Yazar "Çobanoğlu, Sabahattin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Arka çukur cerrahi girişimi sonrası serebellar mutizm olgusu(2012) Görker, Işık; Çobanoğlu, Sabahattin; Şan, VolkanKonuşmanın kesilmesi, hipotoni, ataksi ve duygulanımda değişimlerle kendini gösteren serebellar mutizm, arka çukur tümörlerin cerrahi girişiminden sonra ortaya çıkmaktadır. Mutizm geçici olmasına rağmen konuşma nadiren normale döner ve bu durum, nörolojik, bilişsel ve psikiyatrik bulgular ile birliktelik gösterir. Etyolojideki olası düzenekler, cerrahi travma ile oluşturulan direkt hasarın, vasospazmın, ödemin ya da hidrosefalinin, serebellar vermisde, beyin sapında, dentat çekirdeklerde gecikmiş hasar oluşturmasıdır. Bu çalışmada, astrositomu olan ve arka çukur cerrahi girişiminden sonra serebellar mutizm, hipotoni, ataksi, hemiparezi ve görsel bozukluk semptomları gösteren bir ergen olgu sunulmaktadır. (Nöropsikiyatri Arflivi 2012; 49: 320-322)Öğe Fokal serebral iskemi-reperfüzyon modelinde nimodipin ve memantin'in etkileri(2002) Görgülü, Aşkın; Çobanoğlu, Sabahattin; Yanık, Birol; Kırış, TalatAmaç: Deneysel serebral iskemide, primer hasarı izleyen patolojik ikincil süreçler kalıcı nörolojik defisitin ana nedenini oluşturur. Kalsiyumun hücre içine girişi destrüktif olayları başlatan temel faktördür. Çalışmamızda deneysel iskemi-reperfüzyon modelinde kalsiyumun hücre içine girişinin engellenmesi amaçlanmıştır. Bu nedenle N-metil-D-Aspartat blokeri olan memantin ve voltaj sensitif kalsiyum kanal blokeri olan nimodipin'in kombine etkileri araştırılmıştır. Yöntem: Çalışma damar içi sütür tekniği kullanılarak sağ orta serebral arter infarktı ve reperfüzyonu oluşturulan 48 adet Wistar türü dişi sıçan üzerinde yapıldı. Sıçanlar biri kontrol olmak üzere dört gruba ayrıldılar. Tedavi grubunda iskemi öncesi 15. dakikada memantin (10 mg/ kg, periton içi), nimodipin (0.1 mg/kg, periton içi) ayrı ayrı ve beraber olarak uygulandı. İskeminin üçüncü saatinde reperfüzyon sağlandı. Sıçanlar İskeminin altıncı saattindeki nörolojik muayenelerini takiben sakrifiye edildiler. Beyinlerden koronal planda kesitler alındı ve tripheniltetrazolium chloride ile tespit edildi. İskemik alanın yüzde oranı hesaplandı. Bulgular: Memantin'in tek başına ve nimodipin ile birlikte kullanılması nörolojik tabloyu düzeltirken, nimodipin'in tek başına uygulanması etkili olmadı. Memantin'in tek başına ve nimodipin ile birlikte uygulaması tüm kesitlerde, nimodipin'in tek başına uygulaması ise bazı kesitlerde (6, 7, 8, 9 mm) infarkt alanını küçülttü. Sonuç: Memantin grubuna kıyasla, nimodipin'in serebral İskeminin profilaksisinde çok daha zayıf etkili olduğu, yine iki ilacın kombine kullanımının da memantinin tek başınakullanılmasıyla sağlanan profilaktik etkiyi ancak hafif derecede arttırdığı sonucuna varıldı.Öğe Kafa travmalarında hematolojik değişiklikler ve prognoz açısından önemleri(1999) Eliuz, Kenan; Demir, Muzaffer; Çobanoğlu, Sabahattin; Görgülü, AşkınBu prospektif çalışma kapalı kafa travmalı olgularda koagulasyon bozukluklarının derecesi ile prognozu arasındaki ilişkinin ortaya konulması için planlandı. 55 olgu Glasgow Koma Skalası (GKS) skoruna göre 3 gruba ayrıldılar: Grup 1 (GKSskoru 13-15), Grup 2 (GKS skoru 8-12), Grup 3 (GKS skoru 3-7,). Koagulasyon testleri (trombosit sayısı, proirombin zamanı, aktif parsiyel tromboplastin zamanı, fibrinojen, öglobulin yıkım zamanı, fibrin yıkım ürünleri (FYÜ), D-Dimer, antitrombin İli) ve bilgisayarlı tomografi tetkiki tüm hastalarda yapıldı. Kan örnekleri travma sonrası 6 ve 24. saatlerde, 3 ve~7. günlerde alındı. Cerrahi girişim yapılan olgularda, cerrahinin hemen öncesi ve sonrası ve anestezi indüksiyonu sırasında ek kan örnekleri alındı. Grup 1'de tüm koagulasyon testleri normaldi. Grup 2 ve 3'de FYÛ ve D-Dimer seviyeleri önçmli derecede yüksek, antitrombin 111 seviyeleri düşüktü. Bu değerler hastanın prognozuna göre değişim gösterdi. FYÛ, D-Dimer veantitrombin lif ün kunt kafa travmalı olguların prognoz tahmininde önemli olduklar saptandı.Öğe Spontan serebellar kanamalar(1998) Görgülü, Aşkın; Memiş, Muzaffer; Yılmaz, Hakan; Utku, Ufuk; Çobanoğlu, SabahattinBu retrospektif çalışmada 20'si erkek, 16'sı kadın olan 36 spontan serebellar kanama olgusu incelendi. Tanı tüm olgularda kraniyal Bilgisayarlı Tomografi ile konulmuştu. Olguların. 27'sinde hipertansiyon anamnezi mevcuttu. Bu olguların 23'ünde konservatif, geri kalanında cerrahi tedavi uygulanmıştı. Tüm olgularımız Glasgow Koma Skalası skoru ile izlenmiş, sonuçlar 14. gün yapılan Glasgow Outcome Skoru ile kaydedilmişti. Bu çalışmada Glasgow Outcome Skoru 4-5 iyi sonuç, 1-2-3 kötü sonuç olarak kabul edildi. Glasgow Koma Skalası skorunun 7'nin altında olduğu, deserebrasyon cevabı, dözensiz solunumun mevcut olduğu ve kornea refleksinin kaybolduğu olgularda kötü sonuç gözlendi. Bilgisayarlı Tomografi'de bazal sistemlerin kapalı olduğu, kanamanın vermisde yerleştiği ve/veya hidrosefalinin bulunduğu olgularda da kötü sonuç mevcuttu. Mortalite oranı konservatif tedavi grubunda % 11.2, cerrahi tedavi grubunda ise % 35.7'di.