeri olarak 49,63±2,5-127,55±14,48 mg/g aralığında; kateşol eşdeğeri olarak 24,08±1,67-76,03±9,66 mg/g aralığında değiştiği belirlendi. En yüksek miktarlar kuzukulağı ve gelincik ekstraktlarında tayin edildi. Serbest radikal giderme aktivitesinden elde edilen verilere göre kuzukulağının etanol ekstraktı, dereotu ve gelinciğin etanol ve su ekstraktları standart maddelerle karşılaştırılabilir düzeyde DPPH giderme aktivitesi gösterdi. Bitki ekstraktlarının toplam antioksidan aktivitesi linoleik asit emülsiyonunda değerlendirildi. Elde edilen sonuçlara göre dereotunun su ekstraktı, kuzukulağı, gelincik, roka ve terenin su ekstraktlarının 100 µg/mL konsantrasyonları haricindeki tüm ekstraktlar etkili ve yüksek oranlarda antioksidan aktivite gösterdiler. Metal şelatlama aktivitesi tayininde Fe2+ çözeltisi kullanıldı, sonuçlar EDTA ile kıyaslandı. Dereotu, gelincik ve terenin su ekstraktları, kuzukulağı ve rokanın etanol ekstraktı diğer ekstraktlara göre yüksek metal şelatlama aktivitesi gösterdi. Süperoksit radikali giderme aktivitesinde PMS/NADH/O2 sisteminde O2- radikali oluşturuldu ve ekstraktların bu radikali giderebilme kapasiteleri incelendi. Çalışılan ekstraktlardan sadece su ekstraktlarında; kuzukulağı>gelincik>dereotu> roka>tere sıralamasına göre aktivite gözlendi. H2O2 giderme aktivitesinde, ekstraktların 250 µg/mL ve 400 µg/mL konsantrasyonlarında aktivite tayin edildi. En yüksek H2O2 giderme oranları kuzukulağı etanol, dereotu su ve roka aseton ekstraktlarında belirlendi. İndirgeme kapasitesi tayini yönünden; bütün bitki ekstraktlarının standartlarla kıyaslandığında yüksek aktiviteye sahip olmadığı gözlendi. İndirgeme kapasitesi yetenekleri gelincik>kuzukulağı>dereotu>roka>tere şeklinde sıralama gösterdi. Anahtar kelimeler: Anethum graveolens L., Rumex acetosella L., Papaver rhoeas L., Eruca sativa Mill., Lepidium sativum subsp. sativum, antioksidan aktivite, DPPH, fenolik madde.