Yazar "Çaloğlu, Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bir olgu nedeniyle malign melanomlarda palyatif radyoterapi(2006) Koçak, Zafer; Çaloğlu, Murat; Tokatlı, Füsun; Alas, Coşar Ruşen; Uzal, Mustafa Cem; Ünlü, Ercüment; Karagöl, HakanMalign melanom oldukça kötü prognozlu bir cilt kanseri türüdür. Genel olarak radyorezistan olduğu düşünülmektedir. Günümüzde bu hastalığın tedavisinde sıklıkla hipofraksiyone radyoterapi şemaları kullanılmakla birlikte, standart tedavi şemasını belirleyebilecek literatür çalışmaları bulunmamaktadır. Bu yazıda, evre IV malign melanom tanılı, kanaması 5 fraksiyonda toplam 20 Gy eksternal radyoterapi ile etkin ve güvenli bir şekilde tedavi edilen bir olgu sunuldu.Öğe Böbrek hücreli karsinomda mediastinal lenf nodu metastazı: Olgu sunumu ve literatür derlemesi(2006) Alas, Coşar Ruşen; Saynak, Mert; Çaloğlu, Yürüt Vuslet; Çaloğlu, Murat; Karagöl, Hakan; İbiş, Kamuran; Uzal, Mustafa CemBöbrek hücreli karsinom böbreğin en sık görülen malign tümörüdür ve yetişkinlerdeki böbrek tümörlerinin %90-95'ini oluşturur. Tanı sırasında hastaların %30'unda uzak organ yayılımı vardır. Tanı anında uzak yayılım olması kötü prognozun güçlü bir göstergesidir. Yayılım lenf yoluyla ya da kan yoluyla olabilir. Akciğerler, kemikler, karaciğer, lenf nodları ve mediasten en sık yayılım görülen bölgelerdir. Akciğer parankim lezyonları böbrek hücreli tümörlerde sık görülmesine rağmen parankim tutulumu olmaksızın mediastinal lenf nodlarına yayılım nadirdir.Bu yazıda böbrek hücreli karsinom tanılı 71 yaşındaki erkek hasta sunuldu. Radikal nefrektomi ve ameliyat sonrası radyoterapi uygulanan hastanının toraks tomografisinde mediastinal lenfadenopati belirlendi. Olgumuz güncel literatür ışığında tartışıldı.Öğe Burned-out testis tümörü: Olgu sunumu(2008) Kaplan, Mustafa; Aktoz, Tevfik; Alataner, Şemsi; Çaloğlu, Murat; İnci, Osman; Karagöl, Hakan“Burned-out” testis tümörü ender bir antitedir. “Burned-out” kelimesi kendini retroperitoneal bölge, mediasten, supraklavikuler, servikal ve aksiller lenf nodlarına metastaz ile gösteren, kendiliğinden ve tamamen regrese olmuş testis tümörünü ifade etmektedir. Primer ekstragonadal testis tümörlerinden daha farklı bir antite olup daha ender görülür. Patoloji uzmanlarının çoğu metastatik germ hücre tümörlü hastalarda “burned-out” testis tümörü bulguları konusunda çok az bilgiye sahiptir. Burada “burned-out” testis tümörü tanısı konulan 2 olgu sunularak klinik, radyolojik ve histopatolojik özellikleri tartışıldı. Retroperitoneal lenf nodu metastazı olan ve histolojisi germ hücre tümörü gelen, ayrıca testiste kitle ele gelmeyen olgularda “burned-out” testis tümörü akla gelmelidir. Metastazlar tümör histolojisi ve uygun evreye göre tedavi edilmelidir. “Burned-out” tümörü olanlarda persistan testis tümör olasılığı nedeniyle orşiyektomi yapılmalıdır.Öğe Evre III-IV nazofarinks kanseri tanılı hastalarda tedavi öncesi performans durumu ve LDH düzeyinin önemi(2009) Coşar-Alas, Ruşen; Koçak, Zafer; Yürüt-Çaloğlu, Vuslat; Karagöl, Hakan; Çaloğlu, MuratAMAÇ Radyoterapi ile tedavi edilen evre III-IV nazofarinks kanserli hastalarda prognostik faktörler incelendi.GEREÇ VE YÖNTEM Eylül 1999-Eylül 2007 tarihleri arasında tedavi edilen 48 hasta (37 erkek, 11 kadın) geriye dönük olarak değerlendirildi.BULGULAR Lokal-bölgesel yineleme 10 (%21) hastada izlendi. Lokal-bölgesel kontrolü etkileyen faktörler; cinsiyet (p=0.022), Eastern Cooperative Oncology Group (ECOG) performans durumu (p<0.0001), Hb (p=0.0035) ve LDH düzeyidir (p=0.032). Multivariet analizde, sadece performans durumu etkisini korumuştur (p=0.003). On sekiz (%38) hastada uzak metastaz gelişti. Univariet analizde performans durumu (p=0.022), Hb (p=0.002), ALP (p=0.004), LDH düzeyi (p=0.007) ve RT'yi tamamlama (p=0.014) uzak metastaz oluşmasını etkiledi. Multivariet analizde ise sadece LDH düzeyi (p=0.001) etkinliğini korudu. Analiz sırasında 27 (%56) hastanın hayatını kaybettiği saptandı. Univariet analizde performans durumu (p=0.012), RT'yi tamamlama (p<0.0001), metastaz oluşması (p=0.018) ve LDH düzeyinin (p=0.018) sağkalımı etkildiği görüldü. Multivariet analizde yalnızca LDH düzeyi anlamlılığını korudu (p=0.026).SONUÇ Evre III-IV hastalarda tedavi öncesi LDH değerinin uzak metastaz oluşumu ve genel sağkalım üzerine; performans durumunun ise lokal-bölgesel kontrol üzerine etkili olduğu saptanmıştır.Öğe Kanser hastalarında düşük molekül ağırlıklı heparin'in sağkalım üzerine etkisi(2006) Bayır, Gülden; Çaloğlu, Murat; Saynak, Mert; Çaloğlu, Yürüt Vuslat; Uzal, Mustafa CemKanser ile venöz tromboemboli (VTE) gelişimi arasında iyi bilinen bir ilişki vardır. Yeni tanı alan tromboembolizm olgularının yaklaşık %20 kadarının malign hastalıkla ilişkili olduğu görülmektedir. Trombozun patogenezinde ise tümör hücreleri, homeostatik sistem ve hasta özellikleri arasındaki kompleks ilişkiler sorumlu tutulmaktadır. Akut VTE'nin önlenmesinde ve tedavisinde başlıca dayanak antikoagülanlardır. Kanser hastalarında hastalık daha kötü seyretmekte ve sıklıkla tedaviler yanıtsız kalabilmektedir. Son dönemlerde kanser hastalarında düşük molekül ağırlıklı heparinin (DMAH) sağkalım üzerine etkisini değerlendiren randomize çalışmalarda özellikle hastalığı ilerlememiş hastaların tedaviden faydalandığı gösterilmektedir. Bununla birlikte sonuçlar tartışmalıdır ve yeni çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.Öğe Kraniyal radyoterapi ve antikonvülsan tedavi sonrası gelişen toksik epidermal nekroliz: Olgu sunumu(2006) Çaloğlu, Murat; Saynak, Mert; Çaloğlu, Yürüt Vuslet; Koçak, Zafer; Alas, Coşar Ruşen; Karagöl, Hakan; Uzal, Mustafa CemToksik epidermal nekroliz (TEN), nadir görünen fakat yaşamı tehdit eden bir reaksiyondur. Pek çok ajan tarafından başlatılabilen bir hirpersensitive reaksiyonu olduğu düşünülmektedir. Bu yazıda, metastatik küçük hücreli dışı akciğer kanseri tanısı ile tüm beyin radyoterapisi (TBRT) uygulandıktan sonra Epdantoin (300 mg/gün) başlanan ve 5. günde TEN gelişen bir olgu sunuldu.Öğe Küratif radyoterapi veya kemoradyoterapi ile tedavi edilen lokal ileri mesane kanseri tanılı hastalarda lokal kontrol, uzak yineleme ve sağkalımı etkileyen faktörler(2006) Kaplan, Mustafa; Alas, Coşar Ruşen; Saynak, Mert; Çaloğlu, Yürüt Vuslet; Çaloğlu, Murat; İbiş, Kamuran; Uzal, Mustafa CemAMAÇ Ekim 1997-Haziran 2005 tarihleri arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı'nda küratif amaçlı radyoterapi veya kemoradyoterapi ile tedavi edilen, mesane kanseri tanılı 34 hastanın tedavi sonuçları geriye dönük olarak değerlendirildi. Sağkalımla ilgili olduğu bilinen prognostik faktörler incelendi.GEREÇ VE YÖNTEM Hastaların 30'u (%88) erkek ve 4'ü (%12) kadındı. Medyan yaş 69 idi (44-93). Patolojik tanı 20 hastada (%59) değişici hücreli karsinomdu. Medyan radyoterapi dozu medyan 62.5 Gy'di ve 11 hastaya (%32) eşzamanlı kemoterapi uygulandı. Medyan takip süresi 22 aydı (5-76 ay). Medyan genel sağkalım süresi ve medyan hastalıksız sağkalım süresi 14.2 ay (3.8-57.5 ay) ve 10 aydı (0-55 ay).BULGULAR Hastaların üç yıllık lokal kontrol, uzak metastazsız sağkalım, hastalıksız sağkalım, ve genel sağkalım oranları sırası ile %76.5, %72.2, %55 ve %41.1 bulundu. Lokal kontrolü olumsuz etkilyen faktörler, patolojik tanının epidermoid karsinom olması (p=0.002), eş-zamanlı kemoterapi uygulanmaması (p=0.003), eş-zamanlı tedavide sisplatin yerine karboplatinli kemoterapi uygulanması (p=0.004) ve tam transüretral rezeksiyon (TUR) yapılamamasıydı (p=0.008). İndifferansiye histoloji (p=0.012) ve eş-zamanlı kemoterapi uygulanmaması (p=0.046) uzak yayılımı etkileyen faktörlerdi. T4 evre (p=0.05), hemoglobin değerinin 10'un altında olması (p=0.032) ve eş-zamanlı kemoterapi uyglanmaması (p=0.017) ve tam TUR yapılamaması (p=0.049) genel sağkalımı olumsuz etkileyen faktörler olarak bulundu.SONUÇ Kas invazyonu yapmış lokal ileri evre mesane kanserinin tedavisinde sisplatin ile kombine radyoterapi (RT) kabul edilebilir bir tedavi şeklidir. Hastalara RT öncesi makroskopik total TUR yapılabilmesi lokal kontrol ve sağkalım için önemlidir. Ancak radyokemoterapi adayı olabilecek hastaların seçiminde sonuçları etkileyebilecek bütün faktörlerin değerlendirilmesi gerekmektedir.Öğe Larinks kanserli cilt metastazlı bir olgu sunumu(2006) Alas, Coşar Ruşen; Çaloğlu, Murat; Çaloğlu, Yürüt Vuslet; Saynak, Mert; Altaner, Şemsi; İbiş, Cem; İbiş, KamuranEpidermoid larinks karsinomunda uzak metastaz yaklaşık %6.5%7.2 oranında görülmektedir. Sıklıkla akciğer, karaciğer ve kemiğe yayılım saptanmakla birlikte cilt metastazı oldukça nadir görülür. Bir yıl önce lokal ileri evre larinks kanseri tanısı ile kliniğimizde küratif radyokemoterapi yapıldıktan sonra takibe alınan 56 yaşındaki erkek hasta, Mayıs 2006 tarihinde genel durum bozukluğu nedeniyle başvurdu. Fizik muayenesinde, sağ üst kol medialinde 0.5 cm ve sternum sağ yanında 1x1 cm çapında, mobil, düzgün sınırlı iki adet subkutan nodül ve diabetik ayak saptandı. Göğüs duvarındaki lezyon eksizyonel biyopsi ile çıkarıldı ve mikroskopik olarak primer tümör ile uyumlu cilt metastazı olduğu görüldü. Hastanın cilt metastazı dışında lokal veya uzak tutuluma rastlanmadı. Rutin kan ve biyokimya tetkileri sonucunda, anemi, hiperkalsemi, hiperglisemi ve hipernatremi bulundu. Semptomatik tedaviye rağmen genel durumu kötüleşmeye devam eden hasta hastaneye yatırılışının 3. gününde kaybedildi. Cilt metastazı, uzak metastatik yayılımın, lokal bölgesel yinelemenin veya daha önce bulgu vermemiş larinks tümörünün ilk işareti olabilmektedir. Genellikle kötü prognoz göstergesi olduğu bilinmektedir.Öğe Radyoterapi ve inme(2007) Çaloğlu, Murat; Çaloğlu, Vuslat Y.; Uzal, Cem; Saynak, Mert; Alas, Ruşen C.Kanser hastalarında serebrovasküler bozukluklar sık ortaya çıkmaktadır. Kanser tedavisi de inme riskini arttırabilmektedir. Radyasyonun sebep olduğu karotis hasarı ciddi ve hayatı tehdit eden sonuçlar oluşturabilir ve hayat kalitesini bozabilir. Radyasyona bağlı damar hastalığının arter duvarında endotelyal hücre hasarı, subintimal fibrozis ve hipertrofi, elastik membranda incelme ve parçalanma ve kas tabakasında fibrozis ve kalınlaşmayı içeren öncü aterosklerotik değişikliklere bağlı olduğu düşünülmektedir. Son dönemde bildirilen çalışmaların sonuçları modern teknikler kullanılarak uygulanan supraklavikuler bölge radyoterapisinin iskemik inme riskini artırmadığını göstermiştir. Radyoterapinin karotisteki geç etkilerine bağlı olarak klinik bulguların ortaya çıkması yıllar sürebilir. Hipertansiyon, diyabet, hiperkolesterolemi ve şişmanlık radyasyona bağlı karotis hasarının ciddiyetini arttırabilmektedir. Bu faktörler kontrol altına alınarak karotis stenozu durdurulabilir ya da yavaşlatılabilir. Perkütan transluminal anjiyoplasti, karotis endarterektomisi ve by-pass cerrahisi tedavi seçeneklerini oluşturmaktadır.Öğe Uyluk cildine metastaz yapmış rektum adenokarsiomu: Olgu sunumu(2006) Karagöl, Hakan; Uygun, Kazım; Bilgi, Selçuk; Çiçin, İrfan; Tokatlı, Füsun; Alas, Coşar Ruşen; Çaloğlu, MuratYetmiş iki yaşındaki erkek hastada, rektum 1/3 alt kısmını dolduran ve anal kanala uzanan adenokarsinom nedeniyle Miles ameliyatı yapıldı. Adjuvan radyoterapi uygulanan hasta, ameliyattan 54 ay sonra sağ supraklaviküler 2 cm çaplı fikse lenfadenopati, sağ bacakta şişlik yakınmalarıyla tekrar başvurdu. Klinik ve patolojik değerlendirmede sağ supraklaviküler lenf nodu, akcişğr, kemik ve pelvik lenf nodu metastazları bulunan hastaya palyatif radyoterapi ve kemoterapi uygulandı. Kemoterapinin dördüncü kürü sonunda, sağ uyluk 1/3 orta ön kısım cildinde papüler lezyonların geliştiği görüldü. Cilt biyopsisinde karsinom metastazı belirlendi. Kemoterapi rejimi değiştirilen ve cilt lezyonlarına yönelik palyatif radyoterapi uygulanan hasta, nüks belirmesinden sekiz ay sonra hastalığın ilerlemesi sonucu kaybedildi.